GELİBOLU’YU ANLAMAK

15 Temmuz Darbesinin Gölgesinde Bir Yıl: Çanakkale, KutülAmare, Somme dan Halil İnalcık Hocaya… 10 Yaşına Giren GeliboluyuAnlamak ta 2016 böyle geçti (Tuncay Yılmazer)

Yazıma başlamadan menfur darbe girişimi sonrasında, ihanet içerisindeki darbecilerin kurşunlarıyla, tanklarıyla, bombalamasıyla hayatlarını yitiren canlarımızı, ayrıca 2016 yılı içinde teröre kurban verdiğimiz asker, polis sivil tüm şehit vatandaşlarımızı rahmetle anıyorum.

Bu yıl da GeliboluyuAnlamak’ta makaleler, kitap tanıtımları ve etkinlik duyurularıyla başta Birinci Dünya Savaşı’nın çeşitli konuları gündeme getirildi. Geçtiğimiz yıllara oranla özgün makale az olsa da daha önce yayınlanmış çalışmalara da tekrar dikkatinizi çekmek istedik.

Yılın ilk etkileyici yazısı Osman Koç’tan geldi. Kocası Çanakkale Savaşı’nda şehit olmuş bir zevcenin padişaha olan mektubu bir asır önce bile aynı sorunları dile getirmesi bakımından önemli. Eşini, çocuğunu devlet hizmetinde kaybettikten sonra bir de hayat koşullarının acımasızlığıyla mücadele etmeye çalışan kadınlar.  http://www.geliboluyuanlamak.com/668_canakkale-sehidi-feyzi-cavus-un-zevcesi-zehra-hanimin-padisaha-mektubu-osman-koc.html  (Bu arada 1. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Kadınlarının yaşadıklarını konu alan çalışmalarıyla tanıdığımız Yavuz Selim Karakışla hocamızı da kaybettik. Kendisini bir kere daha rahmetle anıyorum.)

GeliboluAnlamak sitesinde ilk tanıtımı yapılan Mersin TED Koleji’nin İki Siper Bir Mektup Projesi ile ilgili gelişmeler yine burada paylaşıldı. Okulun Tarih öğretmeni Celal Yıldırım’ın bu projenin Avustralya’ya kadar ulaşmasında çabaları doğrusu övgüye değer. http://www.geliboluyuanlamak.com/672_Iki-Siper-Bir-Mektup-Bir-Canakkale-Projesi-Degerlendirmesi-(Celal-Yildirim).html

 

KutülAmare’nin 100.Yılı

KutülAmare zaferinin 100. Yıldönümü olması nedeniyle GeliboluyuAnlamak’ ta KutülAmare ağırlıklı yazılar da bir hayli yer tuttu bu yıl. İsmail Bilgin’in zaferi anlattığı makalesi http://www.geliboluyuanlamak.com/677_kut-ul-amare-zaferi-1-ismail-bilgin.html , yine Bilgin’in aynı cephenin kahramanlarından Fındıklılı Mehmet Muzaffer yazısı http://www.geliboluyuanlamak.com/681_zaferi-kanla-yazan-findiklili-mehmet-muzaffer-ismail-bilgin.html , Veysel Sekmen’ in (Yedikıta dergisinden izinle yayınlanan Irak Sınırını Çizen Kadın Gertrude Bell yazısı dikkat çekiciydi. http://www.geliboluyuanlamak.com/676_gertrude-bell-irak-sinirini-cizen-kadin-veysel-sekmen.html Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi Faruk Kaymakçı  da 2015 yılında KutülAmare zaferi anmalarına dair geçtiğimiz yılki etkinlikleri bizlerle paylaştı. http://www.geliboluyuanlamak.com/689_Turkiye-nin-Bagdat-Buyukelciligi-Kutu-l-Amare-Zaferini-her-yil-kutluyor-(-Faruk-Kaymakci).html

Kut Zaferi ile ilgili çıkan en önemli kitap Kültür Bakanlığı tarafından yayınlanan Binbaşı Mehmed Emin Bey’in KutülAmare Muhasarası adlı eseriydi. Çok sayıda askeri tarih kitabına imza atsa da günümüzde pek tanınmayan yazarı Mehmed Emin bey Kürt Kökenli, bir Osmanlı Subayıydı ve son ana kadar Osmanlı Devletinin hizmetinde kalmıştı. Mehmed Emin beyin biyografisini “Kürtler ve Kürdistan Tarihi” adlı kitapta bulduk ve Nubihar yayınevinden izin alarak yayınladık.             http://www.geliboluyuanlamak.com/698_bir-osmanli-kurmay-subayi-irakli-kurt-devlet-adami-mehmet-emin-zeki-bey-in-yasam-oykusu-tuncay-yilmazer.html .Dileriz Mehmed Emin Bey’in diğer eserleri de yeniden okuyucusuyla buluşur.

KutülAmara ile ilgili diğer çıkan kitaplardan sitede tanıtımı yapılan kitaplardan biri de Bahtiyar İstekli’nin yayına hazırladığı “Yarbay Mehmet Reşid Bey’in Günlüğü” idi. Kitap Sultanbeyli Belediyesinin Kültür Hizmeti olarak dağıtıldı. Tek çeviri eser Nikolas Gardner’in çalışması ise önemli bir eser olmasına rağmen ciddi çeviri hataları içermesi okuyucu açısından talihsizlikti. http://www.geliboluyuanlamak.com/697_Mezopotamya-da-Bir-Savas-1915-1916-KutulAmare-%E2%80%93-Nikolas-Gardner-(-Tuncay-Yilmazer-).html

Yine Irak cephesini konu alan başka bir dikkati çeken çalışma da Aksaray Üniversitesi’nden Ziya Abbas’ın “1.Dünya Savaşı’nda Şii Ulemasının Cihat Fetvaları Çerçevesinde Irak Cephesi” adlı çalışmasıydı.  http://www.geliboluyuanlamak.com/703_i-dunya-savasi-nda-sii-ulemasinin-cihat-fetvalari-cercevesinde-irak-cephesi-ziya-abbas.html  Abbas bu yazısında Osmanlı yönetimine savaş öncesinde mesafeli duran Irak şiilerinin 1. Dünya Savaşı’nda İngilizlere karşı nasıl tavır aldıklarını çarpıcı belgelerle anlatıyordu.

Ben de Kutülamare Zaferini değerlendirmiştim. 1.Dünya Savaşı’nı bağımsız parçalara ayırarak yorumlamanın doğru olmadığını düşünüyorum. KutülAmare tabi ki zafer. İngilizler için tarihlerindeki en küçük düşürücü yenilgilerden birisi. Zaten bunun için tıpkı Çanakkale’deki gibi komisyon kurup sorumluları hesap vermeye çağırdılar. ( Soruşturmanın bazı açılardan göstermelik olması vs. başka konu) Ancak öyle anlaşılıyor ki genel tarih anlatımımızda Birinci Dünya Savaşı’nı parçalara bölme geleneğinin son örneği Kutü’lAmare olacak. Oysa Kutü’lAmare Zaferine giden süreci  Rusların neredeyse Doğu Anadolu’nun büyük bölümünü ele geçirdikleri Ocak 1916’daki Azap-Köprüköy harekatıyla ,Çanakkale Savaşı’ndan sonra elde kalan birliklerin önemli bir kısmının gereksiz yere Avrupa cephelerine gönderilmesiyle ve Kut zaferinden sadece 10 ay sonra Bağdat’ı kaybetmemiz ile birlikte değerlendirdiğimizde iş değişiyor. Bir askeri zafer stratejik bir başarıysa, siyasi ve sosyal olarak ülke yararına olumlu sonuç doğuruyorsa anlamlıdır. Taktik askeri zaferleri kazansanız bile savaşı yanlış yönetiyorsanız başarısızlık kaçınılmaz. Osmanlı Devleti İttihat Terakki Hükümeti Birinci Dünya Savaşı’na hem giriş sürecini ve sonrasını yönetememiş, savaş ülkemiz açısından askeri, siyasi ve toplumsal felaketle sonuçlanmıştır.  Aradan 100 sene geçtikten sonraki kuşaklara düşen Halil Paşa’dan Mustafa Kemal’e alternatif bir General Patton yaratmak , “unutulan-unutturulan zafer vs. gibi sloganik ifadelerden etkilenmek olmamalı.  Daha soğukkanlı değerlendirmeler yapmak gerekiyor.” http://www.geliboluyuanlamak.com/693_maskirovka-harekati-kutulamare-bir-zafer-midir-tuncay-yilmazer.html

  

Acı kaybımız Prof.Halil İnalcık…

Bildiğiniz gibi 2016 yılında hem ülkemiz özellikle de Tarih camiası için üzücü kayıplardan biri Prof. Dr. Halil İnalcık hocamızın vefatı oldu. Bu vesileyle hocamızın en önemli sözlerinden birini burada paylaşalım. “Bir Tarihçi hukuk, kültür ve siyaset tarihi bilmeli. Aynı zamanda dil de bilmek. Birincil kaynaklara inebilmeli.” Standford Üni den Ali Yaycıoğlu ricamızı kırmadı. Hürriyet Daily News deki eski hocasının ardından yazdığı vefat yazısını yayınlamamıza izin verdi.http://www.geliboluyuanlamak.com/710_to-halil-inalcik-ali-yaycioglu.html  Bu arada söz verdiği halde Halil İnalcık yazısını yazmayan tarihçimize de buradan sitemlerimi iletiyorum.

 

Çanakkale Savaşı , Somme Yıldönümü ve diğer konular

Her zaman vurguladığımız başka bir bir nokta da Çanakkale Savaşı’nın 1. Dünya Savaşı’nın diğer cephelerinde yaşananları bilinmeden tam anlaşılamayacağı. Mustafa Onur Yurdal’ daha önce yayınladığımız Batı Cephesi Neue Chapelle muharebesi ni yazdığı gibi bu yıl da 100. Yıldönümü anılan Somme Muharebesini ve Çanakkale ile benzerliklerini konu aldı. Yurdal benzer yazılarına 2017 de de devam edecek. http://www.geliboluyuanlamak.com/705_Canakkale%E2%80%99den-100–Yilinda-Somme%E2%80%99a:Bir-Savas,-Iki-Muharebe-(Mustafa-Onur-Yurdal).html  Yurdal ayrıca Almanya Parlamentosunun kararı üzerine Almanya’nın Ermeni Tehcirindeki rolü ile ilgili güncel bir makaleyi de kaleme aldı. http://www.geliboluyuanlamak.com/702_canakkale-muharebelerinde-ve-ermeni-olaylarinda-alman-izleri-zaferi-anma-soykirimla-suclanma-m-onur-yurdal.html

Çanakkale Savaşı ile ilgili diğer çalışmalar da  Ömer Arslan ‘dan “Bigali Mehmet Çavuş” http://www.geliboluyuanlamak.com/711_seddulbahir-kahramani-canakkale-gazisi-bigali-mehmet-cavus-omer-arslan.html    Bu yıl da aramıza yeni katılan arkadaşlardan Ayhan Candan’ın iki makalesini yayınladık. Candan Çanakkale Savaşı’ndaki kayıpları belirten kaynakları güzel bir şekilde derledi.  http://www.geliboluyuanlamak.com/688_Canakkale-Muharebelerinde-Osmanli-Ordusunun-Asker-Kaybi-(Ayhan-Candan).html Candan’ın diğer makalesi Çanakkale Savaşı’nda  Sağlık Hizmetleri üzerineydi. http://www.geliboluyuanlamak.com/699_Osmanli-Devleti%E2%80%99nin-Canakkale-Muharebelerinde-Saglik-Alanindaki-Faaliyetleri-(Ayhan-Candan).html

Bu arada çektiği güzel fotoğraflarını GeliboluyuAnlamak ta da kullandığımız yapımcı/tarihçi Gökhan Tarkan Karaman’ın Somme ilgili ilk belgeseli de 32.Gün de yayınlandı. Kendisini tebrik ediyorum. Yine GeliboluyuAnlamak taki yazılarından tanıdığınız İslam Özdemir tarih eğitimini aşık olduğu topraklarda alıyor. Önümüzdeki yıl Çanakkale Muharebe alanlarının arkeolojisi üzerine makaleler yazacağına dair söz verdi. Merakla bekliyoruz.

 Çanakkale Savaşı konusunda en özgün çalışma hiç kuşkusuz Ahmet Yurttakal’ın “25 Nisan 1915 Anzak Çıkarması-Daha erken müdahale edilebilir miydi?” başlıklı makalesiydi. www.geliboluyuanlamak.com/694_25-nisan-1915-anzak-cikarmasi-ilk-saatleri-daha-erken-mudahale-edilebilir-miydi-ahmet-yurttakal.html  Yurttakal makalesinde Anzakların çıkarmasına karşı daha önceden bilhassa kolordu Komutanlığı’nın iki cepheye yakın yer olan Eceabat’ta bulunması gerektiğini belirtmişti. Yurttakal’a göre Eceabat’ta 9. ve 19. Tümen komutanlıklarını yönetecek başka bir birim olmayışı ilk saatlerdeki sevk idareyi geciktirmiş, Türk komuta heyetinde ciddi bir koordinasyonsuzluk yaşanmıştı. Yurttakal çok daha erken müdahale edebilse çıkarmanın seyri değişebileceğini yazıyor, bu konuda yeni çalışmalar gerektiğinin altını çiziyordu. Yurttakal aynı zamanda Cevat Paşa ve 18 Mart konulu 18 Mart Özel Makalesini de yazdı. http://www.geliboluyuanlamak.com/683_18-mart-ozel-canakkale-zaferi-ve-cevat-pasa-ahmet-

yurttakal.html

 Çanakkale Savaşı araştırmaları ile ilgili bu sene en önemli yeni bilgi “Bouvet zırhlısının mayın ile değil Osmanlı Topçusunun ateşi ile batırıldığının” ortaya çıkmasıydı. Bilgi Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Ayhan Aktar’ın yazısı #tarih dergisi Mart sayısında yayınlandı. Özellikle Bouvet’deki mayın yarasının yıllar sonra dalgıçlar tarafından kasten açıldığı bilgisi bir hayli ses getirdi. Bu karar GeliboluyuAnlamak’ta İngilizce olarak duyuruldu.

http://www.geliboluyuanlamak.com/679_the-french-battleship-bouvet-was-sunk-by-the-ottoman-artillery-not-sunk-by-the-mines-turkish-history-magazine-tarih-claims.html

Bu arada Çanakkale Savaşı ile ilgili son derece nitelikli araştırmaların yayınlandığı site www.canakkalemuharebeleri1915.com dan da Şaban Murat Armutak’ın iki yazısını izin alarak paylaştık. Armutak 6 Ağustos 1915 sonrasının son derece kritik öneme sahip Asmadere ve Ağıldere ‘yi coğrafi ve savaşta oynadıkları rol açısından değerlendiriyordu. www.geliboluyuanlamak.com/717_canakkale-kara-muharebelerinde-asma-dere-saban-murat-armutak.html    ve http://www.geliboluyuanlamak.com/721_canakkale-kara-muharebelerinde-agil-dere-saban-murat-armutak.html

Çanakkale Muharebelerinde artık genel anlatımdan ziyade spesifik olay, yer ve birliklerin anlatımına geçildiğini görüyoruz. Bu konuda en önemli kitap dedesinin aziz hatırasını da yaşatan Ahmet Diriker’in 42. Alay- Gelibolu (Scala Yayıncılık) adlı kitabıydı. Diriker’in Ağustos başından itibaren Kerevizdere savunmasını üstlenen 42. Alay’ın muharebelerini aynı zaman da Fransız arşivlerinden de araştırdığını belirtelim. Oğuz Çetinoğlu’nun tanıtım yazısı önemliydi.

www.geliboluyuanlamak.com/716_42-alay-gelibolu-1915-ahmet-diriker-oguz-cetinoglu.html

GeliboluyuAnlamak’a kurulduğundan bu yana en fazla katkı veren yazarlardan biri olan Muzaffer Albayrak Çanakkale’de bir “Melek” Hanım yazısını bizlerle paylaştı.  Albayrak Melek Hanım’ın savaş sırasında adını kendisinden alan çiftlik arazisinin yanı sıra çiftlikte bulunan iki binayı revir olarak Türk askerine tahsis ederek savaşta cephe gerisinde Türk ordusuna katkı sağladığını belirtiyordu. “Bunun yanı sıra, Melek Hanım’ın, eldeki fotoğraflardan yola çıkarak baktığımızda, cephede çiftlik bölgesinde zaman zaman bulunmuş, askerle yakından ilgilenmiş bir anne şefkatiyle neferlerin moral motivasyonuna destek verdiği anlaşılmaktadır.” http://www.geliboluyuanlamak.com/718_canakkale-de-bir-melek-hanim-muzaffer-albayrak.html  Muzaffer Albayrak’ın yeni çalışmalarını da 2017 de sitemizde göreceğiz.

Çok önem verdiğim konulardan birisi özellikle Çanakkale Savaşı’nın günümüze yansımaları, değişik kimlik ve siyasi grupların Çanakkale’yi nasıl algıladıkları. Bu konuda önümüzdeki yıllarda da çalışmalar yapacağını tahmin ettiğim Özgür Öztürk ‘ün yazısının oldukça önemli olduğunu düşünüyorum.( Özgür Öztürk, Çanakkale Savaşı, Bir Siyasi Mücadele Alanı )  http://www.geliboluyuanlamak.com/695_Canakkale-Savasi:-Bir-Siyasi-Mucadele-Alani-(Ozgur-Ozturk).html Yazının İngilizcesini de yayınladık http://www.geliboluyuanlamak.com/704_Gallipoli-Campaign:-A-Symbolic-Battleground-(Ozgur-Ozturk).html

Polemikler…

Bu yılın en önemli polemik konusu kuşkusuz Çanakkale Savaşı Tarihi Alan Başkanlığı’nın aldığı bir kararla müzedeki Enver Paşa ve Mustafa Kemal ‘in üniformalı mankenlerinden Alman Demir Haç madalyası imitasyonunu “ziyaretçilere açıklanamadığı” gerekçesiyle kaldırmasıydı. Haçlılara karşı yapılmış bir savaşta Türk subayı nasıl haçlı madalyası taşırdı? Tarihin her dönem yeniden yorumlandığına bir örnekti bu. Hoşumuza gitmeyen noktaları ya silmek ya da böyle bir şey olmadığına ikna etmek. O dönem Osmanlı subayları sanki bu madalyanın anlamını bilmiyordu? Çok daha önemlisi bir Osmanlı subayının madalyasını almak, saklamak her şeyden önce manevi şahsına saygısızlık değil miydi? Çanakkale Savaşı asker kıyafet ve silahları konusunda Türkiye’nin önde gelen uzmanlarından Seyit Ahmet Sılay’da görüşlerini GeliboluyuAnlamak sitesinde okurlarımızla paylaştı. Sılay’a göre madalyanın çok daha ötesinde müzede düzeltilmesi gereken şeyler vardı.(S.Ahmet Sılay , Tarih Bir Din Değil İlim Sahasıdır)   www.geliboluyuanlamak.com/719_Tarih-Bir-Din-Degil-Ilim-Sahasidir-(Seyit-Ahmet-Silay).html

Merakla beklenen, bir hayli reklamı yapılan TRT nin “Seddülbahir 32 Saat” dizisi hem tarihe uygunluk hem de kıyafetleri açısından sitede ciddi eleştiri aldı. Yapımcılar Çanakkale Savaşı ya da tarihimizle ilgili film çekerken daha hassas davranmak zorundalar. Seyit Ahmet Sılay’da bu konuda lafını hiç esirgemedi. “Çanakkale Muharebeleri gibi, tarihin gördüğü en büyük savunma muharebesinin doğru bir şekilde anlatılmasıdır. Steven Spielberg’ in 1998 de çektiği ve dünya sinema tarihinin en başarılı filmleri arasında gösterilen “Er Ryan’ı Kurtarmak” 70 milyon dolar bütçeyle çekildi. Hasılatı 481.840.909 milyon dolar.  Filmin ilk 20 dakikasındaki Normandiya Çıkarması sahnelerinin, dünya sinema tarihindeki yeri ayrıdır. Film eleştirmenleri bu sahneleri aşırı gerçekçi olarak nitelendirmiştir. Diyeceksiniz ki, bu bütçeyle biz de güzel film çekeriz. Ben de diyorum ki; siz bu kafayla değil bu filmi, hepiniz bir araya gelseniz, bu bütçenin iki katını da alsanız Er Ryan’ ın ilk 20 dakikasını çekemezsiniz.Yukarıda film sahneleri, yönetmenin hataları vs. girmediğimi göreceksiniz. Size para ödenmiş ve demişler ki; dönem silahlarının, kostümlerinin aynısını yapın. Yanlış yapmanın bütçeyle ne alâkası var? Kumaşı doğru kesememişken, silah kalıplarının doğrusunu kullanmamışsan, doğru danışman seçememişsen, yapılanları kontrol edememişsen, işi doğru kişi yerine, yakınına havâle etmişsen, bu işi hangi bütçe olursa olsun yapamayacağın muhakkak. Zorlamayla da ortaya çıkan bu.” ( S.Ahmet Sılay – Seddülbahir 32 Saat Dizisi Üzerine – Bizi Affedin)

http://www.geliboluyuanlamak.com/670_Seddulbahir-32-Saat-Dizisi-Uzerine—-Bizi-Affedin-(-Seyit-Ahmet-Silay-).html

 Savaş ve Edebiyat

 Bu yıl da önemli edebi eserleri değerlendirmesi sitede yer buldu. Sinem Şahin , Bahadır Yenişehirlioğlu’nun Çanakkale Savaşı’nı konu alan “Aşk Cephesi” adlı eserini, http://www.geliboluyuanlamak.com/709_Ask-Cephesi-%E2%80%93-Bahadir-Yenisehirlioglu-(-Sinem-Sahin-).html, Ahmet Ümit’in “Elveda Güzel Vatanım” Ülkü Kolcu, Jean Echenoz’un “1914” adlı romanını değerlendirdi. http://www.geliboluyuanlamak.com/666_Onunuzde-dusman-,-yaninizda-fareler-,arkanizda-jandarmalar–1914–Jean-Echenoz—(-Ulku-Kolcu-).html

Birinci Dünya Savaşı üzerine…

Yeditepe Yayınevi’nden çıkan Ali Kaşıyuğun ‘un Osmanlı Devleti’nin 1. Dünya Savaşı’na Girişi http://www.geliboluyuanlamak.com/673_Osmanli-Devleti-nin-I–Dunya-Savasi-na-Girisi-(Ali-Kasiyugun).html ve özellikle de sessiz sedasız yayınlanan DBY Yayınlarından Alman General Erich Ludendorff’un Hatıraları http://www.geliboluyuanlamak.com/674_Birinci-Dunya-Savasi%E2%80%99nda-Gorduklerim-ve-Yasadiklarim—Erich-Ludendorff.html Birinci Dünya Savaşı hakkında öne çıkan kitaplardı. Bu arada yayın hayatına yeni başlayan, Tarih alanında adından söz ettirecek eserleri okuyucu ile buluşturacak olan Kronik Kitap Yayınlarına da başarılar diliyoruz.

Savaş sadece cephede değil cephe gerisinde de etkilerini hissettirir. En çok etkilenenlerin başında da eğitim gelir. Cephe gerisinde eğitimi konu alan dikkate değer bir çalışma da Nuri Güçtekin’den geldi. İlgili kitabının tanıtımını,   aynı zaman da Yozgat  Lisesi ile ilgili olan bölümünü bizlerle paylaştı. http://www.geliboluyuanlamak.com/687_Egitimli-Neslin-Birinci-Dunya-Savasi-ile-Imtihani-(-Dr–Nuri-Guctekin-).html ve

http://www.geliboluyuanlamak.com/686_Birinci-Dunya-Savasi-nda-Yozgat-Lisesi-(Dr–Nuri-Guctekin).html

GeliboluyuAnlamak sitesinde yayınlanan Melih Şabanoğlu ile 1. Dünya Savaşında Futbol söyleşisi sitenin en çok ses getiren yapımlarından birisi oldu.  Kendisinin Atlas Tarih Dergisi Spor Tarihi özel sayısındaki aydınlatıcı makalesi temel çıkış noktamızdı. Balkan Savaşı kulüplerin hedeflerini nasıl değiştirdi? Hangi kulüp, oyuncularının Harb-i Umumide askerlikten muaf olmasının avantajıyla, rakiplerini kolayca yenerek şampiyon olmuştu? Birinci Dünya Savaşı döneminde ligler nasıl devam etti? Mustafa Kemal Atatürk’ün futbol ile ilişkisi neydi ve hangi takımı tutuyordu? Şehzade Ömer Faruk’un, Fenerbahçe ve Milli Mücadele’deki rolü ile ilgili bilinmeyen detaylar bu söyleşi ile öğrendik. Yine bu söyleşide üç büyüklerin kuruluş tarihine baktığımızda Galatasaray okula, Fenerbahçe Kadıköy örneğinde modern şehirleşmeye ve BJK Çerkes kültürüne yaslanırken dayandıkları ortak özelliklerin milliyetçilik olduğunu görüyoruz. Bence burada en önemli tespit Avrupa ve Güney Amerika’daki sınıfsal rekabet yerine ulusal kimliği temsil etme iddiasıydı. http://www.geliboluyuanlamak.com/714_Birinci-Dunya-Savasinda-Osmanli-Imparatorlugunda-Futbol-%E2%80%93-Melih-Sabanoglu-ile-Soylesi-1-Bolum-%E2%80%93-(Tuncay-Yilmazer).html ve 2.Bölüm http://www.geliboluyuanlamak.com/715_Birinci-Dunya-Savasinda-Osmanli-Imparatorlugunda-Futbol-%E2%80%93-Melih-Sabanoglu-ile-Soylesi-2–Bolum-%E2%80%93-(Tuncay-Yilmazer).html

 Sitenin bu yılki en önemli makalelerinden biri de İstanbul Üniversitesi Öğr. Üyesi Gültekin Yıldız’ın “Birleşik Harekat Tecrübesi Olarak Cihan Harbinde Türk-Alman Askeri İttifakı”idi.  http://www.geliboluyuanlamak.com/724_birlesik-harekat-tecrubesi-olarak-cihan-harbinde-turk-alman-askeri-ittifaki-gultekin-yildiz.html

Yıldız’ın Almanya’nın Osmanlı İmparatorluğu’ndan beklediği İtilaf Devletleri üzerine çekme stratejinin sonuçlarıyla ilgili saptaması ilginçti.  “İlk bakışta Almanya’nın lehine, Osmanlı Devleti’nin ise aleyhine gözüken bu stratejik harekât planı, orta vadede işleri Berlin’i de zora sokan bir hale getirdi. Her ne kadar Osmanlı ordusu Kafkas ve Kanal cephelerinde umulandan daha başarılı olup bir miktar Rus ve İngiliz kuvvetinin Batı Cephesi’nden buraya naklini sağlasa da, bu iki cephede çatışmaların 1917’ye kadar sürmesi ve Çanakkale’de yeni bir cephenin açılması Almanya’nın Osmanlı ordusuna vermesi gereken desteği sürekli daha büyük boyutlara getirdi.  Avusturya-Macaristan’ın Doğu Cephesi’nde Ruslar karşısında düştüğü durumu düzeltmek için Mayıs 1915’de ortak komutayı üstlenen Almanya, beklentilerin terse döndüğü 1916 yılından itibaren Osmanlı cephelerine de doğrudan müdahil olmaya başladı.”

Ülkemizde Harp Tarihi konusunda daha sistematik , sadece askeri açıdan değil sosyal yönleriyle de incelemeyi hedefleyen tarihçilerin sayısı artıyor. Son derece sevindirici. İşte bu araştırmacılardan biri olan Yıldız Üniversitesi Öğretim Üyesi Mehmet Beşikçi  www.cihanharbihatiralari.com adlı bir web sitesi kurdu.  Beşikçi Websitesinin amacını  Birinci Dünya Savaşı’na katılan Osmanlı askerlerinin, savaşa dair kaleme aldıkları hatıra, günlük ve mektup gibi kişisel anlatılarının kapsamlı bir kaynakçasını çıkarmak ve bunu genel kamuoyu ile paylaşmak olarak açıklıyor. “Websitemizde, kitap, dergi yazısı, gazete tefrikası ya da elyazması şeklinde ulaşılabilir durumda olan asker hatıraları, günlükleri ve mektuplarının kısa künyeleri ve kısa tarifleri yer alacaktır. Kaynakçamızı kısa aralıklarla güncelleyeceğiz. Websitemizin amacını karşılıklı bir süreç olarak görüyoruz. Bir yandan burada bizim hazırladığımız kaynakçayı sizle paylaşırken, sizden gelecek verilere ve kaynaklara da açığız. 

Kendime dair…

Bu yıl iki televizyon programına çıktım. İlki Mete Çubukçu’nun yapımcısı olduğu NTV’deki Pusula Programı  http://www.geliboluyuanlamak.com/685_Canakkale-Savasi-nin-Dunya-Tarihindeki-Yeri—NTV-Mete-Cubukcu-ile-Pasaport-Programi—18-Mart-2016.html 

Habertürk TV de canlı yayınlanan tartışma programı “Yeni Bakışlar”  http://www.geliboluyuanlamak.com/682_Canakkale-Savasinin-101–yildonumu-Yeni-Bakislarda-konusuldu-.html

Açık söylemek gerekirse özellikle canlı yayın da bir çok kişinin katıldığı tartışma programlarının seyirciye doğruyu anlatmaktan ziyade (ne yazık ki benim de sözün şehvetine kendimi kaptırdığım) karşıt görüştekileri rakip gibi algılayıp laf sokuşturma müsabakasına dönüyor. Bu açıdan “keşke katılmasaydım” diye düşünmedim değil.  Bu yıl Atlas Tarih dergisinin yılın ilk sayısında KutülAmare’de Türklere esir düşmüş, esaret hayatını da (benim memleketim) Yozgat’ta geçirmiş Yüzbaşı Edward Sandes’in hatıraları üzerine olan makalem yayınlandı. Söz konusu hatırat Yeditepe Yayınevi’nden çıkacak. Yine Atlas Dergisinin son sayısında 1916 Sina-Filistin-Hicaz Cephesi üzerine bir makalem yayınlandı. http://www.geliboluyuanlamak.com/725_Atlas-Tarih-Dergisi-Aralik-Ocak-Sayisinda-1916-Sina-Filistin-Hicaz-Cephesi-(Tuncay-Yilmazer)

 

GeliboluyuAnlamak’ta Yılın Enleri

En iyi makale: 25 Nisan 1915 – Anzak çıkarması ilk saatleri. Daha erken müdahale edilebilir miydi? ( Ahmet Yurttakal )

En İyi Kitap : 42 Alay Gelibolu- (Ahmet Diriker) Scala Yayıncılık 

En Önemli Yeni Bulgu: Bouvet zırhlısının mayına çarparak değil Osmanlı topçu ateşiyle battığının ortaya çıkması (Prof. Ayhan Aktar)

En iyi web sitesi: canakkalemuharebeleri1915.com

 

 

 

 

GeliboluyuAnlamak 10 Yaşında!

GeliboluyuAnlamak amatör bir ruhla( bir hayli amatör!) düzenli olarak makale yayınlamaya 9 Ocak 2007 de başlamıştı. İlk makalemiz üstad Mehmet Akif Ersoy üzerineydi.  “Yakın dostu Hasan Basri Çantay’a göre Âkif’in Türkiye’den ayrılmasının en önemli nedenlerinden biri de; dönemin ünlü bir şairinin, Çanakkale Zaferi’nin yıldönümünde, “Maalesef, Çanakkale Şehitleri için güzel, şehitlerimizin şanına layık bir Türk şairi tarafından şiir yazılamadı. Çaresiz Türk olmayan bir adamın şiirini okuyacağız.” şeklindeki konuşmasıdır. Âkif, böyle bir küçümsemeyi hiçbir zaman gururuna yedirememişti. Mehmed Âkif’i ve şiirini küçük gören, böylesine bir ifadeyi söyleyebilen bu şairi şimdi hatırlamıyoruz bile. Ama ne mutlu bizlere ki “Çanakkale Şehitleri’ne” şiirini her yıldönümünde gururla okuyoruz. Kahraman Mehmetçiklerimizi ve onları bize en güzel şekilde anlatan Mehmed Âkif Ersoy’u da, bu vesileyle bir kere daha rahmetle anıyoruz.” http://www.geliboluyuanlamak.com/5_Canakkale-nin-buyuk-sairi-(Tuncay-Yilmazer).html

Dile kolay tam 10 yıl geçmiş. Bu mütevazı siteye katkıda bulunan, yorum yazan, yapıcı eleştirilerini ileten herkese çok teşekkür ediyorum. Çanakkale Savaşı başta olmak üzere Birinci Dünya Savaşı’nı tüm yönleriyle incelemeye çalışıyor, özgün makale ile birlikte daha önce bir yerde yayınlanmış, ancak önemli kıyıda köşede kalmış çalışmaları da okuyucuya ulaştırıyoruz. Gözümüz gibi korumamız gereken muharebe alanlarındaki gelişmeleri de , olumsuzlukları da paylaşıyoruz.Oraya gereksiz bir çivi çakılması bile yüreğimizi acıtıyor. GeliboluyuAnlamak sitesinin polemiğe girmek, yıkıcı eleştiri yapmak gibi bir niyeti yok. Birinci Dünya Savaşı’nın faturası milletimiz için ağır oldu. Ne kadar iyi yorumlanırsa tarih bilincimizin o kadar sağlıklı gelişeceğine inanıyorum. Daha yazacak, yayınlanacak çok çalışma var. Bu siteye bakarak bir kitap aldırabildiysek , makalelerle, söyleşilerimizle bir fikir, nitelikli bir tartışma zemini  oluşturabildiysek ne mutlu bize! Siz okuyucularımızn yorumları, görüş ve eleştirileri bizler için önemli. Her zaman katkılarınızı bekliyor, yolumuza da devam ediyoruz. Allah bize daha nice 10 yıllar göstersin!

Tüm okurlarımızın yeniyılını kutluyor, hayırlar ve mutluluklar getirmesini diliyorum. 

 

Tuncay Yılmazer

 

 

6.738 okunma

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir