GELİBOLU’YU ANLAMAK
“Mahşer Günü’ne Ağıt” – Filistin Cephesi Nablus Muharebesi (Tuncay Yılmazer)

“Mahşer Günü’ne Ağıt” – Filistin Cephesi Nablus Muharebesi (Tuncay Yılmazer)

4.Ordu karargâhında bulunmuş Cevat Rıfat Atilhan ,1950 li yıllarda o dönemde Büyük Doğu dergisinde  7. Ordu komutanı olan  Mustafa Kemal Paşa hakkında orduyu haber vermeden geriye çektiği, bundan yararlanan İngilizlerin 8.Ordu’yu imha ettiğini, hatta daha da ileri giderek Mustafa Kemal’in İngilizlerle anlaştığını yazacaktı. Bu deli saçması iddiaların bugün bile dillendirilmesi üzücü. Allenby ilk anda 7.Orduyu değil 8.Ordu cephesini çökertti. 7.Ordu bir gün sonra 20 Eylül 1918’de sağ yanının ve kuzeyinin İngilizlerce çevrilmesi üzerine geri çekilmeye başlamak zorunda kaldı. 1.Tümen’in komutanı Hans Guhr’un yazdığına bakılırsa aslında 7. Ordu’nun aslında çok daha önceden çekilmesi gerekiyordu. Karargâhlar arasında iletişimin sık sık bozulması 4.Ordu ordu karargâhında görevli bir subayın yıllar sonra hayal gücünü bir hayli zorladığı görülüyor. Özellikle Osmanlı tarafı açısından kaotik bir periyodun tarih yazımı Lawrence’ın ya da Cevat Rıfat’ın hayal dünyasına bırakılacak kadar basit değil. Türk tarihinin en kara günlerinden bir olan Filistin cephesi Eylül ve Ekim 1918 günlerini daha soğukkanlı değerlendirmek zorundayız.

İngiltere’nin I. Dünya Savaşı’nda Akdeniz’de Bulunan  Harp Gemileri (Bayram Akgün)

İngiltere’nin I. Dünya Savaşı’nda Akdeniz’de Bulunan Harp Gemileri (Bayram Akgün)

İngiliz donanması Fransız donanması ile birleşerek “Birleşik Filo” adı altında yenilmeyeceği düşünülen bir armada oluşturmuşlardı. Bu armada ile yapılacak olan ilk iş de Çanakkale Boğazı’nın geçilmesiydi.
Bu donanmanın amiral gemisini ise daha çiçeği burnunda henüz bir yaşında olan, donanmanın gözbebeği Queen Elizabeth’ti. Üzerindeki muhteşem 38 cm.lik toplarıyla deneme atışlarını Çanakkale Boğazı’ndaki tabyalar üzerinde gerçekleştirecekti.
Bu çalışmamızda, 1915 senesinde Bahriye Nezâreti Birinci Dâire İkinci Şubesi tarafından tertip edilen, Matbaa-i Bahriye tarafından basılan, “İngiltere ve Fransa’nın Bahr Sefid’de Bulunan Sefâin’i Harbiyesi’nin Albümü” adlı yayında bahsedilen İngiltere’ye ait harp gemilerinin özellikleri tablolaştırılarak sunulmuştur. (B.A.)

Çanakkale Cephesi İle İlgili Türkçe Yayınlanmış Günlük, Hatırat Ve Mektupların Bibliyografyası (Samet Arıker)

Çanakkale Cephesi İle İlgili Türkçe Yayınlanmış Günlük, Hatırat Ve Mektupların Bibliyografyası (Samet Arıker)

Dünya Savaşları şüphesiz Yakınçağ’ın en önemli olaylarının başında gelmektedir. Çanakkale Cephesi ise I. Dünya Savaşı’nın seyrini belirleyen, savaşın uzamasını sağlayan bir cephe olarak Türk ve dünya tarihi açısından ayrı bir önem taşımaktadır. Üzerinden 100 yıl geçmiş olan bu büyük mücadeleyi ve kahraman ruhu anlamak, bu ruhun topluma yayılmasını sağlamak için mücadele etmek ise biz tarihçilerin yegâne vazifesidir. Bunu gerçekleştirmek içinse başvurmamız gereken temel yöntem ‘’tarihsel empati’’ oluşturabilmektir. Halk arasında ‘’o ruhu yaşamak’’ dediğimiz kavramın bilimsel adı diyebileceğimiz tarihsel empatiyi sağlamanın en önemli yolu ise tarih biliminde deney ve gözleme yer veremeyeceğimiz için, o dönemi yaşayan insanların duygularını okumak ve böylece o insanların yaşadıklarına kulak vermek olacaktır. İşte bu sebepledir ki, bu çalışmada, Çanakkale Cephesi ile ilgili ‘’birincil kaynak’’ olarak sayabileceğimiz anı, hatırat, günlük, mektup gibi eserlerin bibliyografyalarına yer verilmiştir. (S.A.)

Tarihi Yarımadada Unutulmuş Bir İsim ve Zamana Direnen Bir Mekân Saka Baba Dergahı (İsmail Sabah)

Tarihi Yarımadada Unutulmuş Bir İsim ve Zamana Direnen Bir Mekân Saka Baba Dergahı (İsmail Sabah)

Gelibolu Yarımadası her yıl milyonlarca insan tarafından ziyaret edilen ve dolayısı ile gerek ulusal gerekse uluslararası toplum nazarında göz önünde olan bir alandır. Burayı ziyaret eden insanların büyük çoğunluğu her ne kadar şehitlikleri ve yabancı mezarları ziyaret amaçlı geliyor olsa da bu ziyaret esnasında, güzergâhnda yer alan tarihi yarımadanın diğer kültürel varlıkları hakkında da bilgi almaktadırlar. Bu nedenle tarihi yarımadadaki kültür varlıkları üzerine gerçekleştirilen çalışmalar, anlatıların sağlam temele oturtulması için büyük önem arz etmektedir. Ziyaret güzergâhında yer alan kültür varlıklarından biri de Saka Baba Dergâhı’dır. Bu çalışma, tarihi Gelibolu Yarımadası’nda Kadir Baba ismiyle anılan ve bu çalışma ile Saka Baba Dergâhı olduğu tespit edilen tekke hakkındaki tespit ve değerlendirmeleri içermesi bakımından analitik bir çalışmadır. Çalışma için literatür taraması yapılmış ve tekkedeki mezar taşlarında yer alan ifadeler ile Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi’nden elde edilen döneme ait belgeler araştırmacı tarafından günümüz Türkçesine aktarılmıştır. Çalışma ile tekkenin bir Bektaşi tekkesi ve isminin “Saka Baba Dergâhı” olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca 1826’da Bektaşiliğin yasaklanması sonrasında bir dönem Kadiriye Tarikatı idaresine geçtiği ve ilerleyen tarihlerde tekrardan Bektaşi Tekkesi olarak faaliyetine devam ettiği sonucuna ulaşılmıştır. Çalışma ile tekkenin gerçek isminin literatüre geçmesi ve mezar taşlarının kataloglanarak kayıt altına alınması amaçlanmıştır. (İ.S.)

6-10 Ağustos 1915 Anafartalar-Conkbayırı-Kocaçimen Muharebeleri (Muzaffer Albayrak)

6-10 Ağustos 1915 Anafartalar-Conkbayırı-Kocaçimen Muharebeleri (Muzaffer Albayrak)

6-10 Ağustos 1915 tarihleri arasındaki beş gün, Gelibolu Yarımadası üzerindeki bütün harp sahalarında (Seddülbahir-Arıburnu-Anafartalar) muharebelerin yaşandığı her iki tarafın neredeyse bütün kuvvetlerini cepheye sürdüğü en kanlı ve buhranlı günler olmuştur.
Neticede Çanakkale’deki İngiliz kuvvetlerinin beş yeni tümenle takviye edilmesine karar verilmişti. İlave kuvvetlerle Ağustos ayının ilk haftasında Gelibolu Yarımadası’ndaki İngiliz ordusu mevcudunu ikiye katlayarak 150 bine ulaşmıştı. Bu kuvvetle girişilecek Anafartalar-Conkbayırı-Kocaçimen harekatıyla Arıburnu bölgesindeki Türk kolordusu yerinden sökülerek bölgeye hakim olmak amaçlanmıştı. (M.A.)

Çanakkale Harbi’ndeki Lağım Muharebesine Dair Tecrübeler – Bruchmüller (Bayram Akgün)

Çanakkale Harbi’ndeki Lağım Muharebesine Dair Tecrübeler – Bruchmüller (Bayram Akgün)

Günümüzde bile Çanakkale Muharebeleri’nden kalma lağımların gün yüzünde olması, lağım harekatının nasıl yapıldığı konusunda insanlarda merak uyandırmaktadır. Bu yazımızda, Çanakkale Muharebeleri’ne katılmış olan Alman Lağımcı Zâbitânı’ndan Mülazım-ı Evvel Bruh Müller’in, 1916 yılında Maltepe İstihkâm Talimgahı’nda verdiği konferansın tercümesini paylaşacağız.
Müller bu konferansında, Güney Cephesi’nde Zığındere, Yumurta Tepe, Kerevizdere ve Kirte Deresi civarındaki lağım muharebeleri, lağım taarruzlarının nasıl ve ne şekilde olacağı, düşman tarafından patlatılmaya hazır olan bir lağıma karşı yapılması gerekenler, lağımların inşası ve gerekli malzemeler, galeri inşası, lağım inşasında çalışacak askerlerin özellikleri ve çalışma şartları, dinleme hizmeti, imlâ hakkı ve sıkılama vb. gibi lağım harekatı ile ilgili birçok önemli konulara değinmiştir. (B.A.)

The Battle Of Musallebeh – 14 July 1918 – A Failed Turkish German Joint Attack On  The WW1 Palestine Front (Tuncay Yılmazer)

The Battle Of Musallebeh – 14 July 1918 – A Failed Turkish German Joint Attack On The WW1 Palestine Front (Tuncay Yılmazer)

Despite serious logistic problems in the Palestine Front, Liman von Sanders Pasha, the German General commanding the Yıldırım Army Group since February 1918, launched an attack on the Musallebeh and Abu Tellul posts, north of Jericho, to expel the British,Anzac and Indian forces from the Jordan Valley. Why did he plan such “an unnecessary, futile attack”, as the official Turkish military history put it later? In attempting to answer this question, this article examines the Battle of Musallebeh, one of the rare Ottoman attacks in the Palestine Campaign and the reasons of its eventual failure. (T.Y.)

Müstecip Onbaşı (Emre Kimsesiz)

Müstecip Onbaşı (Emre Kimsesiz)

Müstecip onbaşı (Kılıçaslan), 1891 yılında Bursa’nın Yenişehir isimli ilçesinin Hacıömerdere köyünde (Orhaniye köyü) dünyaya gelmiştir. Babası Necip ağa, annesi Kamile Hanımdır. Askerlik çağı geldiği zaman birliğine katılmak için Balıkesir’e doğru yola çıkmıştır. Daha sonra Çanakkale’ye deniz topçu eri olarak gönderilen Müstecip Onbaşı 30 Ekim 1915’de Fransız denizaltısını kulesinde vurarak teslim olmasını sağlamıştır. (E.K.)

Çanakkale Bombasırtı Kahramanları 4-5 Haziran 1915 (Cemalettin Yıldız)

Çanakkale Bombasırtı Kahramanları 4-5 Haziran 1915 (Cemalettin Yıldız)

Mustafa Kemal 27. Alay Komutanı Yarbay Şefik Beyden Bombasırtı’ndaki Türk siperlerinin düşman işgalinden temizlenmesini emreder. Albay Şefik Bey 27. Alay 3. Taburdan seçtiği üç gönüllü onbaşının ceplerini el bombalarıyla doldurarak siperlerimizi işgal eden düşman askerleri üzerine el bombası taarruzu yaptırır. Bombasırtı’ndaki 31 ve 32 nolu Türk siperleri düşman işgalinden temizlenir. Şefik Bey 5 Haziran sabahı Tümen kumandanı Albay Mustafa Kemal’e verdiği harp raporunun son bölümünde; Düşmanın püskürtülmesi ve yok edilmesinde en büyük görevi yapan üç bombacı erden birisi, siperlerin geri alınması tamamlanırken (S) siperinden gelen bir bombayla şehit olmuş, birisi de yaralanmıştır  diye kayıt düşmüştür. Resmi tarihe kimlik bilgileri bu kadar detaylı giren bu kahramanların izlerini sürüp, daha sonraki yaşamlarına ulaşmak için araştırmaya başladım.  Bu kahramanların nüfus kayıtlarında hiç birinin Çanakkale’de şehit olmamış. İstiklal Harbi’nden sonra Cumhuriyet döneminde köylerinde vefat etmişlerdi. (C.Y.)

Süvari Teğmen Safiyyüddin Efendi’nin Çanakkale ve Kafkas Cephesi Harp Hatıratı (Haz. Eren Ergül)

Süvari Teğmen Safiyyüddin Efendi’nin Çanakkale ve Kafkas Cephesi Harp Hatıratı (Haz. Eren Ergül)

Safiyyüddin Bey’in Hatıratı iki bölümden oluşmaktadır.  Birinci bölümde, gönüllü olarak askere yazılışı, Mekteb-i Harbiye’deki eğitim dönemi ve ilk tayin olunduğu savaş alanı olan Çanakkale Cephesi’nden bahsedilmektedir. Bu bölüm 52 sayfadan ibarettir. İkinci bölüm Kafkas Cephesi’nde, Bitlis ve Muş’un Ruslardan geri alınması muharebelerini anlatmaktadır. Çanakkale Cephesi’nden sonra Kafkas hatıralarını yazarken Safiyyüddin Bey sayfa numarası olarak bu bölümdeki ilk sayfa numarasını kaldığı yerden œ53 olarak değil tekrar œ1 numaradan başlatmıştır. Kafkas hatıraları bölümü 37 sayfadan oluşmaktadır.Askerlik ve savaş hatıralarından sonra Safiyyüddin Bey, defterin sonunda sekiz sayfa halinde sivil hayata döndüğünde aldığı vazifeler ve özel hayatına ait bazı notları unutmamak adına bu deftere kaydetmiştir. (E.E.)