GELİBOLU’YU ANLAMAK

Diplomasi ve Sınır – Enis Şahin ( Tuncay Yılmazer )

Rusya’daki 1917 devrimi Birinci Dünya Savaşı’nın en önemli olaylarından biridir. Çarlığın devrilmesi ve orduların dağılma sürecine girmesiyle Lenin yönetimindeki Rusya, İttifak devletleriyle Brest-Litovsk’da masaya oturmuş, Osmanlı için üst üste yenilgiler aldığı Kafkas Cephesi’nin önü açılmıştı. Fırsatı çok iyi değerlendiren Türk kuvvetleri Erzurum, Kars başta olmak üzere birbiri ardına kaybettikleri şehirleri  neredeyse iki ay içerisinde yeniden aldılar. Üstelik de Osmanlı Devleti bölgeyi yeniden şekillendiren diplomatik görüşmelerde  en aktif devlet haline geldi. Enis Şahin’in “Diplomasi ve Sınır” adlı çalışması, bizlere ardı ardına yenilgi haberlerinin geldiği 1918 yılının tek umut veren cephesi olan Kafkas cephesini, Rus ordularının dağılması sonrasında Osmanlı Devleti’nin özellikle yeni kurulan Ermenistan Cumhuriyeti ile olan ilişkilerini anlatıyor.


 


Devrimden sonra Gürcü, Ermeni ve Azeriler Güney Kafkasya’da Maverây-ı Kafkasya Cumhuriyeti adını alan federatif bir yapı oluşturdular. Ancak özellikle federasyonu oluşturan Ermeni tarafının, Batı Ermenistan olarak adlandırılan şimdiki Doğu Anadolu bölgesine yönelik istekleri , Rusların geri çekilirken bölgeyi Ermeni çetelere bırakmaları sonrasında çıkan Müslüman halka yönelik katliamlar Türk birliklerinin harekete geçmesine yol açtı. Maverây-ı Kafkasya Hükümetiyle ilk kez Trabzon’da masaya oturan Osmanlı Devleti’nin başlıca amacı Kafkasya’da tampon bir devlet oluşturmak, Rusya’yı bölgeden uzak tutmaktı. Şahin , mevcut hükümet içerisindeki Ermeni tarafının isteklerinin bunu engellediğini belirtiyor.


 


Türk birliklerinin ilerlemesi, hatta Batum’u alması  zaten zayıf bir federatif yapı olan Maverây-i Kafkas Cumhuriyeti’nin dağılmasına yol açmıştı. ( Bu devletin sadece 35 gün yaşadığını belirtelim.)


Enis Şahin’in “Diplomasi ve Sınır” adlı çalışması az bilinen ve unutulan bir çok noktayı gün ışığına çıkarıyor. 30 Mayıs 1918’de kurulan Ermenistan devletini ilk tanıyan devletin Osmanlı Devleti olması gibi. 17 Haziran- 13 Temmuz 1918’de o dönemde Osmanlı Kuvvetlerinin elinde olan Gümrü şehrindeki müzakerelere Türk tarafına 1. Kafkas Kolordusu Komutanı Miralay Kazım Karabekir , Ermenistan heyetine de General Ter-Akopof başkanlık etmişti. Başlıca görüşme konuları  Karakilise yolu üzerinden Türk ordusunun Bakü’ye gidişinin sağlanması, Ermeni Ordusunun sadece bir kolordu kalacak şekilde terhisi, Müslüman halka yönelik yapılan katliamlar vs. Kazım Karabekir Paşa’nın  çok iyi bir asker olmasının yanında çok iyi bir diplomat olduğunu da anlıyoruz.


 


Şahin Gümrü görüşmelerinin Ermenilerin bağımsız olduktan sonra uluslararası arenada giriştikleri ilk diplomatik faaliyet olduğunu belirtiyor. Şahin’e göre “Burada başlayan iyi diyalog , tarafların başlangıçta iyi sayılabilecek ilişkiler kurmalarına da zemin hazırlamıştır.”   Öyle ki Osmanlı Devleti   , zor durumda bulunan Ermenistan Cumhuriyeti’ne  hububat yardımında bile bulunacaktır. ( Bunu söylerken 1918 şartlarını da göz önüne getirmemiz gerekli.)


 


Ancak mütarekeden sonra taraflar arasında normal ilişki asla kurulmadı. Yeni kurulan Büyük Millet Meclisi hükümetinin ilk askeri harekatı Ermeniler üzerine yapması gerekti. İlginçtir; Ermeni kuvvetlerini yine bozguna uğratan, sonunda  onlarla yine 1920’de Gümrü’de masaya oturan Kazım Karabekir Paşa olacaktır.


 


Ermeni Sorunu , ( soykırım iddiasında bulunan tarihçilerin aksine ) sadece 1915 yılında gerçekleşen tehciri içermiyor kuşkusuz. Kitabın en önemli bölümlerinden biri de  Antranik Paşa komutasındaki Ermeni çetecilerin yaptığı katliamlarla ilgili. Şahin’e göre , Şebinkarahisar doğumlu bir Osmanlı Ermenisi olan Antranik Ozanyan’a bugünkü Ermeni devletinin bile sahip çıkması, Ermenilerin milli kahramanlarının en önde gelenlerinden birisi olarak kabul görmesi devlet terörüyle de yakından igisi olduğu şeklinde değerlendirilmeli.  1918’de General Nazarbekof komutasında kurulan Ermeni kolordusunun tümenlerinden birine de Antranik Ozanyan bulunmaktaydı. Onun fırkası özellikle Erzincan, Hınıs, Van ve Karakilise bölgelerindeki Müslüman nüfusa yapılan kıyımdan sorumluydu. (s.256)


 


Kitap ayrıntılı harita ve fotoğraflarla desteklenmiş. Hazırlanırken Hovannisiyan, Pastermadjian gibi Ermeni  araştırmacılarınki  başta olmak üzere çok sayıda yabancı kaynaktan da yararlanılması çalışmanın kalitesini yükseltiyor.  “Diplomasi ve Sınır”  Ermeni sorunu ile ilgili bilgilerimize çok şeyler katacak özenli bir çalışma.


 


Diplomasi ve Sınır


(Gümrü Görüşmeleri ve Protokolleri-1918)


Enis Şahin


Yeditepe Yayınevi- 2005

9.639 okunma

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir