Filistin, adını milattan önce XII. Yüzyılda Kavimler göçü sırasında deniz yoluyla buraya gelen Filistler’den alır. Tarih öncesi devirlerden itibaren çeşitli kavimlerin göçlerle gelip yerleşmesine ve bunlara karşı harekete geçen başka üstün güçlerin pek çok istila ve fetihlerine maruz kalmıştır. Filistin adıyla anılan toprakların bu istila ve fetihlerle geçen mücadeleler dolayısıyla siyasi sınırlarını çizmek kolay değildir. Bununla birlikte bölgenin coğrafi sınırları konusunda görüş birliği olduğunu söylemek ve bu sınırları şu şekilde belirginleştirmek mümkündür: “Filistin denen topraklar esas itibariyle, Suriye ile Mısır ve Akdeniz ile Şeria nehri arasında kalan topraklardır. Şeria nehrinin döküldüğü Ölüdeniz de (Lut gölü) Filistin’in doğu sınırına dahildir. Bu sınırlar içinde de Filistin toprakları coğrafi bakımdan Akdeniz kıyı şeridi, kuzeyden güneye doğru uzanan dağ silsilesinin bulunduğu ortadaki yayla bölümü ve en doğuda da Şeria vadisi olmak üzere üç parçaya ayrılır. Bu üç parçalı coğrafi ayrım hemen bütün kaynaklarca benimsenmiştir. Ortadaki dağlık kesim veya yüksek yaylalar kısmı, genellikle kuzeyden güneye olmak üzere Safed ve Nazareth (Nasıra) şehirleri ile Tabor dağının bulunduğu Galilee (Celîle)bölgesi; ortada Nablus şehrinin bulunduğu ve batıda Cermel dağına kadar uzanan Samaria (Sâmiriye) bölgesi; daha güneyde Şeria nehrinin Ölüdeniz’e döküldüğü yerden başlayıp Kudüs, Beytlehem (Beytülahm) ve Hebron (Halilürrahman) şehirlerinin içinde bulunduğu Judea (Yahudiye) bölgesi ve daha güneyde de Beersheba (Bi‘rüssebi‘) şehrinin bulunduğu Necef çölü olmak üzere dört kısma ayrılır.
Coğrafi konumu ve bütün özellikleriyle Asya ve Afrika arasında stratejik bir noktada bulunan Filistin’in toprak alanını tespit için, tarih boyunca sahne olduğu hakimiyet mücadeleleri içinde değişen siyasi sınırlarına bakmak gerekir. Buna göre Filistin’in son siyasi sınırı olarak milletler arası alanda manda yönetimi için çizilen 1922 sınırlarının kabul edilmesi en uygunudur. Çünkü kısa bir müddet sonra İngiltere’nin girişimiyle Şeria nehrinin doğusundan itibaren ayrılan bugünkü Ürdün kısmı hariç hemen hemen Akdeniz, Lübnan, Suriye, Şeria nehri ve Ölüdeniz’den Kızıldeniz’in Akabe Limanı’na uzanan çizgi ile Mısır’a ait Sina yarımadasının çevrelediği yaklaşık 27000 km2lik bir alandan oluşan Filistin manda idaresi toprakları, tarih boyunca Filistin denildiğinde akla gelen siyasi bölgeye de tamamen tekabül etmektedir[1].
Filistin, gerek topraklarının büyüklüğü, gerek nüfusu gerekse tabiî zenginlikleri bakımından Osmanlı İmparatorluğu için tâli bir önemi haiz olmasına rağmen[2] stratejik bakımdan önemi ile Arap aleminin merkezi sayılır. Asya ile Afrika kıtalarının birleştiği yerde ve Akdeniz’le Kızıldeniz’i bağlayan bölgede eskiden beri önemini korumuştur. Çok sayıdaki kutsal yerleri sebebiyle, Müslüman Türkler, Hıristiyanlar ve Yahudiler tarafından Filistin’e “arazi-i mukaddese” adı verilmiştir. Bu iki âmil, yani Filistin’in kutsal toprak oluşu ve hac yoluna bitişikliği, Memluklar döneminin sona ermesinden itibaren birbirleriyle daha sık bağlarla bağlı hale gelmişti; zira Mekke’den sonra hacılar Kudüs, Habrun, Nebi Musa ve Filistin’deki diğer tapınak ve sunakları ziyaret etmeyi âdet haline getirmişlerdi. Aynı tarihlerde birçok Hıristiyan ve Yahudi Filistin’e hacca geliyorlardı. Ehl-i kitap olan üç dine göre de kutsal olan Filistin toprakları tarih boyunca bu dinlerin mensupları arasındaki çekişmelerin merkezi olmuştur.
Nihayet Filistin, Osmanlılar döneminde, özellikle İmparatorluğun payitahtı İstanbul’dan başlayarak Şam üzerinden İmparatorluğun en gözde vilayetlerinden biri olan Mısır’a giden yol üzerinde, köprü ülke, transit ülke olmak gibi tarihî görevini yerine getirmiştir. Şam-Kahire karayolunun korunması için harcanan çabalar ve bu yol boyunca tesis edilen kaleler, kervansaraylar ve karayolları, Türklerin Filistin üzerinden geçen ulaşıma ne denli önem verdiklerinin birer kanıtıdır[3].
M.Ö.’ki devirlerde şehir devleti ve müstakil krallıklar şeklinde idare edilen Filistin, Kenaniler, Firavunlar, Asurlular, Fenikeliler, Persler ve nihayet M.Ö.64 yılından İslâm fethine kadar Romalıların hakimiyeti altında kalmıştır.
Filistin idari taksimde, Abbasi devri hariç tutulursa, İslâm fethinden Osmanlı Devleti’nin sonlarına kadar (636-1918) Şam bölgesinin ayrılmaz bir parçası olarak kalmıştır. Müslümanlar tarafından fethedilen topraklar yedi mısr’a (önceleri askerî merkez anlamında kullanılırken Osmanlılar döneminde Mısr idarî taksimatta vilâyet anlamında kullanılmıştır) ayrılmış, Şam bölgesi bir eyâlet, Filistin ise bu eyâletin bir parçası sayılmıştır. Emeviler zamanında (661-750) Şam bölgesi beş cünd’e (Emeviler zamanında mısr anlamında kullanılmıştır) ayrılmıştır: Dimaşk, Hıms, Kımısrın, Ürdün ve Filistin.
Bu taksim Abbasiler devrinde de devam etmiş cünd kelimesi vilâyete çevrilmiştir. Halife Abu’l-Abbas’tan (749-754) sonra Şam bölgesinden ayrılarak merkezi Ramle olan Leccun bölgesinden Rafah’a uzanan müstakil bir vilâyet olmuştur. İdare olarak 12 kürâ’ya (askeri bir bölümdür) ayrılmıştır. Bunlar; Ramle, İlya, İmvas, Led, Yibne, Kisariye, Yafa, Nablus, Sabestiye, Askalan, Gazze ve Beyt Cibrin’dir. Ürdün vilâyeti ise merkezi Taberiye olan Sur ve Akkâ’dan Beka ve İlya körfezine uzanan bölgeyi kapsıyordu. On üç kurası bulunmaktaydı. Bunlar; Taberiye, Samira (Nablus), Demhal, Ceveş, Beyt Ras, Cirder, bil, Saffurya, Akkâ, Kudüs ve Sur’dur. Daha sonra meydana gelen siyasi gelişmelerden dolayı bu idari taksimler değişikliğe uğrayarak çok sayıda küçük devletçikler kurulmuştur.
Memlükler devrinde ise Şam bölgesi beş niyabete ayrılmış, bunlardan üçü Filistin’i oluşturmuştur:
Safed Niyâbeti: 1262 yılında Zahir Baybars (1259-1277) zamanında teşkil edilip on birime ayrılmıştı. Bunlar; Taberiye, Tebnin, Honin, Atlit, Akkâ, Sur, Şagür, İklim, Şakif ve Cinin’dir.
Gazze Niyabeti: 1311 yılında el-Melikü’n-Nasır Muhammed b. Kalavun zamanında teşkil olunup Gazze ve köyleriyle Led ve Ramle bölgelerini içine almış zamanla sınırları büyümüştür.
Kudüs Niyabeti: Melik Eşref Abu’l-Maâlî (1362-1376) zamanında teşkil olunup Kudüs ve Halilürrahman bölgelerini kapsamıştır. Her niyabetin başında Saltanat Naibi adında bir yönetici ve emirin de birkaç yardımcısı bulunmaktaydı.
Memlükler döneminde yapılan idari taksimat, Kanuni Sultan Süleyman’a (1520-1566) kadar hiçbir değişikliğe uğratılmamıştır.
Osmanlı Devleti’nin idari taksimatı karakteristik olarak eyalet (beylerbeylik, vilayet), sancak (liva), nahiye, köy ve mezralardan ibarettir. Kanuni zamanında ise saltanatı güçlendirmek ve Canberdi’l-Gazalî (öl. 1521) önderliğindeki ayaklanmayı bastırabilmek için Şam bölgesine yeni bir idari sistem konmuştur. Bu bölge üç eyalete ayrılmıştır. Bunlar Şam, Halep ve Trablus’tur ki, Şam eyaleti Nablus, Gazze, Kudüs, Safed, Salt ve Aclun sancaklarını içine alıyordu[4]. Ancak yarı bağımsız Dürzî emiri İkinci Fahruddîn’in egemenlik altına alındıktan ve 1613 yılında İtalya’ya kaçışından sonra onun ve ailesinin hâkimiyeti altında bulunan ve geniş bir Dürzî nüfusu barındıran Safed ve Sur-Beyrut Sancakları, müstakil bir vilayet haline getirilmişlerdir[5]. Aşağıdaki Mühimme Defteri kaydında bu durum görülmektedir[6]:
Bâ-hatt-ı hazret-i efendi.
Şâmî Efendi almışdur.
Şâm muhâfazasında olan Vezîr Ahmed Paşa’ya hüküm ki:
Hâlâ Saydâ ve Beyrût ve Safed sancakları müstakil beğlerbeğilik olup sitâne-i Sa‘âdetüm’de emîru’l-ümerâ’i’l-kirâm Hasan dâme ikbâlühû[ya] tevcîh olunmağla zikrolunan Saydâ ve Beyrût ve Safed sancaklarınun icmâl ve mufassal defter[ler]in aynı ile müşârun-ileyh Saydâ beğlerbeğisine göndermen bâbında fermân-ı şerîfüm sâdır olmışdur. Buyurdum ki:
Vusûl buldukda, bu bâbda sâdır olan fermân-ı şerîfüm mûcebince Saydâ ve Beyrût ve Safed sancaklarınun icmâl ve mufassal defterlerin aynı ile der-kîse idüp ve mühürleyüp mu‘temed âdemler ile müşârun-ileyh Saydâ beğlerbeğisine irsâl ü îsâl eyleyesin [28 Muharrem 1023] / [10 Mart 1614].
Osmanlı idaresinin, kanun ve nizamın sağlanması, vergilerin tahsili ve harp halinde asker toplanması gibi başlıca hedeflerinin gerçekleştirilmesi, Filistin’de ciddî zorluklarla karşılaşmıştır. Merkezî idarenin zayıfladığı dönemlerde genellikle Akkâ’yı merkez edinen emirler ayaklanır ve idareyi ellerine alırlardı (Manoğlu Fahreddin (öl. 1635) ve Zahir el-Ömer (öl. 1782) gibi)[7]. Filistin nüfusu çok defa birbirine karşı bir mücadele hatta açık bir savaş halindeydi ve çok sayıda düşman sosyal sınıflara, etnik ve dini gruplara bölünmüştü. Yerli nüfus hakim zümreye karşı -Osmanlı resmî memurları, tımar zeamet sahipleri, askerler; bedeviler fellahlara, kaysiler yamanilere, Müslimler gayrımüslimlere (muhtelif mezheplere mensup Hıristiyanlar, Yahudiler, Nabluslu Hıristiyanlar), sünnî Müslümanlar sünnî olmayanlara (dürzî ve mitvalilere), devlet mezhebinden Hanefiler sayıca çoğunlukta olan şafilere karşı ilh.. Birbirlerinden farklı bu derece değişik sınıf ve cemaatler arasında nizamı muhafaza etmek için merkezî hükümet, vilâyetlerde mahallî idareye ve silâhlı kuvvetlere güveniyor[8], idarî kolaylık sağlamak ve siyasî uygunluk bakımından çoğu bedevî olmak üzere bazı yerli Arapları, on altıncı asırda sancak beyliklerine tayin ediyordu[9].
1799’da Napolyon Bonapart Akkâ’yı kuşatıp Safed ve Nasıra’ya kadar ilerlemişse de Cezzar Ahmed Paşa karşısında tutunamamıştır.
1832 yılında Mehmed Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa tarafından ele geçirilen Filistin 1840’da İngiltere ve Avusturya’nın yardımıyla tekrar Osmanlı idaresine girmiştir.
XIX. yüzyılın ortalarında Beyrut’un da içinde bulunduğu Lübnan bölgesi, Fransa ve İngiltere arasındaki nüfuz mücadelesinden dolayı milletlerarası bir mesele haline geldi. Beyrut’ta yaşayan farklı milliyet ve dinlere mensup gruplar, bölgede üstünlük kurmaya çalışan sömürgeci devletler tarafından istismar edildiler. Batılı güçlerin zorlamasıyla 1846’da yerli halk temsilcilerinin de katıldığı yeni bir idari rejim kuruldu. Ancak bu yeni rejim Batılıların desteklediği karışıklıklar yüzünden başarılı olamadı. 1860’da bölgede meydana gelen kanlı iç çatışmalar Batılı devletlerin olaya karışmalarına sebep oldu. İstanbul hükümeti ile beş büyük devlet (Avusturya, İngiltere, Fransa, Prusya ve Rusya) arasında 19 Haziran 1861’de imzalanan protokolle Beyrut’un idaresi Suriye Vilayeti’nden ayrılıp İstanbul’a bağlandı. Ayrıca idarecinin beş büyük devletin de kabul edeceği bir Hıristiyan olması, Marunî, Dürzî, Rum ve Müslüman temsilcilerinin yer aldığı bir yönetim konseyinin kurulması hususları benimsendi[10].
1864 Vilayet Nizamnâmesi’ne göre Şam ve Sayda eyaletlerinden Suriye vilayeti teşkil edilmiş Akkâ, Nablus ve Kudüs sancakları[11] da bu vilayete bağlanmıştır[12].
Böylece Beyrut şehri Lazkiye, Trablus, Akkâ ve Nablus sancaklarını içine alan bağımsız bir vilayetin merkezi oldu ve bu idari düzenlemeler 1888’e kadar devam etti[13].
1887’de Kudüs merkeze bağlı bir mutasarrıflık haline getirildi[14]. 1888’de Beyrut vilayeti oluşturulunca[15] Nablus bu vilayetin sınırları içine alındı. Böylece Filistin iki bölüme ayrılmış oldu. Filistin’in kuzeyi Beyrut valiliğince idare edilirken kutsal toprakların güney kısmı Kudüs mutasarrıflığının idaresine bırakıldı[16].
Beyrut vilayetinin teşkili ile Filistin topraklarından buraya bağlanan Akkâ ve Nablus’la ilgili idari yapıyı ve salnamelere[17] yansıyan bilgileri görmek yerinde olacaktır.
AKKA SANCAÐI
Yavuz Sultan Selim zamanında (1516 Mercidabık Muharebesi’nden sonra) Osmanlı topraklarına katılan Akkâ, Safed livasına bağlı bir nahiye merkezi idi. XVI. yüzyıl tahrir defterlerine göre Akkâ nahiyesi sınırları içinde altmış kadar köy bulunuyordu. XVI. yüzyıl başlarında tahrir defterlerinde köy olarak kaydedilmiş olan bölgenin idari ve adlî işlerine bakan kadı da burada oturuyordu[18].
Akkâ Sancağı[19]; Akkâ, Hayfa, Nasıra(Haziran 1906-Temmuz 1909 yılları arasında bu kaza Kudüs mutasarrıflığına bağlanmıştır[20].), Taberiye ve Safed kazalarından oluşmaktadır.
Arpa, buğday, beyaz darı, mercimek, bakla, burçak, nohud ve susam ziraatı yapılır ve yıllık 581.800 kile hasılat elde edilirdi.
Liva’da (Sancak) bulunan memurlar: Mutasarrıf Mehmed Cemil Paşa, Naib Ömer Kaşif Efendi, Müftü Abdullah Efendi, Muhasebeci Hacı Nuri Efendi, Tahrirat Müdürü Bedirhanpaşazade Halil Rami Bey, Evkâf Müdürü Mehmed Efendi.
Livada bulunan Daireler: Liva İdare Meclisi Reis Mutasarrıf paşa, Tahrirat Kalemi, Meclis İdare Kalemi, Muhasebe Kalemi, Tahrîr-i Vergi Dairesi, Hey’et-i Tahminiye, Defter-i Hakânî Kalemi, Liva Nüfus Kalemi, Mahkeme-i Bidayet Hukuk Dairesi, Mahkeme-i Bidayet Ceza Dairesi, Mahkeme-i Bidayet Kalemi, Ziraat Bankası Şubesi, Ziraat Bankası Meclisi, Ticaret ve Ziraat Odası, Evkâf Komisyonu, Liva Maarif Meclisi, Belediye Dairesi, Nafia Komisyonu, Tahsilat Komisyonu, İkinci Akkâ Jandarma Taburu, Polis Dairesi, Mekteb-i İdâdi-i Mülkî Heyet-i Talimiyesi, Mekteb-i ibtidâi-i Mülkî Heyet-i Talimiyesi, İnas Mekteb-i Rüşdiyesi, İnas Mekteb-i İbtidâi Heyet-i Talimiyesi, Rüsûmat Müdüriyeti, Telgraf ve Posta Müdüriyeti, Düyûn-ı Umûmiye Memuriyeti.
Memûrîn-i Müteferrika: Mahkeme-i Şer‘iyye Başkatibi, Maiyet Memuru, Mutasarrıflık Tercümanı, Orman Memuru, Duyûn-ı Umûmiye Memuru, Reji Memuru.
Akkâ’da İtalya konsolosluğu ve İran Şehbenderliği bulunmaktaydı.
Akkâ’da 69 cami, 5 hükümet konağı, 2 kışla, 6 karakol, 1 cephane, 1 depo, 59 mektep, 31 kilise ve havra, 11 hastane, 9 medrese, 26 han, 11 hamam, 12 fabrika, 1177 dükkan, 14900 hane, 262 mağaza ve depozito, 110 değirmen ve 13 otel bulunmaktadır.
NABLUS SANCAÐI
Nablus Sancağı vilayetin güney ucunda bulunmaktadır. Kuzeyinde Akkâ, doğusunda Havran ve Maan, güneyinde Kudüs-i Şerif sancağı ve batısında ise Akdeniz ile çevrilidir[21].
Osmanlı hakimiyeti devrinde bölgenin en kalabalık şehirlerinden biri olan Nablus XVI. yüzyıl tahrirlerine göre Kaysariye, Akabe, Garb, Yasmine, Habele, Karyûn/Debbûre olmak üzere altı mahalleye ayrılmıştı[22]. XVI. yüzyılın ikinci çeyreğinde 1099 haneye ulaşan yaklaşık beş altı bin nüfusa sahip olan Nablus Sancağı; Nablus kazası, Beni Sa‘b kazası, Cenin ve Cemain kazalarından müteşekkildir.
Buğday, arpa, darı, burçak, susam, nohud, bakla, pamuk, zeytin ve incir ziraati yapılmaktadır.
Nablus’da 162 cami, 4 hükümet konağı, 1 kışla, 1 karakol, 2 depo, 6 kilise ve havra, 62 mektep, 2 medrese, 1 hastane, 20335 hane, 1174 dükkan, 12 hamam bulunmaktadır.
Liva’da (Sancak) bulunan memurlar: Mutasarrıf Ahmed Galib Paşa, Naib Nureddin Efendi, Muhasebeci Ahmed Saffet Efendi, Tahrirat Müdürü Mesut Bey, Müftü Hüseyin Efendi.
Liva İdare Meclisi: Reis: Mutasarrıf paşa, Aza-yı tabiiye Naib Efendi, Aza-yı tabiiye Muhasebeci, Aza-yı tabiiye Tahrirat Müdürü, Aza-yı tabiiye Müftü Efendi, Aza-yı müntehibe Ragıb Kemal Efendi, Aza-yı müntehibe Hasan Abdülhadi, Aza-yı müntehibe Abdullah Dürzî, Aza-yı müntehibe Corci Sirofim.
Livada bulunan Daireler: Tahrirat Kalemi, Meclis-i İdare Kalemi, Muhasebe-i Liva Kalemi, Tahrir-i Vergi Kalemi, Defter-i Hakânî Kalemi, Nüfus Dairesi, Mahkeme-i Bidayet, Hukuk Dairesi, Ceza Dairesi, Müdde-i Umûmi, Mahkeme-i Bidayet Kalemi, Müstantık, Mukâvelât Muharriri, Ziraat Bankası Şubesi, Ziraat Bankası Meclisi, Maarif Meclisi, Evkâf Komisyonu, Evkâf Dairesi, Ticaret ve Ziraat Odası, Belediye Meclisi, Nafia Komisyonu, Vesait-i Nakliye-i Askeriye Komisyonu, Belediye Riyaseti, 5. Nablus Jandarma Taburu, Telgraf ve Posta Müdüriyeti, Tahsilat Komisyonu, Polis İdaresi, Mekteb-i İdâdî-i Mülkî Hey’et-i Talimiyesi, Memurîn-i Müteferrika, Ruhani Reisler.
Beyrut Vilâyeti Nüfus Cetveli[23] | |||||
Yerli | Yabancı | ||||
Topluluk isimleri | Toplam | Erkek | Kadın | Erkek | Kadın |
İslâm | 480567 | 244867 | 232255 | 1906 | 1539 |
Rum | 49382 | 26227 | 22286 | 613 | 256 |
Marunî | 27804 | 13412 | 11543 | 1428 | 1421 |
Katolik | 21532 | 10910 | 10078 | 288 | 256 |
Protestan | 2113 | 1125 | 898 | 52 | 38 |
Armen Katolik | 567 | 260 | 258 | 26 | 32 |
Süryani Katolik | 248 | 106 | 95 | 27 | 20 |
Yahudi | 10958 | 5514 | 5162 | 143 | 139 |
Latin | 2256 | 1099 | 1112 | 21 | 24 |
Sâmiri | 166 | 95 | 71 | ||
Armen-i Kadim | 86 | 11 | 6 | 43 | 26 |
Kıbtî | 6 | 2 | 4 | ||
Toplam | 595685 | 332628 | 282758 | 4547 | 3743 |
Akka Sancağı Nüfus Cetveli | |||
Topluluk isimleri | Toplam | Erkek | Kadın |
İslâm | 59429 | 30619 | 28810 |
Rum Ortodoks | 6572 | 3425 | 3147 |
Rum Katolik | 6287 | 3380 | 3907 |
Mârûnî | 1316 | 697 | 619 |
Latin | 2593 | 805 | 788 |
Yahudi | 9021 | 4669 | 4352 |
Protestan | 391 | 205 | 186 |
Toplam | 84609 | 43800 | 40809 |
Nablus Sancağı Nüfus Cetveli | |||||
Yerli | Yabancı | ||||
Topluluk isimleri | Toplam | Erkek | Kadın | Erkek | Kadın |
İslâm | 118370 | 63597 | 53942 | 504 | 327 |
Rum | 1009 | 563 | 446 | ||
Latin | 368 | 191 | 177 | ||
Protestan | 308 | 183 | 125 | ||
Katolik | 31 | 18 | 13 | ||
Yahudi | 78 | 37 | 41 | ||
Sâmirî | 166 | 95 | 71 | ||
Toplam | 120330 | 84684 | 54815 | 504 | 327 |
Safed Kazâsı Nüfus Cetveli | |||
Topluluk isimleri | Toplam | Erkek | Kadın |
İslâm | 13971 | 7177 | 6794 |
Katolik | 1093 | 261 | 472 |
Mârûnî | 797 | 410 | 387 |
Rum | 238 | 131 | 107 |
Yahudi | 5214 | 2614 | 2600 |
Toplam | 21313 | 10953 | 10360 |
1918’de Filistin bölgesinin İngilizlerin eline geçmesiyle Nablus’ta Osmanlı hakimiyeti sona erdi. 1918-1920 yıllarında İngiliz askerî idaresinde kaldı ve 1920 San Remo Konferansı’nda Filistin’in İngiliz manda idaresine verilmesiyle Nablus’da aynı yönetime dahil edildi. Nablus, 1930’lu yıllarda Filistin’e Yahudi göçüne karşı mücadele veren Arap direnişinin en önemli merkezlerinden biri oldu. 1948’de İsrail Devleti’nin kuruluşuna karşı başlatılan savaş sonrasında Ürdün Devleti’nin idaresine girdi. Ürdün nehrinin Batı kesiminde kaldığı için Batı Yaka (Şeria) olarak adlandırılan bölgede İsrail’le mücadelede Filistinlilerce üs olarak kullanıldı[24].
Cennetmekân Yavuz Sultan Selim Han tâbe serâhu hazretlerinin Suriye’yi feth ve teshîr buyurdukları tarihten beri Suriye valiliğiyle Şam-ı şerîfe teşrîf buyuran zevât-ı izâm[25]
Valilerin isimleri | Tayin tarihi | Memuriyet süresi | ||
Yıl | Ay | Gün | ||
Canberdi Gazali | 923 | 3 | ||
Ayas Paşa | 926 | 9 | ||
Ferhad Paşa | 927 | 3 | ||
Azim Paşa | 930 | 1 | 9 | |
Tavaşi Paşa | 931 | 1 | ||
Lütfi Paşa | 932 | 4 | 6 | |
İsa Paşa | 936 | 2 | 6 | |
Mustafa Paşa | 938 | 1 | 8 | |
Lütfü Paşa (ikinci defa) | 939 | 1 | 2 | |
İsa Paşa (ikinci defa) | 941 | 1 | ||
Mehmed Paşa | 942 | 9 | ||
Süleyman Paşa | 943 | 7 | ||
Ahmed Paşa | 944 | 2 | 2 | |
Hüsrev Paşa | 946 | 1 | 1 | |
İsa Paşa (üçüncü defa) | 947 | 4 | ||
Berî Paşa | 950 | 3 | ||
Sinan Paşa | 953 | 4 | ||
Beri Paşa (İkinci defa) | 957 | 1 | 5 | |
Mehmed Paşa | 958 | 3 | 7 | 4 |
Şems Ahmed Paşa | 962 | 6 | 7 | 24 |
Hüsrev Paşa | 968 | 1 | 1 | 7 |
Pehlivan Ali Paşa | 969 | 11 | 11 | |
Hüsrev Paşa (ikinci defa) | 970 | 1 | ||
Lala Mustafa Paşa | 971 | 5 | ||
Murad Paşa | 976 | 1 | 1 | 25 |
Pehlivan Ali Paşa (ikinci defa) | 977 | 1 | ||
Hacı Ahmed Paşa | 978 | 1 | ||
Derviş Paşa | 979 | 3 | 7 | |
Lala Cafer Paşa | 983 | 1 | 11 | |
Hasan Paşa | 985 | 4 | 5 | |
Behram Paşa | 989 | 7 | ||
Hüseyin Paşa | 989 | 7 | ||
Hasan Paşa (ikinci defa) | 990 | 1 | 4 | |
Süleyman Paşa | 991 | 1 | ||
Üveys Paşa | 991 | 1 | ||
Mehmed Paşa | 992 | 1 | ||
Üveys Paşa (ikinci defa) | 992 | 1 | ||
Ali Paşa | 993 | 7 | ||
Çamurcu Mehmed Paşa | 994 | 4 | ||
Ali Paşa (ikinci defa) | 994 | 4 | ||
Sinan Paşa | 994 | 1 | 7 | |
Hasan Paşa (üçüncü defa) | 996 | 1 | 4 | |
Mustafa Paşa | 997 | 7 | ||
Sinanpaşa-zâde Mehmed Paşa | 998 | 1 | 6 | |
Halil Paşa | 1000 | 1 | 3 | |
Satırcı Mehmed Paşa | 1001 | 7 | ||
Bostancı Ali Paşa | 1001 | 1 | ||
Murad Paşa | 1001 | 1 | 8 | 7 |
Hüsrev Paşa | 1003 | 8 | ||
Murad Paşa (ikinci defa) | 1003 | 7 | ||
Hüsrev Paşa (ikinci defa) | 1004 | 1 | 4 | |
Mustafa Paşa | 1005 | 1 | ||
Cağalpaşa-zâde Sinan Paşa | 1006 | 8 | ||
Ahmed Paşa | 1006 | 1 | 1 | |
Hüsrev Paşa (üçüncü defa) | 1007 | 6 | 19 | |
Şerif Mehmed Paşa | 1008 | 1 | 4 | 11 |
Sinanpaşa-zâde Mahmud Paşa | 1009 | 1 | 1 | 16 |
Osman Paşa | 1011 | 11 | 10 | |
Bostancı Ferhad Paşa | 1012 | 10 | 8 | |
Raziyehatun-zâde Mustafa Paşa | 1013 | 4 | ||
Sinanpaşa-zâde Mahmud Paşa (ikinci defa) | 1013 | 5 | ||
Osman Paşa (ikinci defa) | 1013 | 1 | ||
Tavaşî Mehmed Paşa | 1014 | 1 | 2 | 11 |
Sinanpaşa-zâde Mahmud Paşa (üçüncü defa) | 1016 | 4 | 11 | |
Tavaşî Mehmed Paşa (ikinci defa) | 1016 | 1 | 6 | |
Sinan Paşa | 1017 | 3 | 25 | |
Kapudan Hafız Ahmed Paşa | 1018 | 6 | ||
Silahdar Çerkes Mehmed Paşa | 1024 | 2 | 6 | |
Çüne Mehmed Paşa | 1027 | 6 | ||
Ahmed Paşa | 1027 | 6 | ||
Mustafa Paşa | 1028 | 6 | ||
Süleyman Paşa | 1029 | 2 | ||
Murtaza Paşa | 1031 | 1 | ||
Mehmed Paşa | 1032 | 8 | ||
Mustafa Paşa (ikinci defa) | 1033 | 1 | ||
Niğdeli Mustafa Paşa | 1034 | 1 | ||
Gürcü Mehmed Paşa | 1035 | 1 | ||
Tabar Mehmed Paşa | 1036 | 1 | ||
Küçük Ahmed Paşa | 1037 | 3 | ||
Yeniçeriler Ağası Mustafa Paşa | 1040 | 1 | ||
Süleyman Paşa | 1041 | 3 | ||
Yusuf Paşa | 1042 | 3 | ||
Küçük Ahmed Paşa (ikinci defa) | 1042 | 2 | ||
Mustafa Paşa | 1044 | 1 | ||
Küçük Ahmed Paşa (üçüncü defa) | 1045 | 1 | ||
Derviş Mehmed Paşa | 1046 | 2 | ||
Yeniçeriler Ağası Mustafa Paşa (ikinci defa) | 1048 | 1 | ||
Çifteli Osman Paşa | 1049 | 1 | ||
Mehmed Paşa | 1050 | 1 | ||
Ahmed Paşa | 1051 | 1 | ||
Melek Ahmed Paşa | 1052 | 1 | ||
Hırad Mehmed Paşa | 1053 | 12 | ||
Silahdar Yusuf Paşa | 1053 | 1 | ||
Gürcü Mehmed Paşa | 1054 | 1 | ||
İbrahim Paşa | 1055 | 1 | 5 | |
Gürcü Mehmed Paşa(ikinci defa) | 1056 | 1 | ||
Muharrem Paşa | 1057 | 1 | ||
Köprülü Mehmed Paşa | 1058 | 1 | ||
Mehmed Paşa | 1059 | 1 | ||
Silahdar Murtaza Paşa | 1060 | 5 | ||
Sivaslı Mustafa Paşa | 1060 | 2 | ||
Ak Mehmed Paşa | 1062 | 2 | ||
Defterdarzâde Mehmed Paşa | 1064 | 2 | ||
Gazi Paşa | 1066 | 1 | ||
Mehmed Paşa | 1067 | 1 | ||
Silahdar Murtaza Paşa (ikinci defa) | 1068 | 4 | ||
Tayyar Ahmed Paşa | 1068 | 2 | ||
Kadri Paşa | 1070 | 1 | ||
Gürcü Mustafa Paşa | 1071 | 1 | ||
Köprülüzade Ahmed Paşa | 1072 | 1 | ||
Süleyman Paşa | 1073 | 1 | ||
Filibeli Mustafa Paşa | 1074 | 2 | ||
Salih Paşa | 1076 | 1 | ||
Kaplan Mustafa Paşa | 1077 | 1 | ||
Firari Mustafa Paşa | 1078 | 7 | ||
Çavuşzade Mehmed Paşa | 1078 | 1 | ||
İbrahim Paşa | 1079 | 3 | ||
Hüseyin Paşa | 1082 | 1 | ||
Kara Mehmed Paşa | 1083 | 1 | ||
İbrahim Paşa | 1084 | 1 | ||
Kürd Hüseyin Paşa | 1085 | 3 | ||
Osman Paşa | 1088 | 2 | ||
Abaza Hüseyin Paşa | 1090 | 5 | ||
Osman Paşa (ikinci defa) | 1095 | 2 | ||
Kaplan Paşa | 1097 | 1 | ||
Salih Paşa | 1098 | 1 | ||
Hamza Paşa | 1099 | 2 | ||
Ahmed Paşa | 1101 | 1 | ||
Murtaza Paşa | 1102 | 1 | ||
Gürcü Mehmed Paşa | 1103 | 1 | ||
İsmail Paşa | 1104 | 2 | ||
Silahdar Osman Paşa | 1106 | 2 | ||
Bıyıklı Mustafa Paşa | 1108 | 1 | ||
Ahmed Paşa | 1109 | 2 | ||
Hacı Kıran Hasan Paşa | 1111 | 1 | ||
Silahdar Hasan Paşa | 1112 | 1 | ||
Arslan Paşa | 1113 | 1 | ||
Kürd Bayram Paşa | 1114 | 1 | ||
Arslan Paşa (ikinci defa) | 1115 | 1 | ||
Firari Hüseyin Paşa | 1116 | 1 | ||
Kürdzade Bayram Paşa | 1117 | 1 | ||
Baltacı Süleyman Paşa | 1118 | 1 | ||
Halil Hüseyin Paşa | 1119 | 1 | ||
Osman Nasuh Paşa | 1120 | 5 | ||
Çerkes Mehmed Paşa | 1125 | 1 | ||
Topal Yusuf Paşa | 1126 | 1 | ||
Kapudan İbrahim Paşa | 1127 | 1 | ||
Köprülü Abdullah Paşa | 1128 | 1 | ||
Receb Paşa | 1129 | 1 | ||
Abotok Osman Paşa | 1130 | 1 | ||
Kethüda Osman Paşa | 1131 | 2 | ||
Matukzade Osman Paşa | 1134 | 1 | ||
Abotok Osman Paşa (ikinci defa) | 1135 | 2 | ||
Azmizade İsmail Paşa | 1137 | 6 | ||
Aydınlı Abdullah Paşa | 1143 | 3 | ||
Azmizade Süleyman Paşa | 1146 | 5 | ||
Hüseyin Paşa | 1151 | 1 | ||
Muhassıl Osman Paşa | 1152 | 1 | ||
Abdipaşazade Ali Paşa | 1153 | 1 | ||
Azmizade Süleyman Paşa (ikinci defa) | 1154 | 2 | ||
Azmizade Esad Paşa | 1156 | 14 | ||
Mekkîzade Hüseyin Paşa | 1170 | 1 | ||
Çinici Abdullah Paşa | 1171 | 2 | ||
Çalık Mehmed Paşa | 1173 | 1 | ||
Sadık Osman Paşa | 1174 | 10 | ||
Azmizade Mehmed Paşa | 1184 | 1 | ||
Bostancı Hafız Mustafa Paşa | 1186 | 1 | ||
Azmizade Mehmed Paşa (ikinci defa) | 1187 | 10 | ||
Osmanpaşazade Mehmed Paşa | 1197 | 20 | ||
Osmanpaşazade Derviş Paşa | 1197 | 1 | ||
Cezzar Ahmed Paşa | 1198 | 2 | ||
Battal Hüseyin Paşa | 1200 | 1 | ||
Dalatî İbrahim Paşa | 1201 | 4 | ||
Cezzar Ahmed Paşa (ikinci defa) | 1205 | 5 | ||
Azmizade Abdullah Paşa | 1210 | 3 | ||
Halil İbrahim Paşa | 1213 | 2 | ||
Cezzar Ahmed Paşa (üçüncü defa) | 1213 | 1 | ||
Azmizade Abdullah Paşa (ikinci defa) | 1214 | 4 | ||
Cezzar Ahmed Paşa (dördüncü defa) | 1218 | 1 | ||
Halil İbrahim Paşa (ikinci defa) | 1219 | 1 | 6 | |
Azmizade Abdullah Paşa (üçüncü defa) | 1221 | 2 | ||
Genç Yusuf Paşa | 1223 | 2 | ||
Süleyman Paşa | 1225 | 2 | ||
Silahdar Süleyman Paşa | 1227 | 3 | ||
Rumelili Süleyman Paşa | 1231 | 6 | ||
Hafız Ali Paşa | 1231 | 4 | ||
Şişman Salih Paşa | 1235 | 3 | ||
Madenli Salih Paşa | 1235 | 2 | ||
Sadrıesbak Derviş Paşa | 1236 | 3 | ||
1238 | 1 | |||
Bilanî Mustafa Paşa | 1239 | 2 | ||
Veliyüddin Paşa | 1241 | 2 | ||
Salih Paşa (ikinci defa) | 1243 | 1 | ||
Sadrıesbak Abdurrauf Paşa | 1244 | 2 | 2 | |
Selim Paşa | 1246 | 1 | ||
Hacı Ali Paşa | 1247 | 3 | ||
Mısırlı İbrahim Paşa | 1247 | 9 | ||
Hacı Ali Paşa (ikinci defa) | 1256 | 1 | 20 | |
Necib Paşa | 1257 | 1 | ||
Ahmed Paşa | 1257 | 3 | ||
Bağdadlı Ali Rıza Paşa | 1258 | 3 | ||
Halid Paşa | 1261 | 1 | ||
Ali Paşa | 1261 | 1 | ||
Musa Sukûtî Paşa | 1262 | 2 | ||
Halil Kâmilî Paşa | 1264 | 1 | ||
Osman Paşa | 1265 | 1 | ||
Damad Mehmed Said Paşa | 1266 | 1 | ||
Erzincanlı Ahmed İzzet Paşa | 1267 | 1 | ||
İshak Paşa | 1268 | 4 | ||
Ali Aşkar Paşa | 1268 | 1 | 6 | |
Mehmed Arif Paşa | 1270 | 4 | ||
Salih Vamık Paşa | 1271 | 1 | ||
Sadrıesbak Mahmud Nedim Paşa | 1272 | 11 | ||
Mustafa Paşa | 1273 | 1 | ||
Ahmed İzzet Paşa | 1273 | 11 | ||
Kütahyalı Ali Paşa | 1274 | 1 | ||
Halil Kâmilî Paşa (ikinci defa) | 1275 | 3 | ||
Ahmed İzzet Paşa | 1275 | 1 | ||
Muammer Paşa | 1276 | 3 | ||
Mehmed Emin Paşa | 1277 | 1 | ||
Zabtiye Müşiri Esbak Mehmed Paşa | 1278 | 1 | 1 |
Beyrut vilayetinin teşkilinden beri valilikle Beyrut’u teşrif buyuran zevât-ı kiram[26].
Valilerin isimleri | Tayin tarihi | Memuriyet süresi | ||
Yıl | Ay | Gün | ||
Ali Paşa | 8 Mart 1888 | 11 | 23 | |
Hüseyin Fevzi Paşa (vekaleten) | 2 Mart 1889 | 2 | 2 | |
Raif Paşa | Gelmemiştir. | |||
Rauf Paşa | 3 Mayıs 1889 | 2 | 10 | |
Aziz Paşa | 25 Temmuz 1889 | 2 | 3 | 19 |
İsmail Kemal Bey | 11 Ocak 1892 | 6 | 2 | |
Halid Bey | 31 Temmuz 1892 | 2 | 18 | |
Nasuhi Bey | 23 Ağustos 1894 | 2 | 3 | 12 |
Hasan Paşa (vekaleten) | 5 Aralık 1896 | 4 | 1 | |
Nazım Paşa | 5 Nisan 1897 | 3 | 21 |
KUDÜS
Yavuz Sultan Selim, Mercidabık’ta Memluklara karşı kazandığı zaferden sonra Halep, Hama ve Şam üzerinden ilerleyerek 29 Aralık 1516’da Kudüs’e geldi. Ancak Kudüs padişahın gelişinden evvel muhtemelen Ekim 1516’da Osmanlı yönetimine girmiştir[27].
1831-1840 yıllarında gerçekleşen Kavalalı Mehmed Ali Paşa dönemi hariç Aralık 1917’ye kadar Kudüs’te Osmanlı hakimiyeti sürdü. Kudüs, Osmanlı yönetimi altında hep sancak statüsünde kalmakla birlikte bağlı bulunduğu merkez zamanla değişmiştir. 1516-1831 yılları arasında Şam eyaletine bağlı olmuş, 1831-1841 Mehmed Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa yönetiminde, 1841-1865 yılları arasında Sayda eyaleti, 1865’te ise Sayda ve Şam eyaletlerinin birleştirilmesiyle oluşturulan Suriye vilâyeti içerisinde yer almıştır. 1872-1917 yılları arasında ise müstakil mutasarrıflık olarak doğrudan merkezî hükümete bağlanmıştır.
Kudüs mali açıdan ise önceleri Halep, 1860’ların ikinci yarısından itibaren ise Şam defterdarlığına bağlanmıştır[28].
XVIII. yüzyılda genel olarak Kudüs’ün şartları ağırlaştı. 1702 yılında Kudüs sancakbeyi tayin edilen Muhammed Paşa’nın vergileri artırması ve vergi toplamada sıkı davranması üzerine Nakibüleşraf Muhammed Hüseynî’nin öncülüğünde bir isyana sebep olmuş ve iki yıl fiili olarak Kudüs nakibüleşrafın yönetiminde kalmıştır. İsyan 1705’te askerî güç kullanılarak Şam Eyaleti valisi tarafından bastırılmıştır. Bölgede gelişen Vehhâbî tehlikesine karşı 1810 yılında Sayda Valisi Süleyman Paşa Kudüs sancak beyliği görevini de üstlendi[29].
Bir bölgenin idarî yapılanmasını tespit bakımın önemli verilere ulaştığımız iki müesseseyi, mahkemeleri ve daha sonra oluşturulan belediye teşkilatlarını takip ederek de Filistin’in idarî taksimatına bir göz atmakta yarar var.
MAHKEMELER
Sancakbeylerinden sonra en yüksek rütbeli resmî görevliler olan kadılar, elimizdeki belgelere göre Filistin’in beş sancak merkezinde (Gazze, Kudüs, Nablus, Lajjun ve Safad) görevlerini yürütüyorlardı. Bunun dışında, Beyt Cibrin Yafa güneyindeki Macdal, Ramlah, Akka ve Elcelil’de Kafr Kanna gibi birkaç büyük köyde de, adaleti icra ediyorlardı. Bunlar arasında Kudüs kadısı özel bir mevkie sahip görünüyordu, zira kazai yetkisi, Kudüs sancağından çok daha geniş bir bölgeyi kapsıyordu[30].
Siyasi otorite açısından Şam ve Sayda vilayetine bağlanan Nablus adlî bakımdan Kudüs kadılığının yetki alanı içinde bulunuyordu. Nablus naibleri Kudüs kadısı tarafından tayin edilir ve ona bağlı kalırdı. Tanzimat öncesi dönemde Nablus naiblerinin bölgenin Bustâmî, Cevherî, Dekkak, Halîdi ve Temîmi gibi ulema ailelerinin seçildiği görülmektedir. 1860’lardan sonra Nablus naiblerini doğrudan Anadolu kazaskerliği tayin etmiştir[31].
Filistin’in Kudüs, Yafa, Nablus, Akkâ, Hayfa, Safed, Aclun, Kerek ve Tafile’de şer‘iye mahkemeleri kurulmuş ve sicillerinin bir kısmı günümüze kadar ulaşmıştır.
Filistin’de şer‘iyye mahkemelerinin dışında kurulan Nizamiye Mahkemeleri de şu şekildedir: Akkâ Mahkemesi, Nablus Mahkemesi, Cinin Mahkemesi, Bebi Sa‘b Mahkemesi, Cimmain Mahkemesi ve Birüsseb‘ Mahkemesi.
Bidayet mahkemeleri ise Hayfa, Safed ve Taberiye’de bulunmakta idi[32].
BELEDİYELER
Dünyada cemiyet ve şirket gibi tüzel kişiliklerin gelişmesiyle ve sivil inisiyatif ile doğan belediyeler, Osmanlı’da devlet eliyle ve hatta zoruyla kurulmuş bağımlı kurumlardır.
Osmanlı idaresinde ilk belediye teşkilatı İstanbul’da 1855 tarihinde kurulmuştur. 1864 tarihli İdare-i Vilâyet Nizamnâmesi ile taşra belediye teşkilatları faaliyete geçirilmiştir.
1871 tarihli Vilâyet Nizamnâmesi Osmanlı Devleti’nde belediye teşkilatı için kısım ayıran ilk kanundur. 1867 talimatlarını tavzih eden bu kısımda belediyenin görevlerini, meclis üyeliği için gerekli şartları ve gelir-gider kalemleri açıklanmıştır[33].
Beyrut vilayetinde bulunan belediyeler ve başkanları[34]: Akkâ (Başkanı Kasım Salim Efendi 1884), Hayfa (Başkanı Mustafa Efendi 1884), Taberiye (Abdullah Efendi 1884, Said Taberî Efendi 1899); Safed (Hasan Nehvî Efendi 1884); Nasıra 1875 (Tannus Küvâr 1875, Abdülmecid Fahum 1899); Nablus; Cinin (Hüseyin Abbuşî Efendi 1899); Tulkerem, Cemmain (Başkan vekili Selim Osman Efendi); Yafa (Vehbi Dabbağ, Hüsnî Bey, Ömer Bitar, Muhammed Decânî, Ali Bey); Bi‘rüsseb‘; Gazze 1893 (Mustafa Elemî, Ahmed Elemî, Ali Şevva, Abdullah Elemî, Halil Bisuso, Sait Şevva).
1863 yılında Kudüs Belediyesi teşekkül etti. Sancak yönetimini düzenlemek üzere bir idare meclisi kuruldu. 1886’da Kudüs polis gücü oluşturuldu[35].
Beyrut vilayetinde Gümrük bulunan yerler: Akka, Tantura, Basa, Kaysariye, Hayfa, Yafa, Gazze, Hanyunus, Abuzabura, Harem[36].
I. Dünya Savaşı sonlarında ise Filistin’de idarî taksimat şu şekildeydi:
Akkâ Sancağı: Akkâ, Hayfa, Nasıra, Safed ve Taberiye kazalarıyla dört nahiye ve 256 karyeden oluşmaktaydı.
Nablus Sancağı[37]: Nablus, Cinin, Beni Sa‘b ve Camain kazalarıyla yedi nahiye ve 238 karyeyi kapsıyordu.
Kudüs Mutasarrıflığı: Kudüs, Halilürrahman, Yafa, Gazze ve Birüssebi‘ ile 14 nahiye ve 219 karyeden müteşekkil idi[38].
1918’de Filistin bölgesinin İngilizlerin eline geçmesiyle Osmanlı hâkimiyeti sona erdi. 1918–1920 yıllarında İngiliz askerî idaresinde kaldı ve 1920 San Remo Konferansı’nda Filistin İngiliz manda idaresine verildi.
Kemal Gurulkan – Başbakanlık Osmanlı Arşivleri
Bu çalışmanın bir bölümü Kültür Dergisi Haziran 2009 Filistin Özel Sayısında Yayınlanmıştır.
[1] Karaman, M. Lütfullah, Filistin Mad., DİA, c. 13, s. 89.
[2] Uriyel Heyd, Otoman Documents on Palestine 1552-1615, Oxford 1960, s. 39.
[3] Heyd, age., s. 40.
[4] Walid el-Arid, XVIII. ve XIX. Yüzyıllarda Filistin’de Dini, Kültürel ve Sosyal Müesseler, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Ens. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İst. 1989, s. 1-2.
[5] Kılıç, Orhan, XVII. Yüzyılın İlk Yarısında Osmanlı Devleti’nin Eyalet ve Sancak Teşkilatlanması, Osmanlı, c. 6, s. 89-110.
[6] BOA, A. DVNS.MHM. d., 80/365.
[7] Karaman, agm., s. 92
[8] Heyd, age., s. 43.
[9] Heyd, age., s. 46., Bu yüzyılda Kudüs sancak beylerinin çoğu Tûkan ve Nimr ailelerinden seçildi. Aynı şekilde bu dönemde Hüseynî ailesinden, şer‘i mahkeme üst görevlileri ve belediye başkanları da Halidî ailesinden seçildi. I. Meşrutiyet Meclisi’nde Kudüs’ü temsil etmek üzere Halidî ve Hüseynî aileleri yarışmış, seçimi Yusuf el-Halidî kazanmıştır. II. Meşrutiyet meclisinde ise Kudüs bu aile üyelerinden Ruhi el-Halidî ve Said el-Hüseynî tarafından temsil edilmiştir. Ayrıntılı bilgi için bkz. Kamil Cemil el-Aselî, Kudüs Md., DİA, c. 26, 335.
[10] İlber Ortaylı, Tanzimat Devrinde Osmanlı Mahallî İdareleri (1840-1880), TTK Yay., Ankara 2000, s.51.
[11] Collas, Bernard Camille, 1864’de Türkiye, Bileşim Yayınevi, İstanbul 2005., s. 303’de Akkâ, Nablus, Kudüs Sayda eyaleti içerisinde zikredilmektedir.
[12] Walid, agt., s. 3.
[13] Dursun, Davut, Beyrut Mad., DİA, c. 6, s. 82.
[14] 1317 Suriye Vilayet Salnamesi, s. 83. Merkeze bağlı olarak idare edilen müstakil mutasarrıflıklar şunlardı: Kudüs-i Şerif, Yafa, Gazze, Halilürrahman, Bingazi, Zor, İzmid, Kale-i Sultaniye, Çatalca ve Cebel-i Lübnan.
[15] Milliyetler mozaiğine sahip Lübnan’da meydana gelen etnik çatışmalar bir vilayet kanunu hazırlanmasını tetikleyen bir etken olmuştur. Ayrıntılı bilgi için bkz., Kırmızı, Dr. Abdülhamit, 19. Yüzyılda Osmanlı Taşra İdaresi, Selçukludan Cumhuriyete Şehir Yönetimi içinde, Türk Dünyası Belediyeler Birliği Yayını, İstanbul 2008, s. 299-319.
[16] Karaman, agm., s. 92
[17] Sertoğlu, Mithat, Osmanlı Tarih Lûgatı, s. 297-301. Salname; Geçmiş yılların veya bir yılın bütün olaylarını, her türlü icraatını, istatistik, ticaret, sanayi, iktisat, tarih, fen ve biyografi bilgilerini özet halinde ihtiva etmek üzere tertip ve neşredilen eserler hakkında kullanılan bir tabirdir. Askerî, Bahriye, Devlet, Hariciye, İlmiye, Maarif, Rasadhane, Rüsumat, Vilayet salnameleri şeklinde türleri yanında özel müessese ve şahıslar tarafından da hazırlanan salname türleri bulunmaktadır.
[18] Emecen, Feridun, Akka Mad., DİA, c. 2, s. 265-267.
[19] 1318 Beyrut vilayet Salnamesi, s. 208 vd.
[20] Walid, agt., s.3, 14 numaralı dipnot.
[21] 1318 Beyrut Vilayet Salnamesi, s. 217 vd.
[22] Buzpınar, Şir Tufan, Nablus Mad, DİA, c. 32, s. 265-268.
[23] 1311 Beyrut Vilayet Salnamesi, s. 462-464. Beyrut, Akka, Nablus ve Safed nüfus verileri aynı salnameden alınmıştır.
[24] Buzpınar, agm.
[26] 1318 Beyrut Vilayet Salnamesi, s. 73.
[27] Kamil Cemil el-Aselî, Kudüs Md., DİA, c. 26, 334.
[28] Heyd, age., s. 42.
[29] Aselî, agm., s. 335.
[30] Heyd, age., s. 42.
[31] Buzpınar, agm.
[32] Walid, agt., s. 137-138
[33] Kırmızı agm., s. 300-301.
[34] Walid, agt., s. 151-153.
[35] Aselî, agm., s. 336.
[36] 1318 Beyrut Vilayet Salnamesi, s. 217 vd.
[37] Sungur, Mutullah, XIX. Yüzyıl Osmanlı Devleti’nde Taşra İdaresi ve Vilâyet Yönetimi, Türkler, c. 13, s. 758-759’da vermiş olduğu 1877-1918 idari taksimat karşılaştırmasında 1918’de Akka ve Nablus’u Musul vilayetine bağlı olarak göstermektedir.
[38] Walid, agt. s. 3.