GELİBOLU’YU ANLAMAK

19’uncu Tümen Ceridesine Göre Çanakkale Muharebelerinde İlk Gün: 25 Nisan 1915 ( Dr. Zekeriya Türkmen )

 


Gelibolu yarımadasında al kanlarını kutsal vatan toprağına dökerek devleşen ve tüm Türk ulusunun gönlünde ebedileşen şehitlerden büyük dedem 57’nci Piyade Alayı kahramanlarından Kamalıoğullarından Osman oğlu Salih Çavuş’un şahsında tüm şehit, gazi ve kahramanlarımızın aziz hatıralarına en derin saygıyla…


 


 Genelkurmay ATASE Başkanlığı Arşivinde Atatürk Koleksiyonu (ATAZB) tasnifi içinde Kls: 41, G: 3 nolu dosyada kayıtlı bulunan 19’uncu Fırka (tümen) Ceridesinde, Çanakkale Muharebelerinde, Kurmay Yarbay Mustafa Kemal’in emrindeki fırkaya bağlı 57, 72 ve 77’nci alaylarla bunlara bağlı birliklerin ve tümen karargahının üst komutanlık ve civardaki birlik komutanlarıyla günü gününe, saati saatine yaptıkları yazışmalar ayrıntılarıyla yer almaktadır.[1] Harp Cerideleri Askerî Tarih açısından değerlendirildiğinde tarihi yapanların birinci elden bıraktıkları resmî kayıtlar olması bakımından son derece büyük öneme sahiptir. İncelememize konu olan ceride, 19’uncu tümenin kuruluşunu takip eden günden itibaren tutulmuştur. Ceridede 19’uncu Tümen’e bağlı alayların doğrudan tümenle yaptıkları yazışmalar ile 19’uncu Tümenin 3’üncü Kolordu Komutanlığı ve civardaki birlik komutanlarıyla yaptığı yazışmalar kaydedilmiş, tarihlendirmelerde Rumî takvim, saat olarak da bugünkü zaman dilimine uyumlu olan alafranga saat kullanılmıştır.[2] Uluğ İğdemir tarafından yayımlanan Atatürk’ün İkinci Ordu Komutanı olarak bulunduğu sırada Harp Tarihi Dairesinin isteği üzerine 19’uncu Fırka ve Arıburnu Kuvvetleri Kumandanı sıfatıyla yazdığı ve Harbiye Nezaretine takdim ettiği bu rapor, daha sonra Uluğ İğdemir tarafından “Arıburnu Muharebeleri Raporu” adıyla yayıma hazırlanmıştır.[3] İğdemir, ayrıca “Anafartalar Muharebatına Ait Tarihçe”yi de yayımlamıştır. Atatürk’ün, Arıburnu Muharebeleri Raporunu hazırlarken büyük ölçüde 19’uncu Fırkanın ceridesinden istifade ederek kaleme aldığı bir gerçektir.


 


            19’uncu Tümen bir ihtiyat birliği olarak kuruluş ve kadrosu teşkil edilmiştir. Komutanı Kurmay Yarbay Mustafa Kemal’dir. Mustafa Kemal bu yeni görev yerinde Balkan Harbi sırasında da bizzat kolordu harekât şube müdürü olarak bulunmuş, adım adım Gelibolu yarımadasını tanıma fırsatı bulmuştu. Mustafa Kemal 20 Ocak 1915 tarihli irade-i seniyye ile 19’uncu Tümen Komutanlığına atanmış[4], 1 Şubat 1915 tarihinde Tekirdağ’a gelerek göreve başlamıştır.[5] Tümenin kurmay başkanlığına ise Kurmay Binbaşı İzzettin (Çalışlar) atanmış, Mustafa Kemal atandığı gün (14 Mart 1915) Binbaşı İzzettin’e bir telgraf çekerek hemen Çanakkale’ye gelmesini rica etmiştir. Binbaşı İzzettin o sırada Erkân-ı Harbiye Karargahında görevliydi. Hemen ailesiyle kısa bir görüşme yaptıktan sonra 14 Mart 1915 günü Maydos’a gitmek üzere vapurla İstanbul’dan hareket etmiş, 20 Mart 1915’de Gelibolu’ya varmıştır. 21 Martta Gelibolu’dan hareket etmiş ve 22 Mart 1915 günü 19’uncu Tümen kurmay başkanlığı görevine başlamıştır.[6] 24-25 Mart tarihlerinde tümene bağlı alaylar ziyaret edilmiş, tümen sorumluluk sahasında keşifte bulunulmuştur. 26 Mart 1915 günü 19’uncu Tümene bir intikal yürüyüşü yaptırılmış, muharebe için gerekli her türlü hazırlıklar üzerinde durulmuştur. Türk tarafından harbe hazırlık devam ederken, diğer taraftan düşman uçaklarının Gelibolu yarımadasındaki keşif faaliyetleri de sürdürülmektedir. 30 Mart günü Kirte ve Kabatepe mıntıkasındaki arazi üzerinde incelemelerde bulunulmuş, alınan tertibat yerinde görülmüştür. Binbaşı İzzettin 31 Mart tarihli günlüğünde 5’nci Ordu komutanı Liman Paşa’nın, 3’üncü Kolordu komutanı Esat Paşa ile birlikte Maydos’a geldiğini, Müstahkem Mevki Komutanı Cevat Paşa, Sahil Müfettişi Usedom Paşa, Donanma Komutanı Merten Paşa, Anadolu tarafındaki Mürettep kolordu komutanı Weber Paşa olmak üzere bir araya geldiklerini, Almanların boğaz müdafaası konusunda bütün emir ve komutayı tamamen ellerine almak istediklerini ifade etmektedir.[7] 16 Nisan günü Boğaz’da Kepez önlerinde bir düşman denizaltısı batırılır, 3 subay ve 15 nefer esir edilir; 17 Nisan günü düşman uçaklarının Gelibolu yarımadası üzerinde bombalama faaliyetleri devam eder. Bu arada 19’uncu Tümen 19 Nisan günü sabah saat 7.00’den 12.00’ye kadar tatbikatla meşgul olmuştur. İzzettin Çalışlar notlarında düşman donanmasının Kabatepe önlerinde yoğun olarak bulunduğunu ve sabit balonlarla gözetleme faaliyetlerine devam ettiğini yazmaktadır.[8]


            İncelememize konu olan 19’uncu Tümen ceridesinde 25 Nisan 1915 tarihli kayıtlara geçmeden önceki birkaç gün içinde cereyan eden olayların neler olduğunun hatırlatılmasında yarar vardır. Ceridenin 23 Nisan 1915 tarihli sayfasında 19’uncu Fırka Komutanı tarafından 3’üncü Kolordu Komutanlığına gönderilen yazıda, öğle vakti saat 1.00 civarında düşmana ait beş uçaktan oluşan bir hava filosu tarafından Maydos’a (Eceabat) atılan bombalarla şehirde hasar meydana geldiği, kimi yerlerin yandığı, bölgede bulunan 72’nci Alay’dan üç şehit ve altı yaralı bulunduğu, ahaliden de 8 erkek ve 6 kadın ve kızın maktul, biri papas ve metropolit vekili olmak üzere 4 erkek ve 6 kadının yaralı bulunduğu bildirilmiştir. Düşman hava taarruzuna karşı Sahra Topçu İkinci Tabura bağlı Cebel Bataryasının silahla karşılık verdiği ve 21 mermi atıldığı, Beşinci Bölük nişancısı Hanefi oğlu Ahmet’in attığı merminin düşmanın bir uçağını yaraladığı ve beyaz bir duman bırakarak bölgeden uzaklaşmak zorunda kaldığı rapor edilmiştir.[9] Bahse konu düşman hava saldırısı 19’uncu Tümen komutanına ait Arıburnu Muharebeleri Tarihçesinde[10], ayrıca Kurmay başkanı Binbaşı İzzettin Bey’in günlüklerinde de 23 Nisan günü yapıldığına ve yukarıda belirtilen miktarda kayıplar olduğuna dair bilgiler yer almaktadır.[11]


            24 Nisan 1915 günü yani kara harekatının başlamasından bir gün önce 3’üncü Kolordu komutanı Esat Paşa denetlemelerde bulunmak üzere Maydos’a gelip yerinde incelemeler yapmış, 19’uncu Fırka komutanı da bundan dolayı Maydos’a gitmiştir. Esat Paşa aynı gün Maydos’tan Gelibolu’ya geri dönmüştür.[12]


Gelibolu yarımadası mevsimin bahar olması nedeniyle yeşile bürünmeye başlamıştı. İlkbahar yağmurları da genelde Nisan-Mayıs ayında bölgede etkisini göstermekte idi. Yarımadada poyraz rüzgarı hiç de eksik olmuyordu. Bugünlerde de poyraz etkisini biraz olsun göstermişti. 19’uncu Tümen ceridesinde 24 Nisan 1915 günü sabahı havanın kapalı ve bulutlu olduğuna dair bilgi yer almaktadır. Yarbay Mustafa Kemal, Maydos’tan 77’nci Alaya yazdığı emirde, alaydan bir taburun Turşun’da (kimi kayıtlarda Tursun) bulunan Bursa Seyyar Jandarma Taburu ile değiştirilmesini ve sahil gözetleme görevinin 77’nci alayın 3’üncü taburu tarafından yapılmasını istemiştir.[13] 77’nci Alaya bağlı 3’üncü Tabur komutanı Yüzbaşı Mehmet Fehmi tarafından saat 10.23’de yazılan yazıda taburunun gözetleme mıntıkasında görevini devraldığı belirtilmiştir. Yüzbaşı Mehmet Fehmi, Tümen komutanlığına Turşun’dan yazdığı yazıda Lama Tepe – Mestan Tepe – Kavak Tepe – Raca arasında telefon hattının tanzimi için iki üç telefoncu nefer gönderilmesini de ayrıca talep etmiştir.[14] Bu sırada kolordu komutanı Esat Paşa tarafından saat 10.00’dan (24 Nisan) önce gönderilen bir telgraf emrinde ise 5’inci Ağır Erzak Kolunun 19’uncu Tümenin emrinde olduğu, şimdilik geçici olarak 5’inci Ordunun menziline verildiği, işin bitiminde tekrar tümene devr olunacağı belirtiliyordu. Yine ayni günün tarihi bulunan bir başka emirde kolordunun seferi kadrosuna dair kaydın bir nüshasının 19’uncu tümene gönderildiği ifade ediliyordu.[15] 19’uncu Tümene bağlı birlikler, bir taraftan da arazide harp eğitimine devam ediyordu. Birlikler konuşlandıkları mıntıkada, her türlü muharebe eğitimini ve küçük çaplı manevraları icra etmekteydiler. Tümen 19 Nisan günü, 22 Nisan günü Uzun Hıdırlı-Sivli bölgesi arasında bir manevra yapmış, 25 Nisan günü de bir manevra yapılması konusunda planlar yapılmıştır.[16] Ancak 19’uncu Tümen Komutanlığınca 57’nci, 72’nci ve 77’nci Alaylar için planlanan bu son manevranın, kararlaştırılan o gün planlandığı yerde değil de, gerçek muharebe sahasında olacağını kimse tahayyül bile edememişti.


24/25 Nisan 1915 gecesi Mondros limanında demirli müttefik donanmasında da bir hareketlilik vardı. Limanda demirli gemiler harekete hazır hale getirildi. Anzak Kolordusu komutanı General Birdwood, askerlere hitaben etkili bir konuşma yaptıktan sonra gemiler hareket etti. Askerler son kez silah ve techizat kontrolü yaptılar. Her askere 200 mermi, iki günlük demirbaş erzak, istihkam malzemesi, yedek 300 mermi, yedi günlük konserve, bisküvi vb. yiyecek verilmesi planlanmıştı. Gemiler kıyıya 4-5 mil yaklaştıktan sonra yani gece yarısından sonra bulundukları yere Kabatepe-Arıburnu yarlarının hizasında demir attılar; kayık, filika ve sandallarla askerler kıyıya çıkarılacaktı. Sessizlik çok önemliydi.


Gelibolu yarımadası da o gece son derece sakindi. Ayışığı denizde yer yer yakamozlar oluşturuyordu. Arıburnu ve Anafartalara uzanan yaklaşık 4 km.lik hat, 9’uncu Tümene bağlı 27’nci Alayın 2’nci Taburunun Yüzbaşı Faik komutasında bulunan 4’üncü Bölüğünün (kimi kaynaklarda 8’inci Bölük diye geçmektedir)[17] sorumluluğunda idi. Tabur Komutanı Binbaşı İsmet Bey’di. 4’üncü Bölüğün 1’inci Takımı Mülazım-ı sani (Asteğmen) İbradılı İbrahim Hayrettin Komutasında Balıkçı Damları civarındaki siperlerde Ağıldere-Azmakdere hattında, 2’nci Takımı Mülazım-ı sani Muharrem komutasında Arıburnu’na bitişik Haintepe siperlerinde Anzak koyu ile Çakaldere’ye uzanan hatta, 3’üncü Takım komutanı Gelibolulu Başçavuş Süleyman’dır. Başçavuş Süleyman bölüğün ihtiyatını oluşturmakta ve Boyun noktasında bulunmakta idi. Yüzbaşı Faik de Boyun noktasında ihtiyat takımının bulunduğu yerde idi.[18] Gece saat 03.00’den sonra Arıburnu yarları önünde (Anzak Koyu) kıyıya çıkan ilk birlikleri Yüzbaşı Faik’e bağlı bölüğün takımları ateşle karşıladı. Ancak, kıyıya çıkarma yapanların sayısı o kadar çoktu ki, sayıca 60-70 kişilik takımlarla bunlara karşı durmak çok zordu. İlk çıkan Anzak birlikleri Balıkçı Damları, Korku deresi ve Hain Tepe bölgesinde bulunan takımlar tarafından karşılandı. 2’nci Taburun 4’üncü Bölüğüne bağlı kahramanlar bunlarla gün ışıyana kadar yılmadan Korku deresi, Hain Tepe, Balıkçı damları bölgesinden piyade tüfekleri ve mantelli topla mukavemet etmeye gayret ettiler.[19] Bir yandan telefonla sıralı amirlerine (tabur, alay ve tümen komutanına) bilgi veren Yüzbaşı Faik’in ihtiyat kuvvet talebi tabur tarafından yerine getirilmeye çalışıldı. Sabahın alacakaranlığında devam eden muharebelerde Bölük komutanı Yüzbaşı Faik Efendi yaralandı. Sabah saat 5.00’den sonra 27’nci Alay Komutanı Yarbay Mehmet Şefik (Aker) emri altındaki kuvvetlerle Kocadere’den Arıburnu-Kabatepe istikametinde (3,5 km.lik mesafedir) harekete geçti.[20] 27’nci Alay Komutanı Yarbay Mehmet Şefik Bey’e göre, 4.000 civarındaki ilk ihraç birliğinin karşısında alaya bağlı 2’nci Taburun 4’üncü Bölüğünün yalnız 2’nci ve 3’üncü Takımlarıyla azami 160 kişilik bir kuvvetle karşı konulmuş, bu kahraman takımların hareketi Anzak kuvvetlerinin ilerleyişini bir nebze olsun durdurmuştur. 4’üncü Bölüğün bu kahramanca savunması düşmanı şaşırtmış, Conkbayırı ile buradan Kabatepe’ye inen Topçularsırtı yüksek hattını güneş doğmazdan evvel tutmaktan ibaret olan başlıca vazifelerini yapmak için sür’atle ilerlemekten çekinmişler, bu durum Türk ihtiyat birliklerinin zaman kazanmasına sebep olmuştur.[21] 27’nci Alay komutanının ifadesine göre, düşman eğer ihrac esnasında hata işlememiş olsaydı saat 05.00’e kadar çıkan 4000 neferle saat 06.00-07.00 arası çıkan ikinci 4000 kişilik kuvvet, ilk Türk mevzilerini işgal ederek daha ilk günden buralara yerleşebilirdi. Saat 07.00’den 09.00’a kadar da 2000 kişinin daha karaya çıktığı kabul edilirse, iki Türk taburunun karşısında toplam 10.000 kişilik bir düşman kuvveti bulunuyordu.[22]


            Bu gelişmeler olurken 25 Nisan 1915 Pazar günü sabaha karşı saat 05.30’da Maydos’tan 9’uncu Tümen Komutanı Miralay (Albay) Halil Sami Bey’den[23] 19’uncu Tümen Komutanına gönderilen yazıda düşmanın Arıburnu ile Kabatepe arasında bir çok harp ve nakliye gemileriyle kıyıya yaklaştığı ve ihraca başladığına dair haber alındığı tebliğ ediliyordu. Yine aynı saatlerde 19’uncu Tümene bağlı 77’nci Alay Komutanının Maltepe’den önce Tümen Kurmay Başkanı Binbaşı İzzettin’e telefonla, daha sonra da Tümene yazıyla gönderdiği bir raporda Kabatepe’nin sağ ve solunda bulunan düşman donanmasının bombardımanı ile piyade ateşinin işitilmekte olduğu belirtiliyordu.[24] Ancak bu her iki yazının sol tarafından muhtemelen 19’uncu Tümen komutanına ait olduğu düşünülen “bunu almadım” ifadesi kayıtlıdır.[25] 27’nci Alay komutanı Yarbay Mehmet Şefik’in eserinde bu konuya açıklık getirilmiş, 19’uncu Tümen Komutanının 57’nci Alayla birlikte Conkbayırı’na hareket ettiği ve bu yüzden bu raporun kendisine ulaşmadığı ifade edilmektedir.[26] Saat sabah 6.10’dan evvel Maydos’tan 9’uncu Tümen Komutanı Albay Halil Sami Bey tarafından 19’uncu tümen komutanlığına gönderilen raporda, 9’uncu Tümenin Kabatepe’deki tabur komutanlığından alınan bilgiye göre düşmanın Arıburnu sırtlarından Kabatepe’nin gerilerindeki sırtları sarmakta olduğu bildiriliyor, en yakında bulunması hasebiyle 19’uncu Tümene bağlı Maltepe’deki kuvvetlerden bir taburun Kabatepe’nin kuzeyindeki Arıburnu’na karşı olan sırtlara acele olarak sevk edilerek sonucun bildirilmesi isteniyordu.[27] Ceridedeki kayda göre Mustafa Kemal bu raporun kendisine saat 6.30’da ulaştığını belirtmektedir.[28] Zaten bir önceki gün geniş çaplı bir manevra icrasına yönelik planları bulunan 57’nci Alay, böyle bir yardım talebi üzerine, sabah erkenden kaldırılmış kısa sürede ikmalini tamamlayıp harekete hazır hale getirilmiştir. Bu arada Gelibolu’da 3’üncü Kolordu Komutanı Esat Paşa’ya ulaşılmaya çalışılmış ancak Gelibolu ile telefon irtibatı kurulamamıştır. Bunun üzerine Yarbay Mustafa Kemal, bütün sorumluluğu üzerine almış ve 57’nci Alayı bizzat kendi inisiyatifini kullanarak harekete geçirmiştir.


            Ceridenin 3 ag sayfasında bulunan 1/25.000 ölçekli harita 25 Nisan 1915 tarihinde cereyan eden Arıburnu muharebesinde Türk tarafından 27’nci ve 57’nci Alaylar ile düşman tarafının ilerleme ve ric’at istikametlerini göstermekte ve 3 ah sayfası ise Eceabat ve Kilya koyunu ve bölgedeki askeri tertiplenmeyi gözler önüne sermektedir. 3 aha sayfasında da 24 Nisan akşamı ve 25 Nisan 1915 sabahı 19’uncu Tümenin düşmanın ihrac harekatı karşısındaki askeri vaziyeti açıklanmaktadır. Bu haritada ayrıca 57’nci Alay ve Cebel bataryasının ileri yürüyüşü[29], 72’nci ve 77’nci Alayın 25 Nisan günü öğleyin Kocadere (Kurucadere) şarkına yaklaşması gösterilmektedir.[30]


            Ceridenin 3 ai sayfasında ise, 19’uncu Tümen’in Nisan 1915 tarihli ayrıntılı genel kuvve cetveli yer almaktadır. Bu cetvelde tümene bağlı birliklerin ayrıntılı olarak personel, silah ve cephane durumu verilmektedir. Bu bilgilere göre 57’nci Alayda 49 subay, 3.638 nefer, 3.000 tüfek, 4 makineli tüfek, 572 sandık piyade cephanesi ile 830 el humbarası (bomba) bulunmaktadır. 72’nci Alayda 62 subay, 3.505 nefer, 3.000 tüfek, 4 makineli tüfek, 525 sandık piyade cephanesi, 780 el humbarası mevcuttur. 77’nci alayda 65 subay, 3.363 nefer, 3.000 tüfek, 525 sandık piyade cephanesi, 780 el humbarası yer almaktadır. 19’uncu Tümen emrinde bulunan 4’üncü Süvari Alayı 5’inci Bölükte 3 subay, 115 nefer, 86 filinta, 7 sandık piyade cephanesi; 39’uncu Topçu Alayı Talia Mantelli Bataryasında 3 subay, 241 nefer, 8 mantelli top, 2.157 topçu şarapneli (mermi); 39’unc Topçu Alayı 2’nci Sahra Taburunda 11 subay, 566 nefer, 58 filinta, 8 krup top; 39’uncu Topçu alayı 3’ncü Cebel Taburunda 10 subay, 575 nefer, 58 filinta, 4 seri cebel kurup topu, 3 sandık piyade cephanesi, 2.282 topçu şarapneli, 759 dane (mermi); İstihkam 3’üncü Tabur 4’üncü Bölükte 4 subay, 388 nefer, 250 tüfek, 37 sandık piyade cephanesi bulunmaktadır. Ayrıca 19’uncu Tümen Sıhhıye Bölüğünde 4 subay (tabip), 225 sıhhıye neferi; 5’inci Seyyar Hastahanede 7 subay (tabip), 80 sıhhıye neferi, Cephane kollarında 7 subay, 385 nefer, 121 vinçestır marka tüfek, Erzak kolunda 4 subay, 183 nefer, 63 muaddel martini, tüfek başına 120 mermi; Ekmekçi takımında bir subay, 111 nefer; Tümen karargahında ise 19 subay, 101 nefer, 15 filinta, 30 muaddel martini tüfer, 3 sandık piyade cephanesi mevcuttur. Bu tablonun geneline bakıldığında 25 Nisan 1915’de başlayan kara muharebelerine 19 Tümen, 249 subay, 13.476 nefer, 9.547 tüfek, 8 makineli tüfek, çeşitli çapta 20 top, 1669 sandık piyade cephanesi, 4.439 topçu şarapneli, 759 dane, 2.490 el humbarası ile girmiştir.[31] Nefer sayısıyla kıyaslandığında özellikle tüfek sayısında, ağır silahların sayısında eksiklikler göze çarpmaktadır. Bu da 19’uncu Tümenin bir ihtiyat tümeni olarak teşkil edilmesinden kaynaklanmaktadır. Ceridenin bir sonraki sayfasında ise 19’uncu Tümen teşkilatının kroki halinde kuruluşuna dair ayrıntılı bilgiler bulunmaktadır.


            25 Nisan 1915 sabahı saat 7.30’dan evvel 19’uncu Tümen yaveri tarafından 27’nci Alay komutanlığına hitaben yazılan bir yazıda alayın harekete geçmek üzere hazırlanması ve alay komutanının emir almak üzere hemen tümen komutanı nezdine gelmesi isteniyordu. Ayrıca bu emrin bütün ast birlik komutanlarına iletilmesi talep ediliyordu. Öte yandan saat 7.55 ‘ de 27’nci Alay Komutanı Yarbay Mehmet Şefik tarafından 9’uncu Tümen Komutanlığına hitaben yazılan yazıda ise düşmanın Arıburnu sırtlarını işgal ettiği, kendisinin Arıburnu ve Kocadere sırtlarından taarruza başlayacağı, Kocaçimen’in çok seri bir şekilde 19’uncu Tümen tarafından tutulması gerektiği belirtiliyordu.[32] 9’uncu Tümen Komutanlığına yazılan ve oradan da 19’uncu Tümene gönderilmiş olan bu raporu Mustafa Kemal ceridede görmediğine dair bir not yazmıştır.


            Kabatepe istikametinde görevli iki numaralı zabit keşif kolundan İhtiyat Zabit Vekili Hasan Raşit tarafından saat 7.30’da 19’uncu Tümene gönderilen raporda; düşmanın Ağıldere ve Arıburnu cihetinde ciddi ihraçta bulunduğu, pek çok nakliye gemisi ile beş kruvazör görüldüğü, Kabatepe’nin 27’nci Alayın 2’nci Taburu tarafından işgal edildiği, Kocaçimen dağı üzerinde düşman ile muharebe edildiği belirtilmektedir.[33] Bu sırada aynı saatte Kocadere sırtlarından Süvari Mülazımı Mehmet Salih’den gelen raporda ise düşmanın Arıburnu’nu işgal ettiği, Kocadere’ye yakın sırtların da işgal edildiği, düşmanın şimdilik ilerlemediği, ancak büyük ihtimalle müsait olan arazi vaziyetine göre Kabatepe’deki kuvvetini emniyete almak için tedbirli hareket ettiği, miktarının belli olmadığı ifade edilmektedir.[34]


            19’uncu Tümen Komutanı Kurmay Yarbay Mustafa Kemal, Bigalı’daki karargahından saat 7.15’de aşağıdaki tümen emrini yayımlamıştır:


“1. Düşmanın Arıburnu civarında çıkarma harekâtı diğer noktalardaki faaliyetlerinden daha ciddidir.


2. Süvari Bölüğü, 57’nci Alay ve Cebel (dağ) bataryası ve bir Sıhhiye müfrezesi Kocadere batısındaki sırtlara hareket edecektir.


3. Tümenin tamamına yakını ordugâhlarında harekete hazır bir halde bulunacaklardır.


4. Ben başlangıçta düşmana karşı harekete geçen müfreze ile beraber bulunacağım. Gerekirse asıl ordu (tümen) bölgesine geri döneceğim.


5. Tümen karargâhında kalan tümen kurmay başkanı ile irtibatta bulununuz.


6. Karargâh Bigalı köyünün doğusunda ve değirmenin yanındaki sırttadır.”[35]


57’nci Alay Komutanı Hüseyin Avni Bey “Arıburnu Meydan Muharebesini Hâki Takriri”nde; “Nisanın 12’nci Pazar günü saat 7.30 evvelde düşmanın Arıburnu’na asker ihrac etmesi üzerine fırkadan alayın hazırlanması için emir verildi. Zaten düşmanın böyle bir cür’etine her zaman amade bulunan zabitan ve efrad bu haber üzerine derhal silahlarına sarılmış, kumandanlarının vereceği emre sabırsızlıkla muntazır idi.”[36] şeklinde bir not düşmüştür.


Öte yandan saat 8.00’de Kilye’nin kuzeydoğusundaki Lamberd Çiftliğinden Sıhhıye Bölük Komutanı Mülazım Mehmet Mahzar tarafından gönderilen raporda Arıburnuna çıkan düşmanın orada bulunan tümen topçularını esir aldığı, bölgede ihtiyat birliği bulunmadığı, oradan gelen bir zabit ve 3-4 neferle bir yaralı neferin ifadesinden bunların öğrenildiği belirtiliyordu. Tümen komutanı ise bu raporun yanına almadık şeklinde notunu yazmıştır. Bu sırada iki numaralı zabit keşif kolundan İhtiyat Zabit Namzedi Hasan Raşid’in saat 8.00’den önce gönderdiği bir raporda Kabatepe burununa sokulan bir zırhlı ile civarda yer alan bir kruvazörden başka düşman gemisi görülmediği, açıklarda ise üç düşman gemisinin görüldüğü, muharebe eden birliğe 27’nci alaydan imdad ve cephane geldiği belirtilmektedir. Saat 8.00’den önce 19’uncu Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal Gelibolu’da bulunan 3’üncü Kolordu komutanı Esat Paşa’ya hitaben yazdığı yazıda “Kabatepe ile Arıburnu arasına çıktığı haber verilen düşmanın cinsi ve miktarı hakkında henüz bir malumat alınamadığı, Süvari bölüğünün keşif için Kocadere’nin garp sırtlarına gönderildiği, düşmanın Kocadere’nin garbındaki sırtları işgaline meydan vermemek maksadıyla 57’nci Alay ve bir cebel bataryasının hemen şimdi Kocadere’nin garp sırtlarına gönderildiği, düşmanın kuvvet ve vaziyetini anlamak ve ona göre gerekli taarruz tedbirlerini almak üzere tümen karargâhında tümen kurmay başkanını bırakarak bizzat araya muharebe sahasına hareket edeceğini, muharebe hattında tümenin büyük bölümünün kullanılması icab ederse gelişmelere göre derhal tümenin başına geçeceğini” belirtiyordu. 57’nci Alay ile birlikte cebel bataryası ve baştabip ile yaveri de yanında olduğu halde Yarbay Mustafa Kemal birlikleri saat 8.10’da Bigalı deresi boyunca giden yol üzerinden yürüyüşe geçirerek Matik deresini aşarak Kocaçimen Tepesi istikametinde hareket etmiştir. Tepeye çıkan bir yol olmadığından fundalıklar arasında yer alan patika ve keçiyolları takip edilerek birliklerin Kocaçimen tepeye ulaştırılması sağlanmıştır. 57’nci Alay saat 10.00 civarında Abdal Geçidinden Kocaçimen Tepe’ye oradan da Conkbayırı’na ulaştı.[37] 57’nci Alay Komutanı Hüseyin Avni 12 Nisan tarihli muharebe takririnde gelişmeleri şöyle not etmiştir: “Saat 7.39 evvelde umumi bir sevinçle Bigalı deresi vadisini şimale (kuzey) doğru takip etmek üzere hareket edildi. Alayın 2’nci Taburu pişdar(öncü) idi. Uç pişdardan 200 metre ileride yürüyecek. Kısm-ı külli (çoğunluk) başta, cebel bataryası, sonra 1’inci Tabur. onun gerisinde 3’üncü Tabur yürüyecek. Muharebe ağırlıkları taburlarını takip edecek, büyük ağırlıklar Bigalı’da terk edilecekti. Ben pişdarda bulunacağım. Hareket edildi. Alayın hareketiyle beraber Fırka Kumandanı da alayın ilerisinde idi. Yolda tesadüf edilen bir düşman tayyaresi semtü’r-re’simizde (üstümüzde) uçuyor, alayın harekâtını görmek istiyordu. Kısm-ı külliden ateşle tard edilerek def edildi. Güneşin oldukça harareti altında bir an evvel Kocaçimen’e yetişmek, düşmanı pâk vatanımızdan bir an evvel tard etmek azm-i kat’isiyle mola verilmeden Kocaçimen’e vasıl olunmuş(tu)….Takriben saat 10.00 evvelde Uç Kurt Geçidine muvasalatında sabırsızlıkla uçtan ileriye atılan Fırka Kumandanı Conkbayırına muvasalat etmiş, düşman dahi mezkur bayırın cenubunda 261 rakımlı tepeye vasıl olmuştur.”[38]  Tümen kurmay başkanı İzzettin’in yıllar sonra yazdığı hatıratına göre, 57’nci Piyade Alayı ile birlikte bütün 19’uncu Tümen aynı saatte Arıburnu’na hareket etmiş olsaydı düşmana sayıca üstün bir kuvvetle mukabele edilebilecek ve düşmanın Arıburnu’na yerleşmesi engellenebilecekti.[39]


            19’uncu Tümenin Süvari bölüğünden Kocadere’nin 3 km. kadar batı sırtlarında keşif görevinde bulunan Mülazım Rasim tarafından saat 8.10’da 19’uncu Tümene gönderilen raporda ise düşmanın Arıburnunu işgal ettiği, piyadelerimizin düşmanla şiddetli bir muharebeye tutuştukları, 27’nci Alaydan Arıburnunda yaralanan Piyade Yüzbaşı Faik Efendinin ifadesine göre düşmanın Kocaçimen tepeyi ele geçirmek üzere oraya sarkmaya çalıştığı, Arıburnunda muharebe eden düşman birliğinin tahminen bir bölük seviyesinde bulunduğu, ayrıca düşmanın Arıburnu üzerinde bir gözetleme balonunun yer aldığı ifade ediliyordu. Bu sırada 77’nci Alay Komutanı Binbaşı Saip’in 19’uncu Tümene saat 8.40’da gönderdiği raporda ise 27’nci Alaydan 8’nci Bölük komutanı Yüzbaşı Faik’in yaralı olarak geldiği ve tedavisinin yapıldığı, düşmanın Kocaçimen dağlarına doğru ilerlemek istediği, üç taburluk bir kuvveti karaya ihraç ettiğine dair bilgi alındığı belirtiliyordu. Saat 9.30’da Arıburnunun bir kilometre gerisindeki avcı hattından gözetlemede bulunan Mülazım Rasim’in tümene gönderdiği raporda ise düşmanın bir makineli tüfeğinin karaya çıkarıldığı ve piyadelerimize ateş açtığı, Kocaçimen istikametinde harekete geçen düşmanın 3 bölük seviyesinde olduğu ifade ediliyordu.  Bütün bu bilgilerden hareketle 19’uncu Tümen komutanı tarafından saat 9.15’de Gelibolu’da 3’üncü Kolurdu komutanlığına hitaben bir rapor gönderilmiştir. Bu raporda; 27’nci alay 8’nci bölük komutanı Yüzbaşı Faik’in yaralandığı ve Maltepe’de tedavisinin yapıldığı, onun ifadesine dayanarak düşmanın Kocaçimen dağlarına doğru ilerlemek istediği, karaya üç taburluk bir kuvvet çıkardığı, Anafartalarda bulunan Necati Efendi’nin Turşun’dan verdiği bilgiye göre Anafartalar tarafında düşmanın 60 kadar büyük nakliye gemisinin, 20 kadar torpidobot ve 10 kadar kruvazörünün bulunduğu, Tümen süvarisinden Kabatepe’ye gönderilen keşif kolundan saat 7.30 itibariyle alınan bilgilere göre düşmanın Ağıldere-Arıburnu hattında ciddi ihraçta bulunduğu, Kabatepenin şimdilik 27’nci alayın 2’nci taburu tarafından tutulduğu, Kocaçimen dağında düşman ile muharebe edildiği bilgileri yer almaktadır. Bu emrin devamında saat 9.50’de kolorduda telefoncu Sadullah’a yazdırıldı ifadesi bulunmaktadır.[40] 57’nci Alay ile birlikte Kocaçimen Tepe’ye ulaştıktan sonra oradan Conkbayırı’na gelen Yarbay Mustafa Kemal 261 rakımlı tepeden araziyi keşfe çalışırken, 27’nci Alaydan cephanesi biten bir müfrezinin geri çekilmekte olduğunu görmüş ve o meşhur “cephaneniz yoksa süngünüz var, süngü tak arş ileri!” emrini vermiş ve ardından dünya harp tarihine geçen o meşhur “Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum” veciz sözünü söylemiştir.[41] Olaya şahit olup bunu Arıburnu Meydan Muharebesi Raporuna yazan 57’nci Alay Komutanı Hüseyin Avni Bey, Tümen komutanının o sırada meşhur düşmandan kaçılmayacağını ve süngü ile karşılık verilmesi emrini verdiğini belirtir.[42]


            Bu sırada Kocaçimen Tepe’de bulunan 9’uncu Tümen Zabit Keşif kolundan Süvari Mülazım-ı evveli Mehmet Salih tarafından 19’uncu Tümen komutanlığına gönderilen raporda düşman piyadesinin ihracının devam ettiği, topçunun mevcudunu gösteren bir bulguya henüz ulaşılmadığı ifade ediliyordu. 27’nci Alay komutanının yazdıklarında karaya ihrac edilen düşman askeri sayısının 10.000 kişiyi geçtiği belirtilmektedir.[43] Saat 10.30’da 19’uncu Tümen kurmay başkanı Kurmay Binbaşı İzzettin tarafından 3’üncü kolorduya gönderilen raporda düşman makineli tüfeğinin Arıburnuna çıkartıldığı ve piyadelerimize ateşe başladığı Kocaçimen’e ihraca teşebbüs eden düşmanın üç bölük kadar olduğu belirtiliyordu. Saat 10.30’da Kocaçimen tepeden 9’uncu  Tümen’e, tümenin keşif kolundan Mülazım-ı evvel Mehmet Salih tarafından yazılan raporda, 19’uncu Tümen komutanı da dahil bir piyade alayı ve bir cebel bataryasının şimdi Kocaçimen tepeye ulaştığı, Yarbay Mustafa Kemal’in düşmanın sol tarafına taarruz edeceğini bizzat kendisine söylediği, bu durumu 27’nci alay komutanına bilgi olarak ulaştırdığı belirtiliyordu. Yarbay Mustafa Kemal, saat 10.24’den önce 3’üncü Kolordu komutanlığına ve Arıburnu kuzeyindeki kuvvetlere hitaben yazdığı raporda; düşmanın karaya çıkmış bulunan piyadesinin Arıburnu ile Kabatepe arasında bir buçuk kilometre kadar bir cephedeki sırtları işgal ettiği, 27’nci Alayın düşmana doğu cephesinden 800 metre mesafeden, kendisinin de daha sol cenahtan 600 metre mesafeden taarruza başladığını belirtiyordu. Ayrıca düşman kuvvetinin tahminen bir piyade alayı seviyesinde olabileceği ifade ediliyordu. Bir saat kadar süren muharebenin ardından düşmanın sol cenahından 261 rakımlı tepeye kadar ilerlemiş olan birlikleri geri çekilmeye mecbur edilmiştir. 57’nci Alay bu sırada şiddetle düşmanı takibe koyulmuştur.[44] Bu öylesine şiddetli bir taarruz harekatıdır ki, bütün alay efradı o gün şehit olmayı arzu edercesine muharebeye atılmışlar ve düşmanı bölgeden uzaklaştırmışlardır.[45] 19’uncu tümen Ceridesinde ise tümen kurmay başkanı Binbaşı İzzettin Bey’e hitaben yazılan emirde, 72’nci Alayın Maltepe’ye yaklaşması, Sıhhiye Bölüğünün tamamının Kocadere’ye gelmesi, 77’nci Alayın da Kocadere’nin doğusuna yaklaşması isteniyordu.[46]


            Yarbay Mustafa Kemal, saat 10.40’da tümen kurmay başkanına yazdığı emirde, sıhhıye bölüğünün bütün vasıtalarıyla Kocadere köyünün içerisinde esas sıhhiye sargı yeri tesis etmesini, sedyecilerle katırcıların da malzeme ve timarıyla birlikte 57’nci Alay bölgesine intikalini istemiştir. Bu sırada Tursun’da bulunan 3’ncü tabur komutanı Yüzbaşı Fehmi’den gelen raporda, Ziyatepe ilerisinde 25 parça gemiden ibaret bir düşman donanmasının bulunduğu bunların Kabatepe istikametini bombaladıkları belirtilmektedir. Saat 11.15’den önce Avcı hattı ilerisinde keşif kolunda bulunan 19’uncu Tümen emir subayı M. Kazım tarafından gönderilen raporda ise düşman avcı hattının uzunluğuna göre kuvvetinin bir tugay seviyesinde olduğunun tahmin edildiği, bizim avcı hatları karşısında bulunan düşmanın perişan bir şekilde geriye kaçmakta olduğunun görüldüğü, keşfe gelen dört neferden birinin şehit düştüğü bildiriliyordu. 27’nci Alay Komutanı Yarbay Mehmet Şefik’in saat 11.20’den önce 19’uncu Tümen Komutanlığına gönderdiği raporda ise düşmanın Kabatepe’nin 2.000 metre kuzeyinden itibaren Ağıldere batısındaki sırtlara kadar tahminen 1.500-2.000 metre cepheyi işgal ettiği, Arıburnu sırtlarına iki taburla taarruz edildiği, Avcı kollarının bu sırtlara en yakın yerlere kadar ilerledikleri, taarruzun müştereken icrası için 19’uncu tümenin de ilerlemesi istenmektedir.[47] 57’nci Alay Komutanı Hüseyin Avni Bey ise raporunda; “2’nci Tabur 11.30’dan evvel iki bölüğüyle arslanlar gibi düşmana ilerledi. 1’inci Tabur onu soldan takip etti. Alayın yakıcı ateşine dayanamayan düşman geriye çekildi”[48]” ifadelerini kaydetmektedir. 


            19’uncu Tümen Komutanı tarafından saat 11.50’de telefonla Üçüncü Kolordu’ya yazdırılan raporda, düşman kuvvetinin iki alaydan fazla olduğu, taarruz edilen bölgedeki düşmanın perişan bir şekilde kaçmakta olduğu, tümenin büyük bölümünün Kocadere’ye yaklaştırıldığı, gerekirse kullanılacağı, ancak taarruza devam edildiği, düşmanın tam ihraç noktasının ateş altına alındığı, fakat düşmanın 18 gemiyle asker ihracına mavnalar ve kayıkların desteğiyle devam ettiği ifade ediliyordu. 19’uncu Tümen kurmay başkanı Binbaşı İzzettin imzasıyla saat 12.00’de Bigalı köyünden telefonla yazdırılan tümen emrinde; düşmanın karaya çıkmış bulunan piyadesinin Arıburnu ile Kabatepe arasında bir buçuk kilometre kadar bir cephedeki sırtları işgal ettiği, 27’nci Alayın düşmanı doğu cephesinde 800 metre mesafeden takip ettiği, 57’nci Alayın tamamen sol cenahında tümen komutanının kumandası altında 600 metre mesafeden taarruza başladığı, yalnız piyadeden ibaret olan düşmanın bir alay tahmin edildiği, 77’nci Alayın şimdi Kocadere doğusuna yaklaşacağı, 72’nci Alayın da Maltepe’ye yaklaşacağı, Sıhhiye bölüğünün ise Kocadere’ye gideceği belirtiliyordu. Bu sırada asıl muharebe hattında bulunan tümen komutanı, Arıburnunun 600 metre kuzeyindeki sırtlardan yazdırdığı telefon emrinde muharebe hattına mekkareli piyade kolu tarafından cephane gönderilmesini istemiştir.[49]


            Öğle vakti saat 12.00’de Mestantepe’den 77’nci Alayın 3’üncü Tabur komutanı Yüzbaşı Fehmi tarafından gönderilen raporda, Arıburnu ile Ağıldere, Küçükkemikli sahilinde 7 zırhlı, 1 dretnot, 5 torpidobot, 19 nakliye gemisi, 6 duba, 15 sandal, 4 küçük römorkorun mevcut bulunduğu, zırhlıların Arıburnu-Kabatepe istikametine aralıklarla atış yaptıkları; duba ve sandallarla da Ziyatepe-Arıburnu arasına yaklaşmakta oldukları, Kabatepe ile Arıburnu ve Çimen dağı taraflarına fasılalı ve zaman zaman yoğun piyade ateşine tuttukları ifade edilmektedir. Bu arada sol cenahtaki 27’nci Alayla irtibat kurulduğu da belirtilmektedir. Bu sırada Maltepe’den Mülhak Mülazım Hayri’den alınan bilgiye göre, Seddülbahir bölgesinden de şiddetli top sesleri işitilmektedir. 9’uncu Tümene mensup 27’nci Alayın 7’nci bölüğü Arıburnu’na çıkan düşman piyadesine karşı mukavemete edemeyerek geri çekilmiş, topları da orada bırakmışlardır.[50]


            Kabatepe istikametine çıkarılan iki numaralı zabit keşif kolunun Kabatepe kuzeyindeki Pırnallık düzlüğünden saat öğle vakti 12.00’de Zabit namzedi Hasan Reşit tarafından 19’uncu Tümene yazılan raporda, Arıburnu doğusundaki sırtlardan düşman piyadesinin inmekte olduğu ve bunların siyah elbiselerinin açık bir şekilde görüldüğü, ilerleyen düşmanın karşısında yalnızca bir manga asker bulunduğu, düşmanın Kabatepe’deki piyade siperlerinin zırhlılarıyla bombardımana tuttuğu, Arıburnu’nun kuzey sırtlarından bizim askerlerimizin de top ve mitralyöz ateşi açtıkları, Kabatepe’nin güney kesiminde çıkarma harekatına teşebbüs edilmediği, dört direkli bir düşman kruvazörünün Arıburnu-Kabatepe arasında uzanan sahil kesimini ateş altına aldığı ifade ediliyordu. Aynı saatta (12.00) Kocadere’nin kuzey sırtlarından Yüzbaşı Cemil tarafından 19’uncu Tümene yazılan raporda ise düşmanın Suvla limanının güneyinde 15 nakliye gemisiyle 1 uçak gemisi ve 4 zırhlısının bulunduğu, ancak limana şimdilik asker ihracı yapılmadığı, cebel topçusunun Kocadere kuzeyindeki sırtlardan harbe devam ettiği, Süvari bölüğünün de topçunun sağ tarafından bulunduğu belirtiliyordu. Bu gelişmeler olurken 19’uncu Tümen komutanı Yarbay Mustafa Kemal, 72’nci Alay komutanına saat 12.00’de yazdığı emirde bulunduğu bölgede bir gözetleme postası ile birlikte topçuları bırakarak 57’nci alayın gerisine gelmesini emretmiştir.[51]


            Yarbay Mustafa Kemal, öğleye doğru Conkbayırı’ndan Kocadere üzerine hareket etmiştir. Saat 12.30’da Kocadere köyünün batı yönünde 77’nci Alay komutanı Binbaşı Saip Bey’e rastlamıştır. Kendisine sözlü olarak Kumtepe’ye düşmanın çıkarma yaptığına dair haber alındığını söyledikten sonra oraya asker sevk etmesini emretmiştir. Bu alaya görev verildikten sonra 72’nci alaya bir an önce ulaşmak üzere atıyla dörtnala Maltepe’ye hareket etmiştir. Öğleden sonra saat 1.00 sularında Maltepe’de 3’üncü Kolordu Komutanı Esat Paşa ile buluşmuştur. Mustafa Kemal Esat Paşa ile kısaca durum değerlendirmesinde bulunduktan sonra Esat Paşa’nın vermiş olduğu 9’uncu Tümen komutanlığının raporunu okumuştur. Rapor aynı zamanda 19’uncu Tümen komutanlığına hitaben de yazılmıştır. Ancak, Mustafa Kemal’e göre bu rapordaki bilgiler doğru değildir. Düşmanın Kumtepe’ye çıkarma yaptığı haberi yanlıştır.[52] 9’uncu Tümen Komutanı Albay Halil Sami tarafından saat 12.15’de 3’üncü Kolordu Komutanlığı ve 19’uncu Tümen Komutanlığına hitaben yazılan raporda, düşmanın Seddülbahir ve Tekke koyu taraflarından ihraca devam ettiği, Zığındere tarafına tahminen bir alay kuvvet çıkardığı ve Kirte’ye yaklaştığı hususunda 26’ncı Alay Komutanlığından bilgi alındığı belirtilmektedir. Elinde hiç ihtayat birliği kalmadığını ifade eden 9’uncu Tümen Komutanı Halil Sami Bey 25’nci alayla birlikte bütün kuvvetiyle Kirte’ye hareket ettiğini ifade ettikten sonra 19’uncu Tümen Komutanından kendi cephe gerisine bir alay göndermesini rica etmiştir. Halil Sami Bey ayrıca Kabatepe ve Kumtepe mıntıkasındaki cephe hattında bulunan 9’uncu Tümene ait birliklerin de 19’uncu Tümenden gönderilecek bir alay tarafından desteklenmesini, kendisi Kirte’de bulunduğu müddetçe Kabatepe ve Kumtepe mıntıkasındaki birliklere 19’uncu Tümen komutanlığınca komuta edilmesini talep etmiştir.[53] Bu sırada 72’nci Alay Komutanı Binbaşı Saip’ten gelen raporlara göre düşmanın Kumtepe’ye çıktığı haberi asılsızdır. 19’uncu Tümen Komutanı 57’nci Alayla 27’nci Alayın birlikte tüm kuvvetiyle çekilmeye başlayan düşmana taarruza devam etmesini istemiştir.[54]


            Saat 12.20’de Avcı hattında bulunan İrtibat Zabiti M. Kazım’dan gelen raporda düşmanın Kocaçimen dağına ulaşan avcılarının geri kaçmaya başladıkları, düşmanın dağı devamlı bombaladığı ve bizim avcı hatlarının 500 metre kadar gerilerine top mermileri düştüğü belirtilmektedir. Saat 12.40’da 77’nci Alay 3’üncü Tabur Komutanı Yüzbaşı Fehmi tarafından Mestantepe’den tümen komutanlığına hitaben gönderilen raporda ise Arıburnu ve Kabatepe arasında düşmanın asker ihracına başladığı, 72’nci Alayın muharebeye devam ettiği, merkezde bulunan bir bölüğü gizlice sol cenaha yanaştıracağı bilgisi verilmektedir. 19’uncu Tümen kurmay başkanı Binbaşı İzzettin tarafından Bigalı köyünün doğu sırtlarından saat 12.40’da tümen komutanına hitaben yazılan raporda şunlar belirtiliyordu: “77’nci Alayın Kocadere doğusuna, 72’nci Alayın Maltepe’ye yaklaştırılmasını ve Sıhhiye bölüğünün Kocadere’ye gelmesini yazdım. 77’nci Alay karışık efrattan oluşmuştu. 9’uncu Tümen Kumandanı Kabatepe’deki tabur kumandanının raporuna dayaranak düşmanın Arıburnu sırtlarından Kabatepe’nin gerilerindeki sırtları sarmakta olduğunu ve 77’nci Alaydan bir taburun Kabatepe’nin doğusundaki Arıburnu’na karşı olan sırtlara acele olarak sevkini rica etti. Bu vaziyeti 77’nci Alay Kumandanına bildirdim. Kocadere’ye seri bir şekilde yanaşarak derhal zat-ı âlînizle (19’uncu tümen komutanı) bir an evvel irtibat kurmasını bildirdim. Sahra topçu taburunun da hemen hareket edebilecek bir surette hazır bulunmasını söyledim. Kolordu kumandanı Saat 11.00’den evvel Gelibolu’dan hareket etti. Evvela bizim tümene geleceğini Gelibolu’dan telefon ile söylediler. Kendisini bekliyorum.”[55]


            Bu arada ağır silahların da cephe hattına gönderilmesi konusunda yazışmalar yapılmaktadır. 19’uncu tümen yaveri Mülazım-ı evvel Recep tarafından Mantelli Tabur komutanlığına yazılan yazıda taburun Bursa Jandarma Taburu himayesinde Kabatepe’ye gelip mevzide yerini alması istenmektedir. Mantelli Taburundan Arıburnu kesiminde istifa edilemeyeceğini ifade eden Binbaşı İzzettin, Maltepe’de 72’nci alayın yanında bulunmasını ve orada gelecek emri beklemesini yazmıştır. İkinci Piyade Mekkari Cephane koluna yazılan yazıda ise cephe hattından gelen yaralı efradın üzerindeki tüfeklerin teslim alınıp boş mekkarilerle geriye gönderilmesi istenmiştir. Bu sırada Kocaçimen dağında bulunan 57’nci Alay komutanı Binbaşı Hüseyin Avni tarafından Tümen komutanlığına gönderilen raporda, alayın ikinci taburunun sağ, birinci taburunun da sol cenahta bulunduğu, üçüncü taburla bunları takviye ettiği, iki bölüğün ihtiyatta tutulduğu, sağ cenah cephesi ilerisinde denize kadar olan sahada düşmanın geri püskürtüldüğü belirtiliyordu. Hüseyin Avni Bey raporunda, sol cenah ilerisinde keskin uçurumların yer aldığını (Arıburnu yarları), keşfe devam ettiğini, cephenin sağ tarafının tamamen düşmandan temizlendiği ancak sol tarafının meçhul olduğunu, bu kesimde 72’nci alaydan bir taburun bulunduğunu ve onunla irtibat sağlandığını, gerideki düşmanın ise pek çok kaybının bulunduğunu belirtiyordu.[56]


            19’uncu Tümene hitaben Gelibolu’dan saat 1.15’de gönderilen telgrafta ise, İmalat-ı Harbiye yapımı üç sandık malzemesiyle birlikte 7,5 cm.lik iki seri ateşli dağ topunun Erdek vapuruyla gönderildiği belirtiliyordu. Diğer iki topun ise 29 Nisan tarihinde cepheye ulaştığı kaydı bulunmaktadır. 19’uncu Tümen Komutanı saat 1.30’da Arıburnu’nun 300 metre kuzeyindeki sırtlardan telefonla verdiği emirde Kocadere-Harabe istikametindeki sırtlara mekkareli kol ile cephane gönderilmesini istiyordu. Gecikmeksizin saat 1.50’de piyade cephane kolunun sevki emredildi. Tümen kurmay başkanı İzzettin tarafından Bigalı’da bulunan Cephane Kolları Komutanlığına yazılan yazıda bütün kolların Kocadere’ye yanaşması isteniyordu.


            Saat 5.00’de 27’nci Alay Komutanı Yarbay Mehmet Şefik tarafından Arıburnu’nun 600 metre kuzeyinden 19’uncu Tümen Komutanlığına yazılan yazıda alayın cephesi ve sol cenahından yapılacak taarruzun tamamıyla muvaffakiyetle tamamlanabilmesi için bir taburun daha takviye olarak sür’atle gönderilmesi isteniyordu. Mehmet Şefik Bey ilave olarak elinde ihtiyat kuvvetinin hiç kalmadığı ifade ediyordu. Cebel topçu mevziinden 19’uncu Tümen kurmay başkanı tarafından 57’nci Alay 3’üncü Tabur komutanlığına yazılan yazıda 72’nci alayın taburun sağ cenah gerisine geldiği ve ihtiyatı teşkil ettiği belirtilerek, ileri hattın takviye edilerek düşmana taarruz edileceği belirtiliyordu.[57]


            19’uncu Tümen komutanı Yarbay Mustafa Kemal tarafından Arıburnu doğusundaki cephe hattından saat 5.15’de 3’üncü Kolordu Komutanlığına telefonla yazdırılan yazıda, öğleden sonra saat 4.00’de 77’nci Alayla 27’nci Alayın sol cenahının takviye edildiği, Sahra topçu taburunun o civarda mevziye girdiği, 72’nci alayın sağ cenaha çekildiği, düşmanın her tarafta ric’ate mecbur edildiği ve geri çekilen düşmanın şiddetle takip edildiği, geceye kadar düşmanın tutunduğu mıntıkadan tard edilmemesi durumunda bütün kuvvetle gece hücumu yapılacağı bildiriliyordu. Bu raporu takip eden süreçte 57’nci Alay komutanı Binbaşı Avni tarafından 19’uncu Tümen kurmay başkanlığına gönderilen raporda, alayın düşmana şiddetle taarruz ettiği, iki bölükten başka makineli tüfek de dahil olmak üzere birinci hatta bulundukları, oradaki diğer alayla irtibat kurulamadığı ifade ediliyordu. Hüseyin Avni bey bir süre sonra 19’uncu Tümen komutanına hitaben yazdığı yazıda 57’nci alayın bütün kuvvetiyle birinci hatta bulunduğu, üç bölüğün ihtiyat olarak bırakıldığını, gece taarruza geçmek istediğini, 72’nci alaydan bir taburun sol cenahı takviye ettiğini, fakat tabur komutanını göremediğini belirtiyordu. Muharebe bu sırada olanca hızıyla devam etmektedir. Hüseyin Avni bey bir süre sonra Tümen komutanına yazdığı raporunda sağ cenahında bulunan 2’nci taburun gerilere kaçtığını, muhtemelen tümen komutanının hizasında veya gerisinde olabileceğini tahmin ettiğini belirterek, tabur komutanını askeri toplamak için geri gönderdiğini, tümen komutanın da etkisiyle bunların geri toplanabileceğini umduğunu ifade etmektedir. Bu arada saat 5.30’da kolordudan gelen bir emre göre 19’uncu tümenin durumunun sorulduğu belirtilmektedir. Bu yazıda 9’uncu tümenin Tekke koyunda düşmanı püskürttüğü, Zığındere’ye çıkan yaklaşık bir alay tahmin edilen düşmanla muharebeye devam ettiği ancak henüz neticenin alınamadığı ifade edilmektedir.[58]


            Ceridenin 3 aq sayfasında ilk günün ertesinde yani 26 Nisan 1915’de devam eden Arıburnu muharebesine dair harita ve üzerinde düşmanın tutunduğu hatların gösterildiği krokiler bulunmaktadır.[59]


            Cebel Topçu mevziinden 19’uncu Tümen komutanı tarafından saat 5.20’de 57’nci Alay komutanlığına yazılan yazıda düşmanın sandallara binerek çekildiği belirtilerek, alayın şiddetle taarruza devam ederek düşmanı tamamen mahvetmesi emrediliyordu. Yaklaşık 40 dakika sonra saat 6.00’da tekrar 57’nci Alaya gönderilen bir yazıda alaydaki son durum ve düşman durumu hakkında bilgi istenmekte, bu amaçla irtibat sağlamak üzere birkaç nefer piyadenin tümen komutanı nezdine gönderilmesi talep edilmektedir.[60] Bu sırada saat akşam 6.00’ya doğru düşman Cesarettepe’ye kadar sürülür, fakat kayıplar çok olur. Yarbay Mustafa Kemal, bu arada kesin sonucun bir an önce alınmasından yanadır. Bu kararlılıkla saat 6.10’da yine Cebel Topçu mevziinden 57’nci Alay komutanına gönderdiği emirde, düşmanın sandallara binip ric’at etmekte olmasına binaen seri bir şekilde hücum mesafesine yaklaşılarak süngü hücumuna kalkılmasını, 72’ni alaydan bir taburla da bu taarruzun takviye edileceğini, gerekli cephanenin gönderileceğini belirtiyordu. 57’nci Alay Komutanı Hüseyin Avni Bey, saat 6.10’dan sonra süngü hücumu yapıldığını ancak çok kayıp verildiğini belirtir. Arıburnu Meydan Muharebesi Takririnde gelişmeleri şöyle anlatır: “…Süngü hücumu yapıldı. Alay komutanı nezaretinde tekbir ve tehlilhan olarak Cesarettepe üzerine şiddetle taarruz edildi. Düşman Korku deresine doğru kaçtı. Korku deresi her yerden sarıldı. İki İngiliz zabit ve bir başçavus esir olmuş, esirlere iyi davranıldı. Esirlerden düşmanın 20.000 kişi olduğu öğrenildi.”[61] Bu sırada Çubuk tepesindeki Zabit Keşif Kolunda görevli Mülazım-ı evvel Umur’dan tümen komutanlığına saat 6.20’de gelen raporda düşmanın bir nakliye gemisinden 5-6 sandal ile Arıburnuna asker çıkarıldığı, sabit bir balonunun görüldüğü, denizde 20’den fazla nakliye gemisi 4-5 zırhlı ve bir tayyare ve bir balon gemisi görüldüğü belirtilmektedir. 19’uncu tümen komutanı tarafından saat 6.35’de Arıburnu kuzeyindeki topçu mevziinden 3’üncü Kolordu komutanlığına gönderilen raporda kısmen sandallara binerek kaçmakta bulunan düşmana bütün cephede taarruz edilmekte olduğu, sağ cenahtan taarruz eden 57’nci alayın 72’nci alaydan bir taburla takviye edildiği ifade edilmektedir. Akşama doğru saat 7.15’de 19’uncu Tümen Komutanı tarafından Arıburnu kuzeyinden 3’üncü Kolordu, 9’uncu Tümen ve 5’inci Ordu komutanlığına yazılan raporda cephenin bazı yerlerinde süngü hücumuyla düşmanın tard edildiği, düşman topçusunun kaçırıldığı, piyadesinin dahi donanma ateşi himayesinde taşınmakta olduğu, bütün cephede düşmanın takip edildiği belirtilmektedir.[62]


            Bu arada Gelibolu’dan vapura yüklenerek 19’uncu tümen cephesine gönderilen bataryalar Maydos’a çıkarılmıştır. Bunların Kocadere’nin batı sırtlarına gönderilmesi konusunda girişimde bulunulmuştur. Saat 8.15’de Tursun’dan 77’nci alay, 3’üncü Tabur komutanı Yüzbaşı Fehmi’nin 19’uncu Tümen komutanlığına gönderdiği raporda muharebenin sol cenahta yani Kabatepe-Arıburnu hattında devam ettiği Mestantepe’ye merkezden bir bölük gönderildiği belirtiliyordu. Cephane kolları da bu sırada tamamen Kocadere’ye kadar yanaştırılmış ve orada park halinde konuşlanmışlardır. Saat 7.40’da Conk tepesinden Süvari Mülazımı Enver’in gönderdiği raporda düşman gemilerinin sahile 3-4 km açıkta bulundukları, bazı nakliye gemileri ve sandallarının görüldüğü belirtiliyordu. Saat 8.00’de Kabatepe’de keşif görevinde bulunan İhtiyat Zabit namzedi Hasan Reşit’ten gelen raporda Kabatepe burunu yakınlarında bir düşman zırhlısının görüldüğü, bir kruvazörün de Kabatepe-Arıburnu hattında bulunduğu, Kabatepe güneyine bunların projektör tuttukları belirtildikten sonra muharebenin hala devam ettiği, ara sıra tüfek sesleri işitildiği, muharebe eden kıt’aya 77’nci alaydan yardım ve cephane geldiği ifade ediliyordu.[63]


            Ortalık kararıp gecenin karanlığı bastırdıktan sonra da muharebe devam etmektedir. Gecenin ilk saatlerinde 57’nci Alay komutanı Binbaşı Hüseyin Avni Bey’in 19’uncu Tümen’e gönderdiği raporda düşmana taarruz emri verildiği ancak askerin ilerlemediği gibi sol cenahta bulunan 72’nci alayın bir müfrezesinin düşman taarruzuna maruz kalarak geri çekildiği belirtilerek takviye birlik talebinde bulunuyordu. 57’nci alay komutanı bu raporundan kısa bir süre sonra 19’uncu Tümen komutanına gönderdiği bir ikinci raporunda şöyle yazıyordu: Emredilen taarruza evvelce kalktım. Her taraftan askerin dağılmasına sebep oldu. Hatta 2’nci Tabur panikledi. 4’üncü bölükler bir işe yaramaz. Hali hazırdaki askerle ancak cepheyi tutabilirim. Sol cenahtaki 72’nci Alay, müfrezesinden ve karşısındaki düşmanın siper yapmasından şikayet ediyor. Yalnız düşman pek kesik arazi içindedir. Muntazam bir kıt’a gelirse sol cenahımızdan 72’nci Alayla birleşip taarruz edebiliriz. Her halde muntazam kuvvet ise. Elimde yalnız bir bölük kadar ihtiyat askeri vardır.” Bu raporunu takiben Hüseyin Avni Bey gönderdiği ikinci bir raporunda da gece muharebesine devam ettiği ve kayıpları bulunduğunu şu satırlarla ifade etmektedir: “Zayiat oldukça fazladır. Fakat tamamıyla malûmat alamadım. Bizce bilinen üç subay şehit, beş subay da yaralıdır. Düşmana gayet yakınız. Etrafı keşf ettiriyorum. Neticesini arz ederim. Fakat sizden de çok uzaktayız. Düşmanın bu sabahki tuttuğu yerlerden ilerideyiz. Denize yakın bulunuyoruz. Sağımdaki, solumdaki taburlarla temas peydasına çalışıyoruz.” 77’nci Alay Komutanı Binbaşı Saip ise saat 9.20’de gönderdiği raporunda düşmanın alayın soluna taarruz etmekte olduğunu, alayın da sol tarafa doğru yayıldığını ancak henüz muharebeye girişmediğini bildiriyordu. 77’nci Alayın 1’nci Tabur Komutanı Binbaşı Mehmet Emin, Tümen komutanlığına yazdığı raporunda gecenin karanlığında devam eden muharebe sırasında içinde bulunduğu sıkıntıyı şöyle dile getiriyordu. “Tuttuğumuz tepeye düşmana yakın düşürmek şartıyla büyük çapta altı mermi endaht eder etmez o kadar müşkilatla topladığımız 200 neferin yarısı dağıldı. Ve her biri bir tarafa gitti. Kalan yarısı da solumuzdaki ormancıktan tayyareye bizim bir iki nefer birkaç el silah atmasıyla beraber solumuzdan düşman geldi diyerek hepsi çil yavrusu gibi dağıldı. Gerek ben ve gerek maiyetimdeki zabitanla bir kısmını kılınçla tekrar yerine çıkarmaya muvaffak oldum. Bunların bir ikisini öldürmeyince mütebakisini durdurmak mümkün olmayacak. Artık bir iki neferi feda edeceğim.”[64] Ceridedeki raporlardaki anlatım ile Mustafa Kemal’in Arıburnu Muharebeleri Tarihçesinde yazılanlar tamamen birbiriyle uyuşmaktadır. Bu çözülme esnasında 77’nci Alay Komutanı Binbaşı Saip Bey ile 1’nci Tabur komutanı Binbaşı Hacı Mehmet Emin Efendi dağılan askeri toplamak için büyük gayretler harcamışlardır. Çoğunluğu Arap kökenlilerden oluşan bu birliğin askerleri ancak sert tedbirler alınarak tekrar toplanıp cepheye yönlendirilebilmiş, bir kısmı da Türk birlikleriyle değiştirilmiştir.[65]


            Bu sırada Sarafim çiftliğinde bulunan 9’uncu Tümen haber zabiti Mülazım Necati tarafından saat gece 9.25’den sonra 19’uncu Tümen komutanlığına gönderilen raporda düşmanın Hisarlık’a bir tabur, Tekke koyuna bir tabur çıkardığı ve hali hazırda Tekke koyuna çıkarmaya devam ettiği, Seddülbahir’de 25’inci Alay 3’üncü Tabur ve bir sahra bataryasının Tekke sırtlarında 26’ncı Alay 2’nci Tabura bağlı 1’nci Bölük ile 25’inci Alay 3’üncü taburun Zığındere’ye taarruz etmekte olduğu ifade ediliyordu. Yine bu raporda iki tabur ve bir bölük mitralyözünü Tekke koyundaki ihracı engellemek üzere görevlendirildiği belirtiliyordu. Saat 10.20’de 3’üncü Kolordu kurmay başkanlığına gönderilen yazıda 27’nci Alay tarafından bir İngiliz Avustralyalı esir yakalandığı ve tümen karargahına teslim edildiği belirtiliyordu. Gece muharebesinde 57’nci alay tarafından da esir edilen bir yüzbaşı ile bir mülazım ve bir neferin tümen karargahında tutulduğu ifade ediliyordu. Yarbay Mustafa Kemal, gece vakti de bizzat cephede muharebe hattındadır. Kendisi bizzat 57’nci alayın taarruzunu teşvik etmektedir. Ceridenin bu bölümünde bizzat Mustafa Kemal’in şu notu yer almaktadır: “Bu esirler gece yarısına yakın yakalanmıştır. Bu sırada tümen kumandanı yakında 57’nci Alayın muharebe hattında bizzat cephede bulunmakta ve askerî vaziyeti incelemekte idi.”[66]


            Gece yarısından sonra düşman tarafından bir panik havası esmeye başlamıştır. Saat 02.00’de Mustafa Kemal tarafından Topçu mevziinden verilen emirde, düşmanın tamamen kaçmakta olduğu belirtilerek, bütün kuvvetlerle ihtiyatlar da dahil düşmana hücum edilmesi isteniyordu. Öte yandan Topçu Tabur Komutanlığına yazılan yazıda da, bizzat Mustafa Kemal düşmanın sol yanını püskürtüyorum. Sahra Topçu taburu Kocaçimen dağı güneyindeki sırtlarda mevzi alacak ve düşmana ateş açacaktır deniliyordu. Ancak, bu raporun hemen yanında Mustafa Kemal’in ilk gün arazi arızasından dolayı topçudan yeterince yararlanılamadığına dair notu yer almaktadır. Bu notun devamında topçunun düşman ateşinin şiddetinden dolayı örtü ve gizlenmeye önem verdiği ifade ediliyordu. Gece yarısından sonra saat 03.20’de Tümen komutanı tarafından 27’nci Alay komutanına yazılan emirde düşmanın henüz Kumtepe civarına asker çıkarmamış olmasından dolayı alayın karşısında yer alan düşmanın bir an evvel tardı için 19’uncu tümenin buraya çekildiği belirtilerek taarruza devam edilmesi isteniyordu. Bu sırada tümen komutanı da birliklerin sağ cenahında bulunmaktadır. Sabaha doğru saat 04.00’de 27’nci Alay komutanlığından 19’uncu Tümene gönderilen raporda alayın 1’nci taburu tarafından sol cenahtaki düşmanın sağ cenahına süngü hücumu yapıldığı ve Kabatepe tarafındaki Arıburnu sırtlarının geri alındığı belirtiliyordu. Mehmet Şefik Bey bu arada 77’nci alaydan aldığı takviye ile bir buçuk iki saat içinde ikmali tamamlayıp taarruza devamdan yana olduğunu da ifade etmektedir.[67]


Bunlara ilave olarak 19’uncu Tümen kurmay başkanı Binbaşı İzzettin Bey hatıralarında 25 Nisan 1915 günü yapılan muharebeler hakkında şunları kaydetmiştir: “25 Nisan 1915. Düşman, Arıburnu, Seddülbahir ve Kumkale’den ihraca başladı. Tümen Arıburnu’ndaki düşmana taarruza memur oldu. Öğleden evvel Tümen komutanı (Atatürk) Süvari Bölüğü ve 57’nci Alay ve Cebel bataryasıyla gitti. Ben öğleye kadar diğer kıt’aları toplamak ve hazırlamak için karargaha geldim. Öğleden sonra muharebe meydanına gittim. Bugünkü taarruzda (25 Nisan)  muvaffakiyet oldu. Düşmanın 4-5 tugayı vardı; atıldı ve mahvedildi. Bizden de çok telefat oldu. Gece üzeri hatları gezdik.”[68]


İlk gün yani 25 Nisan 1915 tarihinde özellikle 57’nci Alay ile 27’nci Alay Arıburnu-Kabatepe-Conkbayırı hattında düşmana karşı kahramanca muharebe etmiş ve bugün sayısı kesin olarak bilinmemekle birlikte 100’lerce şehit ve bir o kadar da yaralı vermiştir. Şefik Aker, 27’nci Alayın yalnızca iki taburunun (1’inci  ve 3’üncü Taburlar) şehit ve yaralı olmak üzere 950 kişi zayiat verildiğini kaydeder ki, bu mevcudun yarısı ölçüsündedir.[69] M.S.B.lığı Arşiv Müdürlüğünce yayımlanan “Şehitlerimiz” adlı çalışmada tespit edilen rakamlara göre 25 Nisan 1915 günü 19’uncu Tümene bağlı (57’nci, 77’nci ve 72’nci) birliklerin toplam şehit sayısı kesin olmamakla birlikte 155 kişi civarındadır. 390 kişi de yaralanmıştır.[70] Yaralıların bir bölümü ise sonraki günlerde tedavi gördükleri sargıyeri ve hastahanelerde şehit olmuşlardır.[71]


            19’uncu Tümen ceridesindeki ilk güne ait kayıtlar burada sona ermekte bundan sonra ikinci gün yani 26 Nisan 1915 günü cereyan eden muharebelere ait bilgiler yer almaktadır.


            Yarbay Mustafa Kemal, 26 Nisan 1915 günü saat 12.25’den önce 57’nci Alay komutanlığına gönderdiği emirde, Tümen’e iltihak etmek üzere Kilya iskelesine bir alay piyade ve iki cebel bataryası çıkarıldığını, Akşam ayrıca bir tümen kuvvet geleceği, ilk gelecek imdat kuvvetiyle 57’nci alayın takviye edileceğini, bulunulan mevziin muhafazası için tahkimat işlemlerinin yapılmasının uygun olacağı belirtiliyordu. Ayrıca kara muharebelerinin ikinci günü daha da şiddetli geçmektedir. 27’nci Alay Komutanı Yarbay Mehmet Şefik tarafından 26 Nisan günü saat 1.15’den evvel gönderilen uzunca raporda şöyle deniliyordu:


“19’uncu Tümen Kumandanlığına,


1. Düşman eline geçen Arıburnu’ndaki cebel toplarımızı kurtardık.


2. Düşman Arıburnu sırtlarını tahminen 1500 metrelik bir cepheyi muhafaza etmektedir. Alayımız hemen bu cepheye karşı yayılmış, düşmana 50 metreden 400 metreye kadar yakın yerlerde bulunmaktadır. Sol cenahımızı tutan 77’nci Alayın nerede bulunduğu hakkında çelişkili bilgiler alıyorum. Ad geçen alayın dağılan bir kısım efradını derelerde ve ormanlar içerisinde gördük.


3. Piyade ateşi fasılalı fasılalı ve kısa kısa devam etmektedir.


4. Arıburnunun cebel bataryası mevziinin bulunduğu sırtın yarısını işgal eden ve topları kurtaran kuvvetimiz pek ileridedir. 77’nci Alaydan doğru bir malumat alınamadığı için sol cephemiz pek de emin denilemez.


5. Subaylarımızın önemli bir kısmı yaralı ve şehit düştü. Harbin başında almak zorunda kaldığımız büyük cephe dolayısıyla yalnız alayımızın bazı birliklerinin akşamdan sonra yapılan süngü hücumu başarılı olamadı.


6. Düşmanın uzaklaştırılması ve bölgeden çıkarılması Kocaçimen istikametinden ilerleyebilen iki alayın hücum harekâtına uygun bulunduğundan icab-ı halin icrası rica olunur.


7. Bugün öğleden sonra cebel bataryası yerine Kocaçimen’e çıkarılamayan Sahra Topçu 39’uncu Alay 2’nci Tabur seri ateşli 19’uncu Tümen Kumandanının emriyle değiştirildi. Yani bizim cebel bataryası Kocaçimen’e, onun yerine de topçu taburu bizim mıntıkadadır.”


Bu gelişmeler olurken Üçüncü Kolordu Komutanı Esat Paşa tarafından 19’uncu Tümen komutanlığına hitaben saat 1.40’dan evvel Maltepe’den 64’ncü Alay komutanına teslim edilerek elden gönderilen raporda 64’ncü Alayın iki taburu ile 20’nci Alayın bir taburundan teşkil edilecek olan bir alayın Binbaşı Servet Bey’in emir komutasında cepheye gönderildiği ifade edilerek, bu konuda 19’uncu tümenden bahse konu birliklerin ulaşıp ulaşmadığı hususunda kendisine bilgi verilmesini istiyordu. Esat Paşa yazısının sonunda “mukavemet ve sebatkârâne muharebenizi görüyor ve memnun oluyorum.” ifadesini kullanarak, 19’uncu Tümenin kahraman subay ve efradına duyduğu güveni belirtmekte idi.[72]


26 Nisan günü saat 2.10’dan evvel Arıburnu doğu sırtlarında bulunan topçu mevziinden yani Suyatağı olarak adlandırılan yerden muharebe cephesinin sağ cenahında bulunan 57’nci Alay muharebe hattını dolaştıktan sonra Suyatağı’na dönerken Kolordu komutanına gönderilen raporunda Yarbay Mustafa Kemal şunları belirtmektedir:


“1. Arıburnu’nun güneyindeki her tarafı yarlarla çevrili sırtlarda düşmanın çekilemeyen zayıf bir kuvveti müdafaada bulunmaktadır.


2. 57’nci Alay bu düşman karşısında bulunmaktadır. Arazinin pek ziyade sarp olması ve cereyan eden muharebenin pek kanlı olmasından dolayı efrad oldukça yorulmuştur.


3. Düşmanın kaybı pek çoktur.


4. Sol cenahtaki 27’nci Alay, 77’nci Alaydan son harekat hakkında henüz malumat alamadım.


5. 72’nci Alaydan iki tabur ve iki cebel bataryası (birisi 9’uncu Tümenden bu gece geldi) elimdeki kuvveti teşkil ediyor.


6. Karşımdaki zayıf düşman kuvvetlerinin sabaha kadar tard edileceğini ümid ederim. Ancak, düşmanın nakliye filosu henüz Arıburnu’nun karşısındadır.


7. Düşmanın tamamen buradan atılmasına muvaffak olursam kuvvetlerimi Kocadere civarında toplayacağım.


8. Ben, merkez ve sol cenahtaki vaziyeti bizzat anlamak üzere hareket ediyorum. Son gözlemlerimi ve gelişmeleri ayrıca arz ederim.”


3’üncü Kolordu Komutanı adına kurmay başkanı Fahri tarafından saat 2.20’de gönderilen bir yazıda Kilya’ya gelen 7’nci Topçu Alayının 3’üncü Cebel Taburunun 19’uncu Tümen emrine verildiği belirtilerek, taburun Kocaçimen’e hareket etmesi emredildiği, bundan dolayı bir subayın görevlendirilmesi isteniyordu.


19’uncu tümen Sıhhiye Bölüğü Baştabibi İbrahim Hakkı tarafından saat 2.15’de gönderilen raporda ise ilk muharebe gününde saat 07’00’den itibaren deftere kayıtlı 325 yaralının tedavi edildiği, bunların daha sonra Maydos Hastahanesine ve Kilya iskelesine sevk edildiği belirtilmektedir. Saat 3.30’da Mülhak Rıfkı tarafından gönderilen raporda ise üç esir ile 27’nci Alay tarafından tutulan bir esirin karargahta muhafaza edildiği ifade edilmektedir.[73]


Muharebe olanca hızıyla devam ederken bir yandan da askerin iaşesi sıkıntısı yaşanmaktadır. 26 Nisan 1915 günü saat 5.05’de 2’nci Tabur Komutanı Hayri tarafından 57’nci Alay Komutanlığına yazılan kısa raporda, cephedeki askere ekmek gelmediği belirtiliyor ve ihtiyat erzakının sarf edilip edilmeyeceği soruluyordu.[74] 3’üncü Kolordu Komutanı Esat Paşa’dan 19’uncu Tümen Komutanlığına saat 8.00’de gönderilen 26 Nisan 1915 tarihli emirde, harbin durumunun dikkate alınarak efrada sıcak yemek yedirilmesinin önemli olduğu belirtiliyordu. Muharebe hattındaki birliklere Maydos’tan daima taze ekmek getirilmesinin mümkün olduğu, et sıkıntısı çekilirse Gelibolu’dan talep edilmesi, tümen idareleri tarafından iaşe durumunun yirmi dört saatte bir bildirilmesinin önemli olduğu belirtiliyordu.[75]


Bu sırada 19’uncu Tümen Komutanı tarafından 3’üncü Kolordu Komutanlığına gönderilen raporda düşmanın tekrar asker ihraç harekatına giriştiği ve 57’nci Alayın üstün düşman karşısında 800-1000 metre kadar geriye çekildiği ve savunma tertibi aldığı belirtiliyordu. Bu arada 19’uncu Tümene takviye olarak gönderilen Cebel bataryasının hemen cepheye sürülmesi için gerekli teşebbüste bulunulmuştur. Bu arada saat 6.35’de 3’üncü Kolorduya gönderilen bir başka raporda ise, 25 Nisan 1915 gecesi cephe ve sol cenahtan icra edilen hücumlarda başarılı olunamadığı, düşmanın takviye aldığı ve 77’nci Alayın emir komutadan çıkıp kendiliğinden cepheden çekildiği, dağıldığı ifade ediliyordu.[76]


Saat 8.05’de 57’nci Alay Komutanı Binbaşı Hüseyin Avni Bey tarafından 19’uncu Tümene gönderilen raporda geceden beri birkaç taarruz yapıldıysa da düşmanın bölgeden atılamadığı, taarruza devam edildiği, ihtiyatta sadece işe yaramaz 4’üncü bölüğün kaldığı, şimdiye kadar 3 subayın şehit 6 subayın da yaralandığı, efraddan şehit ve yaralı sayısının ne kadar olduğunun bilinmediği, düşmana 200 metre mesafede muharebeye devam edildiği belirtilmektedir. Hüseyin Avni Bey, bu raporundan kısa bir süre sonra aynı saatlerde yazdığı ikinci bir raporunda düşmanın ilerlemeye devam ettiğini, subay ve askerden pek çok zayiat verildiğini, ihtiyatının kalmadığını bu yüzden kademeli olarak geri çekilmeye mecbur kaldığını 19’uncu Tümen komutanlığına bildiriyordu. Tümen komutanı tarafından gönderilen emirde ise, mevzilerin muhafaza edilmesi mecbur kalınırsa 72’nci Alayın sağına çekilmelerinin uygun olacağı belirtiliyordu.[77] 57’nci Alay Komutanı Hüseyin Avni Bey, cephede dayanmaya çalıştıysa da düşmanın gittikçe artan sayıda askerle taarruza devam etmesi alayın düşman karşısında erimesine yol açmıştır. Saat 10.00’da gönderdiği iki raporda, 57’nci Alayın taarruz ve müdafaa kabiliyetinin tamamen kırıldığını belirttikten sonra askerin bu moral çöküntüsüyle dağıldığı, kademe Kocadere’nin batısındaki sırtlara kadar çekilmek zorunda kaldığını ifade ediyordu.[78]


25 Nisan, sekiz buçuk ay sürecek olan Çanakkale kara muharebelerinin başlangıç günüdür. Düşman üç tümenle Seddülbahir’e, iki tümenlik Anzak kolordusu ile Arıburnu kıyılarına çıkarma yapar. Yarbay Mustafa Kemal’in tedbiri İstanbul’u kurtarır. Sahilden Kemalyeri ve Conkbayırı’na kadar ilerleyen düşman kuvvetlerini 9’uncu Tümenin 27’nci Alayıyla birlikte kıyıya kadar atar. Eğer Conkbayırı ele geçirilseydi düşman kolaylıkla Boğaz’a inebilirdi. 9’uncu Tümenini gerisi kesileceğinden o da düşebilirdi. Yarbay Mustafa Kemal burada inisiyatifi kullandı. Aylar sürecek olan şanlı Çanakkale savunması da böylece başlamış oldu.[79]


Binbaşı İzzettin Bey, 26 Nisan 1915 tarihinde günlüğüne şunları yazmıştır: “Muharebe devam ediyor. Taarruz yok. Yarınki taarruzu hazırlamak için meşgulüz. Karargah cephede Kocadere’nin batı sırtlarında. Birinci gün muharebede perişan olan 77’nci Alayı toplamakla meşgulüz. İmdat kuvveti olarak 33’üncü Alay geldi ve cephenin sol cenahına tahsis edildi. Gece karargahı Kocadere köyüne kurduk. Akşama doğru 64’üncü Alay da Tümene katıldı. Bugünkü vaziyet bizim için kritikti. Bütün alay komutanları imdat istemekte ve feryat etmekteydiler.”[80]


O sırada Çanakkale cephesinde bulunan Alman subaylarından Binbaşı Carl Mullman, Çanakkale Muharebesine dair kaleme aldığı eserde 25 Nisan 1915 taarruzu hakkında şunları yazmaktadır:“…25 Nisan 1915 taarruzu Arıburnu’nda büsbütün başka bir durum yaratmıştı. Burada İngilizler baskın taarruzu ile karaya çıkmak istiyordu. Bunun için önce bombardıman icrasından vazgeçmişti. Filo ışıklarını söndürerek sahile yanaştı. Ayna gibi dümdüz bir denizde ay ışığından istifade eden çıkarma kıt’aları sandallara atlıyorlardı. Sahilde hiçbir gürültü yoktu. Büyük bir sükûn içinde sandal filosu ay battıktan sonra sahile yanaşmıştı. Fakat Kabatepe’nin planlanan kuzeyinde değil, bilakis şiddetli akıntı sebebiyle Arıburnu’nun biraz kuzeyinde kalmışlardı. Buradan karaya asker çıkarmak pek kolay olmayacaktı. Ortalık aydınlanınca Türk nöbetçileri güçlü sandal filosunu görmüştü. Baskın bu ana kadar başarılı olmuştu. Fakat bu andan itibaren Türk nöbetçiler gerekli tertibatı almış bulunuyordu. İleri Karakol Taburu karaya sokulan sandallara karşı şiddetli ateşle karşılık vermişti. Mürettebat sür’atle karaya çıkmak için hemen denize atladı. Bu çok üstün 1.500 kişilik kuvvet karşısında Türk askerleri geriye çekilmek zorunda kaldı. Avustralyalılar daha şiddetle ileriye doğru hücum ediyordu. Türk tarafında ilk tüfek atışlarından birkaç dakika sonra Kabatepe’nin güneyine yerleştirilen topların sesleri de yükselmeye başladı. Bu ateşe karşılık düşmanda telefat hasıl oldu. Bunun üzerine düşman filosu Türk topçusu üzerine ateş açıp topçuları beyhude yere susturmaya çalıştı. Artık baskın söz konusu olmadığından Türk ihtiyatının bulunması ihtimali üzerine saha ateş altına alındı. Ağır mermiler tepeler üzerinde şiddetli vızıltılarla geçerek Maydos’a düşüyordu. Yıkılan, havaya fırlayan evlerin çatırtısına, uykudan uyanan ve enkazın altında kalan halkın feryadı ve iniltisi karışıyordu. Daha ilk muharebe gürültüsünde Maydos’un batısındaki ordugâhta bulunan 19’uncu Fırka pürneşe yürüyüşe koyulmuştu. Bu fırkanın kumandanı Türkiye’nin bugünkü Reis-i Cumhuru olan Kaymakam Mustafa Kemal idi. İlk çıkarma hakkında gelen haberler açık ve net olmayıp gecikmeli gelmişti. Bununla beraber Yarbay Mustafa Kemal tehlikeyi görmüş ve Ordu Kumandanının görüşünü almadan bir alayla bataryasını Sarıbayır’a doğru harekete geçirmişti. Kendileri de bizzat atına binerek ilerlemişti. Mustafa Kemal bu yürüyüş sırasında 9’uncu Fırkanın 27’nci Alayının geriye çekilen İleri Karakolunun Taburuna rastladı ve bu taburu geriye çevirdi. Mermi yağmuru arttıkça artıyordu. Geniş bir hatta ilerleyen Türkler münferit guruplar halinde sokulmakta olan Avustralyalıları geri atıyordu. Mustafa Kemal bizzat bataryayı mevziye sokuyor ve gerideki bütün fırkasını kendine gelmesi için emir veriyordu. Bu arada Avustralyalılar da destek kuvveti alıyordu. İhraç yeri şimdi şiddetli Türk topçusu ateşi altındaydı. Buna rağmen Avustralyalılar karaya çıkmak için çaba sarfediyordu. Öğleden evvel saat 7.30’a kadar 8.000, öğleden sonra saat 2.00’ye kadar 12.000 kişi ve iki dağ bataryası Gelibolu toprağına tutunmuş bulunuyordu. Emir verilmediği halde herkes girintili çıkıntılı tepe kenar hattını görüyor ve gayenin bu tepenin elde edilmesinden ibarete olduğunu idrak ediyordu. Tepelerden duyulan muharebe gürültüsü acele edilmesini gerektiriyordu. Yanaşık düzenle bir muharebe söz konusu olamazdı. Çünkü bölge kapalı bir arazi yapısına sahipti. Bu nedenle dağınık muharebe grupları oluşturarak bunların ellerindeki makineli tüfekler vasıtasıyla yapılacak saldırıda rakip güç durdurulmaya çalışılıyordu.”[81]


            “Her iki taraf bulunduğu yerin önemini biliyordu. Bu sebeple bulunduğu yeri elden çıkarmıyor ve daha fazlasını da talep etmiyordu. Avustralyalılar ve Türkler birbirlerine daima süngü hücumu yapıyordu. Burada arazi kazanılırken, diğer tarafta kaybediliyordu. Muharebenin farklı yerlerde yapılması filonun savaşa müdahalesini engelliyordu. Donanma ateşini Türk ihtiyatının bulunduğu yerlerde ve yürüyüş kolları üzerinde sıklaştırması büyük önem kazanıyordu. Öğleden sonra İngilizlerin bir dağ bataryası en ilerideki hattı almaya muvaffak oldu. İngilizler akşama doğru iki hat oluşturdular. Ancak hem Türk, hem de İngiliz tarafında ağır zayiat vardı. İngilizlerde su ve cephane ihtiyacı hüküm sürüyordu. 2.000 yaralı denizin başında gemilere sevklerini bekliyordu. Vaziyet o kadar ciddiydi ki İngiliz kumandanlara üstlerine tahliye fikrinde ısrar ediyordu.”[82] “Bu meydan muharebesi hakkındaki bilgiler hem İngiliz, hem de Türk tarafının muharebe raporları esas alınarak verilmiştir.”[83]


Sonuç


 


            25 Nisan 1915 Pazar günü Çanakkale kara harekatının başlangıç günüdür. Müttefik orduları Gelibolu yarımadasını Seddülbahir ve Arıburnu üzerinden ve Saros körfezinden zorlamışlar, Kumkale’ye de çıkarma yapmışlardı. Alman askerî heyetinin yanlış stratejilerinin sonucu Türkler çıkarma yapan birlikleri, Türk subaylarının planlarına göre kıyıbaşında değil de derinlikte savunmak zorunda kalmışlar, bu da muharebelerin uzamasına, kayıpların artmasına yol açmıştır.


            Bir ihtiyat tümeni olarak teşkil edilmiş olan 19’uncu Tümen, Çanakkale kara muharebelerinin seyrini, deyim yerinde ise kaderini belirlemiştir. Yarbay Mustafa Kemal, Balkan Harbi sırasında Gelibolu yarımadasında binbaşı rütbesiyle görev yaparak araziyi yakından tanıma fırsatı bulmuştu. Onun Çanakkale kara harekatındaki başarılarının arka planında bu coğrafyayı karış karış tanımış olması bulunmaktadır. 25 Nisan günü kolordu komutanına ulaşamayınca bütün sorumluluğu üzerine alması ve inisiyatif kullanarak 57’nci Piyade Alayı ile birlikte bir dağ bataryasını Conkbayırına çıkarması ve oradan düşmana saldırması bir anda düşmanın planlarını alt üst etmiştir. Mustafa Kemal, böylece adını tarihin altın sayfalarına yazdırmış oldu. Onun yerinde kararıyla uygulamaya koyduğu plan Gelibolu’yu bir günde aşarız ve İstanbul’u alırız diyen müttefiklerin ümitlerinin kırılmasına yol açmıştır. İlk gün icra edilen Arıburnu Muharebelerindeki başarı sonraki günlerde yerini savunma muharebelerine bırakmıştır.


Arıburnu bölgesindeki muharebeler Ağustos ayı başlarında da devam etmiştir. En kanlı muharebeler 25 Nisan 1915 Pazar gününü takip eden dönemde yaşanmıştır. 1-2 Mayıs gecesi baskın tarzı hareketleri 7-8 Mayıs gecesi şiddetlenen mevzii muharebeleri izlemiştir.[84] Türk birliklerince, baskın tarzında yürütülen muharebelerle ilgili olarak özellikle Şehitler tepesi baskını, Anzakların 9 Mayıs ve 13/14 Mayıs geceleri düzenledikleri Bombasırtı baskınları takip etmiştir.[85] Anzak birliklerinin belirtilen tarihlerde Bombasırtı mevziine yönelttikleri baskın hareketleri hakkında, 19’uncu Tümen komutanı Yarbay Mustafa Kemal, Anafartalar muharebelerine ait kendi hatıralarında bu olayı şu veciz sözleriyle yansıtmıştır: “Biz kişisel kahramanlıklarla uğraşmıyoruz. Yalnız, size Bombasırtı olayını anlatmadan geçemeyeceğim. Karşılıklı siperler arasındaki mesafe 7-8 metre, yani ölüm muhakkak. Birinci siperlerin hiçbirisi kurtulamamacasına hepsi düşüyor. İkinci siperdekiler, onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar imrenilecek bir soğukkanlılık ve tevekkülle biliyor musunuz?… Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini de biliyor ve en ufak bir çekinme bile göstermiyor. Sarsılmak yok. Okumak bilenler Kur’an-ı Kerim okuyor ve cennete gitmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler kelime-i şehadet çekerek yürüyorlar. Bu, Türk askerîndeki ruh kuvvetini gösteren şayan-ı hayret ve tebrike değer bir örnektir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur.”[86]


İngilizlerin Arıburnu’nda çıkarma harekâtına başladığı 25 Nisan’dan 5 Mayıs’a kadar buradaki tüm kuvvetlere 19’uncu Tümen komutanı Yarbay Mustafa Kemal komuta etmiştir. Mustafa Kemal 19’uncu tümen birlikleri yanında, emrine verilen diğer birlikleri, her türlü lojistik destek unsurlarının yetersizliğine rağmen başarıyla idare etmiştir. Özellikle 25 Nisan 1915 günü kolordu komutanı Esat Paşa’ya ulaşamayınca bizzat kendi inisiyatifini kullanarak 57’nci Alay ve bir dağ bataryası ile süvari bölüğünü Conkbayırı’na kendi emir ve komutasında sevk ederek Kocaçimen Tepesinin düşman eline geçmesini engellemiş, Çanakkale Muharebelerinin Türkler lehine sonuçlanmasına yol açacak ilk adımı ve zaferi kazanmış oldu. 25 Nisan’ı takip eden çetin muharebelerdeki kararlılığı ve üstün komutanlık yeteneklerinden dolayı Yarbay Mustafa Kemal, 19 Mayıs 1915′ de albaylığa terfi etmiştir.


Çanakkale kara muharebeleri 25 Nisan 1915 Pazar günü saat 04.30’dan sonra düşmanın kıyıya asker ihracıyla başladı ve yaklaşık sekiz ay sürdü. Bu kanlı muharebelerde her iki taraf onbinlerce askerini yitirdi. Türkler vatanlarını ve onurlarını korumak için canlarını verirken, müttefikler yeni sömürgeler elde etmek uğruna istila amacıyla geldiler ve pek çok zayiat verdiler.


Çanakkale Muharebeleri konusunda askerî tarihle ilgili kaynakların en önemlilerinden birisi olan ceridelerde tüm yazışmalar ayrıntılı olarak kaydedilmiştir. Bu bildiride tümen seviyesindeki bir birliğin ceridesi ele alınmıştır. 19’uncu Tümene bağlı alayların[87] ve bunların alt kademesinde yer alan taburların cerideleri de incelenerek Çanakkale Muharebeleriyle ilgili araştırmaların daha da ayrıntılandırılması mümkündür. Çanakkale kara muharebelerinin bir günü (25 Nisan 1915) yukarıda anlatılanlarla özetlenirken, 27’nci Alay Komutanı Yarbay Mehmet Şefik Aker’in deyimiyle sekiz aydan altı gün eksik devam eden (7 ay 24 gün yaklaşık 240 gün) günlerde[88] yaşananları ise okuyucuların tahayyülüne bırakıyoruz.


 


EKLER



(ATAZB, Kls: 41, G: 3 aha)


12 Nisan 1331 (25 Nisan 1915) sabahı 19’uncu Fırkanın vaziyü’l-ceyşi ve düşmanın ihrac-ı cüz’i altınca ilk yürüyüşünü gösterir krokidir. (Ölçek 1/33.000)


 


İşarat-ı mahsusa:    


 


  11 Nisan 1331 (24 Nisan 1915) akşamı ve 12 Nisan 1331 (25 Nisan 1915) sabahı 19’uncu Fırkanın vaziyü’l-ceyşi


 


  Düşmanın ihracından ve 57’nci Alay Cebel taburunun ileri yürüyüşe başlamasıyla kıt’aat-ı sairenin yani 72’nci Alay ve 77’nci Alayın Kocadere şarkına takarrüpleri 12 Nisan 1331 zevali (25 Nisan 1915 öğleyin)


 


0   Düşman gemilerinin vaziyeti


 


——->  Düşmanın ihraç noktası


 


 



(ATAZB, Kls: 41, G: 3 ag)


1/25.000 ölçekli harita


 


Arıburunu muharebesi 12.02.1331 / 25 Nisan 1915


___l___  : 27’nci ve 57’nci Alayların taarruzları


 


___l___  : Düşmanın ihracını müteakip ilk vaziyeti


 


—+—     : Türk tarafının 12.02.1331 / 25 Nisan 1915 gece vaziyeti


 


—+—     : Düşman tarafının 12.02.1331 / 25 Nisan 1915 gece vaziyeti


 


——->    : Düşmanın ric’at istikameti


 



57 nci Alay Harp Ceride sayfalarından örnekler


 


(ATAZB, Kls: 41, G: 3 ai)


 19’uncu Fırkanın Nisan 1331 (Nisan 1915) kuvve-i umumiye cetvelidir:


 





































































































































































































Kıt’aat


Z


A


B


 İ


T


Efrad


Tüfek


Makineli Tüfek


Top


Cephane


Piyade sandık


Topçu Şarapnel


Dane


El humbarası


Mülahazat


57. Alay


49


3638


3000


4


 


572


 


 


830


 


72. Alay


62


3505


3000


4


 


525


 


 


780


 


77. Alay


65


3363


3000


 


 


525


 


 


780


 


4. Süvari alayı 5. Bölük


3


115


86 Filinta


 


 


7


 


 


 


 


39. Topçu Alayı Tali’a mantelli


3


241


 


 


8 mantell


 


2157


 


 


Hafif cephane koluyla


39. Topçu Alayı 2. Tabur Sahra


11


566


58 Filinta


 


8 krup


 


 


 


 


Hafif cephane koluyla


39. Topçu Alayı 3. Tabur Cebel


10


575


54 Filinta


 


4 seri cebel krup


3


2282


759


 


Hafif cephane koluyla


İstihkam 3. Tabur 4. Bölük


4


388


250


 


 


37


 


 


 


 


19. Sıhhıye Bölüğü


4


225


 


 


 


 


 


 


 


 


Beşinci Seyyar Hastahane


7


80


 


 


 


 


 


 


 


 


Cephane kolları


7


385


121 vinçester


 


 


 


 


 


 


1.Piyade, 2.Piyade, 3.Sahra,  4.Sahra Cephane Kolları


Erzak Kolları


4


183


63 Muaddel Martin


 


 


Tüfek başına 120


 


 


 


4.Hafif,     5.Ağır Erzak kolları


Ekmekçi Takımı


1


111


 


 


 


 


 


 


 


 


Fırka karargahı


19


101


15 Filinta


30 Muaddel Martin


 


 


3


 


 


 


 


YEKUN


249


13476


9547


8


20


1669


4439


759


2490


 


 


(ATAZB, Kls: 41, G: 3 ak)


 


12.02.1331 / 25 Nisan 1915, saat 7,30’dan evvel


Bigalı’dan, tahriren


 


57’nci Alay Kumandanlığına,


 


Şimdi alayınızla hareket etmek üzere hazırlanınız. Ve emir almak üzere hemen fırka kumandanı nezdine gelmeniz emr-i kumandanî iktizasındandır.


 


                                                                                                          Fırka Yaveri


 


(Bu emri bütün cüzitam kumandanlarına emir zabitleriyle ve telefonla tahriren (?) atlılarla gönderilmiştir.)


 


 


12.02.1331 / 25 Nisan 1915, saat 7.00


 


Dokuzuncu Fırka Kumandanlığına,


 


Şimdi 27’nci Alay Kumandanlığından âtîdeki raporu aldım:



  1. Düşman Arıburunu sırtlarını işgal etmiştir.
  2. Arıburunu ile Kocadere arasındaki sırtlardan taarruza başlıyorum.
  3. Kocaçimen’i serian 19’uncu Fırkaya tutturmanız müsterhamdır.
  4. Kocadere-Arıburunu arasındaki sırtlardayım.

 


27’nci Alay Kumandanı


       Kaymakam


     Mehmet Şefik


 


(9’uncu Fırka Kumandanlığına yazılmış ve oradan 19’uncu Fırka karargahına gönderilmiş olan bu raporu hiç görmedim. İmza M.Kemal)


 


12.02.1331 / 25 Nisan 1915, saat 7,30’dan evvel, vürudu saat 9 evvel


Kabatepe


 


Kabatepe istikametinde çıkarılan iki numrolu zabit keşif kolundan


 


19’uncu Fırka Kumandanlığına,


 


1)     Düşman Ağıldere ve Arıburunu cihetinden ciddi ihracat yapmıştır ve yapmaya devam ediyor. Müteaddid nakliye gemileri, beş zırhlı ve kruvazör müşahade edilmektedir.


Kabatepe 9’uncu Fırkanın 27’nci Alayı 2’nci Taburu tarafından işgal edilmiştir.


Kocaçimen dağı üzerinde düşman ile muharebe edilmektedir.


 


                                                                                      İhtiyat Zabit Vekili


                                                                                          Hasan Reşid


 


(Almadım, M. Kemal)


 


12.02.1331 / 25 Nisan 1915, saat 7,30’dan evvel, vürudu saat 9.10’dan evvel


Kocadere sırtlarından,


 


19’uncu Fırka Kumandanlığına,


 



  1. Düşman Arıburunu’nu işgal etmiştir.
  2. Kocadere mailesine sırtları da işgal etmiştir.
  3. Düşman ilerlemiyor. Agleb-i ihtimal müsaid olan vaziyet-i araziye nazaran Kabatepe’deki kuvvetin yanını almak istiyor.
  4. Miktar malûm değildir.

Aynen 9’uncu Fırka Kumandanlığına


 


                                                                                                    Süvari Mülazımı


                                                                                                      Mehmet Salih


 






[1] ATASE Arşivinde yapılan çalışmada 57’nci, 77’nci ve 26’nci, 27’nci Alayların tarihçeleri incelenmiş, 72’nci Alayın tarihçesine ise ulaşılamamıştır.



[2] Ceridede Nisan ayı, Osmanlı döneminde kullanılan Rumî takvime göre ikinci ay olarak kayıtlıdır. Saatler alafranga ancak 12 saatlik zaman dilimine göre yazılmıştır. İncelememize konu olan ceridedeki tarih 12.02.1331 yani 25 Nisan 1915 tarihinde cereyan eden olayları kapsamaktadır.



[3] Uluğ İğdemir, Arıburunu Muharebeleri Raporu, Türk Tarih Kurumu Yay., Ankara 1968.



[4] BOA., (Hariciye Nezareti)HR. (Matbuat) MA., Ds: 1118/4; irade-i seniyye için bk.,  İrade Harbiye, 4 Rebiyülevvel 1333 / 7 Kânun-ı sani 1330 / 20 Ocak 1915.



[5] Gnkur. ATASE Arşivi Nu: 5/2453, Kls: 3964, Ds: h-7, F: 1/8, 1/13, 1/15.



[6] İzzettin Çalışlar, On Yıllık Savaşın Günlüğü, Balkan, Birinci Dünya ve İstiklal Savaşları (Orgeneral İzzettin Çalışların Günlüğü), Yay. Hz. İsmet Görgülü-İzzettin Çalışlar, İstanbul 1997, s. 91-93.



[7] İzzettin Çalışlar, On Yıllık Savaşın Günlüğü, s. 94.



[8] İzzettin Çalışlar, On Yıllık Savaşın Günlüğü, s. 94.



[9] Gnkur. ATASE Arşivi, ATAZB, Kls: 41, G: 3/6 ae, 19’uncu Tümen Ceridesi, 10.02.1331 / 23 Nisan 1915.



[10] Mustafa Kemal, Arıburnu Muharebeleri Raporu, s. 17.



[11] İzzettin Çalışlar, On Yıllık Savaşın Günlüğü, s. 94.



[12] Mustafa Kemal, Arıburnu Muharebeleri Raporu, s. 16-17.



[13] Muhittin Turagay, 77’nci Piyade Alayı Tarihçesi, Ankara 1982, s. 6.



[14] Gnkur. ATASE Arşivi, ATAZB, Kls: 41, G: 3/6 aea, 19’uncu Tümen Ceridesi, 11.02.1331 / 24 Nisan 1915.



[15] Gnkur. ATASE Arşivi, ATAZB, Kls: 41, G: 3/7 af-afa, 19’uncu Tümen Ceridesi, 11.02.1331 / 24 Nisan 1915.



[16] Mustafa Kemal, Arıburnu Muharebeleri Raporu, s. 18.



[17] Bölük numaralandırma sistemi bugün de ayni şekildedir. Alay geneli dikkate alındığında ikinci taburdakiler 5,6,7,8 nci bölükler diye adlandırılır. Ancak her tabur içinde 1,2,3,4’ncü bölük olarak da kaydedilir.



[18] (Mehmet) Şefik Aker, Çanakkale Arıburunu Savaşları ve 27’nci Alay, 99 Sayılı Askeri Mecmuanın Tarih Kısmı Eki, Sayı: 40, Ankara, 1. Kânun 1935, s. 20-21.



[19] Mehmet) Şefik Aker, Çanakkale Arıburunu Savaşları ve 27’nci Alay, s. 21-23.



[20] Erkân-ı Harbiye Kaymakamı İzzeddin (Çalışlar), “Çanakkale Muharebâtı Hatırâtından: 12 Nisan 1331 / 25 Nisan 1915 Günü”, Mecmua-i Askeriye, s. 383.



[21] Mehmet) Şefik Aker, Çanakkale Arıburunu Savaşları ve 27’nci Alay, s. 24-28. Ayrıca bk., Erkân-ı Harbiye Kaymakamı İzzeddin (Çalışlar), “Çanakkale Muharebâtı Hatırâtından: 12 Nisan 1331 / 25 Nisan 1915 Günü”, Mecmua-i Askeriye, s. 384.



[22] Mehmet) Şefik Aker, Çanakkale Arıburunu Savaşları ve 27’nci Alay, s. 50.



[23] Yarbay Mustafa Kemal, Albay Halil Sami Bey’i, Selanik’te Numune Taburunda görev yaptığı 1907 yılından beri yakından tanımakta ve “nezahat-i kalbiyesi şayan-ı hürmet olan bir arkadaşımızdı” diye övgüyle bahsetmektedir. Bk., Mustafa Kemal, Arıburnu Muharebeleri Raporu, s. 13.



[24] Gnkur. ATASE Arşivi, ATAZB, Kls: 41, G: 3/7 afa, 19’uncu Tümen Ceridesi, 11.02.1331 / 24 Nisan 1915. Ayrıca bk., Mustafa Kemal, Arıburnu Muharebeleri Raporu,  s. 19.



[25] Mustafa Kemal Atatürk, daha sonra cerideyi Harp Tarihi Arşivine gönderirken bahsedilen notları yazmış olabilir veya Arıburunu Muharebeleri Tarihçesi’ni kaleme alırken, cerideden yararlanırken, evrakları görüp görmediğine dair notları yazmış olabilir şeklinde değerlendirme yapılabilir.



[26] Mehmet) Şefik Aker, Çanakkale Arıburunu Savaşları ve 27’nci Alay, s. 42.



[27] Gnkur. ATASE Arşivi, ATAZB, Kls: 41, G: 3/7 an, 19’uncu Tümen Ceridesi, 12.02.1331 / 25 Nisan 1915.



[28] Mustafa Kemal, Arıburnu Muharebeleri Raporu, s. 20.



[29] Mustafa Kemal, Arıburnu Muharebeleri Raporu, Yay. Hz. Uluğ İğdemir, Ankara 1968, s. 20.



[30] Gnkur. ATASE Arşivi, ATAZB, Kls: 41, G: 3 ag, 3 ah, 3 aha, 19’uncu Tümen Ceridesi, 12.02.1331 / 25 Nisan 1915. Ayrıca bk., Muhittin Turagay, 77’nci Piyade Alayı Tarihçesi, s. 6.



[31] Gnkur. ATASE Arşivi, ATAZB, Kls: 41, G: 3 ai, 19’uncu Tümen Ceridesi, Nisan 1915 kuvve-i umumiye cetveli.



[32] Gnkur. ATASE Arşivi, ATAZB, Kls: 41, G: 3 ak, 19’uncu Tümen Ceridesi, 12.02.1331 / 25 Nisan 1915. Ayrıca bk., Şefik  Aker, Çanakkale-Arıburnu Savaşları ve 27’nci Alay, s. 28-42.



[33] Yarbay Mehmet Şefik (Aker), 24/25 Nisan 1915 gecesi 27’nci Alaya bağlı 1’inci ve 2’nci Taburlarla Makineli Tüfek bölüğünün Kabatepe’ye giderek gece tatbikat yaptıklarını ve gece yarısından sonra saat 02.00’de çadırlara yorgun argın döndüklerini çok geçmeden iki saat sonra top sesleriyle uyandıklarını belirtmektedir. Bk., (Mehmet) Şefik Aker, Çanakkale Arıburunu Savaşları ve 27’nci Alay, s. 31-32.



[34] Gnkur. ATASE Arşivi, ATAZB, Kls: 41, G: 3 ak, 19’uncu Tümen Ceridesi, 12.02.1331 / 25 Nisan 1915.



[35] Gnkur. ATASE Arşivi, ATAZB, Kls: 41, G: 3 ak, 19’uncu Tümen Ceridesi, 12.02.1331 / 25 Nisan 1915. Ayrıca bk., Mustafa Kemal, Arıburnu Muharebeleri Raporu, s. 21. Lütfi Doğancı, 57’nci Piyade Alayı Tarihçesi, Ankara 1975, s. 19-20. 57’nci Alay Komutanı Yarbay Hüseyin Avni Bey’in 21 Temmuz 1915 tarihinde yani şehadetinden 23 gün evvel kaleme aldığı “57’nci Alayın 12 Nisan 331/25 Nisan 1915 Tarihinden 24 Nisan 1331/7 Mayıs 1915 Tarihine Kadar Arıburnu Meydan Muharebesini Hâki Muharebe Takriri”nde ilk gün yapılan muharebeye dair ayrıntılar yer almaktadır. Bk., Sermet Atacanlı, Atatürk ve Çanakkale Komutanları, İstanbul 2006, s. 405-428.



[36] Sermet Atacanlı, Atatürk ve Çanakkale Komutanları, s. 405.



[37] Gnkur. ATASE Arşivi, ATAZB, Kls: 41, G: 3 aka, 19’uncu Tümen Ceridesi, 12.02.1331 / 25 Nisan 1915. Ayrıca bk., Mustafa Kemal, Arıburnu Muharebeleri Raporu, s. 21; ayrıca bk., Erkân-ı Harbiye Kaymakamı İzzeddin (Çalışlar), “Çanakkale Muharebâtı Hatırâtından: 12 Nisan 1331 / 25 Nisan 1915 Günü”, Mecmua-i Askeriye, s. 385-387. Ayrıca bk., Hülya Toker, Aynı makale, s. 27.



[38] Sermet Atacanlı, Atatürk ve Çanakkale Komutanları, s. 406.



[39] Erkân-ı Harbiye Kaymakamı İzzeddin (Çalışlar), “Çanakkale Muharebâtı Hatırâtından: 12 Nisan 1331 / 25 Nisan 1915 Günü”, Mecmua-i Askeriye, s. 386.



[40] Gnkur. ATASE Arşivi, ATAZB, Kls: 41, G: 3 al, 19’uncu Tümen Ceridesi, 12.02.1331 / 25 Nisan 1915.



[41] Mustafa Kemal, Arıburnu Muharebeleri Raporu, s. 22.



[42] Sermet Atacanlı, Atatürk ve Çanakkale Komutanları, s. 406.



[43] (Mehmet) Şefik Aker, Çanakkale Arıburunu Savaşları ve 27’nci Alay, s. 53.



[44] Mustafa Kemal, Arıburnu Muharebeleri Raporu, s. 24.



[45] Erkân-ı Harbiye Kaymakamı İzzeddin (Çalışlar), “Çanakkale Muharebâtı Hatırâtından: 12 Nisan 1331 / 25 Nisan 1915 Günü”, Mecmua-i Askeriye, s. 388-399. İzzeddin Bey, düşmanın üç tugay kuvvetinde olduğunu ifade etmektedir. Ayrıca bk., Lütfi Doğancı, 57’nci Piyade Alayı Tarihçesi, s. 20-21.



[46] Gnkur. ATASE Arşivi, ATAZB, Kls: 41, G: 3 ala, 19’uncu Tümen Ceridesi, 12.02.1331 / 25 Nisan 1915.



[47] Gnkur. ATASE Arşivi, ATAZB, Kls: 41, G: 3 am, 19’uncu Tümen Ceridesi, 12.02.1331 / 25 Nisan 1915. Ayrıca bk., Mustafa Kemal, Arıburnu Muharebeleri Raporu, s. 24. Yarbay Şefik Bey ve 27’nci Alay bu saatten itibaren bütün Çanakkale Muharebeleri süresince 19’uncu Tümen Komutanlığı emrinde görevine devam etmiştir.



[48] Sermet Atacanlı, Atatürk ve Çanakkale Komutanları, s. 407.



[49] Gnkur. ATASE Arşivi, ATAZB, Kls: 41, G: 3 ama, 19’uncu Tümen Ceridesi, 12.02.1331 / 25 Nisan 1915.



[50] Gnkur. ATASE Arşivi, ATAZB, Kls: 41, G: 3 an, 19’uncu Tümen Ceridesi, 12.02.1331 / 25 Nisan 1915.



[51] Gnkur. ATASE Arşivi, ATAZB, Kls: 41, G: 3 ana, 19’uncu Tümen Ceridesi, 12.02.1331 / 25 Nisan 1915.



[52] Mustafa Kemal, Arıburnu Muharebeleri Raporu, s. 26.



[53] Gnkur. ATASE Arşivi, ATAZB, Kls: 41, G: 3 ana, 3 ao, 19’uncu Tümen Ceridesi, 12.02.1331 / 25 Nisan 1915. Ayrıca bk., Mustafa Kemal, Arıburnu Muharebeleri Raporu, s. 26-27.



[54] Mustafa Kemal, Arıburnu Muharebeleri Raporu, s. 27.



[55] Gnkur. ATASE Arşivi, ATAZB, Kls: 41, G: 3 ao, 19’uncu Tümen Ceridesi, 12.02.1331 / 25 Nisan 1915.



[56] Gnkur. ATASE Arşivi, ATAZB, Kls: 41, G: 3 aoa, 19’uncu Tümen Ceridesi, 12.02.1331 / 25 Nisan 1915.



[57] Gnkur. ATASE Arşivi, ATAZB, Kls: 41, G: 3 ap, 19’uncu Tümen Ceridesi, 12.02.1331 / 25 Nisan 1915.



[58] Gnkur. ATASE Arşivi, ATAZB, Kls: 41, G: 3 apa, 19’uncu Tümen Ceridesi, 12.02.1331 / 25 Nisan 1915. Ayrıca bk., Sermet Atacanlı, Atatürk ve Çanakkale Komutanları, s. 408.



[59] Gnkur. ATASE Arşivi, ATAZB, Kls: 41, G: 3 aq, 19’uncu Tümen Ceridesi, 12.02.1331 / 25 Nisan 1915.



[60] Sermet Atacanlı, Atatürk ve Çanakkale Komutanları, s. 408.



[61] Sermet Atacanlı, Atatürk ve Çanakkale Komutanları, s. 408-409.



[62] Gnkur. ATASE Arşivi, ATAZB, Kls: 41, G: 3 ar, 19’uncu Tümen Ceridesi, 12.02.1331 / 25 Nisan 1915.



[63] Gnkur. ATASE Arşivi, ATAZB, Kls: 41, G: 3 ara, 19’uncu Tümen Ceridesi, 12.02.1331 / 25 Nisan 1915.



[64] Gnkur. ATASE Arşivi, ATAZB, Kls: 41, G: 3 as, 19’uncu Tümen Ceridesi, 12.02.1331 / 25 Nisan 1915.



[65] Mustafa Kemal, Arıburnu Muharebeleri Raporu, s. 28-31. Ayrıca bk., (Mehmet) Şefik Aker, Çanakkale Arıburunu Savaşları ve 27’nci Alay, s.69-73.



[66] Gnkur. ATASE Arşivi, ATAZB, Kls: 41, G: 3 asa, 19’uncu Tümen Ceridesi, 12.02.1331 / 25 Nisan 1915.



[67] Gnkur. ATASE Arşivi, ATAZB, Kls: 41, G: 3 at, 19’uncu Tümen Ceridesi, 12.02.1331 / 25 Nisan 1915.



[68] İzzettin Çalışlar, On Yıllık Savaşın Günlüğü, s. 94-95.



[69] (Mehmet) Şefik Aker, Çanakkale Arıburunu Savaşları ve 27’nci Alay, s. 78-79.



[70] Conkbayırı Muharebelerinin o şanlı 57’nci Alayının kahraman Mehmetçiklerinden birisi de baba tarafımdan büyük dedem (Bursa-Karacabey-Seyran köyünden) Kamalıoğullarından Osman oğlu Salih Çavuştur. Salih Çavuş Conkbayırı muharebelerinde kahramanca çarpışan ve bu coğrafyanın vatanlaştırılmasında al kanlarıyla toprağı sulayan şehitlerimizden sadece birisidir. 57’nci Alaydan şehit düşen askerlerimizin büyük bölümü Bursa kütüğüne kayıtlı Mehmetçiklerdir. O kahramanları bir kez daha saygı ve rahmetle anıyorum. 57’nci Piyade Alayının toplam kaybı ise 1731 şehit, 543 kayıp olmak üzere 2274 kişidir. Bk., 57’nci Alay Tarihçesi, Gnkur. ATASE Bşk.lığı Arşivi.



[71] Ayrıntılı bilgi için bk., Şehitlerimiz, MSB.lığı Yay., c. I-V, Ankara 1998.



[72] Gnkur. ATASE Arşivi, ATAZB, Kls: 41, G: 3 au, 19’uncu Tümen Ceridesi, 13.02.1331 / 26 Nisan 1915.



[73] Gnkur. ATASE Arşivi, ATAZB, Kls: 41, G: 3 aua, 19’uncu Tümen Ceridesi, 13.02.1331 / 26 Nisan 1915.



[74] Gnkur. ATASE Arşivi, ATAZB, Kls: 41, G: 3 av, 19’uncu Tümen Ceridesi, 13.02.1331 / 26 Nisan 1915.



[75] Gnkur. ATASE Arşivi, ATAZB, Kls: 41, G: 3 ava, 19’uncu Tümen Ceridesi, 13.02.1331 / 26 Nisan 1915.



[76] Gnkur. ATASE Arşivi, ATAZB, Kls: 41, G: 3 av, 19’uncu Tümen Ceridesi, 13.02.1331 / 26 Nisan 1915.



[77] Gnkur. ATASE Arşivi, ATAZB, Kls: 41, G: 3 ax, 19’uncu Tümen Ceridesi, 13.02.1331 / 26 Nisan 1915.



[78] Gnkur. ATASE Arşivi, ATAZB, Kls: 41, G: 3 axa, 19’uncu Tümen Ceridesi, 13.02.1331 / 26 Nisan 1915.



[79] İzzettin Çalışlar, On Yıllık Savaşın Günlüğü, s. 95.



[80] İzzettin Çalışlar, On Yıllık Savaşın Günlüğü, s. 95.



[81] Carl Mullman, Çanakkale Muharebesi, İstanbul 1927, s. 56.



[82] Carl Mullman, Çanakkale Muharebesi, s. 56-58.



[83] Carl Mullman, Çanakkale Muharebesi, s. 59.



[84] Dukakinzade Feridun, Büyük Harp, Türk Cepheleri, Çanakkale Cephesi, Kısım 2, s. 61-62.



[85] Şükrü Erkal, Çanakkale Cephesi Harekâtı (Özet), s. 82.



[86] Uluğ İğdemir, Atatürk’ün Anafartalar Muharebelerine Ait Hatıraları, Ankara, 1943, s. 16.



[87] ATASE Bşk.lığı Arşivinde 57’nci ve 77’nci Alayların cerideleri mevcut olup 72’nci Alayın ceridesine yaptığımız araştırmalarda henüz ulaşılamamıştır.



[88] (Mehmet) Şefik Aker, Çanakkale Arıburunu Savaşları ve 27’nci Alay, s. 82.

33.087 okunma

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir