GELİBOLU’YU ANLAMAK

‘Ermeni Soykırımı’ Neden Soykırım Değildi? makalesine yazılan yorum

Mustafa Akyol.org’daki bir makaleye yazdığım yorum:


Bu tip makaleleri gündeme getirdiğiniz için teşekkür ederim. Biz de bilgilerimizi yenilemiş oluyoruz.


Kanımca Lewy’nin makalesindeki en önemli eksiklik sadece bir yerde atıf yaptığı dönemin ABD İstanbul Büyükelçisi Henry Morgenthau’dan yeterince bahsetmemesi. Her ne kadar bahsettiğiz kaynaklar önemli olsa da , Ermeni Tehcirinin dünyada özellikle de Amerikan toplumunda ‘Soykırım’ olarak algılanmasında büyükelçinin 1918 yılında yayımladığı “Ambassador Morgenthau’s Story” adlı kitabın etkisi büyük. Bu kitabın günümüzde bile Ermeni Soykırımının en önemli kaynaklarından biri olduğu kabul ediliyor.


Kimdir Morgenthau? Yahudi kökenli olup New York’ta emlak komisyonculuğu yapan Morgenthau dönemin ABD Başkanı Wilson’a 1912 seçimlerinde verdiği destek karşılığında Osmanlı İmparatorluğuna Büyükelçi olarak atanır. Kasım 1913’ten Şubat 1916’ya kadar (İmparatorluğun en çalkantılı döneminde ) İstanbul’daki bir çok olaya da şahit olur. Savaş boyunca ABD Büyükelçiliği, İtilaf Devletlerinin gayri resmi bürosu gibidir. Bu devletlerinin İstanbul’daki vatandaşlarının, savaş esirlerinin işlerini takip eder. Başta Talat Paşa olmak üzere hükümet üyeleriyle , Alman Büyükelçi Wangenheim ile sürekli görüşür. Hatta Çanakkale Cephesini ziyaret eder.


İki yıl sonra İstanbul’da tuttuğu günlüğünü Burton J. Hendrick adlı ünlü bir gazeteciye vererek (ABD Dışişleri Bakanlığı’nın da desteğiyle) düzenler, kitap haline getirir. Amerikalı bir tarihçinin ifadesiyle “Amerikalıların nesiller boyu belirli bir ulus ve ülkeye bakış açısının şekillendirilmesinde “Ambassador H. Morgenthau’nun öyküsü” diye bilinen kitap kadar etkili olanı çok azdır .


Zannedilenin aksine kitabı Morgenthau yazmamış, günlüğü ve yazdığı mektuplar kaynak olarak kullanılmıştır. (Tabi değiştirilerek!) Tarihçi Heath W. Lowry’e göre Morgenthau’nun İstanbul’daki Büyükelçilikteki Ermeni yardımcıları Agop Andonian ve Schmavonian ana taslağı hazırlamış, Amerikaya döndüğünde başkan adına Dışişleri Bakanı R. Lansing son rötuşları yapmış, dönemin ünlü gazetecisi Hendrick’te kaleme almıştır.( Bahsi geçen Agop Andonian’in Lewry’nin makalesinde adı geçen Aram Andonian ile bir akrabalığı olup olmadığını bilmiyoruz.)


Kitabın Çanakkale Muharebeleriyle ilgili kısmı Yeditepe Yayınevi tarafından yayınlanmıştı. İlgili bölüm okunduğunda ABD Büyükelçisinin Türklere karşı ne kadar önyargılarla dolu olduğu anlaşılıyor. (Çanakkale Devler ülkesinde Devler Savaşı, Yeditepe Yayınevi , 2005)


Büyükelçinin yayınlanmamış günlükleri ile sonradan yayımlanan kitap arasından ciddi farklar olduğunu söyleyen Tarihçi Lowry’e göre sonradan yapılan eklemelerle başta Talat paşa olmak üzere dönemin Türk yöneticileri ( hatta Türkler) insanlıktan nasibini almamış kişiler, böyle bir suçu işleyecek yapıda insanlar olarak gösterildi. ( Oysa aynı büyükelçi yayımlanmamış günlüğünde daha ılımlı ve dostane ifadeler kullanıyordu. Aynı dönemde İstanbul’da görev yapan Amerikalı gazeteci Schreiner, Morgenthau’nun Osmalı Devlet Adamları ve Alman Büyükelçisiyle çok yakın dostlukları olduğunu yazmıştı.)


Osmanlı Ermenilerinin başına gelenlere en önemli kanıt olarak gösterilen bu kitap ABD Hükümetinin desteğiyle 1918’de basıldı. Kitabın başlıca vurguladığı noktalar


 1. İttihat Terakki Hükümetini savaşa Almanyanın emperyalist emelleri sürüklemiştir.


2. İttihatçı Liderler Talat Bey ve Enver Paşa savaşı fırsat bilerek Osmanlı Ermenilerini sürme kararı aldılar.


3. Kötü ruhlu Enver ve Talat’ı Ermenileri alçakça yok etme planından vazgeçirmek için yılmaksızın çaba sarfeden tek kişi Morgenthau’dur.


4. Gayretleri sonuç vermedi. Çünkü onları vazgeçirebilecek tek kişi olan Alman Büyükelçisi Wangenheim ilgisiz kalıp biçare Ermenilerin hakkını korumayı reddetti.


1918’de kitap yayınlandıktan sonra Büyükelçiye en büyük tepki 1915’te İstanbul’da bulunduğu sırada aynı yerde görev yapan bir kaç kez Çanakkale cephesine giden , Doğu Anadolu’da Ermenilerin tehcirini izleyen Associated Press Muhabiri Amerikalı Gazeteci George A. Schreiner’den geldi. ” Türklere mal ettiğiniz acımasızca davranışlara siz pek tanık olmadınız. Bunun yanısıra ayaklanmanın olduğu yerdeki Ermenilerin sayısından çok Ermeninin öldürüldüğünü iddia ettiniz. …… Sizinle çok açık konuşmam gerekirse Türkleri yeryüzünün en kötü, Almanları da eğer böyle bir şey mümkünse onlardan da kötü varlıklar haline getirme çabalarım imkansız”


Yukarıdaki makaleye kendi araştırmalarım doğrultusunda katkıda bulunmak istedim.
Selamlar.


Tuncay Yılmazer


 

10.396 okunma

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir