GELİBOLU’YU ANLAMAK

Dozerlerin İstilasindaki Çanakkale ( Serpil Karacan Sellars )

Tarih 23 ekim, yıl 1915, Çanakkale cephesinde oldukça sakin geçen bir gün.


 


Tarih aynı, yıl 2008;  muharebe alanında hummalı bir çalışma var Arıburnu cephesinde çarpışan kuvvetlerin ele geçiremediği tarafsız alanda – ki burası Mayıs ateşkeşinde yoğun olarak ölülerin gömüldüğü bölgedir – dozerler, kepçeler harıl harıl çalısıyor. Ne kazıyorlar? Bizi, geçmişimizi, yakın tarihimizi ve sözde onurlandırdığımız şehitlerimizi.


 


Savaş döneminde çıkartma sonrası sıkışıp kalan İttilaf güçleri askerlerine İngiliz komutanı Ian Hamilton’nın meşhur ve savaşı bir siper savaşına dönüştüren sözü var, ‘kaz, kaz, kaz!’. Bu sözler, Çanakkale muhabere alanlarından sorumlu Milli Parkın yüreğinde öyle bir yer etmiş olmalı ki, askerler canları için kazarken, Milli Park, yıllar sonra hala kazıyor ve kazıyor. Niçin? Güya sehitlik ihya etmek için, ihaleler için, müttahitler için, para için…


 


Sadece ikinci sırt hattı değil, güneyde Seddülbahir cephesinde Zığındere de kazılıyor. Neyi kazıyorlar?


 


Cumhuriyetin önsözü Çanakkale’yi. Savaşan askerler kazma kürek ile kazıyorlardı, biz ise onları büyük kepçelerle.


 


Savaşta zaman zaman cephe çatışmaları duruluyor ama Milli Park durmuyor Ian Hamilton demiş ya, kaz!


 


Muharebe alanında askerlerin can vererken tırnakladığı toprak izi, değil de, artık savaş alanında kepçelerin bıraktığı izler hakim oluyor.


Buna kim dur diyecek?


 


Bombasırtı otopark oluyor, sesler kısık kalıyor, Anzak Koyu yol çalışmasında geç de olsa, Avustralya tepki koyuyor, kepçeler bir soluk alıyor ve sonunda duruyorlar. Hani alışmışlar ya Hamilton dinlemeye yani aynı dilden gelen tepkilerle biraz olsun anlamış görünüyorlar.


Ama bölge elden gitmis. Avustralyalılar aynı şey tekerrür etmesin diye Çanakkale’de konsolosluk kuruyor, kuruyor ama boş, kuruluşundan yaklaşık üç yıl sonra, ikinci sırt, savaşın ana hattı da elden gitmiş, onlar da şaşkın bakıyor ama pardon niye kurulmuştu bu konsolosluk? Neyse…


Savaşanlar arasındaki siper aralığının üç, dört metreye indiği yerlerde bazı noktalarda yolun genişliği artık 10 metreyi bulabiliyor. Bütün bu tahribat insanın aklına Avustralya’nın Gazi İşlerinden Sorumlu eski bakanı Danna Vale’nin Gelibolu Yarımadasına çok benzeyen Avustralya’daki Mornington Yarımadasının üzerinde Çanakkale Muharebelerinin Arıburnu cephesinin tıpkısını kurmak fikri nedense ilk söylendiğindeki kadar daha komik gelmiyor artık kulağa.


Gerçek Çanakkale muhabere alanlarını görmek için hadi Mornington’daki Nepean Point’a….


 


Gidelim gitmesine de, şu dozerle tırpanlanmış asfalt attıkları ve kepçenin kazıdığı kırmızı toprak üzerindeki kafatası parçası kafama fena takılıyor…


 


Hani koyun koyuna huzur içinde yatacaklardı, tam da Atatürk’ün dediği gibi.


 


1915 tarihinde yazılan zafer, savaşı andıran talan edilmiş toprak öbekleri arasında meğer 2008’de Canakkale’de yenilgi demekmiş.


 


 


 



 



 

14.700 okunma

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir