Rapor, Harbiye Nezareti’nin 31 Temmuz 1914 gün ve 11445 sayılı, 3. Kolorduya gönderdiği özel seferberlik emri ile ilgili -31 Temmuz 1914 tarihli- Gelibolu fenerinin bulunduğu mahalden yazılan “vukuat” raporuyla başlamaktadır. Yazışmalar genelde 9. Tümene bağlı, 27. Piyade alayı, 2. Tabur komutanlığına gelen, Tümenden, Alaydan ve Maydos Mıntıka Komutanlığı kurulduktan sonra, buna bağlı sağ yan müfreze komutanlığından gelen emirler, talimatlar ile ayrıca Müstahkem mevkii komutanlığının birliklere ulaşılmak üzere 9. Tümen komutanlığına gönderdiği genelgeler yer almaktadır. Bazı 27.
Bizler yukarıda bahsi geçen emirler, raporlar, genelgeler okunurken, çok önemli konularda aydınlatıcı bilgiler bulmaktayız. Bu bilgiler Çanakkale Savaşları öncesi, kıyı savunmasının Müstahkem Mevki Komutanlığı ve 3. Kolordu Komutanlığı sorumluluğunda olduğu dönemde alınan kıyı savunması tertipleri ile 5. Ordu Komutanlığı kurulduktan sonra, Nisan 1915’in ilk haftası alınan kıyı savunma tertipleri arasındaki temel farklılıkları gözler önüne sermektedir. Bunları aşağıda ana hatları ile açacak olursak, tespitlerimizi şöyle sıralayabiliriz:
Tespit 1: Raporda kıyı savunmasıyla ilgili alaydan veya Müfreze komutanlığından gelen emirlerde, kıyıların “Amfibi” çıkarmaya olanak veren önemli kesimlerinde, hem kıyıda birlikler yeterli olup, alay ihtiyatları da savunulan kıyı bölgesine çok yakın konuşlanmışlar, makinalıtüfek bölüklerinin takımları da ya kıyıda mevzide ya da hemen arkada bulunmaktadırlar.
Örnek 1: 23 Şubat 1915 tarihli, Büyükanafartalar köyünden yazılan, Yarbay Şefik Bey imzalı (12) no’lu müfreze emrinde 3 no’lu maddede …… Ağıldere (hariç) Çamtepe’nin beş yüz metre kuzeyine kadar olan bölgenin koruma ve gözetimleri 27. Alayın 2. Tabur komutanlığına verilmiştir. 27. Alayın 1. Tabur ve 3. Tabur Müfreze bölgesinin sağ ve sol kanat gerilerinde birer ihtiyat kuvvet durumunda bulunacaktır. Yalnız, 1. Tabur bir bölüğünü önemli yer olmasından ötürü, Ağıldere ve Arıburnu noktaları gerisindeki Kocaçimen sırtlarına sürecektir.
Yukarıdaki savunma tertibinde sahilde 2. Tabur bölükleri kıyıları savunmaktadır. 2. Taburun 4. Bölüğü Arıburnu kıyı savunması yaparken, diğer bir ihtiyat taburunun bir piyade bölüğü de o zamanki deyimiyle Kocaçimen Dağı sırtlarını (Kılıçbayırı-Düztepe-Conkbayırı hattını) tutmaktadır.
Yine aynı müfreze emrinin 4. maddesinde “27. Alayın 3. Taburu Kabatepe-Maydos hattı üzerindeki, boyun noktasının batısındaki damlar yakınında çadırlı ordugâh kuracak …… Kirte’den gelecek 8. Dağ topçu bölüğü (bataryası) Anafarta’da konaklayacaktır. Dağ topçu tabur komutanı ve erkânı Kocadere’de bulunacaktır.” Yine aynı müfreze emrinin 5. maddesinde de: “27. Alayın makinalıtüfek bölüğü Kocadere’de (köyde) konaklayacaktır.”
25 Nisan 1915 sabahı Arıburnu’na çıkartma başladığında bu makinalıtüfek bölüğü Eceabat batısında top zeytinlikte bulunduğunu düşünürsek, Arıburnu’nda kıyı savunması yapan, bölüğümüzün makinalıtüfek desteğinden yoksun ne güç şartlarda kendini feda ederek çarpıştığını daha iyi anlarız.
Yine bu müfreze emrinde 9. maddede “Müfreze karargâhı, Kocadere’ye taşınacaktır. Şimdilik Büyükanafartada’dır.” Burada müfreze karargâhından maksat 27. Piyade Alay karargâhı olup, 25 Nisan 1915’te çıkarma sabahı bu karargâh Eceabat batısında top zeytinlik bölgesinde. (Kakma Dağı’nın boğaza, Eceabat’a bakan yamaçları eteğinde.) Hâlbuki bu karargâh çıkartma günü sabahı Kemalyeri’nin takriben
Örnek 2: 19 Mart 1915 tarihli, Kocadere’den müfreze karargâhından yazılan Yb. Şefik Bey imzalı 16 no’lu müfreze emrinde, 2 maddesinde, “1. Tabur Arıburnu mıntıkasını işgal edecektir. Arıburnu mıntıkası (Kabatepe ile Arıburnu arasındaki makinalıtüfek mevzii de içindedir) Ağıldere arkasına kadar olan mıntıkadır.”
3. maddede: “Arıburnu’ndaki 2. Tabur bölüğü, Kabatepe’de ihtiyatta bulunacaktır.” Burada görüldüğü üzere, ihtiyat taburunun bir bölüğü yine Kabatepe’de ihtiyatta bulunarak, savunma hattına çok yakın bulundurulmaktadır. Madde 7’de “Makinalıtüfek bölüğü Kabatepe’nin kuzeyindeki sırtlarda yeni yaptığı mevzii, gereğinde tutmak üzere, geride sırtlar arkasında bulunacaktır.”
Örnek 3: 25 Mart 1915 tarihli sağ cenah Müfreze komutanlığı emrinde (27. Alay komutanı Yarbay (Şefik imzalı) Madde 2’de …….3 tabur Kocadere’ye gelecektir.”
Tüm yukarıdaki örneklerde görüldüğü üzere, alayın herhangi bir taburu Arıburnu mıntıka kıyı savunmasından sorumluyken, diğer taburlar Kocadere Anafartalar bölgesinde ihtiyatta bulunmakta, 3. Dağ topçusu Tabur 7 bataryası da Arıburnu Kanlısırt bölgesinde mevzideyken, 8. batarya Kocadere bölgesindedir. Ağır makinalıtüfek bölüğü de ya kıyı mevziinde veya hemen kendi mevziinin gerisindedir. Tüm bu tertipler ne yazık ki 5. Ordu Komutanlığının Nisan 1915’in ilk haftasında aldırdığı yeni kıyı savunma tertibatında, ihtiyat birlikleri ve ağır piyade silahlarıyla bir dağ bataryası 7-
Tespit 2: Donanma toplarının kıyı bombardımanında kıyıda derin ve gömme siperlerde mevzilenmiş piyadeye etkili olamayacağı defalarca taburlara gönderilen, Alay ve Müfreze emirlerinde belirtilmiştir. Şimdi bunun örneklerine bakalım:
Örnek 1: 19-20 Kasım 1914 tarihli Büyükanafartalar köyünden Bnb. Şefik Bey imzalı (sağ kanat müfreze komutanlığına) 3 no’lu müfreze emrinin 7. maddesinde: ……. “Donanma topları hakkında tecrübeye dayanan aşağıdaki bilgiyi vermek faydalıdır. Bu topların mermi yolları basıktır. Bu tip basık mermi yollu toplar, ne kadar büyük ve gürültülü olursa olsun, gömme siperleri tutmuş piyadeye karşı en küçük etkisi yoktur. Bu birçok tecrübelerle ispatlanmış bir gerçektir. Buna dayanarak donanma bombardımanının kuru gürültüsü korku ve ürküntü vermemelidir.”
Örnek 2: 28 Şubat 1915 tarihli Kocadere’den yazılmış Yarbay Şefik Bey imzalı müfreze emrinin 5. maddesinde “Ne kadar şiddetli olursa olsun piyade siperlerine karşı düşman ateşinin hiçbir etkisi olmayacağı dünkü düşmanın askerlerimiz üzerine yaptığı bombardıman sonucunda anlaşılmıştır.”
Burada 1915 yılının 25-26-27 Şubat günlerinde müttefik birleşik filonun kıyılarda mevzilenmiş kıyı savunma birliklerine açtığı ateş kastediliyor.
Yukarıdaki örnekler; çıkarma beklenen kıyılarda zayıf gözetleme, emniyet postaları bırakmanın donanmanın kıyı bombardımanlarında, kıyı birliklerinin aşırı zayiat vermesini önleyeceği savlarını ileri sürenler için iyi bir cevap olacaktır.
Tespit 3: Kabatepe’nin kuzeyindeki Arıburnu bölgesinin önemi, 27. Piyade alay komutanı Şefik Bey tarafından iyice kavranmıştır ve taburlara gönderdiği alay emirlerinde bu konuya çok açık bir şekilde yer verir ve dikkat çeker. Bunlara ait birkaç çarpıcı örneğe yer verelim:
Örnek 1: 2 Mart 1915 tarihinde Kocadere köyünden, sağ cenah Müfreze komutanı olarak, Kabatepe’deki 2. Tabur Komutanlığına yazdığı emirde, 3. maddesinde: …….. “Sağ cenah Müfrezesi mıntıkasındaki en önemli ve hakim bir mevki olan, Kocaçimen Dağı’nın denize çıkmış olan bu noktasını (Burada şimdiki adlarıy
Tespit 4: Kıyı savunması konusunda 5. Ordu Komutanlığı kurulmadan önce, Türk komutanların temel düşüncesi, düşmanın kıyıya çıkmasına engel olacak şekilde savunmanın kıyıda yapılması idi. 5. Ordu Komutanlığı ise, kıyıların zayıf kuvvetlerle gözetlenmesini, düşman çıkarmalara başladıktan sonra esas çıkarma bölgesi olarak saptanan bölgelerde geride ihtiyatta bekletilen esas kuvvetlerle düşmana saldırıp, denize sürüp, dökmek düşünülmüştür. Raporda Türk komutanlarca (müstahkem mevkii komutanlığı ve 9. Tümen Komutanlığının önerileri) uygulanan temel düşüncenin (kıyı savunma tertiplerine ait) örneklerine bolca rastlamaktayız. Bu örnekler:
Örnek 1: 19-20 Kasım 1914’te yazılmış Binbaşı Şefik Bey imzalı 3 no’lu müfreze emrinde 6. maddesinde “Belirtilen izahtan amaç, sağ yan müfrezesi için, düşmanın karaya basmak isteyecek ayağını Allah’ın yardımı ile kırmak hiç de işten olmadığını bildirmekten ibarettir. Yalnız bu başarının elde edilmesi için bütün arkadaşlarımca yapılacak iki iş kalmıştır. Birincisi Allah’ın yardımına dayanarak düşmana karşı çalışacağına kalbimle kesin olarak inandığımı, ikincisi düşman ayağını karaya bastırmamak için dayanmak, çaba harcamak. Bunlar her arkadaşımın kafasına yerleşmeli ve bundan başka fikirlere kafalarda yer verilmemelidir!”
Örnek 2: 27 Şubat 1915 tarihli Yarbay Şefik Bey imzalı müfreze emrinde, 3. maddesinde: …….. “Düşmanın ilk çıkartma hareketine karşı müfrezelerimiz, ağızdaki arkadaşlarından ziyade (Kumkale ve Seddülbahir’deki kıyı savunmasıyla görevli birliklerimiz) kahramanlıklar göstereceğini ve karaya ayak basmak isteyecek düşmanın ayaklarını kıracağını, Akdeniz Savaşlarına gözünü kulağını çeviren bütün dünyaya karşı ispat edecektir.”
Örnek 3: 25 Mart 1915 tarihli, 27. Alay komutanı Yarbay Şefik Bey imzalı (17) no’lu alay emrinin en sonundaki lahika’da: “Düşmanın şimdiye kadar boğaza yaptığı donanma saldırısında uğradığı bozgunun bir benzerine de yarma teşebbüsünde uğrayacağına ve büyük küçük bütün arkadaşlarımın mübarek toprağımıza ayak bastırmamak için düşmana aslanlar gibi saldıracağına yüce Allah’ın yardım ve inayetine dayanarak, büyük İslam milleti inanmaktadır……..”
Çıkarmalar başladıktan sonra görüyoruz ki, sahile bir kere yerleşen düşmanın arkasındaki en büyük destekçisi, düşman birleşik filosunun ağır ve orta çap topları olmuştur. Geriden çok geç sevkedilen, her iki cepheye bölünerek sevk edilen adeta parça parça gelen ihtiyatlarımızı, düşman ağır bombardımanlarla hırpalayıp, ağır zayiata uğratmış, sahile yerleşip, tahkimatını yapan düşman arkasındaki donanma desteğini de alınca, onu söküp atmak imkânı kalmamıştır.
Tespit 5: Arıburnu’nda çıkarma sahillerinde düşmanın çıkarma öncesi bir takım işaret şamandıraları bıraktığı anlatılır. Resmi kaynaklarda bir dayanak yoksa da, yerleşik ve yaygın bir anlatım sürer gider. Halbuki “Çanakkale Raporu”nda bu olayın iç yüzünü anlatacak emirler vardır. Bu emirlere geçmeden önce Harp Tarihi kaynaklarına göre, Atese Yayınları, l. Dünya Harbi’nde Türk Harbi, 5. cilt 1. kitap sayfa 117’de anlatılanlara göre: 19 Şubat 1915 sabahı Albion muharebe gemisi Amethius hafif kruvazörü eşliğinde yedi mayın arama tarama gemisinden oluşan filo, Kabatepe açığına gelmiştir. Kabatepe’nin 1000 metre açığına, Kabatepe güneyine, Kumtepe açıklarına, şamandıralar bırakmışlardır.
Uzmanları bilir. Mayın arama tarama sırasında bölgeyi şamandıralamak zorunlu bir işlem olup, (arama leblerini belirlemek için) bu operasyon sahil gözetleme birliklerince de görülmüş olup; raporda şöyle bahsedilmektedir:
19 Şubat 1915 tarihli Kabatepe’den 2. Tabur komutanlığınca, sağ yan müfreze komutanlığına yazılmış (1) no’lu vukuat raporunda:
Madde 1’de: “Düşmanın 1 dretnotu ile bir kruvazörünün korumasında yedi kadar nakliye gemisi Kabatepe karşısına ve 3000 metre yakınına sokulmuş durmuştur…” diye rapor edilmekte yine, 20 Şubat 1915 tarihli Yarbay Şefik Bey imzalı müfreze emrinde 4. maddede “Kabatepe yöresinde düşman tarafından denize atılan işaretler (şamandıralar kastediliyor) havanın durgun olduğu bir zamanda verilecek emir üzerine gözetim altında toplanacaktır. Şimdilik gelen sandalın düşman gemilerinden görülmeyecek bir yerde muhafaza edilmesi.”
Yukarıdaki alıntılardan anlaşılacağı üzere, Kabatepe Güney ve Kuzey açıklarında, 27. Piyade alayının sahili koruma ve gözetlemekle sorumlu birlikleri 20 Şubat 1915’ten sonra şamandıra tespit ve toplama işlemleri yapmışlardır. Bu işlemleri yapan gerek sorumlu subay, erbaş ve erlerin daha sonraki tarihlerde bu işlemlere dair anlatımları olmuştur. Bu anlatımlar, zamanla abartılarak, kasıtlı, kasıtsız günümüze kadar bambaşka bir olay olarak anlatıla gelmiştir. Olayın iç yüzü yukarıdaki emirlerde ve vukuat raporlarında açıkça belirtilmiştir.
Rahmetli Binbaşı Halis Bey, silah arkadaşı 2. Tabur kumandanı Binbaşı İsmet Bey’in aldığı alay ve müfreze emirleriyle 2. Taburun yazdığı vukuat raporlarını derleyerek, o günün genel koşullarını, birliklerden sorumlu 27. Alay ve 19. Tümen komutanlarının ileri görüşlülüklerini, bizlere olanca açıklığı ile yansıtmıştır. 19. Tümen komutanı Yarbay Mustafa Kemal Bey ile 27. Alay komutanı Yarbay Şefik Bey’in çıkarma öncesi ve sonrası ileri görüşlülükleri, tespitleri, kritik kararları Arıburnu cephesinde çıkarmanın ilk gününden itibaren savaşın seyrini etkilemiştir. Onlarla beraber, ilk gün olağanüstü fedakârlıkla ve cesaretle çarpışan diğer alay komutanı (57. Alay komutanı Bnb. Hüseyin Avni) tabur komutanları Bnb. İsmet, Bnb. İbrahim ve Bnb. Halis Beyleri ve diğer 27. Alay ve 57. Alayın subay, astsubay, erbaş ve erlerinin ruhları şad olsun.
Aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum.
Emekli Deniz Teğmen
Mehmet Şahin Aldoğan
Çanakkale Savaşları Tarihi Araştırmacısı