GELİBOLU’YU ANLAMAK

Çanakkale Deniz Zaferi’nin Unutulan Kahramanı – Miralay Mustafa Talat Bey (Burhan Sayılır)

 

Çanakkale deniz ve kara muharebeleri dünya harp tarihi içinde önemli bir yere sahiptir. Bunun birçok nedeni vardır. Bu çalışmada bu nedenlerle ve Çanakkale Muharebeleri ile ilgili bilgi verilmeyecek, çalışmanın konusu olan Albay/Miralay Mustafa Talat Bey’in hayatı ile ilgili kısa bilgiler verilecektir. Bunun nedeni ise, Albay/Miralay Mustafa Talat Bey’in özellikle Çanakkale Deniz Muharebesi’nde oldukça önemli görevde olmasına rağmen adının neredeyse harp cerideleri hariç hiçbir yerde geçmemesidir. Bu makale ile Mustafa Talat Bey’in toplumun değişik kademeleri tarafından bilinmesi hedeflenmiştir.

Albay/Miralay Mustafa Talat Bey Çanakkale Muharebeleri sırasında 2. Ağır Topçu Liva/Tugay Komutanı olarak görev yapmıştır. Emri altında 3., 4. ve 5. Ağır Topçu Alayları vardı. 2. Topçu Liva/Tugay Komutanlığı’nın bu tarihlerdeki konuş kuruluş aşağıdaki şekildedir.[1]

Albay/Miralay Mustafa Talat Bey Çanakkale Muharebeleri öncesinde tayin olduğu Çanakkale Boğazı Müstahkem Mevki Komutanlığı Müstakil 2. Topçu Livası komutanlığı görevini -1918 yılı hariç- Çanakkale Boğazı’nın, Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasının ardından, işgal edilmesine kadar sürdürdü.

Miralay Mustafa Talat Bey’in Askeri Safahatı

Mustafa Talat Bey’in Milli Savunma Bakanlığı Arşivi’ndeki kişisel dosyasından elde edilen bilgileri ışığında askeri safahatı şu şekildedir:[2]

304-1 sicil numaralı Miralay [Albay] Mustafa Talat Bey 1868’de [r. 1284] İstanbul’da İhsan Bey’in oğlu olarak dünyaya geldi. 11 Ağustos 1884’te [r. 29 Temmuz 1300] girdiği Harp Okulu’ndan 29 Haziran 1888’de [15 Haziran 1884] Mülazım-ı Evvel [Üsteğmen] rütbesiyle mezun oldu ve Birinci Ordu açığına verildi. 11 Temmuz 1884’te [r. 28 Haziran 1304] Çatalca İstihkamları 2. Topçu Alayı’nın 3. Taburu’nun 3. Bölüğüne tayin edildi.

18 Temmuz 1892’de [r 5 Temmuz 1308] Yüzbaşı rütbesine terfi etti ve aynı alayın 1. Tabur 3. Bölük yüzbaşılığına tayin edildi.

9 Mayıs 1894’te [r. 26 Nisan 1310] Beşinci Rütbe’den Mecidi Nişanı ile taltif edildi.

28 Eylül 1897’de [r. 15 Eylül 1313] Kolağası [Kıdemli Yüzbaşı] rütbesine terfi etti. Terfian aynı alayın 4. Tabur kolağalığına tayin edildi.

Selanik’te Karaburun istihkâmlarına cephane ve mühimmatıyla birlikte beş adet topun yerleştirilmesi işlemleri ve yerleştirilen topların ateşlenmesine nezaret etmek üzere Mülazım-ı Evvel Şükrü Efendi ve Mülazım-ı Sani Tahsin Efendi refakatinde kırk bir topçu askeri ile 25 Nisan 1897’de [r. 12 Nisan 1313] Selanik’e gönderildi.

21 Mayıs 1901’de [r. 8 Mayıs 1317] Dördüncü Rütbe’den Mecidi Nişanı ile taltif edildi.

14 Ocak 1904’te [r. 1 Kanun-ı Sâni 1319] Binbaşılığa terfi etti. Aynı tarihte terfian Çatalca İstihkâmları 1. Topçu Alayı 4. Tabur binbaşılığına tayin edildi.

3 Nisan 1904’te [21 Mart 1320] Gümüş Liyakat Madalyası ile taltif edildi.

25 Temmuz 1908’de [r. 12 Temmuz 1324] Kaymakamlığa [Yarbay] terfi etti ve aynı tarihte mevcut birliğinin alay kaymakamlığına tayin edildi.

10 Ağustos 1908’de [r. 28 Temmuz 1324] Sahra Topçu ve Nakliye Kıtaatı Dairesi 2. Şube Müdürlüğü’ne rütbesiyle tayin edildi.

9 Şubat 1911’da [r. 27 Kanun-i Sâni 1326] Schneider fabrikasına sipariş edilen seri ateşli cebel toplarını muayene ve teslimi ile görevli komisyonun başkanlığına tayin edildi.

2 Mart 1911’de [r. 17 Şubat 1326] komisyonun görevinin son bulmasıyla eski görev yerine döndü.

21 Nisan 1912’de [r. 8 Nisan 1328] Yanya Fırkası[Tümeni] 11. Ağır Topçu Alay Komutanlığı’na rütbesiyle tayin edildi.

18 Ekim 1912’de [r. 6 Teşrin-i Evvel 1328] Miralay [Albay] rütbesine terfi etti ve Erzurum Müstahkem Mevki Komutanı olarak atandı.

3 Kasım 1912’de [r. 21 Teşrin-i Evvel 1328] Erzurum Müstahkem Mevki Komutanlığı’na terfian Hamdi Paşa tayin edildiğinden Miralay Mustafa Talat Bey ordu açığa çıkarıldı.

27 Eylül 1913’te [r. 14 Eylül 1329] Bahr-ı Sefid Boğazı [Akdeniz Boğazı/Çanakkale Boğazı] Müstahkem Mevki Komutanlığı Topçu Komutanı olarak rütbesiyle tayin edildi.

20 Kasım 1913’de [r. 7 Teşrin-i Sâni 1329] yapılan teşkilat değişikliğinde Miralay Mustafa Talat Bey’in görev yerinde bir değişikliklik olmadı ve aynı birliğinde kaldı.

23 Mart 1914’de [r. 10 Mart 1330] Bahr-i Sefid Boğazı Müstakil 2. Ağır Topçu Liva [Tugay] Komutanı olarak atandı.

12 Nisan 1915’te [r. 30 Mart 1331] 18 Mart Çanakkale Deniz Muharebesi’ndeki yararlılık ve başarılı idaresinden dolayı Gümüş İmtiyaz Muharebe Madalyası’yla taltif edildi.

15 Nisan 1915’te [r. 2 Nisan 1331] Almanya hükümeti tarafından İkinci Rütbeden Demir Salip Nişanı ile taltif edildi.

16 Nisan 1915 [r. 3. Nisan 1331] Avusturya ve Macaristan Hükümeti tarafından harp kordonuyla beraber müzeyyen İkinci Rütbeden Askeri Nişan ile taltif edildi.

İkinci Liva Komutanlığı ile beraber aynı zamanda her iki dâhili mıntıka komutanlığına tayin edildiği, Boğazlar Genel Komutanlığı’nın 5 Mayıs 1916 [r. 23 Haziran 1332] tarih ve 946 numaralı tezkirede bildirilmiştir.

2 Haziran 1918’de [r. 2 Haziran 1334] Berlin Zahire Teslim ve Sevk Komisyonu’na tayin edildi ve bu görev nedeniyle Berlin’e gitti.

Buradaki görevinin sona erdiği ve asıl görev yeri olan 2. Liva Komutanlığı’na geri dönmesi gerektiği Boğazlar Umum Komutanlığı’na gönderilen 23 Ekim 1918’de [r. 23 Teşrin-i Evvel 1334] bildirildi.

7 Kasım 1918’de Çanakkale Boğazı’nın işgal edilmesiyle birlikte açığa düştü.

Miralay Mustafa Talat Bey’in ülkeye dönmek üzere 4 Mayıs 1919’da [r. 4 Mayıs 1335] Hamburg’dan Akdeniz Vapuru ile hareket ettiği Berlin Askeri ataşeliğinden yazı ile bildirildi.

Bahr-i Sefid Boğazı Komutanlığı’na tayini 3 Mayıs 1920 tarihli [r. 3 Mayıs 1336] irade-i seniyye ile yapıldı.

Miralay Mustafa Talat Bey İstanbul’da ordu açığında bulunduğu sırada sağlık nedenlerinden dolayı emekliliğini istedi. Bu isteği yapılan araştırmalardan sonra kabul edildi ve 25 Nisan 1923’te [25 Nisan 1339] emekliliği tasdik edildi ve emekliye ayrıldı.

5 Temmuz 1936 Salı günü Konya’da vefat etti ve Musalla Mezarlığı’na defnedildi.

(Enver Paşa’nın Çanakkale Cephesi ziyaretinde Albay Mustafa Talat Bey işaretleniştir. )

Mustafa Talat Bey emekli olduktan sonra memleketi Konya’ya yerleşti ve vefat ettiği 5 Temmuz 1934 salı gününe kadar Konya’da sade ve sessiz bir hayat yaşadı. Ailesinden alınan bilgilere göre Sultanahmet’teki evleri bir yangın sonucunda tamamen yanmış ve hiçbir tarihi vesika kurtarılamamıştır. Ailenin elinde sadece Miralay Mustafa Talat Bey’in kahramanlıklarının nişanesi madalyaları kalmıştır.

1934 yılında C.H.F Konya Halkevi Dil, Edebiyat, Tarih Araştırmaları No: 1 künyesi ile yayımlanan kitapçıkta Emekli İstihkâm Albayı İsmail Hakkı [Koman], “Konya ve havalisinin yetiştirdiği büyükleri tarih bakımından bilmek ne kadar faydalı ise yine buralarda gömülü bulunan büyüklerimizi de bilmek o kadar mühimdir” üst başlığı ile “Miralay Talat Bey” ana başlığı ile bir yazı kaleme almıştır.[3] Bu kitapçık Miralay Talat Bey’in ölümünden kısa bir süre sonra yayımlandığı anlaşılmaktadır.

“Miralay Talat Bey

18 Mart 1915’te Çanakkale’nin İngiliz ve Fransız donanmaları tarafından cebren geçilmesi için zorlandığı vakit orada topçu kumandanı bulunan ve kahharane müdafaasıyla dünyanın en kuvvetli donanmasını felce uğratan ağır topçu miralaylığından mütekait Talat Bey felç neticesinde Konya’da hayata gözlerini kapamıştır.[4]

Daha mektep hayatında iken mertliği, tok sözlülüğü ve çok nezih ahlâkı ile arkadaşları arasında temayüz ederek Sultanahmetli Küçük Talat namını almış olan merhum 1889 senesinde mülga Mühendishane Bahr-i Hümayundan Mülâzım Evvel olarak çıktıktan sonra muhtelif vazifelerde bulunarak kat-i meratip etmiş ve Balkan Harbi’nin nihayatlerine doğru Çanakkale Boğazı Müstahkem Mevki Topçu Liva Komutanlığı’na tayin olunmuştur.

18 Mart’ta düşman donanmasının 18 adet birinci sınıf ve sair büyük, küçük bir çok harp gemileriyle Boğaz istihkâmâtını şidetli ateş altına aldığı gün, bütün topçu düellosunu idare ve muvaffakiyeti temin eden Talat Bey merhum hiç şüphesiz bu büyük zaferin kahramanlarından biridir.

Dünyanın en büyük devletlerinin en büyük donanmalarının hezimet-i kahhariyesine -bir kaç dretnot batırıp bir kaçını da işe yaramaz bir hale getirmek suretiyle- sebebiyet vererek vazifesini kahramanca yerine getirmiş olan Talat Bey Türk harp tarihinde büyük bir mevki tutmuştur. Çünkü Türk milleti Çanakkale’nin gerek deniz ve gerek kara muharebelerinde cihan askerliğine ders vermiştir.

1919’da tekaüt edilen merhum mesleğinde çok yüksek bilgisine, itimad-ı nefsine, üstün cesaretine, çabuk karar vermek hasletine ve isabet-i reye malik idi.

Uzun zamanlar Almanya ve Fransa’da memuren bulunan merhum, Alman ve Fransız lisanlarına bihakkın vakıf olduğu halde, Türklüğünü her şeyden üstün tuttuğundan icab-ı kat’i olmadıkça konuşmasında bu lisanlardan tek bir kelime bile söylemezdi.

Kısa boylu, sevimli güler yüzlü, tatlı sözlü, kabadayı tavırlı, mütevazı, ahlaken pek nezih ve çok müşfik bir asker olan Talat Bey’i bilmeyen, tanımayan ve kendisine hürmet etmeyen hiç bir fert yoktu.

Türk ordusuna bilfiil kırk seneden fazla çok kıymetli hizmetler etmiş olan, sözünü saklamayan, riya ve tekâpu bilmeyen bu değerli askerin vefatı meslek arkadaşlarıyla millet için zayiattandır.

Bu ölüm karşısında en derin acılar duyduk. Yüksek ruhuna bizden derin minnetler ve sonsuz saygılar.

D.E.T.Ş.A[5]

Emekli İstihkâm Miralayı

Muallim İsmail Hakkı [Koman]

Emekli İstihkâm Albayı İsmail Hakkı [Koman] tarafından yazılan bu yazıdan iki yıl sonra 1936’da, 18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi’nin 21. Yıldönümü ve aynı zamanda Miralay Mustafa Talat Bey’in ölümünün ikinci yılı münasebetiyle, Mutafa Talat Bey’in Musalla Mezarlığı’ndaki mezarı başında anma töreni yapılmıştır. EKEKON Gazetesi 19 Mart 1936 tarihli nüshasında “Çanakkale, Kahramanlık Dolu Bir Zafer Tarihinin Yıldönümü, Miralay Talat’ın Mezarı Başında İhtifal” başlığı ile yapılan törenle ilgili geniş bilgi vermiştir.[6]

18 Mart 1936’da saat 10:00’da Mustafa Talat Bey’in mezarı başında yapılan törene, Cumhuriyet Halk Partisi Gaziantep Saylavı Bekir Kaleli[7] ile C.H.F. Konya teşkilatı, Halkevi üyeleri ve sivil ve askeri okul öğrencileri katılmıştır.

Törende Bekir Kaleli Çanakkale Savaşı’nın ve kahramanlarının önemine vurgu yapan etkileyici bir konuşma yapmıştır.

“Arkadaşlar, genç askerler, küçükler!

Buraya Türk ulusunun, kendi toprağı için asil kanını daima akıtmaktan ve canını vermekten çekinmediğinin en canlı bir ifadesi olan Çanakkale kahramanlarını ve bunlardan biri olup önümüzde gömülü bulunan Miralay Talat’ı, onun idare ettiği 18 Mart topçu düellosunun en büyük deniz devletlerini hezimete uğratan şehamet menkıbesini anmak için toplandık.

Bunları anarken Anafarta, Çanakkale’nin kaderini değiştiren Miralay Mustafa Kemal, Büyük Atatürk, benim gibi şüphesiz sizlerin hayalinde de bir daha canlanmış ve ona olan minnet duygularınız elbette tazelenmiştir.

Arkadaşlar!

Uzak tarihe gitmiyorum, en yakın tarih için konuşuyorum. Fakat biliyorsunuz, uzak tarih de yakın tarih de yalnız bir şeyi, bir tek şeyi söyler: Türk, yurdu için toprağı için ölmesini bilen efendi bir millettir. Başımızı ne tarafa çevirsek, hangi köşeye elimizi uzatsak bunun misalleri insanı şaşırtacak kadar çoktur ve her yeri ayrı bir destandır. Sonra tarihimiz yalnız askeri başarılarla mı doludur? Hayır, arkadaşlar dünün medeniyetini de her iyi şeyi de bizim tarihimiz içinde barındırmıştır.

Arkadaşlar!

Bizler dünün bu yüksek medeniyet varlıkları örneklerinden gururlanarak göğsümüz ve başımız daha önde ve dik yürüme hakkına sahip bir milletiz. Damarlarımızdaki temiz kanla şuurlanmış dava inancımızla geçmişimize saygı ile geleceğimize güvenle bakarak, şaşmadan ve irkilmeden yürümeliyiz ve yürüyeceğiz.

Arkadaşlar!

Sözümü Mesut Koman arkadaşıma bırakıyorum. O sizlere bu aziz ölü kimdir, nedir, neler yapmıştır şimdi hepsini anlatacak.”

Törende Bekir Kaleli’den sonra söz alan Mesut Koman[8] oldukça ateşli bir konuşma yapmıştı.

“Bundan tam 21 yıl önce bugün Çanakkale Boğazı İngiliz ve Fransız donanmaları tarafından geçilmek için boğaz önlerine yollanmıştı.

İşte o gün dünyanın en güçlü milletlerinin en güçlü donanmalarını felce uğratan topçularımıza kumanda eden Miralay Talat burada yatıyor.

Daha mektep sıralarında mertliği, tok sözlülüğü, temiz ahlakıyla arkadaşları arasında Sultanahmetli Küçük Talat adını alan Talat, mühendishaneden çıktıktan sonra değişik görevlerde bulunarak derece derece yükseldi, Balkan Savaşı’nın sonlarına doğru Çanakkale Boğazı topçu liva komutanlığına tayin edildi.

18 Mart’ta, düşman donanmasının onsekizi birinci sınıf olmak üzere büyüklü küçüklü çok sayıda savaş gemisi Boğaz istihkâmlarını cehennem ateşiyle boğmaya kalktıkları gün bütün topçu düellosunu idare etmiş olan Miralay Talat hiç şüphesiz bu büyük zaferin kahramanlarından biridir.

Dünyaya hükmeden en büyük devletlerin kuvvetli donanmalarını mağlup eden birkaç dretnotunu batırıp birkaçını işe yaramaz hale getiren ve bu suretle vatani ve milli vazifesini kahramanca yapan Talat, Türk harp tarihinde büyük bir mevki tutmuştur.

Türk milleti Çanakkale’nin gerek deniz ve gerek kara muharebelerinde cihan askerliğine ders vermiş, daha Çanakkale’nin kara muharebelerinde Anafartalar’da Atatürk, cumhuriyetin temel taşını atmıştır.

Miralay Talat mesleğinde çok yüksek bilgi, güzel ahlak, üstün cesaret, çabuk ve isabetli karar verme hasletlerine sahipti.”

Tören Mesut Koman’nın konuşmasından sonra emekli İstihkâm Albayı İ. Hakkı Koman’ın konuşmasıyla devam etmiş ve ardından sona ermiştir.

Ne hazindir ki 1936 yılında yapılan bu törenden sonra geçen zaman içinde herhangi bir anma töreni yapılmadığı gibi Miralay Mustafa Talat Bey’in mezarının yeri de unutulmuştur.

Celalettin Kişmir 18 Temmuz 1967 yılında Yeni Konya Gazetesi’nde uzun bir aradan sonra tekrar gündeme getirmiştir.[9] Kişmir yazısında, “Yeni yetişip gelirken duyardık. Bir Miralay Talat Bey vardı. Çanakkale Savaşları’nın en ünlü kişisi o idi. Yolda giderken heskes selam verirdi. Biz de selam verirdik. İhtiyarlığına rağmen askerlikten kalma bir dinçliği vardı…” ifadelerini kullanmıştır.

Yine aynı yazar 29 Mart 1971’de kaleme aldığı yazıda Miralay Talat Bey’i tekrar gündeme getirmiştir. Kişmir “Bir Çanakkale Kahramanı Çanakkale’de Yatıyor” başlıklı yazısında şu ifadeleri kullanmıştır:[10]

“Ben daha çocuktum Sanırım ilkokula gidiyordum. Bir gün şehirde bir haber dolaştı. Rahmetli babam. “Miralay Talat Bey öldü” demişti.

Kimdi bu Miralay Talat Bey?

Gel zaman git zaman Miralay Talat’ın bende bıraktığı iz, gittikçe büyüdü, biçimlendi ve anlam kazandı Sonradan Halkevi’ne devama başladığım günlerde Miralay Talat Bey’i daha yakından tanıma fırsatı buldum. Miralay Talat Bey, Çanakkale Savaşları’nda büyük kahramanlıklar gösteren bir vatan evladıydı.

Konya Halkevi tarafından 1934 yılında yayınlanan dil, edebiyat, tarih araştırmalarının yer aldığı bir dergide Miralay Talat için bir yazı çıktı. Bu yazı İsmail Hakkı Bey tarafından yazılmıştı ve Miralay Talat’ın ölümünü bildiriyordu.

Üçkağıtçıların, dalkavukların ve düzenbazların, ikiyüzlü politikacıların ortalarda kol gezdiği bu günlerde, Konyalının gerçekten övünebileceği bir büyük ve kahraman evladını tanımasını istedim. Miralay Talat Bey, Konya’da yatıyor…”

Bu sözlerin ardından Celalettin Kişmir, 1934 yılında Konya Halkevi’nin çıkardığı dergide yayınlanan ve eski silah arkadaşı öğretmen İsmail Hakkı [Koman] tarafından kaleme alınan yazıyı olduğu gibi yazısının devamında aktarmıştır.

Miralay Mustafa Talat Bey’in mezarının tam yerini tespit çalışmalarımız uzun süre devam etti. Elde ettiğimiz bazı bilgiler bizi oldukça heyecanlandırmıştır. Ancak ülkemizde kayıt tutma geleneğinin eksikliği maalesef hevesimizi yarım bırakmıştır. Şöyle ki, Mustafa Talat Bey’in mezar ile ilgili yaptığımız çalışmalar sırasında, Mustafa Talat Bey’in Musalla Mezarlığı içindeki Şeyh Halilî Türbesi yanında Konya valilerinden İzzet Bey’in mezarının yakınına defnedildiği bilgisine ulaştık. Ancak 1950’lerde vali mezarlarının bir araya toplanması düşüncesiyle İzzet Bey’in mezarı olduğu yerden alınıp bugünkü yerine taşınmıştır. Dolayısıyla Mustafa Talat Bey’in mezarını tespit etmekteki en önemli ipucu ortadan kalmış oldu. Şeyh Halilî Türbesi civarında yaptığımız çalışmalar sonucunda yazılı bir taşa rastlanmamış ve taşları tahrip olan mezarlardan da haliyle bir sonuç elde edilememiştir.

Şu halde eldeki veriler ışığında Mustafa Talat Bey’in mezarının Konya’da Musalla Mezarlığı içindeki Şeyh Halilî Türbesi yanında olduğu bilgisi netleşmiştir. Bu türbenin hemen aşağısında bir şehitlik mevcuttur. Şeyh Halilî Türbesi yakınlarına veya bu şehitliğin uygun bir yerine Mustafa Talat Bey’in anısına bir küçük kitabe veya anıt konulması ve ayrıca 18 Mart 1936 yılında Mustafa Talat Bey’in mezarı başında ilki yapılan Mustafa Talat Bey’in nezdinde Çanakkale Şehitlerini anma etkinliğinin düzenlenmesine yeniden başlanması bugünün sorumlularının bir şükran, minnet ve vefa borcu olsa gerektir.

Burhan SAYILIR
Anadolu Üniversitesi
burhansayilir@anadolu.edu.tr

 

* Bu makale 5. Uluslararası TURKCESS Eğitim ve Sosyal Bilimler Kongresinde (İstanbul 2019) bildiri olarak sunulmuştur.

EKLER

EK1: Kaymakam/Yarbay Mustafa Talat Bey’in Yanya’daki birliğine katılmasıyla ilgili olarak Yanya Müstakil Kolordu Komutanı Mirliva Esat imzasıyla Ağır Topçu Umum Müfettişliğine yazılan 4 Ekim 1912 [21 Eylül 1328] tarihli yazı.

 

EK 2: Kaymakam Mustafa Talat Bey’in Sahra Topçu ve Nakliye Kıtaatı Dairesi İkinci Şubesi Müdürü İken 14 Nisan 1912’de [r. 1 Nisan 1328] Müstakil Yanya Fırkası’na Mensup 11. Ağır Topçu Alay Komutanlığı’na Rütbesiyle Atanma Belgesi.

 

EK3: Bahr-i Sefid Boğazı Müstahkem Mevki Komutanı Miralay Şevket Bey’in Açığa Çıkarılmasıyla Merkez Komutanlığı’na Miralay Mustafa Talat Bey’in Atanmasına Dair Belge.

EK4: Miralay Mustafa Talat Bey’in Kısa Askerlik Safahatını Gösterir Belge.

 

EK5: Miralay Mustafa Talat Bey’in Emeklilik Onay Belgesi.

KAYNAKÇA

“Çanakkale, Kahramanlık Dolu Bir Zafer Tarihinin Yıldönümü, Miralay Talat’ın Mezarı Başında İhtifal”, EKEKON, Yıl: 2, Sayı: 299.Konya, 19 Mart 1936.

Görgülü, İsmet, On Yıllık Harbin Kadrosu, 1912-1922, TTK, Ankara 1993

İSMAİL HAKKI, “Miralay Talat Bey”, C.H.F. Halkevi Dil, Edebiyat, Tarih Araştırmaları No: 1, Selçuk Matbaası, Konya 1934.

KEŞMİR, Celalettin, Bir Çanakkale Kahramanı Çanakkale’de Yatıyor”, Yeni Konya; Sayı 9761, Konya, 29 Mart 1971.

KEŞMİR, Celalettin, “Miralay Talat Bey”, Yeni Konya, Sayı: 6668-230, Konya, 18 Temmuz 1967.

MSB Arşivi, Miralay Mustafa Talat Bey’in Şahsi Dosyası

TBMM Albümü, tbmm.gov.tr.

UZ, Mehmet Ali, Konya Kültürüne Hizmet Edenler, C:1, Konya, 2003.

 

DİPNOTLAR

[1] İsmet Görgülü, On Yıllık Harbin Kadrosu, 1912-1922, TTK, Ankara 1993, s. 62; 4. Alay 1. ve 2. Tabur komutanlarının isimleri ile 5. Alay’ın kadrosu tarafımdan eklenmiştir. Çanakkale Muharebeleri sırasında Çanakkale Boğazı’nın tahkimatı ve topçularla ilgili olarak bkz. Bayram Akgün, Boğaz’ın Fedaileri 2, Çanakkale Boğaz Muharebelerinde Türk Topçusu, DBY, İstanbul 2018.

[2] MSB Arşivi, Miralay Mustafa Talat Bey’in Şahsi Dosyası

[3] İsmail Hakkı, Miralay Talat Bey, C.H.F. Halkevi Dil, Edebiyat, Tarih Araştırmaları No: 1, Selçuk Matbaası, Konya 1934, s. 11.

[4] 5 Temmuz 1934 Salı günü 70 yaşına yakın olduğu halde vefat etmiş ve Musalla Mezarlığı’na defnedilmiştir.

[5] Dil Edebiyat Tarih Şubesi Adına

[6] EKEKON, 19 Mart 1936, Yıl: 2, Sayı: 299, s. 2.

[7] Bekir Sıtkı Kaleli 1900 yılında Malatya’da dünyaya gelmiştir. Harp Okulu ve İstanbul Hukuk Fakültesi mezunudur. Zabit Vekilliği, Mülâzım-ı Evvellik ve Mülâzım-ı Sanilik, İhtiyat Zabit Namzetleri Talimgâhı Öğretmenliği, İstanbul Hücum Taburu Bölük Zabitliği ve Yaverliği, Bâb-ı Âli Hücum Müfreze Komutanlığı, İstanbul Maltepe Endhat Mektebi Öğretmenliği, Kocaeli Müdafaa-yı Hukuk Üyeliği, 3. Kafkas fırkası Emir Fırkası, Askerî Mektepler Müfettişliği ve İstanbul Merkez Kumandanlığı Subaylığı, İstanbul Liman Şirketi Müfettişliği, Emniyet Sandığı Avukatlığı, TBMM V., VI., VII. ve VIII. Dönem Gaziantep Milletvekilliği, V. ve VI. Dönem TBMM Başkanlık Divânı Kâtipliği yapmıştır. Evli ve üç çocuk babasıdır. Ocak 1961 yılında vefat etmiştir. (TBMM Albümü, tbmm.gov.tr.)

[8] Konya Halkevi dil, tarih ve edebiyat komitesi başkanı. Mesut Koman 1900 yılında Çanakkale’de doğdu. İbtidaî, rüştiye ve İdadi öğreniminden sonra 1918 yılında İstanbul Yüksek Ticaret Mektebi’ne girdi. Öğrenimini yarıda keserek Darü’l Fünun’un Edebiyat Şubesi Tarih Bölümü’ne devam etti. Bu arada Kırım, Edebiyat-ı Umumiye mecmuası gibi dergilerde yazılar yazdı. 1930 yılında Konya Milli kütüphaneye tayin edildi. Halkevi Dergisinin Tarih ve Müzecilik Kolunda 1954 yılına kadar Konya ve Selçuklu tarihini, 13. Yüzyılda bilinmeyen bazı şairleri ve birçok yazma eser tanıttı. 1947 yılında Vakıflar Müdürlüğüne getirildi.1955 yılında İstanbul Belediyesi Tarih Uzmanlığı kadrosunda çalıştı. 1970 yılında emekli oldu. Emeklilik yıllarında da boş durmayarak faydalı çalışmalar yaptı. Arapça, Farsça ve Fransızca bilen Mesut Koman, 30 Kasım 1979’da İstanbul’da vefat etti. (Mehmet Ali Uz, Konya Kültürüne Hizmet Edenler, Konya, 2003, C:1, s. 84.)

[9] Celalettin Kişmir, “Miralay Talat Bey”, Yeni Konya, Sayı: 6668-230, 18 Temmuz 1967., s. 2.

[10] Celalettin Keşmir, Bir Çanakkale Kahramanı Çanakkale’de Yatıyor”, Yeni Konya; Sayı 9761, 29 Mart 1971

4.574 okunma

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir