I. Dünya Savaşı, 28 Temmuz 1914 tarihinde başlayıp 11 Kasım 1918 tarihinde sona eren Avrupa merkezli küresel bir savaştır. 1917’de Amerika Birleşik Devletleri‘nin savaşa katılmasına kadar bu savaş ABD basınında “Avrupa Savaşı” [1], Avrupa’da ise “Büyük Savaş” veya “Dünya Savaşı” olarak adlandırılmıştır. Savaşın taraflarından biri olan Osmanlı İmparatorluğu‘nda genel savaş anlamında “Harb-i Umumi”, halk arasında ise “Seferberlik” olarak adlandırılmıştır [2]. İkinci Dünya Savaşından sonra ise I. Dünya Savaşı olarak adlandırılmıştır. Günümüzde yaygın olarak bu şekilde kullanılmaktadır.
Birinci dünya savaşının nedenleri olarak; Fransız Devriminin etkisiyle gelişen milliyetçilik akımları ve buna bağlı olarak bağımsızlık isyanlarının artması, devletlerarası bloklaşma, ham madde ve pazar arayışı, silahlanma yarışının hızlanması ve sömürgecilik sayılabilir. Bununla birlikte dünyanın 19.yy.dan beri devam eden silahlanma politikalarının bu savaşın ana nedenlerinden bir olduğu kabul edilmektedir [3–5].
Bu savaşta, yeni silah teknolojilerindeki ilerlemeye karşılık, savunma tekniklerinin bu paralelde gelişmemesi savaşa katılan yaklaşık 9 milyon asker ve 13 milyona yakın sivil insanın hayatını kaybetmesinin ana nedenlerinden biri olmuştur [6–8].
Resim 1: 1915’te Avrupa’nın ittifaklarını gösteren harita [9].
1. I. DÜNYA SAVAŞIN ÖNCESİ SİLAHLAR VE SİLAHLANMA
I.Dünya savaşında ordular farklı tüfekler kullanmaktaydı. İngilizler James Lee tarafından geliştirilen Londra’nın kuzeyindeki Enfield’da bulunan Kraliyet Küçük Silah Fabrikasında üretilen “Lee-Enfield” silahlarını kullanmaktaydı. Alman askerleri ise 1898’den beri hizmette olan “Mauser Gewehr 98” kullanıyordu. Bu nedenle İngiliz “Lee-Enfield” ve Alman “Mauser Gewehr 98” tüfekleri Batı Cephesinde keskin nişancıların kullandığı başlıca silahlar haline gelmişti. Bu tüfeklerden atılan mermiler ses hızının iki katı hızla hareket edebilmekteydi.
Resim 2: İngiliz yapımı Lee-Enfield silahı Mauser Gewehr-98 Silahı (Vikipedia)
Savaş teknolojilerindeki bu ilerlemeler ve özellikle makineli tüfeklerin yaygın kullanılması I. Dünya savaşında siperlerin kazılmasının ana nedenlerinden biri olmuştur. Bu silahlar ilk kez Hiram Maxim tarafından geliştirilmiş ve 1884’te İngiltere’de üretilmişti [10,11]. 1887 Kaiser Wilhelm II makineli tüfeğin potansiyelini fark edip 1901 de orduda makineli tüfek şubesini kurmuştu. I.Dünya Savaşı başladığında Alman Ordusunda 12.500 Maxim makineli tüfek faaliyetteydi. Daha sonrasında ise almanlar Maschinen Gewehr 08 ‘ini tripod üzerine sabitlenmiş, şeritle beslemeli, su soğutmalı ve tam otomatikti modelini geliştirip ürettiler (Resim 2). İngiliz Ordusu makineli tüfeğin potansiyelinin farkına varmakta geç kalması savaş başladığında her piyade taburuna yalnızca iki Vickers makineli tüfeğine sahip olması sonucunu doğurmuştur. İngiliz Ordusu’nun makineli tüfeğin potansiyelini fark etmesi ve Makineli Tüfek Kolordusu ‘nu kurması ancak Ekim 1915’te gerçekleşti [12,13].
Resim 3. Alman yapımı Maschinengewehr 08 (MG08) Makineli tüfek donanımlı Osmanlı birliği (İkinci Gazze Muharebesi sırasında, Tel el-Şeriye, 1917, vikipedia) [6]
1.1 Toplar ve Özellikleri
Tüm Avrupa Orduları’nın sahra topçuları vardı. Bu sahra topçularının kullandıkları toplar düz yörüngeliydi ve amaçları düşman saldırılarını bastırmak ve kısa mesafeden kendi piyadelerinin ilerlemelerini desteklemekti. İngiliz Ordusu, ilk kez 1904’te ürettiği 18 pounder’ı savaşta kullandı. Bu silah savaşın ilerleyen dönemlerde İngilizlerin kullandığı standart sahra silahı haline geldi. Bu silahlardan Ağustos 1914 itibarıyla İngiliz Ordusu’nun hizmetinde 1.226 adet vardı. 18 pounder’ın kalibresi 3,3 inçti; ağırlığı 4,6 kg ila 8,4 kg arasında olan mermileri ateşleyebiliyordu ve 6 km menzile sahipti ve dakikada 8 mermi atış hızına sapiti [13].
Alman Ordusu 77 mm’lik sahra topunu kullanıyordu ve 10 km menzile sahipti. Ancak aynı zamanda ağır mermiler fırlatabilen obüs tipi toplara da sahiplerdi. Alman topçusu, Aisne Muharebesi sırasında 15,8 kilogramlık yüksek patlayıcı mermi olan Feldhaubitz granate 98’i veya 12,8 kilogramlık şarapnel mermisi olan Feldhaubitz schrapnel 98’i ateşleyebilen 10,5 cm (4 inç) Feldhaubitze 98/09’u kullandı. Ayrıca 8,3 inç kalibreli ve 10.km menzilli Langer Morser’i kullandı. Bu silahların namlusu yüksek bir açıya ayarlanıp ateşlenebiliyordu. Bu özellikleri nedeniyle tepelerin ve sırtların arkasındaki düşman mevzilerine ateş ediliyordu [12,13].
1.2 Deniz Silahları
Almanya’nın, 20. yüzyılın egemen deniz gücü ve hayatta kalmak için deniz ticaretine bağımlı bir ada ülkesi olan Birleşik Krallık’ la boy ölçüşebilecek bir savaş gemisi filosu inşa etme girişimi, bu iki ülke arasındaki düşmanlığın ana nedeni olarak gösteriliyor. Her alanda artan silahlanma çabaları donanmalardaki çeşitli gemilerinde değişik özelliklerdeki top ve makineli tüfeklerle donatılmasına neden olmuştur. Bu durum, I. Dünya Savaşı boyunca gemiden karaya yapılan top ve makineli tüfek atışlarını mümkün kılmıştır ve savaştaki ölümlerin ana nedenlerinden birini oluşturmuştu3 [13,14]. Çünkü gemilere monte edilen silahlar, karadan 32 km kadar içerideki hedefleri vurabiliyordu. Alman denizaltılarının gizliliği ve hızı, Almanya’ya Kuzey Denizi’ndeki hâkimiyetinde önemli bir avantaj sağladı [13,14].
1.3 Tanklar
İngilizler 1916’da tankları tanıttı; cepheyi ilerletmek için uçaklar ve toplarla birlikte kullanıldılar. Tanklar ilk kez 15 Eylül 1916’da Batı Cephesi’ndeki Somme saldırısının bir parçası olan Flers-Courcelette Muharebesi sırasında kullanıldı. İlk tanklar yavaş ve güvenilmezdi ama aynı zamanda yeni ve etkileyiciydi. Tankın rakip piyadeler üzerinde önemli bir psikolojik etkisi olmuştur. 1918’in ortalarına gelindiğinde tanklar İngiliz savaşının standart bir unsuru haline gelmişti. [15,16]
1.4 Hava silahları
17 Aralık 1903’te Wright kardeşler dünyanın ilk başarılı uçağını uçurdular ve bunu 1908’de ilk askeri uçak izledi. Bu amaçla 1908 Flyer, 40 mil hızla uçabilen ve at arabasıyla parçalanıp taşınabilen 2 kişilik bir uçak için inşa etti. Teknik olarak, gösteri programı sırasında düştüğü ve resmi olarak orduya teslim edilmediği için hiçbir zaman orduların malı olmadı. Ancak denemeler o kadar etkileyiciydi ki ordu 1909’da teslim edilecek olan ikinci bir uçak sipariş etti. Bundan sadece altı yıl sonra, Avrupa genel bir savaşa girdi. Genellikle kara ve deniz savaşının bir yan gösterisi olarak tasvir edilen hava savaşı, mekanize savaşın başlangıcını oluşturdu. Uçaklar olağanüstü askeri ilerlemenin dört büyük teknolojik gelişmesinden biriydi: denizaltı, tank ve radyo iletişimi ise diğerleriydi. Savaşın ilk günlerinden itibaren uçak keşifleri askeri operasyonların yürütülmesini etkiledi ve havadan gözlemciler topçu ateşlerini kontrol altına aldılar. Oysa topçu birlikleri dönemin savaşlarında hayati önem taşıyordu [17].
Dünya Savaşı’nın başlangıcında Alman silahlı kuvvetleri 10 zeplin ve üç küçük hava gemisine sahipti, ancak zeplinlere kaldırma gücünü veren hidrojen gazının son derece patlayıcı olması büyük sorundu. Savaşın ilk ayında yoğun şekilde savunulan bölgelere yapılan gündüz baskınlarında üç zeplin kaybedilmesi zeplin saldırılarının durmasına neden oldu. Savaşın başlangıcında, havadan ağır uçaklar yalnızca görsel keşif için kullanılıyordu, çünkü zayıf motorları bir pilottan ve bazı durumlarda bir gözlemciden fazlasını taşıyamıyordu. Daha güçlü motorlar ve daha iyi uçak tasarımları, kısa sürede müdahaleden kaçınmak için yüksek irtifalarda uçabilen özel keşif uçaklarını mümkün kıldı. Daha güçlü motorların yapılması sayesinde Almanlar, 1917’de 24.000 fit (7.300 metre) kadar yüksekte çalışabilen iki kişilik Rumpler uçaklarını hizmete soktu [17]. Bunun yanında uçaklar teknolojik açıdan kaba olmalarına rağmen psikolojik bir avantaj sunuyorlardı. Almanlarda uçakların bu gelişimi ve yetişmiş insan gücü savaş pilotlarının, havadaki cüretkâr ve heyecan verici manevraları dünyayı şaşkınlık içinde bırakmıştı. [10,18–20]. İlerleyen dönemlerde bu uçaklara dönemin gözde silahları makineli tüfeklerin montajının yapılmasını sağlamış ve savaşa yeni bir boyut katmıştı.
Avrupa Ağustos 1914’te savaşa girdiğinde, İttifak Devletleri yaklaşık 330 askeri uçağa, İtilaf Devletleri ise 675 uçağa sahipti ve bu da İtilaf Devletleri’ne başlangıçta 2’ye 1’lik bir avantaj sağlıyordu [17] .
2. BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NIN BAŞLAMASI
28 Haziran 1914’te Avusturya-Macaristan Veliahdı Ferdinand’ın Saraybosna’da Princip isimli bir Sırp tarafından öldürülmesi ile Avrupa’da gerginlik had safhaya ulaştı. Temmuz 1914’te Avusturya’nın Belgrad’ı bombalamasıyla başlayan Sırbistan savaşı nedeniyle Rusya 31 Temmuz’da seferberlik ilan etti. Buna karşılık Almanya, Rusya’ya seferberliği durdurmaması nedeniyle 1 Ağustos 1914’te Rus-Alman savaşı başladı [21,22].
Almanya’nın I. Dünya Savaşı’nda batı cephesinde tatbik etmeye çalıştığı plan Schlieffen Planı olarak bilinir. 1891-1905 yılları arasında Alman Genelkurmay Başkanlığı yapan Schlieffen, 1900 yılında hazırladığı ve Almanya’nın Fransa ve Rusya ile aynı anda savaşma ihtimali karşısında yaptığı planla önce Fransa’yı ve akabinde Rusya’yı yenmeyi hedefleyen bir plandı. Plan Fransa’ın ele geçirilmesi 12 kolordudan oluşan 3 ordu ile Verdun’un kuzeyinden Meuse Irmağını geçmek ve Fransız ana kuvvetlerini kuşatmak üzerine kurgulanmıştı. Bu plana göre Alman saldırısını Verdun ile Belfor arasında bekleyip tahkimatını buna göre alması düşünülen Fransız ordusu, güneybatı istikametinden kuşatılarak imha edilecekti (Resim 4) [24,25].
Resim 4: Schlieffen Planı (1905) (Encyclopedia Britannica, Inc.) [25]
Schlieffen Planına göre Almanya, Birinci Dünya Savaşı’na iki cephede savaşmaya başladı; batıda tarafsız Belçika üzerinden Fransa’yı işgal etti ve doğuda Rusya ile karşı karşıya geldi.4 Ağustos 1914’te Alman birlikleri sınırı geçerek Belçika’ya girdi. Birinci Dünya Savaşı’nın ilk savaşında Almanlar, 15 Ağustos’a kadar ele geçirmek için ağır tahkim edilmiş Liege şehrine saldırdı ve bu şekilde Belçika üzerinden Fransa’ya doğru ilerlemeye başladı [24,25].
2.1 I. Marne Savaşı
6-9 Eylül 1914 tarihleri arasında yapılan Birinci Marne Muharebesi’nde , Fransız ve İngiliz kuvvetleri, o zamana kadar Paris’in 48 km yakınında kuzeydoğu Fransa’nın derinliklerine girmiş olan Alman ordusuyla karşı karşıya geldi. Müttefik birlikler Almanların ilerleyişini kontrol ederek Almanları Aisne Nehri’nin kuzeyine geri sürdü. Bu durum, Almanya’nın Fransa’da hızlı bir zafer kazanmasının sonu anlamına geliyordu. Bunun üzerine her iki tarafta siper kazdı ve bu siperler Batı Cephesinde, üç yıldan fazla sürecek bir savaşın başlangıcını oluşturdu [22].
3. BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NDA SİPERLER
I. Dünya savaşından önceki savaşlar genellikle piyadelerin göğüs göğüse çarpışması şeklinde olmaktaydı silahların gelişmesine paralel olarak açık alanlarda çarpışan askerlerin uzaktan vurabilme kapasitelisinin artmasına neden oldu. Bu gelişmeler, dikenli tel ve mayınlarla birlikte açık arazide hareketi hem zor hem de tehlikeli hale getirildiğinden siper kazılmasını gerekli hale getirdi [26].
Siper savaşları, düşmanın hafif silah ateşinden iyi, topçu ateşinden ise kısmen korunabildiği, siperlerden oluşan hatlarının kullanıldığı bir kara savaşı türüdür [27]. Bu nedenlerle gelişen siperler, savaş alanlarının çarpışılan, dinlenilen, yemek yenilen, savaşın yönetiminin sağlandığı alanlar haline geldi ve gelişimleri Birinci Dünya Savaşı’nın sonuna kadar sürdü [43, 44]. Her ne kadar siperlerin ilk kez I. Dünya Savaşı’nın (1914-1918) batı cephesinde kullanıldığı kabul edilse de; tarihte kaleleri düşman saldırılarından korumak ve savunmak için siperler kazıldığı bilinmektedir. Bunun bilinen en eski örneği; MS 530’da Dara Muharebesi’nde kazılan “siperlerdir” [29].
Birinci Dünya Savaşının bütün cephelerinde var olan siperler; zemin seviyesi altında korunaklı ve çoğu iki- üç adam yan yana durabilecek kadar genişliğe sahip, gözetleme dürbünü olan, düşman siperleri ile arasında dikenli teller bulunan ve bir süre sonrası siperin ortasında yağmur suyu, çamur, idrar, dışkı vb. birikebildiği yapılardır. Siperler genel olarak zikzaklar halinde kazılmışlardır [30–32].
Resim 5: Her İki Tarafın Karşılıklı siper hatları [33.]
Birinci Dünya Savaşı’ndaki siper savaşı, esas olarak, Alman birlikleri ile Fransa, Büyük Britanya ve daha sonra Amerika Birleşik Devletleri’nden gelen Müttefik Kuvvetleri arasındaki çatışmanın yaşandığı kuzey Fransa ve Belçika’nın bir bölgesini içine alan Batı Cephesi’nde yaşandı. Eylül 1914’teki Marne Muharebesi’nden sonra (savaşın başlamasından bir ay sonra) Almanlar Aisne Nehri’ne geri püskürtüldü. Alman komutan General Erich von Falkenhayn Fransa ve Belçika’da kazandığı toprakları kaybetmemek için siper kazılmasını emretti. Ardından Aisne’yi ele geçirmek için şehrin kuzey kıyısına varan İngilizler, ağır toplarla, makineli tüfeklerle silahlanmış, yüksek yerlerdeki siperlere yerleşmiş Almanlar tarafından durdurulacaktı. Müttefik komutanlar, sırtlarda siperler kazmış ve ormanlık alanla gizlenmiş Alman hatlarına saldırmak için siperden yoksun olarak birliklerini açıktaki yamaçlara saldırtarak yaptıkları her saldırı başarısız olacak ve bu saldırılarda 12.000 kayıp vereceklerdi. Dönemine göre modern bir savaşta savaşmak üzere eğitilmemiş olan komutanları, bir çözüm ve hatta bir strateji arayışındaydılar. Bu amaçla Almanlar gibi siperler kazmayı çare olarak gördüler. Bu nedenle Batı Cephesi’nin ilk siperleri Aisne’de kazılmıştı sonraki birkaç ay boyunca eşit durumda olan ordular, sürekli olarak siperlerini genişleterek birbirlerinin kanatlarından geçmeye çalıştı. Bu “denize doğru yarış”, Kuzey Denizi’nden İsviçre sınırına kadar uzanan iki paralel siper hattıyla sona erdi (Resim 5,6) [34–36].
Resim 6: Siper hatlarının Almanlar tarafından havadan çekilmiş fotoğrafı. (Fey-en-Haye, Fransa, Tarih;?, (Resim, National WWI Museum and Memorial’ın© özel izniyle kullanılmaktadır.) [37].
Bu siperler Belçika’nın Kuzey Denizi kıyısından başlayarak İsviçre’ye kadar boydan boya ulaşıyordu (Resim 5). İtilaf Devletleri ve Alman birlikleri siper hatlarını geçmek için binlerce girişimde bulunmalarına rağmen her yönde 8 km’den fazla ilerleyememişlerdir. Bu siperler 2-3 ila 8 m derinliğindeydi ve 45-60 m aralıklı üç hattan oluşuyordu. İlk hat nöbetçi grubu için, sonraki ana garnizon için ve üçüncüsü de destek birlikleri içindi. Düşmanlar arasındaki “insansız bölge” 9 -10 m kadar dar olmakla birlikte ortalama 90-365 m kadardı. Askerler için rutin siper döngüsü 70 gün ön cephede, 30 gün yakındaki destek siperlerinde ve 70 ila 120 gün yedekte kalmayı içeriyordu (Resim 7,8) [16,35,38,39]
Resim 7: Siperlerin genel görünümü (Resim: TÜBİTAK Bilim Teknik Dergisi©) [40]
Resim 8: Ön cephedeki siperin bir kesiti [41]
Piyade askerleri tarafından barınmak için cephede kazılan uzun, dar siperler (Resim 9), Birinci Dünya Savaşı birliklerini makineli tüfek ateşinden ve topçu saldırılarından, korumak için tasarlanmıştı. Tasarlanan bu siperler düz bir hat şeklinde değill, zikzak çizecek şeklilde inşa edilmişti ve konumlarının türü ve niteliği, yerel koşullara bağlı olarak büyük farklılıklar gösteriyordu. Siper duvarlarında yağmurdan sonra çökme olabileceğinden ahşap, kum torbaları veya hasır gibi malzemelerden örülerek yapılmaktaydı (Resim 10-12). Örneğin zemin suyunun yüksek olduğu Belçika’da siper kazılmadan kum torbalar ve tahta kullanılarak inşa edilmişti. İtalya’nın bazı bölgelerinde kayalarda, Filistin’de çölde kazılmıştı. Fransa’da siperler kasaba ve köylerden, geçiyordu. Siperlerin her özelliği, kazan ve savunanlar için zorluklar barındırıyordu [16,35,38,39].
Resim 9: I. Dünya savaşında siperde çalışan Alman askerleri (Yer:?,Tarih:?).[37]
Ön cephedeki siperler savunmanın ilk hattıydı (Resim 7,8). Siperlerin girişlerine yerleştirilen kum torbaları, askerlere isabet edebilecek mermileri durdurduğu için bu konuya özel önem veriliyordu. Siperlerin iç kısımlarına askerlerin çıkıp ateş edebildiği bir sekme inşa edilmekteydi. Aynı zamanda bu tümsekler askerlerin, nöbet görevindeyken veya bir düşman saldırısı beklendiğinde hazır tüfekleriyle etrafı görmelerini sağlamaktaydı (Resim 8) [16,35,38,39].
Her iki tarafın siperleri arasında bulunan sahipsiz alan (No Man’s Land’e), kazılan ve düşman hakkında bilgi edinmek için dinleme noktası olarak kullanılan “saps” adı verilen uzantılar da vardı. Ön cephedeki siperin arkasında destek siperleri vardı (Resim 7,8). Bu siperlerdeki askerler, gerektiğinde ön saflardaki askerlere yardım etmek için destek birlikleri ve gerekli malzemeleri tedarik etmekle görevliydi. Bunun yanında bu bölgeler düşmanın ön cephedeki siperleri işgal etmesi halinde geri çekilme noktası olarak da kullanılıyordu. Sığınaklar tipik olarak destek siperlerinin arkasında inşa ediliyor ve boyutları 2.5 ila 5 m arasında değişiyordu (İngiliz siperleri) [16,35,38,39].
Destek siperinin arkasında, önceki iki siperin başarısız olması durumunda acil durum malzemelerini ve birlikleri barındıran yedek siperler vardı. Bu siperlerin üçü de, insanların ve malzemelerin güvenli bir şekilde ileri geri seyahat etmesine olanak tanıyan iletişim siperleriyle birbirine bağlanmıştı. Burası aynı zamanda telefon hatlarının da çalıştırılabileceği yerdi[16,35,38,39].
Bir askerin siperlerde geçirdiği zamanın çoğu, çeşitli siper hatları arasında planlı rotasyonlar yapıyorlardı. Bu rotasyonda bireyler ayda birkaç gününü ön cephedeki bir sipere geçiriyordu. Buradaki günlük rutin yaşam ve savaş ortamının bir karışımıydı. Bunların yanında askerlerin nöbet, teçhizat ve tüfek bakımı, kum torbalarını doldurmak, siperleri onarmak, su basmış bölümleri boşaltmak ve tuvalet kazmak gibi görevleri ’de vardı. (Tipik bir İngiliz askeri, yılının %15’ini ön cephede, %10’unu destek hattında, %30’unu yedek hattında ve geri kalan zamanını ya dinlenerek, izinde, hastanede vs. geçirirdi.) [16,35,38,39].
Destek siperinin ötesinde, ilk ikisinin başarısız olması durumunda acil durum malzemelerini ve birlikleri barındıran yedek siperler vardı. Bu siperlerin üçü de, insanların ve malzemelerin güvenli bir şekilde ileri geri seyahat etmesine olanak tanıyan iletişim siperleriyle birbirine bağlanmıştı. Burası aynı zamanda telefon hatlarının da çalıştırılabileceği yerdir [16,35,38,39].
İngiliz ve Fransız siperlerinin aksine, Alman siperlerinin inşaatı çok daha ayrıntılıydı. Bunun nedeni ordunun savunma stratejisiydi. İngilizlerin sığınaklarının aksine, Alman sığınaklarının derinliği tipik olarak 5 m veya daha fazlaydı ve bazen aşağıya doğru üç kat inebilen beton merdivenlerle inşa ediliyordu. Alman sığınaklarında tipik olarak elektriğin yanı sıra tuvaletler de vardı [16,35,38,39].
Siperler her ne kadar korunaklı olsa da ölüm tehlikesini her zaman barındırmaktaydı özellikle ön saflarda ki görevlerde her an ölüm tehlikesi vardı. Keskin nişancıların mermileri ve başıboş mermi patlamaları sürekli tehlike oluşturuyordu. Bunun yanında siperler, sürekli baskınlara ve ağır topçu bombardımanına maruz kalıyordu[16,35,38,39].
Batı Cephesindeki siperlerin en büyük düşmanı çamurdu. Zaman zaman siperlerin drenajı bozan bombardımanlar nedeniyle koşullar çok daha kötüleşmekteydi. Siperlerin ve sığınaklardan suyu uzaklaştırmak için pompalar kullanılmasına rağmen dinlenmek veya uyumak için kuru bir yer bulmak genellikle zordu. Biriken bu sulara cephedeki tuvalet atıklarının karışması ciddi sağlık riskleri oluşturuyordu (Resim 12). Sıçanlar ve bitler askerlerin daimi yoldaşlarıydı. Cesetlerle beslenen farelerin ‘kedi kadar büyüdüğü’ anlatılmaktaydı (Resim 13). Askerlerdeki yaygın bit enfeksiyonları, siper humması hastalığının ) (o zamanlar bilinmeyen) yayılmasına vektör lük (aracılık) etmekteydi. Tuvaletler hatların arkasında bulunuyordu, ancak ön saflardaki askerler kendi siperlerinde küçük tuvalet çukurları kazmak zorundaydı. Kazılan bu siperlerde yapılan savaşları bir yıpratma savaşına dönüştürmüştü. Bu durum savaşın sonuca ulaşması için yeni taktiklerin ve teknolojilerin gelişmesi sonucunu doğurmaktaydı[16,35,38,39].
Geceleri siperler çoğu zaman faaliyet kovanlarına dönüşüyordu. Devam eden gece bombardımanı veya siper baskınları riskine rağmen, karanlığın örtüsü, birliklerin hayati önem taşıyan ikmal ve bakım görevlerine yapması için kullanılıyordu. Ön cephelerin erzak su tedariki, personel değişiklikleri yapılmaktaydı. İnşaat ekipleri, siperleri ve tahkimatları onarmak, tel örgüler onarmak ve yeni tel döşemek ve topçu mevzilerini hazırlamakla meşgul oluyordu[16,35,38,39].
Büyük bir savaşın dışında düşmanla yüz yüze savaşmanın tek yolu siper baskınlarıydı. Esirler, ele geçirilen belgeler ve diğer materyaller değerli istihbarat sağlarken, bu baskınların asıl amacı saldırganlığı sürdürmek ve karşı siperlerdeki düşmanı korkutup tedirgin etmekti. Geceleri 50-200 kişilik gruplar tarafından gerçekleştirilen bu operasyonlar dikkatli bir planlama ve uygulama gerektiriyordu. İzciler baskın ekiplerini boşluklardan geçirmeden önce, hedefli topçu bombardımanları veya tel kesme ekipleri tarafından tellerde delikler açılmaktaydı. Düşmana yeterince yaklaşınca, saldırı ekibi karşı tarafı imha etmek için karşı sipere koşuyordu. Baskınların çoğu, bir karşı saldırı tarafından tuzağa düşürülmekten kaçınmak için düşman siperlerinde 15 dakikadan fazla zaman harcanmaktaydı. Baskın iyi giderse saldırganlar birkaç mahkum ve bir yığın ganimetle geri dönüyordu. Akıncılar, bir veya iki gün içinde karşılık olarak şiddetli bir düşman bombardımanı ve karşı bir saldırıya maruz kalabiliyorlardı [30,32]. Siper savaşının vahşeti belki de en iyi şekilde 1916’da Fransa’daki Somme Muharebesi’nde örneklenebilir. Bu muharebede İngiliz birlikleri savaşın ilk gününde 60.000 kayıp vermişti [16,35,38,39].
Resim 10: I: Dünya Savaşında engelleri ve bariyerleri olan bir siper (Yer:?,Tarih:?, (Resim, National WWI Museum and Memorial’ın© özel izniyle kullanılmaktadır.) [37].
Resim 11: I. Dünya Savaşında siperde Amerikan askerleri (Fort Douaumont, Fransa, 3 Kasım 1918, (Resim, National WWI Museum and Memorial’ın© özel izniyle kullanılmaktadır.) [37].
Resim 12: I. Dünya Savaşında siperde diz boyu suda duran iki İngiliz askerinin fotoğrafı (Yer;?, Tarih;?, (Resim, National WWI Museum and Memorial’ın© özel izniyle kullanılmaktadır.) [37].
I: Dünya Savaşının uzaması, yıkıcı etkilerini beraberinde getirirken, siperlerinde yaygınlaşmasına neden olmuştur. Bununla birlikte daha önceki savaşlarda tecrübe edilmemiş olan siper yaşamının getirdiği olumsuzluklarla birlikte savaşın doğasından kaynaklanan ölümlerin ve yaralanmaların çokluğu sağlık alanında pek çok gelişmenin ortaya çıkmasına neden olmuştur [42–58]. Siperlerdeki yaşamın ve savaş şartlarının neden olduğu önemli sağlık sorunlarından hazırlamayı düşündüğümüz ve bu yazının devamı olacak başka bir sonraki makalemizde anlatmaya çalışacağız.
Resim 13: Fransız siperinde 15 dakikalık fare avının sonucu. (Soldaki askerin kollarında Jack Russell Terrier.)[59]
Not: Makaledeki resimler ilgili kurumların özel izniyle kullanılmıştır. Bu nedenle makaledeki resimlerin kullanımı ilgili kurumların iznine tabidir.
Referanslar;
[1] Strachan H. The First World War as a global war. First World War Stud 2010; doi:10.1080/19475021003621036
[2] Selçuk M. Harb-i Umumi, Eğitim ve Toplum: Bir Neslin Yok Oluşu. Çanakkale Araştırmaları Türk Illığı 2015; 13. doi:10.17518/caty.65684
[3] Clark C. The Sleepwalkers: How Europe Went to War in 1914. Penguin UK; 2012
[4] Mombauer A. The Origins of the First World War: diplomatic and military documents. Manchester: Manchester University Press; 2013
[5] McMeekin S. The Russian Origins of the First World War. In: The Russian Origins of the First World War. Harvard University Press; 2011
[6] MG 08. Vikipedi 2023;
[7] Wilson N, Clement C, Summers JA, et al. Mortality of first world war military personnel: comparison of two military cohorts. BMJ 2014; 349: g7168. doi:10.1136/bmj.g7168
[8] Birinci Dünya Savaşı | Tarih, Özet, Nedenler, Savaşçılar, Kayıplar, Harita ve Gerçekler | Britannica. 2024; İm Internet: https://www.britannica.com/event/World-War-I; Stand: 28.02.2024
[9] Dosya:Map 1914 WWI Alliances.jpg – Vikipedi. . İm Internet: https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Map_1914_WWI_Alliances.jpg; Stand: 16.10.2024
[10] Military Technology in World War I | Articles & Essays | Newspaper Pictorials: World War I Rotogravures, 1914-1919 | Digital Collections | Library of Congress. Libr Congr Wash DC 20540 USA. Im Internet: https://www.loc.gov/collections/world-war-i-rotogravures/articles-and-essays/military-technology-in-world-war-i/; Stand: 28.02.2024
[11] How The Machine Gun Changed Combat During World War I | Norwich University – Online. . İm Internet: https://online.norwich.edu/how-machine-gun-changed-combat-during-world-war-i; Stand: 28.02.2024
[12] Cornish P. Machine-Guns and the Great War. Casemate Publishers; 2009
[13] Oachs ER. World War I Weapons. ABDO; 2015
[14] The Naval Race Between Britain And Germany Before The First World War. Imp War Mus. İm Internet: https://www.iwm.org.uk/history/the-naval-race-between-britain-and-germany-before-the-first-world-war; Stand: 28.02.2024
[15] River C, Editors CR. The Tanks of World War I: The History and Legacy of Tank Warfare During the Great War. CreateSpace Independent Publishing Platform; 2017
[16] Fuller JFC. Tanks in the Great War, 1914-1918. Good Press; 2023
[17] World War I: an air war of consequence. Endeavour 2014; 38: 77–90. doi:10.1016/j.endeavour.2014.05.003
[18] Wilkins MC. French Fighter Aircraft in World War I: Design, Construction & Innovation. Casemate Publishers & Book Distributors, LLC; 2025
[19] Wilkins MC. British Fighter Aircraft in World War I: Design, Construction, and Innovation. Casemate; 2021
[20] Wilkins MC. German Fighter Aircraft in World War I: Design, Construction and Innovation. Casemate; 2019
[21] Renouvın P. 1.Dünya Savaşı ve Türkiye 1914-1918. Örgün Yayınevi; 2004
[22] Arıkan R. I. Dünya Savaşı’nda Marne Cephesi ve Osmanlı Devleti’nin Savaşa Girişi. Vakanüvis – Uluslar Tar Araştırmaları Derg 2016; 1: 1–1. doi:10.24186/vakanuvis.233676
[23] Shaw SJ. Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı İmparatorluğu Savaşa Giriş. Türk Tarih Kurumu; 2013
[24] O’Neil WD. The Plan That Broke the World: The „Schlieffen Plan“ and World War I (What Were They Thinking?): Volume 2. 2014
[25] Schlieffen Plan | German WWI Strategy & Impact | Britannica. . Im Internet: https://www.britannica.com/event/Schlieffen-Plan; Stand: 27.02.2024
[26] Murray N. The Rocky Road to the Great War: The Evolution of Trench Warfare to 1914. Potomac Books, Inc.; 2013
[27] Ellis J. Eye Deep in Hell. First Edition. Fontana/Collins, 1977; 1977
[28] Ülkü O. Osmanlı İmparatorluğu’nda Savunma Sistemi Olarak Tabya Mimarisi. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Derg 2007; 245–270
[29] BELISARIUS AT DARAS, 530 AD: A STUDY IN THE USE OF INTERIOR LINES. Deadliest Blogger Mil Hist Page 2017; İm Internet: https://deadliestblogpage.wordpress.com/2017/04/15/belisarius-at-daras-530-ad-a-study-in-the-use-of-interior-lines/; Stand: 21.02.2024
[30] Life in the Trenches of World War I. HISTORY 2021; İm Internet: https://www.history.com/news/life-in-the-trenches-of-world-war-i; Stand: 20.02.2024
[31] Life in the trenches of the First World War. Long Long Trail. Im Internet: https://www.longlongtrail.co.uk/soldiers/a-soldiers-life-1914-1918/life-in-the-trenches-of-the-first-world-war/; Stand: 23.02.2024
[32] Life in the trenches. . Im Internet: https://nzhistory.govt.nz/war/new-zealanders-in-belgium/a-soldiers-lot; Stand: 23.02.2024
[33] trench construction. Diana Overbey. Im Internet: https://dianaoverbey.wordpress.com/tag/trench-construction/; Stand: 16.10.2024
[34] The History Press | The first trenches of the First World War. . Im Internet: https://www.thehistorypress.co.uk/articles/the-first-trenches-of-the-first-world-war/; Stand: 23.02.2024
[35] Kendall P. Aisne 1914: The Dawn of Trench Warfare. Stroud: The History Press; 2012
[36] editor MHE at GTMH has been the, newspaper publisher of GT in SDM since 2002 H worked for the PPH, Advocate TV, et al. Aisne, France: The Home Of World War I. 2019; Im Internet: https://www.gonomad.com/138558-aisne-france-the-home-of-world-war-i; Stand: 23.02.2024
[37] Trench Warfare. Natl WWI Mus Meml. Im Internet: https://www.theworldwar.org/learn/about-wwi/trench-warfare; Stand: 21.02.2024
[38] Strachan H. The First World War: Volume I: To Arms. OUP Oxford; 2003
[39] First World War: What Was Trench Warfare? – Twinkl Homework Help. Twinkl. Im Internet: https://www.twinkl.com.tr/homework-help/history-homework-help/first-world-war-facts-for-kids/what-was-trench-warfare; Stand: 02.03.2024
[40] Balıkçı E. Batı Cephesinde Siper Savaşları. Tubitak Bilim Tek 2014;
[41] The Thiepval Memorial, la Somme, France. Thiepval Meml Somme Fr. Im Internet: https://www.internationalschoolhistory.com/lesson-5—reality.html; Stand: 02.03.2024
[42] Atenstaedt RL. The medical response to trench nephritis in World War One. Kidney Int 2006; 70: 635–640. doi:10.1038/sj.ki.5001618
[43] Hwang K. Trauma Surgery and War: A Historical Perspective. J Trauma Inj 2021; 34: 219–224. doi:10.20408/jti.2021.0029
[44] Chorba T. Trench Conflict with Combatants and Infectious Disease. Emerg Infect Dis 2018; 24: 2136–2137. doi:10.3201/eid2411.AC2411
[45] Linden SC, Hess V, Jones E. The neurological manifestations of trauma: lessons from World War I. Eur Arch Psychiatry Clin Neurosci 2012; 262: 253–264. doi:10.1007/s00406-011-0272-9
[46] Bryder L, Winter JM. The first world war: healthy or hungry? Hist Workshop 1987; 141–157. doi:10.1093/hwj/24.1.141
[47] Gray FSS. The first dentists sent to the Western Front during the First World War. Br Dent J 2017; 222: 893–897. doi:10.1038/sj.bdj.2017.503
[48] Anstead GM. The centenary of the discovery of trench fever, an emerging infectious disease of World War 1. Lancet Infect Dis 2016; 16: e164-172. doi:10.1016/S1473-3099(16)30003-2
[49] Wever PC, van Bergen L. Prevention of tetanus during the First World War. Med Humanit 2012; 38: 78–82. doi:10.1136/medhum-2011-010157
[50] Gardner-Thorpe C. Neurology, poetry and the first world war of 1914-1918. Prog Brain Res 2013; 205: 259–275. doi:10.1016/B978-0-444-63273-9.00013-7
[51] Holden LG, Nicholson G. Trench feet. J R Army Med Corps 2014; 160 Suppl 1: i36-37. doi:10.1136/jramc-2014-000310
[52] Okorji O, Olarewaju O, Smith T, et al. Trench Fever. In: StatPearls. Treasure Island (FL): StatPearls Publishing; 2024
[53] Atenstaedt RL. Trench foot: the medical response in the first World War 1914-18. Wilderness Environ Med 2006; 17: 282–289. doi:10.1580/06-weme-lh-027r.1
[54] Maher JF. Trench nephritis: a retrospective perception. Am J Kidney Dis Off J Natl Kidney Found 1986; 7: 355–362. doi:10.1016/s0272-6386(86)80082-8
[55] Burgdorf WHC, Hoenig LJ. Medical problems in the trenches. JAMA Dermatol 2015; 151: 81. doi:10.1001/jamadermatol.2014.1267
[56] Stathopoulos P. Maxillofacial surgery: the impact of the Great War on both sides of the trenches. Oral Maxillofac Surg 2018; 22: 21–24. doi:10.1007/s10006-017-0659-5
[57] Brabin BJ. Malaria’s contribution to World War One – the unexpected adversary. Malar J 2014; 13: 497. doi:10.1186/1475-2875-13-497
[58] Morales J. Impact of the Great War on the medical community. N Y State J Med 1991; 91: 272–273
[59] Siperlerdeki Fare Avcısı: Teriyer – World War Türkiye. . İm Internet: https://wwturkiye.org/siperlerin-fare-avcisi-teriyer-1916/; Stand: 13.10.2024