GELİBOLU’YU ANLAMAK

Şehit Teğmen İbrahim Naci’den Çanakkale’de tarihin betonlaşmasına… 2013 Yılının muhasebesi ( Tuncay Yılmazer )

 

Bir yılı daha geride bıraktık. 2013 yılında da Çanakkale Savaşı ve günümüze yansımaları  ile ilgili haber ve makaleleri okurlarımızla paylaşmaya çalıştık. İşte 2013 yılının  bizim nazarımızda muhasebesi…

 

 

Bitmeyen Sorun – Çanakkale Muharebe Alanlarında Betonlaşma

 

2013 yılının Çanakkale Savaşı açısından gündemini geçtiğimiz yıl olduğu gibi Gelibolu yarımadası’ndaki tarihi ve doğal dokuyu tahrip eden sözde anıt ve şehitlik çalışmaları oldu. Olay sınırlı da olsa basına yansıdı. TV programına konu oldu. Gelibolu’yu Anlamak sitesinde de zaman zaman sert eleştirileri de içeren yazılar yayınlandı.  Sosyal medya da gündeme geldi. Ancak ne yazık ki yeterli tepkiyi doğurmuş değil.

 

Son on yıldır yeni şehitlik ve anıt yada simülasyon merkezi gibi , savaş alanlarını tahrip eden son derece gereksiz, neden yapıldığı belli olmayan , sonradan da atıl kalacağı belli olan onlarca yapının yarımadayı kuşatmaya başlaması, bölgenin orijinalliğini tehdit eder hale gelmesi ne siyasilerimizin, ne basınımızın ne de halkımızın bu yıl da pek umurunda değildi. Boş arsaların değerlendirilmesi gerektiği gibi zamanın ruhu olan düşünce Çanakkale muharebe alanlarına da sirayet etmişti. Dağa, taşa anıt yap. Sözde şüheda kabristanı yap. Yeşili tahrip et, tarihi dokuya zarar ver. Burası değerlendirilmesi gereken alan çünkü…  Kime danışıldı? Hangi tarihçiye? Hangi bilim insanına? Sırada daha 21 şehitlik projesi olduğu söyleniyor. 120 milyon liranın bu işler için ayrıldığı bizzat bölgede sorumlu bürokratlar tarafından belirtildi.  Böylesine devasa bir paranın , böylesine güzelim bir alanın tahribi için kullanılacak olması insanın içini acıtıyor.

 

Bölgeyi bilen herkes farkındadır ki Gelibolu yarımadasına yapacağınız günübirlik bir ziyarette bölgede var olan anıt ve mezarlıkların tamamını ziyaret etmeniz mümkün değil. Dünyanın parası verilerek özel granit taşlarla merdivenleri yapılan 499 basamaklı Karayörük deresi mezarlığına en kalabalık sezonda bile kaç kişi inebiliyor? Simülasyon merkezini kaç kişi ziyaret edebildi ? Kilye tanıtım merkezine kimler gidiyor? Cesarettepe’deki Mehmet Çavuş anıtının etrafının betonlanması, Alçıtepe’ye bakı terası yapılmasının amacı ne ? Bu ve benzeri sorular hep yanıtsız kaldı. Bu nedenle “biz yeşile ve tarihi dokuya saygılıyız” sözleri hiç inandırıcı değildi.

 

http://www.geliboluyuanlamak.com/462_Canakkale-Muharebe-Alanlarinin-Sehitlik-Insasiyla-Imtihani!-(Muzaffer-Albayrak).html

 

http://www.geliboluyuanlamak.com/461_100–Yil%E2%80%99a-Dogru-Yazilari–Canakkale%E2%80%99de-Sehitliklerin-Ihyasi-Gercekten-Gerekli-mi—(-Tuncay-Yilmazer-)-.html

 

http://www.geliboluyuanlamak.com/473_Canakkale-Muharebe-Alanlarinda-Insaat-Calismalari-Tum-Hiziyla-Devam-Ediyor%E2%80%A6-(Tuncay-Yilmazer).html

 

http://www.geliboluyuanlamak.com/474_Yuzuncu-Yila-Dogru-Yazilari-2-:-Canakkale-Muharebe-Alanlari%E2%80%99ndaki-Betonlasma-Meselesi-Neden-Ilgi-Gormuyor–(-Tuncay-Yilmazer-).html

 

http://www.geliboluyuanlamak.com/470_Zaman-Gazetesi-nde-05-10-2013-te-Yayinlanan-Haber–Canakkale-Sehitlikleri-nde-Betonlasma-Tehlikesi-(-Burak-Can–Mehmet-Guler)-.html

 

 

http://www.geliboluyuanlamak.com/478_32–Gun-Programinda-Canakkale-Muharebe-Alanlarinda-Betonlasma-Konusu-Tartismaya-Acildi.html

 

Geçen Yıldan Devam…Sarkis Torosyan tartışması

 

Yıla Ayhan Aktar’ın Çanakkale Savaşı’nda görev aldığını iddia eden bir Ermeni Subay Sarkis Torosyan’ın anılarını yayınlamasından sonar devam eden tartışmalarla girdik. İletişim yayınlarından çıkan kitap tarihçiler arasında daha önceden de devam eden eden bir tartışmayı körüklemişti. Torosyan’ın anılarının niteliğini inceleyen kitap bile yazılmıştı. Gelibolu’yu Anlamak’ta Muzaffer Albayrak’ın, Torosyan’ın kendisine  Enver Paşa tarafından verildiğini iddia ettiği madalya beratı üzerine  olan yazısı bir hayli dikkat çekti. Prof. Halil Berktay yazıyı Taraf’taki köşesine taşıdı. Bu anıların uydurma olduğuna dair bir başka delil olarak gösterdi. Taner Akçam ise ayrıntılardan ziyade bütüne odaklanılmasını belirtti. Gelibolu’yu Anlamak’taki yazıyı kaynak gösterdi. Akçam yazısının son bölümünde  Muzaffer Albayrak’ın makalesinden  şu cümlelere atıf yapmıştı:

 

“Öncelikle şunu belirtelim ki, Serkis Torosyan’ı tümüyle yok sayıp, anlattıklarını tümden reddetmek objektif bir tutum olmaz. Serkis Torosyan, diğer gayr-i müslim subay ve erler gibi Osmanlı ordusunda hakikaten yer almış, Çanakkale, Makedonya, Irak, Filistin cephelerine gitmiş olabilir. Ordu içinde astsubay da olabilir teğmen de yüzbaşı da…”[i]

 

Aynı konuda farklı düşünen Berktay ve Akçam’ın , aynı makaleden farklı sonuçlar çıkarmaları ilginçti. 

 

http://www.geliboluyuanlamak.com/415_Serkis-Torosyan-in-Tasdiknâme-Belgesi-Uzerine-Bir-Inceleme-(Muzaffer-Albayrak).html

 

 

http://www.geliboluyuanlamak.com/416_Sarkis-Torosyan-a-Enver-Pasa-nin-Verdigi-Iddia-Edilen-Belge-Uzerine-(Prof-Dr-Taha-Niyazi-Karaca).html

 

Yılın en dikkat çeken çalışmaları

 

Bu yılın en iyi çalışmaları Doç. Dr. Gültekin Yıldız’ın editörlüğünde Timaş’tan çıkan Osmanlı Askeri Tarihi ile Kadir Kon’un “Birinci Dünya Savaşı’nda Almanya’nın İslam Stratejisi” adlı kitaplardı. Osmanlı Askeri Tarihi adlı eserde özellikle Mehmet Beşikçi’nin “On Yıllık Harp ve Topyekün Seferberlik” makalesi, Birinci Dünya Savaşı çalışmaları için iyi bir başlangıç olabilir. Kon’un çalışması ise son derece özgün kaynaklardan yola çıkarak Birinci Dünya Savaşı’na girişimizin hemen sonrasındaki Cihad ilanının temellerine iniyor. Alman İmparatorluğu’nun Birinci Dünya Savaşı’nda İslam dünyasına yönelik stratejisini, bu politikanın altyapısını oluşturan özellikle sivil kişi ve kuruluşları inceliyor, o dönemin Türk-Alman diplomatik ilişkilerinin az bilinen bir yönüne ışık tutuyor. Söz konusu kitap  Birinci Dünya Savaşı’nın 100. Yıldönümü yaklaşırken yapılmış en nitelikli çalışmalar arasında yerini almaya hazır duruyor.

 

http://www.geliboluyuanlamak.com/460_Osmanli-Askerî-Tarihi,-Kara,-Deniz-ve-Hava-Kuvvetleri-1792–1918-(Yayina-Hazirlayan:-Doc–Dr–Gultekin-Yildiz).html

 

http://www.geliboluyuanlamak.com/471_Birinci-Dunya-Savasi’nda-Almanya’nin-Islam-Stratejisi-–-Kadir-Kon-(-Tuncay-Yilmazer-).html

 

 

 

Bu yıl yayınlanan diğer önemli sayılabilecek kitaplar arasında Sean MacMeekin’in   Yapı Kredi Yayınlarından çıkan “1. Dünya Savaşı’nda Rusya’nın rolü” , Jay Vinter’in editörlüğünde İş Bankası yayınlarından çıkan “1. Dünya Savaşı ve 20. Yüzyıl” sayılabilir.

 

 

Yılın anı kitabı – Allahaısmarladık, Şehit Teğmen İbrahim Naci’nin Günlüğü

 

Anı kitaplarında ise hiç kuşkusuz İbrahim Naci’nin kaleme aldığı günlüğünün yayınlanması başta geliyor. 1. Dünya Savaşı’nda Çanakkale cephesine giden Beşiktaşlı genç bir teğmenin yolda günü gününe tuttuğu samimi notları dönemin savaş şartlarını, cephe gerisini tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyordu.  Günlüğün günümüze ulaşması ise başlı başına apayrı bir öyküydü.

 

Günlüğünün bir yerinde İbrahim Naci savaşın dehşetinin kaçınılmaz sonuçlarından biri olan silah arkadaşlarının mezarlarını gördüğünde üzüntüsü belirterek “ Şimdi düşünüyorum şehit olursam ben de mi böyle solgun yapraklı kel bir ağacın dibine gömülüp terkedileceğim.” Diye yazmıştı. Kerevizdere Muharebesi’nde şehit olan Teğmen İbrahim Naci bey’in günlüğü Bölük Komutanı Yüzbaşı Bedri Bey tarafından bulunuyor, hatta kendisi de son derece duygulu bir not ekliyordu. Ne yazıkki Bedri Bey’de Kerevizdere şehit olacak, günlük aileye Tabur imamı tarafından ulaştırılacak, 98 yıl sonra da bir Çanakkale Sevdalısı Seyit Ahmet Sılay’ın eline geçecek, yayımlanarak kitlelerle buluşacaktı. (http://www.geliboluyuanlamak.com/444_18-Mart-Ozel—Allahaismarladik–Canakkale-Savasi%E2%80%99nda-Bir-Sehidin-Gunlugu-Ibrahim-Naci-(-Dr–Lokman-Erdemir).html )

 

Teğmen İbrahim Naci Bey’in Günlüğü , “Allahaısmarladık” adıyla Lokman Erdemir ve Muzaffer Albayrak tarafından yayına hazırlandı. Orman Bakanlığı’nın desteğiyle yayınlandı. Çanakkale’de 18 Mart Üniversitesi’nde panel düzenlendi. NTV Tarih dergisi Mart 2013 sayısı da  “Kalem Şehit , Günlük Şahit” başlığıyla Şehit Teğmen İbrahim Naci’yi ve günlüğünü kapak yaptı.  Çarşı Grubu, kitabın yayınlandığı hafta oynanan Fenerbahçe maçında “Çanakkale Şehidi Beşiktaşlı İbrahim Naci Ruhun Şad Olsun” yazılı pankart açtı.

http://www.geliboluyuanlamak.com/480_Sehit-Tegmen-Ibrahim-Naci%E2%80%99den-Canakkale%E2%80%99de-tarihin-betonlasmasina%E2%80%A6-2013-Yilinin-muhasebesi-(-Tuncay-Yilmazer-).html

 

Savaş başladıktan sonra düşman bir ülkede yaşamını sürdürmeye çalışmak nasıl birşeydir? Yaşlı annesiyle İstanbul’dan ayrılamadığı için eşi ve çocuklarından ayrı kalan Marie Lyster , savaş yıllarının İstanbul’unda geçinebilmek için büyük bir uğraş vermektedir.  Doğan Kitap’tan sessiz sedasız çıkan Ian Lyster’in yayına hazırladığı “Osmanlılar Arasında” adlı anı kitabı ise bir hayli ilginç. Savaş döneminin İstanbul’una karşı taraftan göz atma imkanı sağlıyor. 

 

Yılın Polemikleri 

 

Bu yıl beni en çok üzen olaylardan birisi de Çukurova Üniversite’indeki konferansımın gereksiz bir tartışma yüzünden gerçekleştirilememesiydi. Benden once kürsüye gelen ve dekan olduğunu öğrendiğim konuşmacının sözü uzattıkça uzatması, asıl konuğa mikrofonu vermemesi son derece ajitatif ve hatalarla dolu olan konuşması bir dereceye kadar tolere edilebilirdi.  Ancak 9 yaşındaki bir çocuğun 57. Alay’da görev yaptığını iddia etmesi, bunun belgesinin olduğunu söylemesi üzerine artık dayanamadım. Osmanlı Ordusu’nun 9. Yaşındaki bir çocuğu askere alabileceğini düşünmek ,  Çanakkale’yi bu tip olaylarla tartışmak en başta orada canını vermiş kahramanlara hakaretti. (http://www.geliboluyuanlamak.com/448_Cukurova-Universitesi-ndeki-Konferans-ile-Ilgili-Gelibolu%E2%80%99yu-Anlamak-Okurlarina-Aciklama-(-Tuncay-Yilmazer-).html)

 

Bu olaydan sonra şöyle düşündüm. Çanakkale bizim için bir masaldı. Onu modern tarih biliminin metodoloji içerisine sokmak istemiyorduk. Çanakkale bizim için Seyit Onbaşı’nın kaldırdığı 215 okkalık mermi, ya da düz ovada üzerilerine bulut inip kaybolan şaşkın İngilizlerdi. Çanakkale eğilerek dallarıyla Mehmetçiği koruyan ağaçlar ya da cephede askere su dağıtan 9 yaşındaki çocukla ancak anlaşılabilirdi.

 

Başka bir tartışma da TV NET’te Erkam Tufan Atay’ın sunduğu Tarih Atlası programında Mustafa Armağan ile yaşadığımız tartışmaydı. Bu konuda yorum yapmıyorum. Arzu edenler sitede ki linkinden programı izleyebilirler.  (http://www.geliboluyuanlamak.com/452_TV-Net%E2%80%99teki-Tartismali-Tarih-Atlasi-Programinin-Kaydi-Gelibolu%E2%80%99yu-Anlamak%E2%80%99ta%E2%80%A6.html)

 

Yılın başka bir polemiği ise Şahin Aldoğan ve Selim Meriç’in , Çanakkale Valiliği’nce basılan 18 Mart Üniversitesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Burhan Sayılır tarafından hazırlanan 57. Alay kitabına yönelik eleştirileri yayınlandıktan sonra ortaya çıktı. Yine aynı üniversiteden bir başka öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Mithat Atabay kitabın intihal olduğunu belirtti. Sayılır ise intihal iddialarını reddetti. Eleştirilerin ana konusu 57. Alay yolu ise yeterince değerlendirilmedi.

http://www.geliboluyuanlamak.com/417_Canakkale-Valiligince-Yayimlanan–Canakkale-de-Kahramanlar-Gecidi,-57–Piyade-Alayi–Isimli-Kitaba-Dair-Elestiriler-(Sahin-Aldogan-Selim-Meric).html

 

http://www.geliboluyuanlamak.com/423_Tekzip-ve-Duzeltme-(Burhan-Sayilir).html

 

http://www.geliboluyuanlamak.com/421_Canakkale%E2%80%99de-Kahramanlar-Gecidi-57-Piyade-Alayi-Kitabi-Uzerine-(-Dr-Mithat-Atabay-).html

 

NTV Tarih’in kapanması…

 

Türkiye’nin içinde bulunduğu ne yazıkki hala daha süren gergin  durumdan bir tarih dergisi de nasibini aldı. NTV Tarih dergisi gezi parkı olayları bahanesiyle patron tasarrufu ile kapatıldı.  O dönemde de yazmıştım. Bu son derece hatalı, geri dönülmesi gereken bir karardı. NTV Tarih nitelikli bir dergiydi ve hep öyle hatırlanacak.  

http://www.geliboluyuanlamak.com/464_NTV-Tarih%E2%80%99in-Kapanmasi-Uzerine-Birkac-Not%E2%80%A6-(-Tuncay-Yilmazer-).html

 

Peter Hart söyleşisi

 

 Sitede yayınlanan yılın söyleşisi ise Mustafa Onur Yurdal’ın gerçekleştirdiği Peter Hart röportajı oldu. İngiltere’nin en ünlü askeri tarihçilerinden biri olan Çanakkale Savaşı başta olmak üzere Birinci Dünya Savaşı’nın değişik cepheleri konusunda yayımlanmış çok sayıda kitap ve makalesi olan Hart röportajı hem İngilizce hem de Türkçesiyle aynı anda Gelibolu’yu Anlamak’ta yayınlandı. Peter Hart son derece objektif yorumlarıyla dikkati çekti. Söyleşi , Ç.kale savaşı ile ilgili yabancı forumlarda da bir hayli ilgi gördü. (http://www.geliboluyuanlamak.com/476_Gelibolu-Basindan-Sonuna-Kadar-Felaket-Bir-Hataydi!-Askeri-Tarihci-Peter-Hart-ile-Soylesi-%E2%80%93-M–Onur-Yurdal—(Cev–M-O-Yurdal-K–Kabadayi).html)

 

2014: Birinci Dünya Savaşı’nın 100. Yıldönümü

Çevreye ve tarihi dokuya tartışmaları başta olmak üzere 2013 yılında Çanakkale Savaşı’nın yansımaları özetle böyleydi. 2014 yılı ise bilindiği gibi modern savaşların anası Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasının 100. Yıldönümü. Dünyanın belli başlı büyük medya organlarında şimdiden savaşı kim başlattı? Kim suçlu ? vs. gibi hararetli tartışmalar başladı bile… BBC , 28 Haziran 2014 günü Saraybosna’da Avusturya Macaristan imparatorluğu veliahtı Franz Ferdinand ve zavallı eşi Sophie’nin suikaste uğradığı Latin köprüsünde verilecek klasik müzik konseriyle başlayacak 5 yıllık programını açıkladı.

Gelibolu’yu Anlamak’ta da bu yıl özellikle Birinci Dünya Savaşı’na daha fazla gündeme getirmeyi planlıyoruz. Türk tarihçilerinin , aydınlarının Birinci Dünya Savaşı’nı görmezden gelme gibi bir lüksü yok. Çanakkale Hameseti ya da Sarıkamış Beyaz Ölüm güzellemesine kaçmadan savaşın her yönünü ve toplumumuza bugün bile devam eden etkilerini tartışmak gerekli.

 İlk yazımızda konusunda uzman bir akademisyen tarafından yazılan Birinci Dünya Savaşı hakkında yazılmış en önemli kitaplardan birinin tanıtımı olacak. Henüz daha Türkçeye çevrilmemiş bu çalışmanın hangisi olduğu da şimdilik sürpriz olsun…

Tüm okurlarımızın yeni yılını kutluyorum.

Yeni çalışmalarda görüşmek üzere…

 

 

Tuncay Yılmazer

www.twitter.com/gelibolu2015

 

 

 



[i]http://www.tanerakcam.com/debates/the-captain-torossian-debates-a-tacit-agreement-over-silence/

 

14.593 okunma

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir