Bu çalışmada, 1907’de İttihat ve Terakki ye girerek siyasî hayata atılan ve İttihat ve Terakki’nin iktidarda iken değişmez Maliye Nazırı olan Cavit Bey’in Cemiyet ve Türk siyasî hayatındaki rolünü ve etkinliğini ortaya koymaya çalıştım.
Son dönem Osmanlı tarihinin şekillenmesinde etkili olan ve II. Meşrutiyet Dönemi’ne damgasını vuran İttihat ve Terakki Cemiyeti ile onun paşalarının araştırmacılar tarafından incelenmiş olmasına karşın, Cemiyet’in en etkili üyelerinden birisi ve iktisadî teorisyeni olan Cavit Bey’in, yeterince tanınmıyor ve hak ettiği yeri almıyor olması bu çalışmanın yapılma sebeplerinden birisidir. Bir diğer sebep ise, Türk siyasî hayatını derinden etkileyen İttihat ve Terakki Cemiyeti ile onun hâkimi olduğu II. Meşrutiyet Dönemi’nde yaşanan olayların ve meydana gelen hızlı gelişme ve değişmelerin cazibesidir.
Yakın tarihi, bilhassa II. Meşrutiyet Dönemi’ni tanımak, incelemek günümüz olaylarını anlamak ve yorumlamak açısından son derece önemlidir. II. Meşrutiyet Dönemi’nde meydana gelen ve etkisini günümüze kadar sürdüren siyasî gelişmeler ile Cumhuriyetin ilk yıllarındaki siyasî çekişmeleri ve İzmir Suikastı’nı inceleme arzusu, beni bu çalışmaya iten diğer sebepler arasındadır.
Çalışmalar ilerledikçe hem Cemiyet içinde, hem de devlet yönetiminde son derece etkili olan Cavit Bey’in, o dönemle ilgili yapılan araştırmalarda arka plana itilmiş olmasının sebepleri de, kendisini göstermeye başlamıştır. Bu gün olduğu gibi o gün de, Yahudilik ve Masonluk, aşağılamak ve nefret uyandırmak için kullanılan sıfatlardır. Cavit Bey’in Yahudi dönmesi olmasına karşın, siyasî hasımları ve onların günümüzdeki siyasî temsilcileri, ona Yahudi diyerek aşağılamak istemişlerdir. İşte bu sıfatlar ve ithamlar onu tanımaya ve tanıtmaya girişeceklere ilk bakışta caydırıcı bir unsur olarak görünmektedir.
Bir mütefekkiri ya da siyasetçiyi tanımak için hatıraları önemli bir kaynaktır. Bu nedenle araştırmayı yaparken ilk önce onun hatıralarına başvurdum. TBMM kütüphanesinde bulduğum,1943–1946 yıllarına ait Tanin gazetesinin, mikro filmlerinden yaptığım inceleme sonunda gördüm ki, bu bir hatırat değil, günlüktü ve bine yakındı; gazetenin hergün aynı sayfasında tefrika şeklinde yayınlanmıştı.
Konu incelenirken, kronolojik bir sıra izlenmesine itina gösterilmiş; hadiselerin gerektirdiği ölçüde ayrıntılara inilmiştir. Tam adı “Mehmet Cavit Bey “olmasına karşın, birçok kaynakta olduğu gibi, ben de kısaca, “Cavit Bey “olarak kullandım.
Bu çalışma üç bölümden oluşmuştur. Birinci bölümde, Cavit Bey’in kısa hayat hikâyesi ile kişiliği incelenmiş; eserleri ve görüşleri ana hatlarıyla ve özellikleriyle tanıtılmaya çalışılmıştır. Cavit Bey’in iktisadî görüşleri, ekonomi ve maliye başlıkları altında ikiye ayrılarak incelenmiştir. Ekonomi başlığı altında, ekonominin temel kavramları ile Liberalizm hakkındaki görüşleri; İktisadî görüşlerinin Maliye Nazırlığı dönemindeki uygulamaları ve maliye alanındaki çalışmaları ise, Maliye başlığı altında ele alınmıştır. Birinci kısım teoriyle, ikinci kısım ise nazırlığındaki uygulamalarıyla ilgilidir.
İkinci bölümde, Cavit Bey’in hayatı, dönemin siyasî olaylarıyla birlikte üç başlık altında incelenmiş; siyasî gelişmelerdeki rolü tespit edilmeye çalışılmıştır. Olaylar karşısında takındığı tavır ve ortaya koyduğu fikirler bize onu yakından tanıma ve tahlil etme imkânı vermiştir.
II. Meşrutiyet’le Başlayan Dönem’ de, devrin önemli olayları karşısında Cavit Bey’in tutumu ve etkisi incelendi. Almanlarla ittifaka karşı çıkan Cavit Bey’in bu konudaki ve savaş dönemindeki çalışmaları, I. Dünya Savaşı Dönemi, İzzet Paşa kabinesine girmesi, Avrupa’ya kaçışı ve oradaki siyasî çalışmaları ile Lozan Konferansı müşavirliği ise Savaş Sonrası Dönem, başlığı altında ele alındı.
Cavit Bey’in I. Dünya Savaşı sonrası Avrupa’ya kaçışı ve siyasî çalışmaları ile ilgili diğer kaynaklarda fazla bilgi bulunmadığından, bu dönem için Cavit Bey’in hatıralarından yoğun şekilde faydalanmak zorunluluğu doğmuştur. Avrupa’da tuttuğu günlüğünde, yurt içindeki siyasî gelişmelerle ilgili bilgi yoktur. Yalnızca yurtdışındaki İttihatçıların çalışmalarıyla ilgili bilgiler vardır. Bu bilgiler de, siyasî tarih açısından hayli önemlidir.
Cavit Bey’i siyasi bir mazlum haline getiren İzmir Suikastı, ayrı bir bölüm olarak ele alındı ve üçüncü bölümü oluşturdu. Suikastla ilgili olarak tutuklanışı, İzmir ve Ankara İstiklal Mahkemeleri duruşmaları, Cavit Bey’in sorgusu, savunması ve kararla ilgili çeşitli mülahazalar bu bölüm içerisinde incelendi.
Bu çalışma bir monografi denemesidir. Çalışmanın içeriğinden dolayı tarihsel araştırma metodu kullanılmış ve birinci el kaynaklara ağırlık verilmiştir.
İttihatçı Cavit Bey
Polat Tunçer
Yeditepe Yayınevi
Nisan 2010 İstanbul