GELİBOLU’YU ANLAMAK

25 Nisan 1915, Arıburnu Anzak Çıkarmasında 57.Alay’ın Conkbayırı’na İntikali – Yeniden Değerlendirme ( M. Şahin Aldoğan )

 

GENELKURMAY ASKERİ TARİH VE STRATEJİK ETÜT BAŞKANLIÐINA

                                                                                                     ANKARA

 

Eceabat Yerel Tarih Grubu adına muharebe arazisinde elimizde bulunan belge ve krokilere dayanarak yaptığımız ilk gün Arıburnu cephesinde savaşa giren piyade alaylarımız takip ettikleri yolları bir araştırma tezi olarak internet ortamında yayınlamıştık. Ayrıca konuyla ilgili süvari keşif raporu ve benzeri yeni bilgilere de ulaşıp olmadığını 13 Kasım 2007 tarihinde kurumunuza yazı ile başvurmuştuk.

 

Geçen süre içerisinde yeni bilgi, belge yayınlanan eserlerde konuyla ilgili yeni krokiler bulunca konuyu bir kez daha görüşlerinize sunmaktayız.

 

Bizim bu konudaki birikimlerimizin oluşumunda temel kaynak ATASE Başkanlığımızın konuyla ilgili kitap, broşürler ve haritalardır.

 

ATASE Başkanlığımızın yayınladığı, Birinci Dünya Harbinde Türk Harbi 5. Cilt Çanakkale Cephesi 2. Kitap ekinde 18 nolu krokide 57. Piyade Alayımızın Kocaçimen Tepesi üzerinden Kurt Gediği’nden geçerek Conkbayırı’na ulaştığı görülmektedir. (EK: 1) Bu krokide oluşan tereddütlerimizin başlıcaları kaynak gösterilerek ekte sıralanmıştır.

 

A- 99 Sayılı Askeri Mecmua’nın 40 sayılı tarih kısmının ekinde emekli Albay Şefik AKER Bey (25 Nisan’da 27. Piyade Alay Komutanıdır.) Çizdiği krokisinde 57. Piyade Alayı’nı Kocaçimen Dağı bloğuna intikal ettirirken Kocaçimen Tepe’nin takriben 800 metre güneyinden geçilmiş ve oradan Kocaçimen Dağı’na ulaştırmıştır. Burada Kocaçimen Dağı tabirinden maksat (Conkbayırı, Düztepe, Kılıçbayırı silsilesidir.) (EK:2)

 

B- Değerli Harp Tarihi Araştırmacısı Kurmay Binbaşı Kadri PERK 1940 yılında yayınlanan (Askeri Mecmua’da) eserinin 2. Cildinin 10 numaralı krokisinde, aynen Şefik Bey gibi güzergahı çizmiştir.(EK:3)


C-   Milli Savunma Bakanlığı’mızın (Bir Kahramanlık Abidesi 57. Piyade Alayı) isimli yayınında sayfa 258’de Alayın ilk günkü operasyonları ile ilgili krokide de aynı güzergah Bigalı Köyü’nden Conkbayırı’na çizilirken Kocaçimen Tepe gösterilmemiştir. Yukarıda adı geçen krokinin ait olduğu harp ceridesinde 25 Nisan 1915 sabahı Alayın intikalini anlatan Binbaşı Hüseyin Avni Bey, yürüyüş planını şöyle tarif etmektedir: “Önde Tümen Komutanı, mahiyetindeki subaylar ve bir piyade bölüğünden oluşan müfreze buna (uç) da denilmektedir, Daha sonra piştar tabir edilen 2. Tabur, dağ bataryası arkasında birinci tabur ve onun arkasında 3. Tabur yürümektedir. Ekte sunduğumuz belgede okuyacağınız gibi uç tabir edilen müfreze ve başındaki Yarbay Mustafa Kemal saat 10.00 sularında Kocaçimen Tepe’ye ulaşıp kendileri süratle müfrezeden ayrılarak Conkbayırı’na gelmişler ve buradaki 27. Alaydan cephanesi kalmamış perakende bir müfrezeyi süngü taktırarak mevzi aldırmışlar, düşmanın ilerlemesini durdurmuşlardır. 57. Piyade Alay Komutanı Binbaşı Hüseyin Avni Bey, bu aşamada aynen (BU SIRADA ALAYIN KOLBAŞISI KÖRDERE MANSABINA GELMİŞTİ.) demektedir.(EK: 4-A-4-B)

 

57. Piyade Alayı eğer Tümen Komutanını takip ederek Kocaçimen Tepe üzerinden Conkbayırı’na intikal etseydi doğal olarak Tümen Komutanını takip ederek uçtaki müfreze gibi Besim Tepeler üzerinden Conkbayırı’na gelmesi icap ederdi. Kördere Mansabı, denilen yüzlerce metre aşağıdaki, çukurda toplanması mevzu bahis olamazdı. Kurumunuzun yayınladığı Şevki Paşa Tahkimat haritalarında (EK: 6) da sunduğumuz paftada Kördere Mansabına ulaşmak için en kısa yollar ya Çaylar Deresi’nin güneyinden Kurt gözünden geçerek Örenardı Deresi üzerinden veya Çaylar Deresi kuzeyinden (EK:6) daki paftada Telefon Dere olarak adlandırılan vadiden geçerek Kördere mansabına ulaşmaktadır. Bunların daha kuzeyindeki nalen Bayram Dere olarak bilinen dar ve sarp vadiden Kocaçimen’e çıkmak o günün koşullarında adeta savaş alanındaki top ve tüfek seslerine yaklaşmaktan çok, birlikleri gidilecek hedeften uzaklaştırmaktadır. Hele bu yoldan tırmanıp tekrar Kördere’ye inmek araziyi bizzat etüt eden araştırmacılar için akıl ve mantık dışı olmaktadır.(EK:6-7)

 

 

Ayrıca Genel Kurmay Harp Dairesi Başkanlığı Yayınlarından “Stratejik ve Taktik Sonuçlar Serisi No. 4” isimli broşürünün 1 nolu krokisinde o zamanda kullanılabilir en seri ve kestirme yolun (57. Piyade Alayı için) Kurtgözü mevkiinden geçen güzergâh olduğu açıkça görülmektedir. (EK:8)

Bunlara ek olarak Arıburnu Savaşları’na bizzat katılan Savaş muhabiri ve tarih araştırmacısı C.E.W.BEAN’in “Gallipoli Mission” adlı eserinde Mustafa Kemal’in sahneye çıkışı başlıklı 11. Bölümünde adı geçen yazar 1919 yılında mihmandarlık yapan ve (çıkarma günü 57. Alay Birinci Taburuna kumanda eden) Yarbay Zeki Bey (EK: 9) da sunduğumuz belgede görüleceği üzere Kocaçimen’in güneyinden Conkbayırı’na hareket ettiklerini belirtmektedir.

“Emir gelince alay toplandı. Mustafa Kemal bizzat geldi. Alaya ve 1. Topçu bataryasına ingilize müdahale etmesi için hazır olmasını emretti. Şöyle dedi: Eğer bu düşman kuvveti Kocaçimen Tepeye yönelmişse Arıburnu’na yapılan gösteri çıkarması olamaz. Bu gerçek bir çıkarma, esas kuvvetlerle yapılan çıkarma. İşte bu gerekçeyle 9. Tümenin istediği sadee bir taburu değil, bütün alayı cepheye sürdü. Böylelikle Alay bizzat Mustafa Kemal’in  önderliğinde Kocaçimen Tepenin güneyine, Conkbayırı’na  doğru yola çıktı. C.E.W.BEAN’in “Gallipoli Mission”

 

Yukarıda belirttiğimiz hususlarda kurumunuz uzmanlarınca muharebe alanında yapılacak periyodik etütlerde istenildiği taktirde bizlerde seve seve katılıp görüşlerimizi sözlü olarak sunmaktan mutluluk ve onur duyarız. İleri sürülen konuyla ilgili tez ve anti tezler bilimsel çalışmalar olup nihayi sözü bu konunun otoritesi olan sizin kurumunuz söyleyecektir.

 

Görüşlerimizi saygı ile arz ederiz. 02 Haziran 2009

 

Şahin Aldoğan

Selim Meriç

 

 

Yukarıdaki yazımızdan sonra 19. Tümen cerideleri, çeşitli haritalar, başta savaşa katılan bazı subayların hatıralarında araştırdığımız konuya katkıda bulunacak yeni belge ve bilgilere ulaşılmıştır.

 

Sonuç olarak bu araştırmalarımız bir tarihçimizin gözüyle “Cumhuriyet döneminde uydurulmuş yalanlar” olmayıp tüm iyi niyetimizle ortaya koyduğumuz önemli gerçeklerden biridir.

 

Saygılarımla

Şahin Aldoğan

 

 

10.237 okunma

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir