Kilitbahir’den Seddülbahir’e giden yol sahili takip ettikten sonra Soğanlıdere vadisine gelince sahilden dik bir açıyla ayrılarak dere boyunca içeriye doğru yol alır. Soğanlıdere vadisinden içeriye girdikten yaklaşık 1 kilometre sonra yolun sağında 70 metre kadar içeride sırtını tepe yamacına yaslamış iki bina kalıntısı görülür. Burası Çanakkale Muharebeleri zamanında önemli bir tesis olarak kullanılan Melek Hanım Çiftliği’nden günümüze kalabilenlerdir.
Çanakkale Deniz Muharebeleri esnasında Melek Hanım Çiftliği yakınında düşman donanmasının mayın tarama faaliyetini engellemek üzere set bataryaları kurulmuştu. Set bataryalarında görev yapan askerlerin muhtemel sağlık sorunlarını gidermek üzere bölgeye sevk edilen ilk sıhhiye birimi, bu bataryalara en yakın ve en uygun mevkide bulunmasının yanı sıra kapalı ortam sağlaması nedeniyle Melek Hanım Çiftliği’nde kurulmuştu.
Melek Hanım Çiftliği ismine, savaş sırasında askerlerin günlüklerinde, kıta komutanlarının emir ve talimatlarında, muharebe alanını ayrıntılı olarak gösteren Şevki Paşa haritasında rastlanmaktadır. Çiftlik bu ismi sahibi olan Melek Hanım’dan almıştır. Çiftliğin sahibesi hanımın adı gerçekten Melek mi idi yoksa savaş sırasında çiftlik binasını revire, sargıyerine dönüştüren, elinde ne var ne yok askerin hizmetine sunan bu iyi kalpli, müşfik hanıma askerlerin gönülden yakıştırdıkları “Melek” sıfatı mı olduğu bilinmemektedir.
Melek Hanım’ın savaş sırasında çiftliğini terk etmediği, çiftlikte beraber yaşadığı yakınlarıyla askerlere yardımcı olduklarını, bölgede bulunan kıta komutanlarıyla çektirdikleri fotoğraflardan anlamak mümkündür. 25 Nisan’da başlayan kara muharebeleri ile cepheden geri bölgelere sevk edilen yaralılar için Melek Hanım Çiftliği, bünyesinde mevcut sargıyeri nedeniyle, bölgedeki ilk revir olarak hizmet vermeye başlamıştır. Sonrasında ise Seddülbahir Cephesi’nde muharebe eden tümenlerin yaralı askerleri için Soğanlıdere bölgesinde Melek Hanım Çiftliği’nde bulunan sargıyeri civarı bir sıhhiye istasyonu olarak şekillenmeye başlamıştı. Seddülbahir Cephesi’nin bilhassa sol cenahında Kerevizdere mıntıkasında muharebe eden 7., 2., 12. ve 15. Tümenlerin sargıyeri ve hastaneleri Soğanlıdere civarında kurulmuştur. Bu sağlık tesislerinde, cephedeki sargıyerlerinden sevk edilen ağır yaralı, yaralı ve hastaların bir kısmının ameliyatları, tedavileri yapılmakta, diğer bir kısmı da daha geride bulunan merkez, menzil ve diğer harp hastanelerine sevk edilmekteydi. Burada tedavi görürken hayatını kaybeden askerler, ağırlıklı olarak Melek Hanım Çiftliği civarı olmak üzere hazırlanan şüheda kabristanlarına defnedilmişlerdi.
Melek Hanım Çiftliği ismi askerî kayıtlara belirleyici ve izah edici bir yer olarak 2. Tümen Kumandanı Yarbay Hasan Askeri Bey’in 22 Haziran 1915’te verdiği tümen emrinde geçmektedir:
“6. Sıhhiye bölüğü, yaralıların arkası alınıncaya kadar yerinde kalacak yaralı taşıma işinin bittiğini bana bildirecektir. Yaralılar araba durak yerinden sonra, Ali Bey Çiftliği ile Melek Hanım şosesi üzerinden taşınacaklardır. Bu şose üzerinde, yaralılardan başka hiçbir kıta ve er bulunamayacaktır.”
Topçu Subayı Teğmen Mehmet Sinan ise harp hatıralarında 11 Temmuz 1915 günü cephede bataryası ile başka bir noktaya intikal ederken Melek Hanım Çiftliği’nden geçmektedir ve savaş sırasında sağlık tesislerinin de bombardımanlardan nasibini aldığını aktarmaktadır:
“11 Temmuz 1915 günü batarya kumandanım Mahmud Bey’le birlikte Melek Hanım Çiftliği’ne doğru yol almaya başlamıştık. Gittikçe mermi sesleri piyade ve makineli ateşleri ve bomba gürültüleri daha seçkin duyuluyor, harp fırtınasının ılık rüzgârları yüzümüzü çalıyordu. Evvelce endâht edilse de çif tliğin civarında yere düşen otuzbeşlik mermilerin açtığıçukurlar pek korkunçtu. Çapı on metreyi geçen bu çukurların bazıları içinden sular çıkmış olduğundan âdeta bir avadana benziyor ve gelen geçen sularından içiyordu…”
Çiftlik binasında bulunan ve yeniden yapılandırılan hamam da ayrıca askerlerin temizlik ihtiyaçlarının giderilmesine imkân sağlıyordu. Özellikle bu yönüyle de Melek Hanım Çiftliği, savaş alanında âdeta bir sosyal tesis işlevi de görmüştü. 4. Tümen’in de karargâhı olarak kullanılan Melek Hanım Çiftliği’ndeki hamam ve temizlik ihtiyaçlarının giderilmesini de 4. Tümen Komutanı Yarbay Cemil Conk, günlüğünde 19 Haziran 1915 tarihi ile şöyle kaydetmiştir: “Öğleden sonra Melek Hanım Çiftliği’ne gittim. Hamam yapan birinci tabur, sahra etüvlerinde elbiselerini ve bitlerini temizleyecekti. İki bölük temizlenmiş, diğer bölük yarım kalmış. Kazanları toplamışlar, dönüyorlardı. Halbuki saat henüz 15’ti. ‘Barış zamanında bile olsa, vakte gene yazıktır” dedim. Kazanları tekrar yaktırdım. Akşama kadar temizlik faslı bitirildi.’
Melek Hanım Çiftliği’nin konuklarından birisi de Cafer Tayyar Bey’in komutanı olduğu 1. Tümen 71. Alay 10. Bölük takım komutanlarından Teğmen İbrahim Naci idi. Birkaç gün sonra Kerevizdere Muharebesi’nde şehit düşecek olan İbrahim Naci, 15 Haziran 1915’te alayı ile birlikte geldiği Melek Hanım Çiftliği ve çevresinin görünüşünü günlüğüne kaydetmişti:
“15 Haziran 1915, Salı: Sabah 3’te kalktım. Yemek verdirdim. Saat 4’te hareket ettik. Melek Hanım Çiftliği’ne geldik. Askerlere çadır kurdurdum. Sonra 1. Bölük çadırına giderek çay içtim. Bir saat sonra bölüğün etüve gitmesi için emir geldi. Yine haydi pılı pırtıyı topladık.”
Giderken etüvün başka bir tabur tarafından tutulduğu haberi geldi. Yol kenarında oturduk. Ben defterimi çıkardım. Bir meşe ağacı kümesi önünde yazıyorum. Karşımda Soğanlı nam dereye doğru yarım küre şeklinde uzanmış birbirine paralel altı tane kel tepe var. Sonra bunlardan bazılarının üzerinde beyaz bir şerit gibi kırılarak gözden kaybolan birkaç yol var. Vadi ise oldukça geniş, gelip geçmekten yarı beyaz. Dere kenarında arabalar, hayvanlar, insanlar âtıl ve hareketsiz. Bazı bazı yollarda şurada burada bir hayvan, bir araba, bir kafile görünüyor. Sonra kayboluyor.”
Melek Hanım savaş sırasında adını kendisinden alan çiftlik arazisininyanı sıra çiftlikte bulunan iki binayı revir olarak Türk askerine tahsis ederek savaşta cephe gerisinde Türk ordusuna katkı sağlamıştır. Bunun yanı sıra, Melek Hanım’ın, eldeki fotoğraflardan yola çıkarak baktığımızda, cephede çiftlik bölgesinde zaman zaman bulunmuş, askerle yakından ilgilenmiş bir anne şefkatiyle neferlerin moral motivasyonuna destek verdiği anlaşılmaktadır.
Bu makale Muzaffer Albayrak’ın hazırladığı Çanakkale Kahramanları adlı eserden, yazarın izniyle alınmıştır (Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları-Ankara 2015 )