GELİBOLU’YU ANLAMAK

Sarkis Torosyan’a Enver Paşa’nın Verdiği İddia Edilen Belge Üzerine (Prof.Dr.Taha Niyazi Karaca)

Taraf gazetesi yazarlarından Ayhan Aktar’ın 22 Mart 2010 tarihinde kaleme aldığı “Yüzbaşı Torosyan’ın Hikayesi” başlıklı yazısı uzun süreli bir tartışmanın başlangıcı oldu. Aktar, Yüzbaşı Torosyan’dan bahsediyor ve Birinci Dünya Savaşı’nda yaptığı kahramanlıklardan dolayı kendisine takdirnameler verildiğini, hatta Çanakkale muharebelerinde batırdığı gemi ile savaşın gidişatını değiştirdiğini iddia ediyordu. Anlatılan olayların tarihsel gerçekliğe uymadığını yine aynı gazetede yazan Halil Berktay dile getirdi. İkilinin konu üzerindeki tartışması, kişiliklere saldırı boyutuna geldiğinde tarihçi Yusuf Hakan Erdem devreye girerek anlatılan hikayenin tarihsel gerçekliği yansıtmadığını ortaya koyan “Gerçek İle Kurmaca Arasında Torosyan’ın Acaip Hikayesi” başlıklı inceleme eserini yayınladı. Bu arada konuya müdahil olan tarihçilerden Burhan Sayılır da, Torosyan’ın hikayesinin hayal ürünü olduğunu dillendirmeye başladı. Tartışma konusu askerlik olunca Genel Kurmay Başkanlığı da sürece müdahil oldu. 16 Aralık 2012 tarihinde bir açıklama yaparak, Sarkis Torosyan adında bir şahsın Çanakkale’de Komutanlık görevinde bulunmadığını açıkladı.


Bütün bunların dışında unutulan bir konu, belgelerin diplomatika açısından değerlendirilmesi Muzaffer Albayrak tarafından yapıldı. Albayrak, Torosyan’a Abdülkerim Paşa tarafından verildiği öne sürülen bir belgeyi değerlendirdi. Belge üslup ve yazım hataları açısından incelenerek bu denli çok yazım hatasının yapıldığı bir belgenin gerçekliğinin mümkün olamayacağı ortaya kondu.


Torosyan olayına dair tartışmaları basına yansıdığı şekli ile takip etmiş olmama rağmen konuya temel teşkil eden iki belgeyi Muzaffer Albayrak’ın incelemesini okuyana kadar görmemiştim. Osmanlıca yazılan fakat her satırından Osmanlıcayı tam anlamıyla bilmeyen bir şahıs tarafından kaleme alındığı anlaşılan bu iki belge üzerinden kurmaca bir tarih oluşturmaya çalışmak, belgelerin gerçekliğinin tartışmaya açılmadan ne denli işe yarar olduğunun sorgulanması tarihçilik açısından vahim sonuçlar doğurmaktadır.


Bu belgeleri kamuoyuna duyuran Ayhan Aktar’ın Osmanlıca’yı bilmediği ve bu nedenle de bildiğini düşündüğü bir tarihçiden yardım aldığı anlaşılmaktadır. Konuya müdahil olan Taner Akçam’ın da belgeleri bu denli tavizsiz bir şekilde, gerçekliğini tartışmayacak derecede ön kabul ile savunması, Osmanlıca’ya olan uzaklığı ile açıklanabilir. Belgelerdeki yazım hatalarının tespit edilmesi için ileri derecede Osmanlıca bilmeye de gerek olmadığı düşüncesindeyim.


Muzaffer Albayrak, Abdülkerim Paşa tarafından verildiği iddia edilen belgedeki yazım hatalarını, üsluptaki bozuklukları, içerikte yer alan bilgilerin tarihsel gerçeklikle bağdaşmayan yönlerini açıklıkla ortaya koymaktadır. (Bkz. 415_Serkis-Torosyan-in-Tasdiknâme-Belgesi-Uzerine-Bir-Inceleme-(Muzaffer-Albayrak).html 


Belge üzerinde kendi görüşlerimi yorum olarak belirtmiştim.


2 nolu belgeye gelince;


Bu belgenin bir takdirname (belgede tasdikname yazıyor) olduğu iddia ediliyor. Enver Paşa tarafından verilmiş.



 


Belgenin sağ üst köşesinde, resmi belgelerde yer alan Osmanlı Ordu-yı Hümayun ve altında da Başkumandanlık Vekaleti yazısı yer alıyor. Fakat bu logo yazının sahte baskı olma ihtimali yüksek görünüyor. Çünkü Başkumandanlık yerine Başkumandanlığ şeklinde yazılmış. Kaf harfi yerine Gayn harfi kullanılmış görünüyor.


Belgenin içerik değerlendirmesine girmeden belge üzerinde yapılan yazım hatalarını paylaşacağım.


 


1 nolu hata: Ertuğrul kelimesi Ertuğral (ارطوغرال) olarak yazılmış


2 nolu hata: Deruhde kelimesi dikkatsizlik sonucu olamayacak kadar bariz bir şekilde hatalı yazılmış (درعوده) şeklinde. Bu kelime (درعهده) şekline yazılmalıydı.


3 ve 4 nolu hata: Mumaileyh kelimesi, yalın olarak kullanılması gerektiği yerlerde “Mumaileyhe” olarak yazılmış. Dolayısıyla Mumaileyhe olması gereken yerde de Mumaileyheye (3 nolu hata) yazılmış. Diğerinde de Mumaileyh yedine olması gerekirken, Mumaileyhe yedine denilmiş.


5 nolu hata: Terfi’ kelimesi de şaşkınlık verecek derecede yanlış yazılmış. ( ترفی ) şeklinde. Halbuki kelime (ترفیع) şeklinde yazılmalıydı. Şahıs bir de ( یی ) -yi eki koymuş. Yani kelime terfiyi olmuş. Terfi kelimesinden sonra sadece ( ی ) -i getirilir. Kelime (ترفیعی) Terfii olarak yazılmalıydı.


6 nolu hata: Belgenin bir “takdirname” olduğu söylenmesine rağmen, belgenin son satırında bu belgenin “tasdikname” olduğu kaydı yer almaktadır. Tasdikname nedir? Tasdik, doğrulama anlamına gelir. Tasdikname, herhangi konuda verilen onay belgesi yada ayrılış belgesidir. Torosyan’a verilen her iki belge de tasdiknamedir. Halbuki belgeleri kamuoyuna sunanların bilinçli yada bilinçsiz olarak tartışmalarda belirttiği şekliyle Torosyan’a verilen belgelerde takdirname ibaresinin yer alması gerekirdi. Bu yanlışlık belgeyi kaleme alan şahsın tasdikaneme kelimesini takdirname ile karıştırmasına bağlı olmalıdır. Belgenin son satırında yer alan tasdikname kelimesi belge ile tamamen alakasız bir kullanımdır.


Bütün bunların ötesinde en vahim olanı da her iki belgenin aynı şahsın elinden çıkmış olmasıdır. İlk belge 5 Mayıs 1331 (1915) tarihli ve Enver Paşa adına düzenlenmiş. İkinci belge ise 28 Mayıs 1333 (1917) tarihlidir. İki yıl farkla aynı elden çıkmış, hatalarla dolu iki belge. Aynı elden çıkmış olduğu o kadar aşikar ki, cim, ha, gibi harfler çok karakteristik olarak yazılmış. Tespit için Osmanlıca bilmeye gerek yok. İki belge yan yana konduğunda yazımdaki aynılık kolaylıkla görülebiliyor. Peki bu mümkün olabilir mi? İki yıl ara ile aynı görevlinin bir şahıs hakkında iki ayrı belge düzenlemesi ne kadar gerçekçi olurdu? Belgeler hem de iki farklı birim adına düzenliyor.


Sonuç olarak her kelimesinden, kullandığı üsluptan, içeriğinden sahte olduğu anlaşılan bu belgelerle kurmaca tarih oluşturulma çabasını her tarihçinin sağduyu ile yorumlamalıdır. Geçmişte bu tarz sahte belgeler ortaya çıkmış ve çürütülmüştür. Hiç şüphesiz ki bundan sonra da bu tarz belgeler ortaya çıkacaktır. Çünkü kurmaca tarihin vazgeçilmez kaynağı bu tarz belgelerdir.


Prof. Dr. Taha Niyazi Karaca, Bozok Üniversitesi öğretim üyesidir.


………………..


Benzer bir çalışma için bkz. http://geliboluyuanlamak.com/401_Sarkis–Torosyan’in-“Canakkale’den-Filistin-Cephesine”-Adli-Hatirati-Uzerine-Bir-Inceleme-(-Celiskiler-Yanlisliklar)—Yrd–Doc–Dr–Burhan-Sayilir.html


 

14.138 okunma

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir