GELİBOLU’YU ANLAMAK

1915 – Osmanlı Ermenilerine Ne Oldu? Çarpıtılan-Değiştirilen Tarih – Guenter Lewy

Guenter Lewy 1923 yılında Almanya’da doğdu. Nazilerin ülkeyi hakimiyetleri altına aldığı yıllarda yaşı çok küçüktü. 1939 yılında, baskılara dayanamayan ailesi ile birlikte, o zamanlar İngiltere kontrolünde olan Filistin’e göç etti. Daha sonra da ABD’ye yerleşti. İkinci Dünya Savaşı’nın en acı sonuçlarından biri olan Yahudi Soykırımı’nda akrabalarını, en yakını olarak amcalarını kaybetmişti.


Columbia Üniversitesi, Smith Koleji ve Massachusetts Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yaptı. Akademik hayata adımını atarken, kendi tabiriyle ‘arkasında bıraktığı acı anılar onu tarihin, tarihçiliğin kucağına itti.’1 Almanya ve İspanya’da o dönemde yaşananlarla ilgili kitaplara, onlarca bilimsel araştırma ve makaleye imza attı. Vietnam Savaşı, Amerika Birleşik Devletleri Tarihinde Komünizm ve Nazi Almanyası gibi birçok değişik konuda kitaplar yazdı. Tarih alanında ABD’nin önde gelen, değer verilen akademisyenlerinden biriydi.


2005 yılına kadar…


Prof. Dr. Guenter Lewy üzerinde yıllardır tartışılan, birçok ülkede siyasi malzeme haline gelen 1915 Olayları’nı arşivlerde çalışmaya başladı. İddiaların temelini oluşturan dokümanları arşivlerdeki belgelerle karşılaştırarak sonuca gitmek istiyordu. İngiliz, Alman ve Amerikan arşivlerinde yaptığı araştırmalar2 sonucunda elde ettiği verileri ilk olarak ABD’de yayımlanan Middle East Quarterly dergisinin Sonbahar 2005 sayısında yer alan “Revisiting the Armenian Genocide/Ermeni Soykırımı’nın Yeniden İncelenmesi” başlıklı makalesinde ele aldı.3


Özetle soykırım iddialarına temel oluşturan üç olgunun, İstanbul’da 1919-1920 yıllarında askerî mahkemelerde yapılan yargılamalar, “Teşkilat-ı Mahsusa” kuruluşuna ilişkin araştırmalar ve Aram Andonyan tarafından 1920’de yayımlanan “Ermeni Katliamına İlişkin Resmî Türk Belgeleri” başlıklı kitapta yer alan Talat Paşa’ya atfedilen şifre-telgraflar olduğunu belirten Prof. Dr. Lewy, makalesinde “Birinci Dünya Savaşı sırasındaki ölümleri soykırım olarak nitelendiren Ermeni iddialarına temel oluşturan bu üç dayanak da Jön Türk rejiminin ölümleri kasten planladığı yönündeki suçlamaları kanıtlamakta başarısız kalıyor. Önceden planlı bir yok etme politikasına işaret eden diğer dayanaklar da daha ileri gidemiyor” dedi.


Aynı yıl içinde makalelerinde özünü verdiği bilgi ve belgeleri daha detaylı bir şekilde elinizdeki kitapta kaleme alan (The University of Utah Press, Editor: M. Hakan Yavuz, 2005) Lewy, kısa zaman içerisinde ABD’de birtakım hakaretlere maruz kaldı.


Southern Poverty Law Center (SPLC) adlı medeni haklar savunucusu kuruluş, resmî yayın organı Intelligence Report dergisinde, görüşlerinden dolayı Lewy’i “Türk ajanı”, “soykırım inkarcısı” olmakla suçlamakla kalmadı, Türkiye Hükümeti’nden para alarak Ermeni meselesi üzerine kafa karıştırıcı bilgiler sunduğuna dair iddialar da ortaya attı.4


Hakkında söylenen hakaretamiz ifadelere önceden “çok aldırış etmemesine” rağmen, SPLC’nin “Türk ajanı” suçlaması üzerine “artık çizginin aşıldığını” hissederek tazminat davası açan Lewy, “hukukun üstünlüğü ve hoşgörüsüzlükle mücadele gibi konulardaki katkılarından dolayı SPLC’yi dava etmekten mutlu olmadığını, ancak itibarını korumak için başka çaresinin kalmadığını” medyaya açıkladı. Bu tür suçlamaların, 1915 Olayları konusunda ABD ve diğer bazı ülkelerdeki “gözdağı ikliminin” parçası olduğunu ve konuyu en ufak şekilde sorgulayanların bile “soykırım inkarcısı” gibi suçlamalara maruz kaldığını anlatan Lewy, “Yabancı bir ülkenin ajanı olduğu suçlamasıyla karşılaşmadan, belli sağduyu içinde fikirleri ifade edebilmek mümkün olmalı” diyerek meselenin ehemmiyetine vurgu yaptı.


Ve 2010’un Ekim ayında SPLC geri adım atarak Guenter Lewy’den özür diledi. Sitesinde yayınladığı özür açıklamasında, “Profesör Lewy’nin ilmini yanlış anladığını, onun Türk Devleti tarafından finanse edilen bir ağın parçası olduğu iddiasında ve 1915 Olayları’yla ilgili Ermeni iddialarına karşı çıkan tüm akademisyenlerin Türk hükümetinden maddi yardım aldığını düşünmekte hatalı olduğunu” kabul etti.5


Yayınevi olarak Türkçeye kazandırdığımız bu kitabın maceralı hikayesi bu şekilde…


Guenter Lewy’nin bu kapsamlı çalışmasının, Türk-Ermeni ilişkilerinin tarihini veya bu ilişkilere damgasını vuran güncel sorunların kökenini öğrenmek isteyen kişiler ve özellikle öğrenci ve araştırmacılar için mühim bir referans kitabı olabileceğini söylemek herhalde abartılı bir ifade değildir. 1915-1916 Olayları hakkında hiçbir fikri olmayan bir kişi, bu kitabı okuduğunda, hem konuya dair temel bilgiler alarak açlığını doyurabilecek, hem de araştırmaya nasıl ve hangi kaynaklar ile devam edebileceğine dair bir yol çizebilecektir.


Bu kitap, neredeyse bir asır evvel gerçekleşmiş trajik olaylar zincirinin ardından giderek derinleşmiş olan uçurumun her iki tarafındaki (Türk, Ermeni ve Batılı) yazar ve araştırmacıların şimdiye dek yayınladıkları eserlerden birçok açıdan farklı.


İlk olarak yazar, iki tarafı da tarafsız bir hakem gibi eleştirmekte, bunların ileri sürdükleri kaynakları bir dedektif titizliğiyle incelemekte ve bunu yaparken her iki tarafın da duygusal deneyimlerine saygıyla yaklaşmaktadır. Karşılıklı olarak çekilen acıları, yaşanmış travmaları ve duyulan korkuları, tarihsel olaylar üzerinde biçimlendirici etkileri olan olgular olarak ele almayı da ihmal etmemektedir.


O dönemde hâkim olan güvensizlik ortamını ele alırken, tarihsel olayların yaşandıkları dönem içerisinde ve o bağlamda ele alınıp okunmaları gerektiğini belirtmesi, Lewy’nin çalışmasının diğer bir özelliğini çok iyi yansıtmaktadır: Lewy; Almanya, Amerika ve İngiltere gibi devletlerin resmî arşivlerinde ve çeşitli yayınlar üzerinde yaptığı kapsamlı araştırmalardan elde ettiği bulguları bir araya getirerek 1915-1916 yıllarının Osmanlı Devleti’ni -dönemin uluslararası konjonktürü içindeki diğer aktörler ile kurduğu bağlara da değinerek- mümkün olduğunca yeniden inşa etmeyi denemektedir. Bunu yaparken kaynaklarını en şeffaf biçimde ortaya koymayı da ihmal etmemektedir.


Lewy, kitabında, 1915-1916 Olayları’na ilişkin tartışılan temel sorunlardan biri olan terminoloji meselesini, olayların nasıl adlandırılacağı konusunu saf dışı bırakmayı tercih etmiştir. Bunun nedeni ve önemi, kitabın geneline hâkim olan tarafsız tutumda gizlidir.


Tüm bu özellikleri, bu kitabın, bir akademik çalışmanın temel gereksinimlerine sahip olduğunu göstermektedir. Emeritus Profesör Guenter Lewy’nin olayları basit bir dille aktarma ve iki taraftan yükselen seslere de dengeli bir biçimde yer verme konusundaki başarısı ise, onu diğer birçok yazardan ayıran kişisel bir becerisidir. Diğer bir ayırıcı özelliği ise, yaşanan tüm acı olaylara ve derin düşmanlığa rağmen, bu çözümsüzlüğün ve ihtilafın bir gün iki tarafın da fedakârlıkları ve akademisyenlerin tarafsız araştırmaları ile çözülebileceğinden umutlu olmasıdır.


Bu çalışmasının asıl amacının, böyle bir uzlaşmaya katkıda bulunma isteği olduğunu anlamak için, kitabın geneline hâkim olan havayı bir kez solumak yeterlidir: sabit fikirlerden uzak duran, yeni fikir ve delilleri incelemek için daima heves duyan, titizlikle incelemekten, sorular sormaktan asla vazgeçmeyen ve bir yandan da kafa karışıklıklarını gidermeye son derece yardımcı olan bir üslubu vardır. Lewy’nin amacı gerçek olduğu iddiasıyla bir çıkarımını dikte etmek değil, tarihin dikte ettiği kesin gerçeklerin ne olduğunu ortaya çıkarmaktır.


Sonuç olarak yaklaşık bir yüzyıldır tartışılan “1915-16’da ne oldu?” sorusu üzerine konuşulacak çok şey olduğu açık. Umuyoruz ki bu kitap da Türkiye’de araştırmalara yeni bir pencere açacak, ortaya koyduğu bilgi ve belgelerle “tarihin” düzeltilmesine yardımcı olacaktır. Sözü Lewy’nin tarihçilere atıf yaptığı şu alıntıyla bitirelim:


Tarihi parlamentolar değil, tarihçiler yazacak.”


Southern Poverty Law Center’ın Guenter Lewy hakkında yaptığı özür açıklamasının tam metni









Tekzip ve Özür


Southern Poverty Law Center, Intelligence Report’un 2008 yazında yayınlanan sayısında, Massachusetts Üniversitesi’nde emeritus profesör olan Guenter Lewy’nin, I. Dünya Savaşı’nda yaşanan trajik olayların Ermeni soykırımı teşkil etmediğini savunmak üzere Türkiye Devleti tarafından finanse edilen bir ağın parçası olduğunu bildirmişti.


Şimdi Profesör Lewy’nin ilmini yanlış anladığımızı, onun Türkiye Devleti tarafından finanse edilen bir ağın parçası olduğunu ileri sürmekte ve Ermeni soykırımı söylemine karşı çıkan tüm akademisyenlerin Türkiye Devleti’nden maddi yardım aldığını addetmekte hatalı olduğumuzu kabul ediyoruz. Bu beyanda Profesör Lewy’nin Türkiye Devleti’nden maaş almış veya alıyor olduğu yönündeki iddiamızı geri çekiyoruz.


Elimizdeki bilgilere göre, Profesör Lewy hiçbir zaman Osmanlı Türkiyesi’ndeki Ermeni ölümlerini inkâr etmemiş veya küçümsememiştir; Osmanlı yönetiminin, tarafların her birinde sivillerin yaygın bir şekilde çektikleri acılar ile damgalanmış olan bir çatışmada yaşanan insanlık sefaletine karşı gösterdiği kayıtsızlığı veya savaş döneminde yaptığı, acı sonuçlar doğuran yanlış hesaplamaları da olduğundan küçük göstermeye çalışmamıştır.


Kitabında ve diğer çalışmalarında, elde bulunan tarihsel kayıtların Osmanlı yönetiminin, etnik kökeni, dini veya milleti nedeniyle Ermeni nüfusa karşı -siyasi ve askerî sebeplerle tehcir etmekten farklı olarak- yaptığı kasıtlı bir imha planını kanıtlamadığını savunmaktadır. Bu görüş, Princeton Üniversitesi’nden Profesör Bernard Lewis gibi önde gelen akademisyenler tarafından da benimsenmiştir. Profesör Lewy, yeni arşivsel bilgi hazineleri keşfedildikçe, bu tartışmalı meselenin daha iyi araştırılacağını savunmaktadır.


Yaptığımız hatalardan duyduğumuz derin üzüntüyü belirtir, Profesör Lewy’ye en içten özürlerimizi sunarız.


Southern Poverty Law Center




Ermeni meselesi konusunda şimdiye kadar yazılmış en tarafsız, gerçekleri olduğu gibi aksettiren önemli bir kitap ama Batı’da bu kitaptan kimse söz etmiyor, Türkiye’de de herkes bihaber.”
Kemal H. Karpat




Osmanlı Ermenilerine ne oldu? sorusu etrafındaki tartışmaların bundan böyle Lewy’nin kitabını dikkate almaksızın sürdürülebileceğini sanmıyorum. Umarım kitabı da en kısa zamanda Türkçeye çevrilir ve ilgilenen herkesin yararlanması mümkün olur.”
Şahin Alpay




“Çok mühim bir kitap, zira birçoklarının Ermeni tehcir ve taktili hakkında sahip oldukları tek taraflı görüşlerin düzeltilmesine büyük ihtiyaç duyulmaktadır. 1915’te Osmanlı Ermenilerine gerçekte ne olduğu meselesiyle ilgilenen herkesin bu kitabı okumasını şiddetle tavsiye ediyoruz.”
Middle East Journal




“Bu tarihî olayı titizlik ve nesnellikle yeniden ele alan bu çalışma, sevindirici bir katkıdır. Lewy’nin kitabının, Ortadoğu tarihi ve siyaseti konusunda çalışan öğrenciler için okunması zorunlu bir eser sayılmaya başlaması kuvvetle muhtemeldir.”
Insight Turkey




“Nihayet, 1915-1916’da Doğu Anadolu’daki Ermeni nüfusun tehcir edilmesi ile ilgili, her iki tarafın raporlarını inceleyen, dikkatli bir biçimde dengelenmiş, dürüst ve adil bir çalışma yapıldı.”


Middle East Policy




1Aksiyon, Röportaj: Fatih Uğur, 28 Kasım 2005.



2Alman Dışişleri Arşivi (Politisches Archiv des Auswärtigen Amts), İngiliz Devlet Arşivi (Public Record Office), Amerikan Devlet Arşivi (National Archives and Records Administration), Amerika Birleşik Devletleri Kongre Kütüphanesi Arşivi (Library of Congress).




4David Holthouse, Turkey Spends Millions to Cover Up Armenian Genocide, Intelligence Report, Sayı: 130, 2008.



5Retraction and Apology, http://www.splcenter.org/get-informed/intelligence-report/browse-all-issues/2008/summer/state-of-denial. Tam metni bir sonraki sayfada okuyabilirsiniz.

19.595 okunma

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir