19 Mayıs 1915 günü Arıburnu Cephesi’nde gerçekleşen Türk genel taarruzu sırasında bu sipere kadar ulaşan, ancak burada şehit düşen bazı Türk askerlerinin bedenleri, 24 Mayıs 1915 günü icra edilen ateşkese kadar bu siperin içinde kaldı. 24 Mayıs ateşkesi sırasında, bu siperin içinde şehit olan ve büyük olasılıkla 5’inci Tümenin 13’üncü Piyade Alayına mensup olan Türk askerlerinin bedenlerinin üzerine Anzak askerleri tarafından toprak atılarak, Denizci Siperi’nin üzeri kapatıldı. Sonrasında ise bu siper, Anzaklar tarafından “Old Marine Trench” olarak anıldı ve gerek siper krokilerine, gerekse bazı haritalara bu şekilde yazıldı. (G.A.)
1917 – Hollywood’un Birinci Dünya Savaşı ile İmtihanı (Tuncay Yılmazer)
Skyfall ve Spectre gibi James Bond filmlerinden tanınan Yönetmen Sam Mendes’in Birinci Dünya Savaşı’na katılan dedesinin anılarından yola çıkarak beyazperdeye aktardığı “1917” yapımcıların uzun süredir ilgilerini esirgediği, geçtiğimiz yıl sadece Peter Jackson’un savaş sırasında çekilmiş filmleri renklendirmesi ve seslendirmesiyle ortaya çıkan “They Shall Not Grow Old” ile hatırlanan Birinci Dünya Savaşı’na yeniden gösterişli bir geri dönüşü gösterebilir mi? Bunu zaman gösterecek. Film beklendiği gibi özellikle sosyal medyada tartışmalara yol açtı.
Bu yazı daha önce #tarih dergisi Şubat 2020 sayısında yayınlanmış, editör izni alınarak siteye konulmuştur
(T.Y.)
Enver Paşa ve Libya (Burak Enver)
Günümüzde Avrupa emperyalizminin hedefi hâline gelen ve bir iç savaş yaşamakta olan Libya toprakları 100 yıl önce de bir paylaşım kavgasına sahne olmuştu. Avrupalı devletler arasında başlayan sömürgecilik yarışı Osmanlı Devleti’nin Kuzey Afrika’da kalan topraklarına da sıçramıştı. İngilizler,…
Başsağlığı
27 Şubatı 28 Şubat 2020 ‘ye bağlayan gece milletimiz tarihinin en acı haberlerinden biriyle sarsıldı. Bir mekanize Taburumuz İdlib yakınlarında Balyun mevkiinde görevini icra ederken, koordinatları daha önce bildirilmiş olmasına rağmen Rus Hava kuvvetlerine bağlı uçaklarca vuruldu. 36 askerimiz şehit…
Tarihi Gelibolu Yarımadası’nda Geçmişten Günümüze Kalan Mezar Taşları ve Kitabeler (İsmail Sabah)
Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı himayesinde yürütülmüş olan bu çalışmada, mezar taşlarını okudukça bizler için tarihin tozlu sayfalarına doğru bir yolculuk başladı. Süreç içerisinde, kâh çocuklarını doğururken vefat eden iki kardeşin acısını kâh aziz vatan için şehit olmuş bir…
Çanakkale Şehidi Hüseyin Ağa ve Mektuplarının Avustralya’ya Uzanan Serüveni (Mustafa Onur Yurdal)
Yeni Zelandalıların Çanakkale Muharebeleri’ndeki resmi tarih yazıcısı sayılan Fred Waite, The New Zealanders at Gallipoli adlı eserinde, Çanakkale Muharebeleri sırasında 19 Mayıs Türk taarruzu ve 24 Mayıs ateşkesini aktardığı bölümde, Peninsula Press adlı bir gazetenin sayfasını paylaşmıştır. Charles Bean’in Gallipoli Correspondent isimli eserinde ifade ettiği şekliyle bu gazete, askerlerin cepheden haberler aldığı, Yüzbaşı Maxwell tarafından sansüre tabi olunan resmi ve gayri resmi haberlerden oluşturulan ve Gökçeada’da basıldıktan sonra (Genel Karargah’ta) cephede birliklere, tabur seviyesine dek karargâhlara gönderilen bir gazeteydi . Alışılagelmiş cephe haberlerini veren gazetenin 3 Temmuz 1915 tarihli 44. sayısını diğerlerinden farklı kılan bir yönü vardı. Fark yaratan bu husus, “Hüseyin Ağa” isimli şehit bir Türk askerinin üzerinden çıkan, eşi ve kayınpederi tarafından kendisine gönderilmiş mektupların İngilizce tercümesinin gazetede yayınlanmış olmasıydı. (M.O.Y.)
İngilizlere Kudüs Yolunu Açan, Filistin Cephesi Birüssebi-3.Gazze Muharebesi (Tuncay Yılmazer)
Gözlerini kaybeden Mersinli Emin ile birlikte hayatta kalabilen 500 kadar arkadaşı teslim olmak zorunda kaldılar. Albay İsmet bey ve 3. kolordu karargâhı Avustralyalıların elinden son anda kurtulmuş, geride kalabilenler Teleşşeria’ya doğru geri çekilmişlerdi. Çok daha önemlisi o hengamede içme suyu kuyularu tahrip edilememişti! General Allenby , Filistindeki Türk ordusunu sıkıştırmak için (üstelik su kaynakları ile beraber!) önemli bir köprübaşı elde etmiş, Gazze-Birüssebi hattı çökmüştü. Şimdi hedef önce Gazze sonra Kudüs’tü. Kısa bir süre sonra Gazze düşecek , Türkler aşamalı olarak Kudüs’e doğru geri çekilecekti. Yıldırım organize olamamış bir ordular grubunun gösterişli ismi olarak tarihe geçti. Birüssebi’nin kaybedilmesi Osmanlı komuta kademesinde şiddeti tartışmalara neden olmuş Von Kress Paşa raporunda İsmet (İnönü)’yü suçlamış, Albay İsmet bey ise suçlamaları reddetmişti. Falkenhayn’ın değerlendirme raporunda Birüssebi’nin kaybından ve başarısızlıktan daha çok von Kress’i sorumlu tuttuğu görülüyordu (T.Y)
Bu yazı Atlas Tarih Dergisi Ekim-Kasım 2017 sayısında yayımlanmış, editöryal izinle sitemize konulmuştur.
Ottoman Warfare 1914-1918 (Mehmet Fatih Baş)
When the Ottoman Empire entered the war, the potential Middle Eastern theater of operations was regarded as a mere sideshow. Widely viewed as an inferior fighting force, the Ottoman Army was simply tasked with drawing on itself as many enemy forces as possible; thus relieiving Germany on the Western Front, where the decisive battles would eventually take place. Throughout the war, the Ottoman Army, not only drew on itself a considerable British and Russian force, it also helped its allies by sending expeditionary corps to the campaigns in Eastern Europe. The army sustained itself throughout the war and by November 1918, though heavily battered, it was still fighting on.
This article was firstly published in ““International Encyclopedia of the First World War ( https://encyclopedia.1914-1918-online.net ) ” and it is put our website with the consent of website’s editor and author.
Fransa’nın I. Dünya Savaşı’nda Akdeniz’de Bulunan Harp Gemileri (Bayram Akgün)
Bununla birlikte I. Dünya Savaşı’na İngiltere ile birlikte yola çıkan ve bu ülkenin yoldaşlığını yapan Fransa, Çanakkale Cephesi’nde de müttefikini yalnız bırakmamıştır.
Daha önceki yazımızda 1915 senesinde Bahriye Nezâreti Birinci Dâire İkinci Şubesi tarafından tertip edilen, Matbaa-i Bahriye tarafından basılan, “İngiltere ve Fransa’nın Bahr Sefid’de Bulunan Sefâin’i Harbiyesi’nin Albümü” adlı yayında bahsedilen İngiltere’ye ait harp gemilerinin özellikleri tablolaştırılarak sunulmuştu. Bu yazımızda ise aynı yayında geçen Fransa’ya ait harp gemilerinin özellikleri tablolaştırılarak sunulacaktır. Bununla birlikte Çanakkale Cephesi’nde görev alan İngiliz ve Fransız harp gemilerinin muharebe özelliği genel olarak anlatılmış olacaktır.
Polat Safi İle “İstihbarat Savaşları” Kitabı Üzerine Söyleşi (Tuncay Yılmazer)
“Hatıratın Aziz Bey’e ait olmadığını düşünüyorum. Bir kere Aziz Bey’in hatırata konu olan tarihte bölgede olmayışı, kitapta dönemin Osmanlı idari yapısına ilişkin fahiş hatalar yapılması, Teşkilat-ı Mahsusa’dan bahsedilmemesi, mütercim Fuad Meydânî etrafındaki şüpheler, kitapta yapılan intihaller, yer yer kurmaca bir Aziz Bey karakteriyle karşılaşmamız, Cevat Rifat Atilhan’ın metnin yazar(lar)ıyla muhtemel bağlantısı ve elbette hatıratın aslının şu ana kadar gün yüzüne çıkmamış olması gibi hususlar bu yönde ciddi deliller sunuyor.”
Başta Teşkilat-ı Mahsusa olmak üzere Osmanlı son dönem istihbarat tarihi üzerine çalışan tarihçi Polat Safi ile Kronik Yayınlarından çıkan “İstihbarat Savaşları: Birinci Dünya Savaşı’nda Suriye ve Lübnan’da Casusluk Faaliyetleri” hakkında konuştuk. Kitabı yayına hazırlayan Safi , 1930’lu yıllarda Lübnan’ın popüler bir gazetesinde tefrika olarak neşredilen İttihatçı Emniyet Müdürü Hüseyin Aziz Akyürek’e atfedilen anıları içeren eserin yazılış amacını, o dönemki Lübnan siyasetinde oynadığı rolü, Birinci Dünya Savaşı’nın Ortadoğu cephesinin farklı yansımalarını GeliboluyuAnlamak okurlarıyla paylaştı.