GELİBOLU’YU ANLAMAK

Kutülamare- Yarbay Mehmed Reşid Bey in Günlüğü (İ. Bahtiyar İstekli)

REŞİD BEY KİMDİR?

Reşid Bey hakkında Kara Kuvvetleri Komutanlığı emeklilik şubesi arşivinde bulunan şahsi dosyasında yer alan bilgiler şöyledir: (Bknz: Birinci Dünya Savaşı’na katılan alay ve daha üst kademedeki komutanların biyografileri, Dr. Hülya Toker, Nurcan Aslan. Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüd Başkanlığı Yayınları, Genelkurmay Basımevi, Ankara 2009)

1871 yılında Halep’te doğmuştur, babasının adı Hasan’dır. Halep Askerî Ortaokulu ve Kuleli Askerî Lisesi’ni bitirdikten sonra 13 Mayıs 1892’de girdiği Harp Okulu’ndan 13 Mart 1895’te teğmen rütbesiyle mezun olmuş, 5. Ordu emrine verilerek 3 Nisan 1895’te 34. Alay 3. Taburuna atanmıştır. 5 Haziran 1898’de rütbesi yüzbaşı yapılarak 7. Ordu 54. Nizamiye Alayı 2. Tabur 3. Bölük’üne, 17 Temmuz 1902’de de 3. Ordu 22. Nizamiye Alayı 1. Tabur 3. Bölük’üne tayin edilmiştir. 7 Mart 1905’te kıdemli yüzbaşı olarak 3. Ordu 44. Alay 4. Redif Taburu’na atanmıştır. 18 Ocak 1909’da binbaşı olarak 3. Ordu 44. Alay 4. Redif Tabur Komutanı olmuştur. 12 Ocak 1914’te 5. Kolordu 44. Alay Komutan muavini, 27 Haziran 1914’te 5. Kolordu 44. Alay Komutanı olmuş; rütbesi 29 Kasım 1914’te yarbay, 7 Haziran 1916’da da albaylığa yükseltilmiştir.

Sonrasında Reşid Bey’in 27 Kasım 1917’de Bursa Esirler Garnizonu Komutanlık Vekâleti’ne, 19 Mart 1918’de Bursa Esirler Garnizon komutanlığına, 30 Eylül 1918’de Batum Tümeni Askerlik Dairesi Başkanlığı’na, 1 Ocak 1919’da 10. Kolordu Asker Alma Kurulu Başkan Vekâleti’ne, 3 Şubat 1919’da Amasya Divan-ı Harb-i Mahsûsî  Başkanlığı’na tayin edildiğini görüyoruz. 18 Eylül 1920’de sağlık durumu nedeniyle emekli olmuştur. Ölüm tarihi bilinmemektedir.

Reşid Bey, 1897 Osmanlı – Yunan, 1911 – 1912 Trablusgarp, 1912 – 1913 Balkan, 1914 – 1918 Birinci Dünya Savaşı ve İstiklal Harbi’ne katılmış; Kutulamâre kuşatmasında 9 Şubat 1916’da Gümüş Muharebe İmtiyaz Madalyası ile ödüllendirilmiştir.

 

Önsöz

Elimde Reşid Bey’in günlüğünü yazdığı beş adet defter bulunmaktadır. Bunlar, zorlu şartarda taşınması ve muhafazası kolay olan cep defterleridir. 1. Dünya Harbi’nde İran, Irak ve Kafkas cephelerinde savaşmış olan Reşid Bey bulunduğu yerlerde günlüğünü bu defterlere yazmıştır.

Reşid Bey Birinci Kuvve-i Seferiye’de 44. Alay komutanıdır. Sonradan 51. Fırka adını alacak olan Birinci Kuvve-i Seferiye 7., 9. ve 44. alaylardan oluşan tümen kuvvetinde bir birliktir. Bu kuvvet Kafkas Cephesi’nde karşımızda bulunan Rus kuvvetlerini arkadan çevirmek ve geriden vurmak amacıyla İran üzerinden Azerbaycan’a sevkedilmek üzere bizzat Enver Paşa’nın emriyle amcası Halil Paşa kumandasında İstanbul’da oluşturulmuştur. 31 Ocak 1915’te Haydarpaşa’dan İran’a, bir maceraya doğru yola çıkan bu kuvvetin subayları gönüllü olarak katılmak isteyenlerden seçilmişlerdir.

51. Tümen zorlu ve maceralı bir yolculukla Musul – Erbil – Revandiz üzerinden İran’a girerek Dilman’da Rus kuvvetlerine saldırır. Burada yenilgiye uğrayan Tümen geri çekilmek zorunda kalır. Rusların Van’ı ele geçirerek ilerlemeleri ve bölgedeki Ermeni çetelerinin saldırıları sebepleriyle de bu kuvvet geri çağrılır ve Hakkâri – Yüksekova üzerinden giriş yaparak Van Gölü güneyinden yüksek dağlar, sarp geçitler ve vadilerden çok zorlu şartlarda çekilerek Bitilis’e kadar gelir. Burada Ahlat’a kadar ilerlemiş olan Rus kuvvetleriyle tekrar savaşlar yapan Tümen, Irak Cephesi’nde İngilizlerin Dicle üzerinden Bağdat’a yürümeleri ve Bağdat’ın tehlike altına girmesi üzerine Irak’a hareket emrini alır.

Reşid Bey’in günlüklerini yazdığı defterlerin yarısı İran yolculuğu, Dilman muharebesi, Fırka’nın geri çekilerek Bitlis’e gelmesi ve o bölgede Ruslarla yapılan savaşlarla ilgili yazdıklarından oluşuyor. Bu kitaba başlangıç olarak, Fırka’nın Irak Cephesi’ne hareket emrini aldığı 8 Ekim 1915 tarihini seçtim. Bu tarihte Pasinler civarında bulunan 51. Tümen aldığı emir üzerine harekete geçmiş, karadan ve Dicle üzerinden yaklaşık bir buçuk ay süren zorlu bir yolculuk yaparak 22 Kasım 1915’te Selmânıpak’ta İngiliz Ordusu karşısında savaşa dahil olmuştur.

Reşid Bey’in alay kumandanı olarak içinde bulunduğu Halil Paşa kumandasındaki 51. Ve 52. Tümenlerden oluşan 18. Kolordu’nun Selmânıpak’ta İngiliz taarruzu karşısında bozulmakta olan kuvvetlerimizin imdadına yetişmesi Irak Cephesi’ndeki savaşın seyrini değiştirmiştir.  Bağdat’a doğru ilerleyen İngiliz kuvvetlerinin ilerleyişi durdurulmuş, karşı taarruzlarla düşman bozgun halinde Kutulamâre’ye sığınmak zorunda kalmıştır. Burada kuşatma altına alınan yaklaşık on dört bin civarındaki düşman kuvveti dört ay sürecek bir kuşatmadan sonra teslim olacaktır.

Reşid Bey Pasinler’den Irak’a doğru hareketinden itibaren geçiş güzergâhını ve konaklama yerlerini, buralardaki yiyecek – içecek durumunu, yolculuk şartlarını ve karşılaştığı olayları günlüğüne kaydetmiştir. Ayrıca, Dicle üzerinde o dönem taşıt olarak kullanılan keleklerle nasıl yolculuk yapıldığını, bu keleklerin ne şekilde inşa edildiğini ve nasıl kullanıldığını detaylı bir şekilde anlatıyor. Bu bölümü o dönemin ulaşım şartlarını ve ordunun lojistik durumunu göstermesi bakımından özellikle önemsiyorum.

Irak Cephesi’nde Selmânıpak muharebelerinden itibaren savaşın içinde yer alan Reşid Bey çeşitli komuta kademelerinde bulunmuştur. 44. Alay Komutanı olarak bu cepheye geldikten sonra 27 Kasım’da 51. Tümen’e ve ardından da 13. Kolordu’ya vekâleten komutanlık yaptığı, 3 Mart’ta yeniden alayının başına döndüğü günlüğünden anlaşılıyor. Bu aşamalarda bahsettiği olaylar diğer hatırâtlarla kıyaslanarak okunduğunda bölgede cerayan eden hadiselerr hakkında daha sağlıklı sonuçlara ulaşılacaktır. Özellikle İngilizlerden kaçan Hintli askerler hakkında verdiği detaylı bilgiler, havada yapılan mücadele ve düşürülen İngiliz uçağından bahsettiği bölüm, iklim ve bunun savaşa olan etkilerinden bahisleri zikretmeye değer.

Reşid Bey günlüğünde  sadece kuru bir anlatımla olaylardan bahsetmiyor, savaşın insani yanlarına da temas ediyor. Zaman zaman yaşanan yiyecek – içecek sıkıntısı; temizlik ve banyo yapamamak, şehitler, şehitlerin defni; Dicle’nin taşması, siperlerin sular altında kalması; bataklık ve yapışkan sineklerle mücadele, tabiata bahar gelmişken gökyüzünden başka bir şey göremeden siperlerde geçirilen hayat gibi konularda yazdıkları Kutülamâre kuşatmasında ne tür sıkıntıların yaşandığını gözler önüne seriyor.

Elimdeki defterlerde Reşid Bey’in günlüğü 3 Nisan 1916 tarihinde sona eriyor. Bu tarihten sonra Reşid Bey’in günlük yazıp yazmadığını bilmiyorum ancak Kutulamâre kuşatması 26 gün daha devam edecek, 29 Nisan 1916’da İngiliz kuvvetlerinin teslim olmasıyla sona erecektir. 3 Nisan’dan 29 Nisan’a kadar bölgede cereyan eden olaylar kitabın editörü Muzaffer Albayrak Bey tarafından özetlenerek günlüğün sonuna ilave edilmiştir. 

Aradan geçen yüz sene sonra, Reşid Bey’in sesini uğrunda mücadele ettiği vatanının çocuklarına ulaştırabilmiş olmanın mutluluğu içindeyim. Günlüğü yeni harflere aktararak yayına hazırlarken anlaşılır olması için kısmî bir sadeleştirme yapmak icap etti. Sadeleştirmede bire bir, kelimelere bağlı kalmadan, metnin ruhunu koruyarak anlatılmak isteneni vermeye çalıştım. Anlam bozuklukları veya dalgınlıkla yapılmış bariz hatalar varsa düzeltilmiştir. Şu da unutulmamalıdır ki, elimizdeki günlük olağanüstü şartlar altında yazılmış, sonradan bir düzeltme veya kontroldan geçirilmemiştir. Normal parantez içindeki ifadeler Reşid Bey’e aittir. Açıklama ya da ilave olarak tarafımdan eklenme ihtiyacı hissedilen bilgiler köşeli parantez içine alınmıştır. Günlüğün hazırlanmasında mutlaka hatalarım da olmuştur; bunun için başta Reşid Bey’in şahs-ı mâneviyesinden, sonra da siz okuyuculardan affımı istirham eylerim.

Kitabın yayınlanmasına katkı sağlayan Sultanbeyli Belediyesi’ne, metni baştan sona kontrol ederek gerekli düzeltmeleri yapıp, günlüğün sonundaki bilgileri ekleyen kıymetli editörüm Muzaffer Albayrak Beyefendi’ye, Yeditepe sahibi Mustafa Karagüllüoğlu ve yayınevi çalışanlarına ayrı ayrı teşekkürlerimi arz ederim. Bana rahat bir çalışma imkânı sağlayan aileme olan minnetim ise her türlü teşekkürün fevkindedir.

İ. Bahtiyar İstekli

 

Not: Sözkonusu kitap Kutülamare Zaferi’nin 100.Yılı  nedeniyle Sultanbeyli Belediyesi’nin katkılarıyla yayınlanmıştır. İlgili belediyeden temin edilebilir. 

 

 

 

 

 

6.733 okunma

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir