1916 yılı Nisan ayında, Kutü’l-Amare’de içlerinde 5 generalin de bulunduğu 13.000 İngiliz askerini esir alan Osmanlı ordusu komutanı Halil Kut Paşa hatıralarında; İttihat ve Terakki’nin kuruluşundan Trablusgarp Savaşı’nda düşmanla göğüs göğüse çarpıştığı Afrika Cephesi’ne; İngiliz tarihinin en önemli yenilgilerinden biri sayılan Kutü’l-Amare’denKurtuluş Savaşı’nda verilen mücadelelere kadar birçok olayla birlikte Enver Paşa’dan Mustafa Kemal’e; Kâzım Karabekir’den İngiliz casus Lawrence’a kadar birçok kişi hakkındaki bilinmeyenleri de ilk kez anlatmıştır.
1882 yılında, İstanbul’da doğan Halil Paşa (Kut), çocukluğundan itibaren hayal ettiği askerlik mesleğine girmesinin hemen akabinde kendisini dönemin hızlı atmosferinin içinde bulmuştur. II. Abdülhamit döneminde başlayan hikâyesi Makedonya’da başlar, sonrasında sırasıyla Tunus, Trablusgarp, İran, Kafkasya, Irak, Dağıstan, Türkistan, Gürcistan, Rusya ve Avrupa’da devam eder. Sıradan bir insan hayatına fazla gelecek düşünülen çok sayıda savaş ve mücadeleyi Halil Paşa ömrünün 40 yılına sığdırmıştır. Makedonya’da yerel çete takipleriyle başlayan askerî kariyerinde, kısa sayılabilecek bir zamanın ardından I. Dünya Harbi’nde ordular grubuna komutanlığına dek yükselecektir.
Halil Paşa’nın diğer bir ilgi çekici yönü de Enver Paşa’nın amcası oluşudur. Halil Paşa yeğeninden bir yaş küçük olsa da onun üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu, Enver Paşa’nın da amcasına saygıda kusur etmediği bilinmektedir. Harbiye’de devredaşlıkla başlayan kader birlikleri, Enver Paşa’nın Türkistan’da vefatına kadar kesintisiz devam etmiştir. Amca ve yeğen sadece orduda değil, İttihat ve Terakki Cemiyeti saflarında da hep beraber olmuşlardır. Bu bağlamda Halil Paşa’nın hatıraları sadece son dönem Osmanlı askerî tarihi açısından değil, Osmanlıların çöküş dönemi siyasi mücadelelerinin anlamlandırılabilmesi için de oldukça değerlidir.
Halil Paşa son dönem Osmanlı askerî ve siyasi tarihini pek çok kritik noktasında etkin bir figür olmuşsa da, yerli ve yabancı kamuoyunda onu meşhur eden Cihan Harbi’nin Irak Cephesi’nde elde ettiği başarıdır. 1781’deki Yorktown Muharebesi ile 1942’deki Singapur Savaşı arasında geçen 161 yılda Britanya İmparatorluğu’nun yaşadığı en büyük hezimet olan Kut’ül Amare Savaşı, Çanakkale Savaşı ile beraber Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Harbi boyunca kazandığı en parlak zaferdir. Yaklaşık beş ay süren bir kuşatmanın ardından 29 Nisan 1916 günü İngiliz kuvvetlerini teslime zorlayan Osmanlı VI. Ordusu’nun komutanı Halil Paşa’dır.
Kutü’l-Amare’nin 100. Yılı
Bu mümtaz zaferin 100. yıldönümünde neler yapılabileceğini düşünürken, Sn. Doç. Dr. Gültekin Yıldız’ın önerisi ile Halil Kut hakkında kendisini kamuoyuna tanıtabilecek bir çalışmanın şekillendirilebileceği fikri gündeme geldi. TİMAŞ Yayınları Tarih Editörü Sn. Adem Koçal’ın bulunduğu bir ortamda filizlenen bu düşünce, Adem Bey’in desteği ile pratiğe döküldü ve Halil Kut’un Şevket Süreyya Aydemir tarafından 1967 yılı Ekim–Aralık ayları arasında Akşam gazetesinde tefrika halinde yayımladığı hatıralarının aslına sadık şekilde ilk kez bir kitap halinde basılmasına karar verildi.
10 Ekim 1967 tarihinde başlayıp 29 Aralık 1967 gününe kadar toplam 81 gün boyunca yayımlanan hatıralarında Halil Paşa, hem tanık olduğu hadiseler hem de çevresindeki tarihe mal olmuş insanlar hakkında samimi bir üslupla pek çok önemli bilgi vermiştir. Tefrikanın ilk beş gününde konu ile ilgili bir takdim yazısı yayınlayan Şevket Süreyya ise hatırat süresince bazı yerlerde dipnotlar ile bilgilendirmeler yaparak okuyucuyu aydınlatmaya çalışmıştır. Bununla beraber, tefrika içerisinde bazı mühim maddi hataların bulunduğu görülmektedir. Hatıraları bir kitap olarak yayına hazırlarken muhtelif bilgi, yer ve kişi adlarındaki bu hatalar tarafımızdan düzeltilmiş ve “Hazırlayanın Notu (H.N.)” kısaltması kullanılarak, yeri geldikçe verilen dipnotlarla – okuyucuya ek bilgiler sunulmuştur. Zaten akıcı bir üslup ve sade bir lisana sahip metin üzerinde bir sadeleştirmeye gidilmemiş, fakat imlada yeknesaklık sağlanabilmesi açısından gazete tefrikasında aynı anda farklı şekillerde yazılan bazı kelimelerde günümüz kullanımları tercih edilmiştir.
Hatırat açısından üzerinde durulması gereken bir diğer önemli husus da yazılanların menşei meselesidir. İlk kez 1967 yılında Şevket Süreyya Aydemir tarafından kamuoyu ile paylaşılan bu hatırat 1972 yılında, içerik açısından bazı değişikliklere gidilmesine rağmen, önsözünde “… Kitap tümü ile Halil Paşa’nın anlattıklarıdır…” şeklinde tanıtılarak kitap halinde yayımlanmıştır. Bu kitabın sonraki baskılarında söz konusu bu ifade yazarı tarafından kaldırılmış ve onun yerine “… Bu kitap Halil Paşa’nın anıları ve benim yaptığım araştırmalar sonucunda ortaya çıkan belgelere dayanılarak ve bunlara bir üslup verilerek yazılmıştır…” şeklinde bir hal almıştır.
Halil Kut’un anılarını dikte ettirdiği kişi olarak tanınan Dr. Necdet Özgelen’e göre, hatıratın aslı Şevket Süreyya’nın 1967’de yayımladığı tefrikadan daha kısadır ve Şevket Süreyya konular üzerine getirdiği bazı açıklamalar ve dipnotlarla bu hatıratı genişletmiştir. 1972 yılında yayımlanan kitap ise, Özgelen’in altını çizerek belirttiği gibi, orijinal hatırata büyük ölçüde sadık kalan Şevket Süreyya tefrikasının tahrif edilmiş ve genişletilmiş halidir. O yüzdendir ki biz Şevket Süreyya’nın Akşam gazetesinde tefrika halinde yayımladığı hatıratı mukayeseli ve eleştirel bir gözle inceleyerek yayıma hazır hale getirmeyi tercih ettik. Böylelikle Kut zaferinin 100. Yıldönümünde adının Türkiye kamuoyunda daha çok zikredileceğini umduğumuz merhum Halil Kut Paşa’nın hayatını öğrenmek isteyenlere en doğru bilgi kaynağını sunmayı amaçladık.
Kutü’l Amare Kahramanı Halil Kut Paşa’nın Hatıraları
Yayına Hazırlayan : Erhan Cifci
Timaş Yayınları, İstanbul, Ağustos 2015