“Büyükbabam vefat ettiğinde 2. Zırhlı Tugayı’nda (Maltepe) teğmen olarak uzatılmış yedek subay askerlik görevimi sürdürüyordum. Askerî törenle Şişli Camii’nden cenazesi kaldırılırken bana anlattıklarının dışında onun geçmişine ait çok bilgim yoktu. Babam Ö. Faruk Aydemir’in bana ilettiği bilgileri ise ancak bu sene eski Türkçeden dönüştürüp anlaşılır hale getirtebildim.
Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın silah arkadaşı Hüseyin Hüsnü Aydemir’in bu meşakkatli ömrü, mücadelesi, bu vatan uğrundaki hizmeti gelecek nesillere muhakkak aktarılmalıydı. Bugünlerimizi onlara borçluyuz ve kıymetini bilmeli, sahip çıkmalıyız. Büyükbabamın hayatı gerçek bir sinema senaryosu gibi inanılmaz aşamalardan geçmiş. Gurur ve iftiharla bu mirası paylaşmayı da elbette geleceğin kuşaklarına bir vazife olarak telakki ettim.” (Hüsnü Oğuz Aydemir)
Çanakkale Muharebe Sahasını Bir Ziyaret – Bölüm 2: Turgut Bataryası (Emre Özmen)
Turgut Bataryası ilk atışını 5 Şubat 1916 günü yapmıştır. Saat 14:00’da Gökçeada istikametinden Gelibolu Yarımadası’na yaklaşan bir İngiliz korumalı kruvazörü, Seddülbahir’i bombardımana başlamıştır. Bombardımana Seddülbahir’deki toplarla birlikte Turgut Bataryası da cevap vermiş ancak gemi, bataryanın 10.800 metrelik azami menzilinin dışında kaldığından atışlar tesirsiz olmuştur. Batarya ilk ciddi çarpışmasınaysa 22 Şubat’ta girmiştir. Bu dönemde hemen her gün bir veya birkaç İngiliz gemisi Boğaz’a yaklaşmakta ve tespit ettiği hedefleri topa tutmaktadır. İki muhriple birlikte Boğaz girişine yaklaşan Eclipse sınıfı bir İngiliz korumalı kruvazörünün Seddülbahir’i bombardımana başlaması üzerine Turgut Bataryası ateş açmış ve gemilerle düelloya girmiştir. Gemiler nihayetinde herhangi bir zayiat verdiremeden bölgeden ayrılmıştır. Batarya bu günden sonra gemilerin dikkatini çekmeye başlamıştır. (E.Ö.)
Çanakkale Muharebe Sahasını Bir Ziyaret: 16’ncı Tümen Şehitlerinin İzinde (Emre Özmen)
Çanakkale muharebeleri tarihinin yazımında önemli bir yere sahip olan Charles Bean, 1915’te savaş muhabiri olarak bulunduğu Çanakkale’ye 1919’da bu kez Avustralya Tarih Heyeti’nin başkanı olarak dönmüştür. Bean’le birlikte fotoğrafçı, ressam ve askerlerden oluşan sekiz kişilik heyetin görevi, Avustralyalıların savaştığı Arıburnu ve Kirte muharebe sahasını gezip cephenin Türk tarafını da görerek “cevapsız kalan soruları cevaplandırmak,” Avustralya’da sergilenmek üzere arazideki savaş kalıntılarından örnekler almak ve aynı zamanda savaş mezarlıklarının durumunu tespit etmekti. Bean’in 24 günlük bu gezi sırasında elinden düşürmediği not defteri, Çanakkale muharebeleri araştırmaları ve saha çalışmaları için hala eşsiz bir kaynak ve bir rehberdir. (E.Ö.)
Çanakkale Muharebeleri Anlatım ve Değerlendirme (Şahin Aldoğan – Melike Bayrak Özçelik)
Çanakkale Savaşı’nın stratejik, operasyonel ve taktik planlamaları hangi düşüncelerle yapıldı, nasıl uygulandı? İtilaf tarafı ve Türk tarafı savaşa nasıl hazırlandı, elindeki kuvveti nasıl kullandı, olanakları arasındaki orantısızlık, elde ettikleri sonuçlara nasıl yansıdı? Tek tek muharebelerde hangi dikkate değer olaylar yaşandı? Hayatını Çanakkale Savaşı’nın muharebe coğrafyasını adım adım incelemeye ve komutanından erine dek savaşa katılmış askerlerimizi isim isim araştırmaya adayan Şahin Aldoğan, yarım asırdır sürdürdüğü çalışmalardan süzdüğü değerlendirmeleri okurla paylaşıyor. Her bir çarpışmanın özetlenip İtilaf tarafı ve Türk tarafı olarak ayrı ayrı ve ayrıntısıyla değerlendirdiği kitapta, kafalarda soru işareti olarak kalmaya devam edenler dahil, birçok olaya ilişkin bilgi ve tecrübe dolu yorumlar okurla buluşuyor. Başta Mustafa Kemal olmak üzere kişisel inisiyatifleriyle yurt savunmasını kahramanlık düzeyine çıkararak bu zaferi bize armağan edenlerin anıları onurlandırılıyor.
Bu kitabın okuru, Türk yayıncılığı açısından yeni bir uygulamadan yararlanacak: İlgili sayfadaki karekodu okutup muharebelere dair harita ve krokilerin renkli ve istediği ölçüde büyütebileceği versiyonuna ulaşarak kırk beş görseli yakından inceleyebilecek. (Ş.A.-M.B.)
Sakarya Meydan Muharebesi’nde 11’inci Piyade Tümeni-2 (Eray Çelik)
“Gelibolu’yu Anlamak” sitesinde “Sakarya Meydan Muharebesi’nde 11’inci Tümen Komutanları” ile ilgili makale yazmıştım. Makalede Mülga ATASE kitap ve biyografilerinde bu muharebede 11’inci Tümen Komutanları hakkında bir bilgi bulunmadığı için çeşitli kaynakları yorumlayarak elde edilen bilgileri yazmıştım. Ancak kısa bir süre önce TBMM, 1921-1926 yılları arasında verdiği İstiklal Madalyası bilgilerini erişime açınca ve çok önemli bilgilere ulaşınca yeni bir makale yazmak gereğini duydum. Çünkü SMM’de bir komutan ismi daha ortaya çıktığı gibi önceki makalemde olması muhtemel gördüğüm kişinin bu muharebede o kişi olduğu kesinleşti. (E.Ç.)
Türk Kurtuluş Savaşında Yararlılık Gösterenlerin Ödüllendirmesi (Eray Çelik)
Tarih boyunca savaşlar olmuş ve halen olmaya devam etmektedir. Savaşta yararlılık gösteren kimselere kendi ülkeleri tarafından veya müttefiki olan devletler tarafından çeşitli ödüller verilmektedir. Bu ödüller madalya, takdirname, terfi, para, vb. maddi ve manevi değeri olan ödüllerdir. Makalemizde Kurtuluş Savaşı(TİH) esnasında ve devamında kurulan Türkiye Cumhuriyeti döneminde, Kurtuluş Savaşı’nda görev yapan askeri personellere TBMM tarafından yapılan ödüllendirmelerden bahsedilecektir. (E.Ç.)
18 Mart 1915 Deniz Savaşı’nda Şehit Olan Askerleri Anma Amacıyla Yapılan İlk Tören ve Bu Törenin “Şehitleri Anma Günü” Olarak İlan Edilmesi (Burhan Sayılır)
18 Mart Deniz Savaşı’nda şehit olan askerlerin anısını yaşatmak ve kahramanlıklarını yad etmek amacıyla olaydan bir yıl sonra, 18 Mart 1916’da yapılacak ilk tören için girişimlere başlanmıştı. Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanı Nihat Paşaya gönderilen 12 Mart 1916 tarihli bir yazıda, “…18 Mart 1915 Deniz Savaşı münasebetiyle, bu tarihte şehit olan askerlerin hatıralarını yaşatmak ve yad etmek amacıyla askeri bir tören yapılacaktır…” denilmişti. Bu makalede, Dünya tarihinde büyük öneme sahip olan 18 Mart 1915 Deniz Savaşı’nda şehit olan Türk ve hayatını kaybeden Alman askerleri için yapılan 18 Mart 1916 tarihli ilk tören ve bu törenin yapılacağı günün de Türkler için şehitleri anma günü olarak ilân edilmesi işlenecektir. (B.S.)
Bu makale daha önce Akademi Günlüğü Toplumsal Araştırmalar Dergisi, Cilt 1, Sayı, 1, Güz 2005, s. 99:104’te yayınlanmış olup yazarın izni ile sitemize konulmuştur.
18 Mart Kahramanları – Cesaret ve Fedakarlığın Madalya ile Ödüllendirilmesi (Muzaffer Albayrak)
18 Mart Zaferini kazanan Çanakkale Müstahkem Mevki askerlerinden üstün gayret, fedakarlık ve cesaretleri görülenlerin taltifi için Harbiye Nezareti’nden hazırlanan liste 26 Nisan 1915 tarihli padişah iradesi ile icraya konmuştur. Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili Enver Paşa, Sadrazam Said Halim Paşa ve Padişah Mehmed Reşad’ın imzalarıyla çıkarılan irade ve madalya ile taltif edilip ödüllendirilen 18 Mart Kahramanlarının listesi aşağıdadır. (M.A.)
57. Piyade Alayı ve Sancağı (Ahmet Yurttakal)
57. Alay’ın sancağı Çanakkale Muharebeleri’nde esir edildiği iddia edilmektedir. Duyarlı birçok kişi tarafından, çok değişik teşebbüslerle sancağın ülkemize getirilmesi için uğraşılmış ve imza kampanyası bile düzenlenmiştir. 57. Alay’ın sancağı gerçekten Çanakkale’de esir edilmiş midir? Bu soru yıllarca tartışılmıştır. Öte yandan 57. Alay’ın bir gecede tamamının şehit olduğu gibi asılsız iddialar da hala zaman zaman ortaya atılmaktadır. Tüm bu asılsız iddia ve söylemler kahraman 57. Alay şehitlerini aziz ruhlarını incitmektedir. (A.Y.)
Hedefleri Aşı Üretmek Olan Bilim Şehitlerimiz ve Ruam (Erol Kabil)
I. Dünya Savaşı’nda Almanların bakterileri biyolojik silah olarak kullanılmalarının Osmanlı Devleti’nin bilgisi olup olmadığına dair herhangi bir veri bulunmamakla birlikte, ruam hastalığı, Balkan ve I. Dünya Savaşı yıllarında ordunun ve halkın kullandığı hayvanlarda yaygın olarak görülmekteydi. Bu nedenle hastalıkla mücadelenin önemi bilim insanları tarafından da önemsenmiştir. Savaş öncesi yıllarda az da olsa yapılabilen bilimsel çalışmalar, Mondros Ateşkes Antlaşması’nın imzalanması ve işgal yıllarının başlamasıyla durağanlaşmıştı. Mütareke döneminde yaşanan bilimsel durağanlık işgal yıllarının bitmesi ve Cumhuriyetin ilanı ile ivme kazanmıştır. (E.K.)