GELİBOLU’YU ANLAMAK

Hatırât (1912-1922) Cemal Paşa ( Yay. Haz. A. Zeki İzgöer)

Önsöz


Hatıralar, yaşanan hayatın canlı şahitleridir. Devri aksettiren önemli ipuçları verirler. Dönemin sisli perdelerini aralarlar. Başka kaynaklarda rastlanmayan bilgi ve belgeleri hatıralarda arayıp bulabilmek mümkündür. Satırlar, paragraflar ve sayfalar arasında yapılan gezintiler, çoğu kez okuyanı hayretler içinde bırakır. Acı, üzüntü ve gözyaşlarıyla birlikte zaman zaman sevinç, tebessüm ve ümitlerle dolu duygular arasında dalıp gidilir. Bazen şaşkınlık, bazen heyecan, bazen de keyif ve öfkeyle dolu dakikalar uzayıp durur. Yazılanlar, belki de bir anlamda geçmişin otokritiğinden başka bir şey değildir. Öyle de olsa, yaşanılan tarih içinde söylenip kaleme alınanlar, okuyucuyu pek çok konuda haklı çıkarmaya yetmez. Endişeli bekleyişler, meraklı ve heyecanlı arayışlar aralıksız bir şekilde kitap bitene kadar devam eder. Hatıraları, romanlardan ayıran en önemli faktör, belki de bu bekleyiş ve arayışlardaki “gerçeklik” payına yansıyan hisse olsa gerektir. Çünkü tarih, yalan ile gerçeği, iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı birbirinden ayıran tek yargıdır.


Yakın tarihimiz birçok acıklı olay, elem ve duygu yüklü anılarla doludur. Geriye dönüp şöyle bir göz atıldığında, tarih sahnesinde rol oynamış birçok önemli siyasetçi, devlet adamı, yazar ve sanatçının hatıralarını kaleme aldıkları görülür. İttihat ve Terakki’nin önde gelen üç liderinden biri olan Cemal Paşa tarafından yazılan anılar da bu türdendir. Mahmut Şevket Paşa Suikastı, Trablusgarp Savaşları, Balkan felâketi, I. Dünya Savaşı’na giriş, Kanal Harekâtı, Şerif Hüseyin İsyanı ve Ermeni olayları gibi son dönemi ilgilendiren bir dizi alt başlık, bu anıların alanı içindedir.


İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin askerî kanadı içerisinde ikinci adam rolünde yer alan Cemal Paşa, Hatırât’ına İstanbul Muhafızlığı’na getirildiği tarihten itibaren başlamıştır. Paşa, eserinde daha önceki görev ve anılarına ait bilgilere çok az yer vermiş, belki de buna ihtiyaç hissetmemiştir. Bu yaklaşım şekli, onun yine kendi ifadesiyle, o tarihe kadar “ülkenin genel siyasetinde bir rolünün olup olmaması” ile yakından ilgilidir. Cemal Paşa, ülkenin genel siyaseti ile doğrudan doğruya meşguliyetinin Ocak 1913’teki hükümet darbesiyle başladığını söylemektedir.


Genel olarak Hatırât’ında Paşa’nın, kendisini temize çıkarma, aklama ve aleyhinde yapılan iddia ve iftiralara cevap verme endişesinin hâkim olduğu görülmektedir. Onun cevap verdiği söz konusu iddia ve iftiraların sahiplerinden bazıları, Amerika Büyükelçisi Morgenthau ile Rusya Büyükelçiliği Baştercümanı Mandelstam’dır. Bu iki şahsın, Ermenilerle ilgili olarak yaptıkları yanlış, taraflı ve gerçek dışı açıklama ve yazıları Cemal Paşa tarafından tek tek izah edilerek çürütülmeye çalışılmıştır. Diğer taraftan Paşa’nın özellikle tenkit edildiği konuların başında Arap ihtilâlcilerine karşı aldığı sert tedbirler[1], Osmanlı Hükümeti’nin I. Dünya Savaşı’na girmesinde oynadığı rol[2] ve Ermenilerle alâkalı meseleler gelmektedir. Eserde bu konulara da açıklık getirilmektedir.


Cemal Paşa Hatırât’ında zaman zaman siyasî bir takım konulara değinmemiş, deşifre etmek istemediği kimselerin ismini vermemiş, sözü gereksiz yere uzatmamak için ayrıntılı anlatımlara girmemiş, konuları şuurlu bir şekilde eksik bırakmış ve çok önemli bulduğu olayları “vatanına dönünce” ve “belgelere dayanarak” yayınlamak üzere ertelemiştir. Bütün bunların sebebi, Paşa’nın Hatırât’ını yazarken gurbette bulunuşu ve önemli gördüğü bazı belge ve dosyaların yanında olmayışıdır[3]. Bu bakımdan kitabına koyamadığı belgeler için yer yer Harp Mecmuaları’na bakılmasını tavsiye etmiştir. Cemal Paşa’nın bu anlamda, yayınlamak istediği konuların başında Şerif Hüseyin’le ilgili yazışmalar gelmektedir. Paşa, Şerif Hüseyin’in izlediği ikiyüzlü politikayı şiddetle eleştirmekte ve konuyla ilgili belgelerin yayınlanması halinde, dünya kamuoyunun kendisine ve dolayısıyla da Osmanlılara hak vereceği kanaatindedir. Fakat Paşa’nın ne bunları ne de yukarıda sayılan diğer konu ve olaylarla ilgili belgeleri yayınlamaya ömrü vefa etmiştir.


Cemal Paşa’nın Hatırât’ı özellikle 1913-1917 yılları arasındaki siyasî, sosyal ve askerî gelişmelere ait önemli bir kaynaktır. Eser, Türkiye’de 1959 yılında Hatıralar, İttihat-Terakki ve Birinci Dünya Harbi (Tamamlayan ve Tertipleyen: Behçet Cemal, Selek Yayınları, İstanbul, 384 s.) adıyla yayınlanmıştır. Yurt dışında ise Erinnerungen eines Türkischen Staatsmannes (München 1922) ve Memoires of a Turkish Statesman 1913-1919 (London 1922) başlıkları altında neşredilmiştir.


Cemal Paşa ayrıca özel ilgi duyduğu arkeoloji konusunda Alte Denkmaler aus Syrien, Palastina, und West Arabien (Berlin 1918) adlı bir eserin yazılması için destek sağlamıştır. Eserin Cemal Paşa tarafından yazıldığı hakkında da çeşitli iddialar ileri sürülmüştür.


Birkaç açıklama


Günümüz harflerine sadeleştirilerek hazırlanan bu eserin ilk baskısı Nehir Yayınları tarafından yayınlanmıştı (İstanbul, Nisan 2006, 520 sayfa). Elinizdeki bu eser ise, yeniden gözden geçirilerek ikinci kez yayınlanıyor. Birinci baskı ile bu yayın arasında, ciddi herhangi bir fark yoktur. Gözden kaçan bazı düzeltmeler söz konusudur.


Esere, dönemin olaylarını ağırlıklı olarak Cemal Paşa’nın anlatımıyla değerlendiren bir “Giriş” yazılmıştır. Ayrıca “Ekler” bölümüne fotoğraflar, Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde bulunan bazı belgelerin sadeleştirilmiş şekliyle orijinal görüntüleri ve kitaptan yararlanmayı büyük ölçüde sağlayacak ayrıntılı bir indeks ilâve edilmiştir. Böylece, eserin daha kullanışlı bir hale getirilmesine çalışılmıştır.


Cemal Paşa ile ilgili olarak arşivlerimizde birçok belgenin bulunmakta olduğu bilinmektedir. Biz bunlardan sadece bir bölümünü yansıtabildik. Belgelere dayalı kaleme alınacak bir Cemal Paşa Monografisi’nin, yakın tarihimizin daha iyi anlaşılabilmesi yönünde önemli katkılar sağlayacağı inancındayız.


Teşekkür


Cemal Paşa gibi belli bir döneme damgasını vurmuş bir şahsiyetin hatıralarını yayınlamanın zorluğu ortadadır. Öncelikle bu konudaki ısrarlı tutumu ve teşvikleri sebebiyle değerli kayınpederim Hafız Çetin Beyefendi’ye, ardından eserin hazırlanması sırasında birçok sıkıntı ve zahmeti benimle paylaşan eşim ve çocuklarıma teşekkür ediyorum. Ayrıca Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde zaman zaman bilgilerine başvurduğum meslektaşlarıma da gönülden teşekkürlerimi sunuyorum.


Nihayet, eserin ikinci kez basılıp yayınlanması hususundaki katkılarından dolayı DBY Yayınları’na da teşekkür ediyor, eserin ilim ve kültür dünyasına faydalı olmasını diliyorum.


 


Dr. Ahmet Zeki İZGÖER
Başakşehir 2011


 


Arka kapak yazısı


Yakın tarihimiz birçok acıklı olay, elem ve duygu yüklü anılarla doludur. Geriye dönüp şöyle bir göz atıldığında, tarih sahnesinde rol oynamış birçok önemli siyasetçi, devlet adamı, yazar ve sanatçının hatıralarını kaleme aldıkları görülür. İttihat ve Terakki’nin önde gelen üç liderinden biri olan Cemal Paşa tarafından yazılan anılar da bu türdendir. Mahmut Şevket Paşa Suikastı, Trablusgarp Savaşları, Balkan felâketi, I. Dünya Savaşı’na giriş, Kanal Harekâtı, Şerif Hüseyin İsyanı ve Ermeni olayları gibi son dönemi ilgilendiren bir dizi alt başlık, bu anıların alanı içindedir.


İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin askerî kanadı içerisinde ikinci adam rolünde yer alan Cemal Paşa, Hatırât’ına İstanbul Muhafızlığı’na getirildiği tarihten itibaren başlamıştır.


Genel olarak Hatırât’ında Paşa’nın, kendisini temize çıkarma, aklama ve aleyhinde yapılan iddia ve iftiralara cevap verme endişesinin hâkim olduğu görülmektedir. Onun cevap verdiği söz konusu iddia ve iftiraların sahiplerinden bazıları, Amerika Büyükelçisi Morgenthau ile Rusya Büyükelçiliği Baştercümanı Mandelstam’dır. Bu iki şahsın, Ermenilerle ilgili olarak yaptıkları yanlış, taraflı ve gerçek dışı açıklama ve yazıları Cemal Paşa tarafından tek tek izah edilerek çürütülmeye çalışılmıştır. Diğer taraftan Paşa’nın özellikle tenkit edildiği konuların başında Arap ihtilâlcilerine karşı aldığı sert tedbirler, Osmanlı Hükümeti’nin I. Dünya Savaşı’na girmesinde oynadığı rol ve Ermenilerle alâkalı meseleler gelmektedir. Eserde bu konulara da açıklık getirilmektedir.


Cemal Paşa’nın Hatırât’ı özellikle 1913-1917 yılları arasındaki siyasî, sosyal ve askerî gelişmelere ait önemli bir kaynaktır.








[1]     Muhalif bazı eserler için bkz. Lütfi Simavi, Osmanlı Sarayının Son Günleri, Hürriyet Yayınları, İstanbul Tarihsiz, s. 344; Mehmed Selahaddin Bey, İttihad ve Terakki’nin Kuruluşu ve Osmanlı Devleti’nin Yıkılışı Hakkında Bildiklerim (Sad: A. Varol), İnkılab Yayınları, İstanbul 1989, s. 80; Mevlanzâde Rıfat, Türkiye İnkılabının İçyüzü (Haz: M. Hasırcı, Pınar Yayınları, İstanbul 1993, s. 174-177.


[2]     Osmanlı Hükümeti’nin I. Dünya Savaşı’na katılmasının hata ve yanlışlığı için örnek bir tenkit Başmâbeynci Lütfi Bey’in hatırâtında: “Trablusgarp ve özellikle uğursuz Balkan Savaşı’ndan sonra, daha kabuk bile bağlamamış yaralarımıza rağmen -hele ortada hiçbir ciddi zorunluluk yokken- ve kimse tarafından kışkırtılmadığımız, saldırıya uğramadığımız dünyanın en güçlü devletleri aleyhinde savaşa girişmek belki delice, fakat delice olduğu oranda da canice bir siyasetti.” şeklinde yer almaktadır (Bkz. Lütfi Simavi, a.g.e., s. 342-343).


[3]     Cemal Paşa’nın Hatırât’ını yazarken bazı belge ve dosyaların yanında olmayışının getirdiği bir başka olumsuz taraf, kitabında verdiği gün, ay ve yıl gibi kronolojik tarihlerin Osmanlı Arşiv belgeleriyle tam mutabakatının olmayışıdır. Bu sebeple, Paşa’nın verdiği tarihleri ihtiyatla değerlendirmek gerektirmektedir.

29.350 okunma

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir