Zığındere vadisi ve etrafı , Çanakkale Kara Muharebelerinin en korkunç örneklerinin yaşandığı bir alandır. Bir İngiliz askerinin ifadesiyle “ölümün yaşadığı yer” dir. Söz konusu bölgede 28 Haziran-5 Temmuz tarihleri arasında İngilizlerle olan muharebelerimizde cephemiz az kalsın düşüyordu. Yaklaşık 5000 ni şehit olmak üzere 16.000 ne yakın askerimiz savaş dışı kalmış, bu canlar pahasına cephemiz son anda kurtarılmıştı.
Bunları yazmamın nedeni yine Çanakkale muharebe alanları ile ilgili bir takım düzenlemelerle ilgili planların kulağıma gelmesi…Zığındere vadisi üzerinden yol yapılarak Nuri Yamut Anıtı’na oradan da Alçıtepe’ye bağlanacak bir yol projesinden bahsediliyor…Böylelikle otobüsler ring yapacakları için bölgede sıkışma olmayacakmış.
Çanakkale Muharebe arazileri neredeyse bir asırdır orijinalliğini muhafaza etmektedir.( Daha doğrusu ediyordu!) Bölgedeki her derenin, tepenin, vadinin hatta bir tümseğin bile tarihsel anlamı vardır.Gelibolu yarımadası tarihi ve doğal dokunun birleştiği eşsiz bir yerdir. Dolayısıyla bölgede yapılacak her türlü projeyle tarihi-doğal dokuya zarar verme riski vardır. Haintepe’nin yol genişletme çalışmaları sırasında yarıya yakınının traşlanması, Anzak Koyu’nun orijinalliğinin bozulması ne yazıkki acı örnekleri de mevcuttur. Bu nedenle 100. Yıl yaklaşırken proje önerilerini büyük bir hassasiyetle ele almak gerekmektedir. Son günlerde bölgede dedikodusu dolaşan Zığındere bölgesine yapılması düşünülen yol projesi gerçekleştiği takdirde bölgeye büyük zarar verecektir. Nuri Yamut Anıtı’nın etrafında bugüne kadar yapılan anlamsız otopark ve yol düzenlemeleri zaten yeterince zarar vermiştir. Savaş zamanından kalma krater de kaybolmuştur!
Resim: Yapılması planlanan yolun muhtemel güzergâhı Zığındere muharebelerinin yaşandığı alandan geçecektir.
Bugün bilgisi olmayan bir kişinin “derenin etrafında birkaç tarla” olarak görebileceği bu bölgeye yol yapmak her şeyden önce orada şehit düşen askerlerimizin aziz hatırasına saygısızlık olacaktır. Otobüslerin daha rahat geçmesi, ring yapması için yol yapmanın hiçbir anlamı yoktur. Ziyaretçiler, otobüsler rahat dolaşsın mantığı tarihi bir alan için doğru bir mantık değildir. Esasen muharebe alanı odaklı değil “anıt” odaklı gezi anlayışı bu tip projelerin ortaya çıkmasına zemin hazırlamaktadır.
Benzer şekilde yapılması planlanan 26 şehitlik projesi de öncekiler gibi olduğu takdirde beton ve granit yapılarıyla yine tarihi ve doğal dokuya zarar verecektir. Bu konuyla ilgili endişelerimizi anlatan iki makale web sitemde yayınlanmıştı.
Esas itibarıyle bölge artık yeni bir beton yapılaşmayı kaldıracak durumda değildir. Bütün inşaat projeleri durdurulmalıdır. Çanakkale Savaşı’nın 100. Yılı yaklaşırken konuyla ilgilenen uzmanlardan oluşan bir danışma kurulu kurulması, projelerin de kamuoyu ile paylaşılması gerektiğini düşünüyorum. Arazi projeleri yerine kültürel ve bilimsel eserlerin projelerine ağırlık verilmesi uygun olacaktır.
Lütfen biraz sağduyu…