GELİBOLU’YU ANLAMAK

Osmanlı Araştırmaları

Sakarya Meydan Muharebesi’nde 11’inci Piyade Tümeni-2 (Eray Çelik)

Sakarya Meydan Muharebesi’nde 11’inci Piyade Tümeni-2 (Eray Çelik)

“Gelibolu’yu Anlamak” sitesinde “Sakarya Meydan Muharebesi’nde 11’inci Tümen Komutanları” ile ilgili makale yazmıştım. Makalede Mülga ATASE kitap ve biyografilerinde bu muharebede 11’inci Tümen Komutanları hakkında bir bilgi bulunmadığı için çeşitli kaynakları yorumlayarak elde edilen bilgileri yazmıştım. Ancak kısa bir süre önce TBMM, 1921-1926 yılları arasında verdiği İstiklal Madalyası bilgilerini erişime açınca ve çok önemli bilgilere ulaşınca yeni bir makale yazmak gereğini duydum. Çünkü SMM’de bir komutan ismi daha ortaya çıktığı gibi önceki makalemde olması muhtemel gördüğüm kişinin bu muharebede o kişi olduğu kesinleşti. (E.Ç.)

Türk Kurtuluş Savaşında Yararlılık Gösterenlerin Ödüllendirmesi (Eray Çelik)

Türk Kurtuluş Savaşında Yararlılık Gösterenlerin Ödüllendirmesi (Eray Çelik)

Tarih boyunca savaşlar olmuş ve halen olmaya devam etmektedir. Savaşta yararlılık gösteren kimselere kendi ülkeleri tarafından veya müttefiki olan devletler tarafından çeşitli ödüller verilmektedir. Bu ödüller madalya, takdirname, terfi, para, vb. maddi ve manevi değeri olan ödüllerdir. Makalemizde Kurtuluş Savaşı(TİH) esnasında ve devamında kurulan Türkiye Cumhuriyeti döneminde, Kurtuluş Savaşı’nda görev yapan askeri personellere TBMM tarafından yapılan ödüllendirmelerden bahsedilecektir. (E.Ç.)

Veteriner Hekim Mehmet Akif Ersoy’un Türk Bilim Tarihine Geçmiş Katkıları (Erol Kabil)

Veteriner Hekim Mehmet Akif Ersoy’un Türk Bilim Tarihine Geçmiş Katkıları (Erol Kabil)

Mehmet Akif , Mehmet Ali Bey gibi son derece zeki, çalışkan ve teşkilatçı bir hocanın müdür olduğu okulda öğrenci olmuştur. Birlikte cemiyet kurmuş ve akademik dergi çıkarmıştır. Akif’in Pasteur ’e olan hayranlığının sadece kuduz aşısını bulmasından kaynaklanmadığı, onun bilim dünyasında yapmış olduğu yeniliklerin etkisinin olması kuvvetle muhtemeldir. Bu amaçla yapılan incelemelerde o dönem yurtdışına eğitime giden baytar mektebi öğrencilerinin çoğunluğunun çok ciddi derecede kitap, makale, gazete yazarlığı yaptığı görülmektedir. Akif’in bu bilimsel iklim içerisinde hocasından öğrendiği yöntemleri kullanarak bilimsel ve mesleki bilgiyi yayma yöntemlerini kendinden sonraki meslektaşlarına öğretmiştir. Bu yolla bilginin ve bilimsel düşüncenin yayılması ve nesilden nesile aktarılmasının öncülerinden olmuştur.

Bu bilgiler ışığında Akif hakkında yapılacak tanımlamaların en anlamlılarından birinin Adnan Adıvar’ın “Ben Akif’i yalnız şair diye değil, daha çok büyük bir insan ve büyük bir fen adamı diye severim. Onun Fatih kürsüsü eşsiz bir abide-i fendir, o eserin her kelimesi ilm-ü fen deryasından seçilmiş inciler, meyvelerdir” cümleleridir. (E.K.)

“Mücahitlerin İçerisinde Gayret ve Cesaretle” Trablusgarb Harbine Dair Mustafa Kemal ve Enver İmzalı Bir Belge (Mustafa Onur Yurdal)

“Mücahitlerin İçerisinde Gayret ve Cesaretle” Trablusgarb Harbine Dair Mustafa Kemal ve Enver İmzalı Bir Belge (Mustafa Onur Yurdal)

Hem Enver Bey hem de Mustafa Kemal’in imzasının bulunduğu tek belge olan ve ilk defa yayınlanan bu belge;günümüz kamuoyunda kahramanlık ve hainlik arasında sıkıştırılan önemli tarihi şahsiyetlerin, aslında söz konusu vatan olduğunda fikir birlikteliğinde olduklarını göstermektedir. Her tarihi olayı bulunduğu şartlar altında değerlendirmek gerektiğinde ve gerektiğinden Trablusgarb’ın işgalinde gönüllü olarak katılan genç subayların bu vatanperverliği göz ardı edilemeyeceği gibi, Trablusgarb’ta yararları görüldüğü gibi bu kadrolar Cihan Harbi ve Milli Mücadelede önemli rol oynamıştır. (M.O.Y.)

Enver Paşa ve Libya (Burak Enver)

Enver Paşa ve Libya (Burak Enver)

              Günümüzde Avrupa emperyalizminin hedefi hâline gelen ve bir iç savaş yaşamakta olan Libya toprakları 100 yıl önce de bir paylaşım kavgasına sahne olmuştu. Avrupalı devletler arasında başlayan sömürgecilik yarışı Osmanlı Devleti’nin Kuzey Afrika’da kalan topraklarına da sıçramıştı. İngilizler,…

Tarihi Gelibolu Yarımadası’nda Geçmişten Günümüze Kalan  Mezar Taşları ve Kitabeler (İsmail Sabah)

Tarihi Gelibolu Yarımadası’nda Geçmişten Günümüze Kalan Mezar Taşları ve Kitabeler (İsmail Sabah)

Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı himayesinde yürütülmüş olan bu çalışmada, mezar taşlarını okudukça bizler için tarihin tozlu sayfalarına doğru bir yolculuk başladı. Süreç içerisinde, kâh çocuklarını doğururken vefat eden iki kardeşin acısını kâh aziz vatan için şehit olmuş bir…

Tarih-i Cevdet – Ahmed Cevdet Paşa (Sadık Emre Karakuş, Murat Babuçoğlu)

Tarih-i Cevdet – Ahmed Cevdet Paşa (Sadık Emre Karakuş, Murat Babuçoğlu)

Ahmed Cevdet Paşa, hiç şüphesiz XIX. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin yetiştirmiş olduğu âlim ve devlet adamları arasında erişilmesi güç, müstesna bir yere sahiptir. Yetmiş iki yıllık ömründe her biri alanında ilk olma özelliği taşıyan onlarca esere imza atmış mümtaz bir şahsiyettir. Tarih-i Cevdet adlı Osmanlı tarihi, başta tarih yazımı olmak üzere birçok alanda ilkleri barındırır. Cevdet Paşa. Yazımına 1853’de başlayarak, otuz dokuz yıl sonra 1892’de son hâlini verdiği on iki ciltlik Tarih-i Cevdet adlı eseri ise, elbette bu çok yönlü birikim ve tecrübelerini gelecek nesillere aktarabileceği en uygun mecrayı sağlamıştır (Tanıtım Yazısından)

Kaptan-ı Derya Halil Paşa ve Damat Öküz Mehmet Paşa Çeşmeleri Üzerine Bazı Tespit ve Değerlendirmeler (İsmail Sabah)

Kaptan-ı Derya Halil Paşa ve Damat Öküz Mehmet Paşa Çeşmeleri Üzerine Bazı Tespit ve Değerlendirmeler (İsmail Sabah)

Bu çalışma, tarihi Gelibolu Yarımadasında Kilitbahir Köyü sınırları içerisinde bulunan Kaptan-ı Derya Halil Paşa ve Damat Öküz Mehmet Paşa Çeşmeleri üzerine bazı tespit ve değerlendirmeler içermesi bakımından analitik bir araştırmadır. Araştırmada veri toplamak için literatür taraması yapılmış ve Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü arasındaki işbirliği protokolü kapsamında ilgili kurumların arşivinden faydalanılmıştır. Ulaşılan Osmanlı Türkçesi ile yazılmış belgeler araştırmacı tarafından günümüz Türkçesine aktarılmıştır. Kaptan-ı Derya Halil Paşa Çeşmesi‟nin   yapım   yılının   1637-38   olduğu   ve   bulunduğu   Havuzlar mevkiinin yapıldığı dönemdeki isminin Piyale Paşa Bahçesi olduğu tespit edilmiştir. Kilitbahir Köyü Çarşı Caddesi eski muhtarlık binasının  önünde bulunan ve “Damat İbrahim Paşa Çeşmesi” olarak tescillenmiş çeşmenin ise Damat Öküz Mehmet Paşa tarafından 1614-15 yıllarında yaptırıldığı tespitedilmiştir. (İ.S.)
Bu makale Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi’nin 15. Sayısının 2. Cildinde yayınlanmıştır.

Trablusgarp’ı Nasıl Aldık?-Giovanni Giolitti (Tahsin Yıldırım)

Osmanlı Devleti’nin son yıllarında topraklarından pay kapmak isteyen ülkeler arasına İtalya da dahil olmuştur. Bu amacın bir tecellisi olarak da Trablusgarp’a saldırarak burayı ilhak etmek istemiş ve amacına ulaşmıştır. Osmanlı Devleti’nin mağlubiyetiyle sonuçlanan Trablusgarp Harbi, onun Afrika kıtasından çıkmasına ve beraberinde de ülke içinde önemli kırılmaların yaşanmasına neden olmuştur.
Bu süreci başlatan ve büyük oranda yöneten İtalya Başbakanı Giovanni Giolitti hatıralarını kaleme almış ve bu hatıralar 1922 yılında İtalya’da yayınlanmıştır. Söz konusu hatıraların Osmanlı Devleti’ni ilgilendiren kısımları 29 Temmuz 1935 ile 10 Eylül 1935 tarihleri arasında Zaman gazetesinde tefrika edilmiştir. İstifadenize sunmuş olduğumuz eser de bu tefrikadan yola çıkılarak hazırlanmıştır.
Hatırada döneme ait çok önemli bilgiler ve tespitler yer almaktadır. Osmanlı Devleti’ndeki gruplaşmalar nedeniyle siyasîlerin ve askerlerin tercihlerinde ülkeden ziyade partileri lehine karar vermeleri gibi ilginç ve bir o kadar da ibretlik konuları hayretle okuyacaksınız.

Birinci Dünya Savaşı’nda Anadolu Sahillerine Yapılan İlk Çıkarma-HMS Doris’in İskenderun Macerası (Muzaffer Albayrak)

Çanakkale harekâtına daha kesin olarak karar verilmeden önce, Aralık 1914’te Mısır’da bulunan İngiliz filosu kumandanı gemilerinden ikisine Osmanlı sahillerinin gözetlenmesi ve taciz edilmesi vazifesini vermişti. Bu gemilerden birisi de HMS Doris, diğeri ise Rus savaş gemisi Askold’du. HMS Doris 1896 yılında yapımına başlanan 5.600 tonluk hafif kruvazördü. Saatte 19 millik sürati, 450 personeli, 11 adet 15 cm, 3 adet küçük çapta top, 3 adet torpidoya sahip bir savaş gemisiydi.. HMS Doris, zamanın 20-25 bin tonluk modern dretnotları ile kıyaslandığında küçük ve zayıf bir kruvazördür. Ancak bu kadarcık bir savaş gemisinin aşağıda görüleceği üzere, bütün İskenderun sahilini teslim alması, her istediğini yapması, üç tarafı denizle çevrili bir devletin denizlerde ne derece acziyet içinde olduğunu ortaya koyması açısından müessif bir durumdur. Aralık ayı boyunca Osmanlı Devleti’nin Suriye ve İskenderun sahillerini taciz ederek, ulaşım ve haberleşme vasıtalarını tahrip etmek vazifesini yerine getirdi. Özellikle İskenderun Körfezi’nde çok daha fazla faaliyet gösterdi. 18 Aralık 1914’ten 13 Ocak 1915 tarihine kadar İskenderun, Payas, Dörtyol, Arsuz arasında devriye gezerek demiryolu hatlarını, köprüleri, askeri amaçla kullanılan bina ve depoları, istasyonları bombardıman etti. (M.A)